Rusya önceki gün son yılların en kanlı terör saldırılarından birini yaşadı. Başkent Moskova'da bir AVM'nin içerisinde yer alan Crocus City Hall konser salonuna baskın düzenleyen silahlı kişiler sivillere ateş açtı. Saldırıda en az 143 kişi öldü, 150'den fazla kişi de yaralandı. Eylemi terör örgütü DEAŞ'ın Horasan grubu üstlenirken, Rusya Ukrayna'yı sorumlu tuttu. Saldırıya doğrudan karışan 4 terörist dahil 11 kişi de yakalandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, terör saldırısı nedeniyle bugün ulusal yas ilan edildiğini duyurdu. Putin, "Dikkatlice planlanmış bir terör saldırısının yanı sıra önceden hazırlanmış bir toplu insan katliamıyla karşılaştık. Rusya'ya, halkımıza yönelik bu saldırıyı hazırlayan, teröristlerin arkasında duran herkesi tespit edip cezalandıracağız. İlk bilgilere göre (teröristler için) Ukrayna tarafından devlet sınırını geçmeleri için bir pencere hazırlandı" ifadelerini kullandı. Putin, Rusya'nın daha önce de zor zamanlardan geçtiğini ve her seferinde güçlenerek yoluna devam ettiğini sözlerine ekledi.
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev de, "Bunların Kiev rejiminin teröristleri olduğu tespit edilirse onlara ve ideolojik ilham verenlere karşı başka türlü davranmak imkansızdır. Hepsi terörist olarak bulunup acımasızca yok edilmelidir. Böyle vahşeti gerçekleştiren devletin yetkilileri de dahil. Ölüme ölüm" dedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova ise, "Ukrayna, Batılı liberal rejimlerin eliyle 10 yıl boyunca Avrupa'da terörizmin yayılmasının merkezi haline geldi" dedi. Öte yandan Rusya Federal Güvenlik Servisi, teröristlerin saldırıdan sonra Rusya-Ukrayna sınırını geçmeyi planladığını ve Ukrayna tarafıyla temasları olduğunu açıkladı.
Rusya'nın açıklamasına Ukrayna'dan tepki geldi. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Danışmanı Mihail Podolyak, ülkelerinin, Rusya'nın başkenti Moskova'daki terör saldırısıyla "en ufak bir bağlantısı bulunmadığını" belirtti. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı ise "Rus yetkililerin saldırıda Ukrayna'nın parmağı olduğunu ileri sürerek yöneltmeye başladığı suçlamaları kesin bir dille reddediyor. Ukrayna'yı uluslararası toplumun gözünde itibarsızlaştırmak için Kremlin tarafından planlanmış bir provokasyon olduğunu düşünüyoruz" açıklamasında bulundu.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson ise, ABD'nin Moskova'daki terör saldırısıyla ilgili Mart başında aldığı istihbaratı, Rus yetkililerle paylaştığını ifade etti. Watson, "ABD hükümeti bu ayın başlarında Moskova'da konserler de dahil olmak üzere büyük etkinlikleri hedef alan planlı bir terör saldırısı hakkında bilgi sahibi oldu. Bu bilgiyi Rus yetkililerle paylaştı" ifadelerini kullandı.
Saldırıdan sağ kurtulanlar dehşet anlarını anlattı. İsminin Sofiko olduğunu belirten görgü tanığı "Silah seslerini başta havai fişek sandık, daha sonra herkes kaçmaya başladı" dedi. Güvenliğin açtığı acil durum çıkışlarından kaçmayı başardığını belirten Dave Privov ise "Otomatik ve hafif makinalı silahlarla ateş açtılar. İnsanlara doğru bir ateş hattı geliyordu, çizgi halinde yürüdüler" ifadelerini kullandı.
Rusya'daki terör eylemi başta Türkiye olmak üzere birçok ülke ve kurum tarafından kınandı. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Masum sivilleri hedef alan bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Rus halkına ve Rusya hükümetine en derin taziyelerimizi sunuyoruz" denildi. NATO, AB, BM'nin yanı sıra Çin, İngiltere, İran, Azerbaycan, Yunanistan, Almanya, Fransa, İtalya, Hindistan, Kanada olmak üzere birçok ülke saldırıyı kınayarak hayatını kaybedenler için Rusya'ya üzüntülerini iletti.
Dün Moskova'da ve Rusya'nın diğer şehirlerinde elektronik reklam panolarında, yanan tek bir mum ve 'Skorbim' (Yas tutu yoruz) yazıldı. Moskovalılar öldürülenleri anmak için olay yerine giderek çiçekler bıraktı. Ülkedeki bayraklar da yarıya indirildi.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, Moskova'daki saldırıyı şiddetle kınadıklarını kaydetti. Karadaği, "Bu terör operasyonunun İslam'la alakası yoktur. İslam'ı temsil ettiklerini iddia etseler bile İslam'dan ziyade bölgesel ve uluslararası istihbarat casuslarını temsil ediyorlar." ifadelerini kullandı. Karadagi, Moskova'daki saldırıyla Siyonistlerin Gazze'de işlediği suçların göz ardı edilmesi ve Gazze'ye yönelen dikkatlerin dağıtılmasının amaçlandığını belirtti.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi (İTFB) Dekanı Prof. Deniz Ülke Arıboğan, Moskova saldırısını değerlendirirken, kritik noktalara işaret etti. Arıboğan, X hesabından paylaştığı analizde şunları söyledi: "DEAŞ'ın Ortadoğu dışında yaptığı saldırılar taşeron olarak kullanıldığı/üstlendiği eylemlerdir. Arkasında istihbarat servisleri bulunur. Kendi başına hareket edemez, varlığını sürdüremez. Rus tehlikesinin hatırlatılması ve Gazze'nin Batı kamuoyunda ikinci plana düşmesi, İsrail'in yeniden Batı'nın ihtiyaç duyduğu bir müttefike dönüştürülmesi hedeflenmiş olabilir. Hamas saldırısı, ardından gelen tepkiyle Rusya'ya nefes alma fırsatı tanımıştı, şimdi de DEAŞ saldırısı İsrail'e oksijen tüpü takabilir. İslamcı terör fikrinin kitlesel hafızada diri tutulması, Batı'nın konsolidasyonu ve ABD liderliğinin kabulü için en değerli araçtır. Bu yönelim İsrail açısından da elzemdir. DEAŞ'a karşı Batı için de PKK/YPG tezini de besler. Henüz kanıt bulunmadan, taziyede bile bulunmadan ABD'nin Ukrayna'yı temize çıkarmaya çalışması durumun kritikliğini gösteriyor."