Emre ÖZTÜRK / HABER MERKEZİ
Zeytin Dalı Harekatı, Batı ve sosyal medyada yalan haberlerle düzenlenen ‘algı’ operasyonunu bir kez daha gündeme getirdi. TSK’nın sivil hassasiyeti nedeniyle çok titiz sürdürdüğü harekata gölge düşürmek isteyen sahtekarlar, farklı olaylarda çekilen fotoğraflarla kara propaganda peşinde.
ABD ve İNGİLTERE’DE VAR
Bu durum güvenlik stratejisinde yeni bir konsept ihtiyacının olduğunu ortaya çıkardı. Pentagon bünyesinde 2016’da kurulan 160 milyon dolar bütçeli ve 1200 özel siber güvenlik personeli bulunan Yabancı Propaganda ve Dezenformasyon ile Mücadele Birimi’ne benzer bir yapı bu günlerde İngiltere’de de kurulma aşamasında. Uzmanlar bu tür uluslararası karalama kampanyalarıyla mücadele için bir birimin acilen kurulması gerektiğini belirtiyor.
İngiltere’deki Ulusal Güvenlik İletişim Birimi’ne basın yoğun ilgi gösteriyor.
DOĞRU BİLGİYİ YAYIYORLAR
Birimin ana görevleri arasında şunlar bulunuyor: Yabancı hükümetlerin ve kara propaganda sitelerinin ABD hakkındaki bilgi savaşı hakkındaki istihbaratı ilgili federal hükümet birimleri arasında paylaştırmak, bilgi savaşının kaynaklarını ve yöntemlerini tespit etmek ve mücadele başlatmak ve doğru bilginin global ölçekte yayılımını sağlamak. ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarının yanı sıra müttefiklerinin de siber güvenliğini sağlamak. Birleşik Krallık konuyla ilgili yaptığı açıklamada hazırlıkları şöyle duyurdu: ‘Ulusal Güvenlik İletişim Birimi’ hem içte hem dışta yalan ve karalama haberleriyle mücadele edecek.
Kendi yaptıkları saldırıyı TSK’ya mal etmek istediler
Terör örgütü PYD/PKK’ya yakın sosyal medya hesapları, kendi teröristlerinin Azez’e yaptığı hastane saldırısı üzerinden Zeytin Dalı Harekatı’nı karalamaya çalıştı. Sosyal medyada “Afrin’de çocukları kurtarın” etiketiyle kullanılan yaralı çocuk fotoğrafının, Suriye’deki sahra hastanelerinin birinde çekildiği ve 18 Aralık 2015 tarihli bir haberde kullanıldığı tespit edildi. “Afrin’de çocukların öldürüldüğü imasıyla” paylaşılan görselin de Gazzeli çocuklara ait olduğu ve 4 Kasım 2010’da bir haberde kullanıldığı ortaya çıktı. PYD/PKK’nın 19 Ocak 2018’de Azez’deki 2 hastaneye yaptığı saldırı, sosyal medyaya “TSK’nin Afrin’de sivilleri hedef aldığı” iddiasıyla servis edildi.
ABD’de var İngiltere sırada
Türkiye’de de Gezi kalkışması ve 15 Temmuz hain darbe girişiminden bu yana ağırlıkla Batı, FETÖ ve PKK medyasında olmak üzere Türkiye hakkında karalama, manipülasyon ve iftira dolu haberlere yer veriyor. İngiltere’de açıklanan karar Türkiye’de de böylesine kapsamlı bir devlet birimi oluşturulabilir mi sorusunu akla getirdi. Türkiye eğer bir mücadele birimi kurarsa Batı’da bunu yapan üçüncü ülke konumuna da gelecek.
Türkiye’nin acil ihtiyacı var
NATO Müşterek Harp Merkezi’nde Bilgisayar Destekli Tatbikat Destek Şube’den emekli olan ve Işık Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Çayırcı: Siber güvenlik problemi bir milli güvenlik problemidir. Sosyal medyayı saldırı alanına çeviren çok sayıda ülke var. Devletin, vatandaşını yalan haberlere karşı uyandırması gerekli. Türkiye’nin ABD’dekine benzer şekilde çalışacak çok kapsamlı ve geniş bir siber güvenlik birimine acilen ihtiyacı var. Böyle bir birim ile yüksek teknolojinin imkanları kullanılarak yanlış haberlerin kaynağı bulunabilir. Türkiye uluslararası hukuk kuralları çerçevesine oturtarak mücadelesini meşru alana oturtmalıdır.
İstihbaratın yedinci kanalı olur
Sosyal medya uzmanı Prof. Dr. Levent Eraslan: Türkiye ivedilikle kendi “sosyal medya istihbarat” birimini kurmalı ve bu birim yalnızca Cumhurbaşkanına bağlı olmalıdır. İstihbaratın 6 ana kanalı vardır ancak sosyal medya günümüzde yedinci kanal olarak kabul ediliyor. ABD bunu 6 yıl önce CIA/FBI ile yaptı. Türkiye sosyal medya kullanımında dünya beşincisi ki bu medya açık istihbarat kaynağıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs’le ilgili bir söylemde bulunduğunda ABD sosyal medyadan etkilerini görüp strateji izleyebiliyor. Türkiye bu kaynağı Gezi’de ıskaladı ancak 17-25 darbe girişiminin ardından fark etti. FETÖ bu alanı çok iyi kullandı ve gündeme ‘algı operasyonu’ kavramını soktu.