İrmik helvası tarifi nasıl yapılır sorusu ve sütlü irmik helvası yapımının püf noktaları merak ediliyor. Helva hem besleyici hem de lezzetli bir besin kaynağı olarak yüzyıllar boyunca, Osmanlının vazgeçemediği, sofralarından eksik etmediği bir tatlıdır. 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’na ait yemek isimlerini yazan belgeler incelendiğinde, çeşit bakımından en çok tatlılara rastlanılmaktadır. Tatlıların içinde ise helvalar ilk sıralarda yer almaktadır. Kandil simidi zamanla Türkiye'de geleneksel olarak kandillerde dağıtılan bir yiyecek halini alır. Susamlı ve sade olarak iki farklı çeşidi hazırlanan kandil simidinin yapımında mahlep, susam veya çörek otu kullanılır. Türkiye'de özellikle kandillerde üretilmekle birlikte, çoğu pastanede her gün yapılmaktadır. Ağızda dağılan kandil simidini yapmak için basit malzemeler gerekiyor. İşte kandil simidi tarifi nasıl yapılır, malzemeler ve yapılışı... Susamı ve çörek otunu ayrı ayrı düz tabaklara koyup yayın. Unu, mahlep ve kabartma tozunu derin bir kabın içerisine koyup karıştırın. Oda sıcaklığındaki yumuşak margarini bir kaba koyup tel çırpıcı yardımıyla karıştırarak pürüzsüz bir hale getirin. Yoğurt, yumurta sarısını, tuzu ve şekeri yağın olduğu kaba ekleyip karıştırın. Un mahlep ve kabartma tozunu da bu karışıma ekleyip yoğurun.
MEVLİD KANDİLİ'NDE ORUÇ TUTULUR MU-İFTAR-SAHUR SAATLERİ- TIKLA ÖĞREN
İRMİK HELVASI NASIL YAPILIR?
İrmik Helvası için Gerekli Malzemeler
2 su bardağı irmik
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
1 su bardağı su
1 çay bardağı tereyağı
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yemek kaşığı dolmalık fıstık
Hazırlanışı;
– İrmik helvasını lezzetli yapan şey karamelize edilmiş şekerdir. Karamelize edilmiş şekeri hazırlamak için sütü ve şekeri bir tencerede kısık ateşte, eriyene kadar karıştırın. Eridikten sonra karışımı ocaktan alın.
– Başka bir tencerede tereyağını eritin. Tereyağı eridikten sonra fıstığı ve irmiği ekleyin, kavrulana kadar karıştırın. İrmiğin rengi değişmeye başladığında, hazırlamış olduğunuz süt ve şeker karışımını ekleyin. Bunu yaparken çok dikkatli olun çünkü dökerken fazla ısı çıkacaktır.
– İrmikle süt, birlikte katı kıvama gelinceye kadar kısık ateşte pişirin. İyice katılaştığında pişirmeyi bırakın. Bir kaç kez karıştırın ve 10-15 dakika dinlenmeye bırakın.
– Helvanızı kaselere koyun, kaseleri tabağın üzerine ters çevirin ve helvanız kalıp olarak çıksın. Üzerine bir tutam kuru yemişle servis edebilirsiniz.
HELVANIN TARİHÇESİ
Helva hem besleyici hem de lezzetli bir besin kaynağı olarak yüzyıllar boyunca, Osmanlının vazgeçemediği, sofralarından eksik etmediği bir tatlıdır. 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’na ait yemek isimlerini yazan belgeler incelendiğinde, çeşit bakımından en çok tatlılara rastlanılmaktadır. Tatlıların içinde ise helvalar ilk sıralarda yer almaktadır. Helvanın tarihine şöyle bir bakacak olursak,Türkiye de ve pek çok Orta Doğu ülkesinde yaygın bir tatlıdır. Farklı ülkelerde ,farklı bir çok çeşidi vardır. Türk Mutfağın da özellikle un ve irmik helvası olarak yapılmaktadır. Türkiye de gelenek ne göreneklere göre bir çok günde yapılarak eşe dosta dağıtılır. Helva;Arapça kökenli olup,tatlı,şirin,güzel anlamlarına gelen ''HULV kelimesinden gelmektedir.Helvanın dünya da ilk yapıldığı bölge Orta doğu ve Balkan ülkeleri olarak bilinmektedir. Türk,Arap ve Yahudi toplumlarının yaşadıkları her yerde helvayı görmek mümkündür. Türklerin helvayla tanışmaları,İslamiyeti kabul ederek Arap kültürüne yakınlaşmalarıyla başlamıştır. Bir insanın doğumundan başlayıp ölümünden sonra bile onun adına yenmeye devam edilen tek şey helvadır. Günümüz Türk toplumun da helva,ölü evinde cenazeden sonra dağıtılıp,yenilmesine rağmen Osmanlı Sarayın da bu düşünce tam tersidir. Saray da helva keyfin,sevincin,bilimin,kültürün,şiirin,şarkının,tanışmanın,kutlamanın, haremde ki doğumun,veliaht şehzadenin tahta geçişinin,savaşta zafer kazanmanın şerefine pişirilip yenen bir tatlıdır. Saray da pişirilen helvalar çeşitlilik bakımından oldukça zengindir.Ana malzemesi un,yağ ve şeker gibi düşünülse de harcına katılan baharat ve kuru yemişlerle yapılan helvanın tadı ve adı değişmektedir. Şimdi gelelim günümüze ve bugün bizlerin evler de genelde yaptığımız irmik helvasına..her yöre ana malzemeyi aynı kullansa da,farklı pişirme tarzları, farklı damak zevklerine göre el alışkanlığıyla hazırlar helvayı..
KANDİL SİMİDİ NEDİR
Önceleri kandil vakitlerinde lokma tarzı tatlı ve tuzlu yemekler hazırlanırdı. Daha sonraları ise delikli, halka şeklinde ve susamlı, tuzlu kuru pasta formunda simitler hazırlanmaya başlandı. Her mahallede komşuları, açları, sokakta kalanları doyurmak; onları bu mübarek günde zorda bırakmamak için dağıtılmaya başlanan kandil simidi bir gelenek halini aldı.
Evde Kandil simidi nasıl yapılır?
Kandil Simidi ülkemizde kandillerin vazgeçilmezlerinden biridir. Kandil Simidi pek çok pastaneci ve fırın tarafından yapılır. Fakat evde kandil simidi de yapılabilir.
İşte Kandil Simidi tarifi;
Bir su bardağı sıvı yağ
Bir su bardağı su250 - 300 gram tereyağı veya 1 paket margarin (oda ısısında olmalı)
Bir paket kabartma tozu
Bir yemek kaşığı şeker
Bir yemek kaşığı sirke veya limon damlası
Bir tatlı kaşığı tuzKabın alabildiği kadar un
Bir yumurtanın akı ve susam (üzeri için) Evde kandil simidi yapmak için derin bir kabın içerisine Bir su bardağı suyu bir su bardağı sıvı yağı 250 - 300 gram tereyağı veya 1 paket margarini bir tatlı kaşığı tuzu bir yemek kaşığı şekeri ve bir yemek kaşığı sirkeyi koyup iyice karıştırın.Azar azar ve yavaş yavaş unu ilave edip fazla katı olmayan yumuşak bir hamur elde edelim.Bu kıvamı elde ettikten sonra hamurdan küçük parçalar koparıp simit şekli verelim. Daha sonra yumurta akına ve susama batırıp tepsiye güzelce dizelim. Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede pişirelim.
KANDİL SİMİDİ ÖNEMİ
Kandil simidi zamanla Türkiye'de geleneksel olarak kandillerde dağıtılan bir yiyecek halini alır. Susamlı ve sade olarak iki farklı çeşidi hazırlanan kandil simidinin yapımında mahlep, susam veya çörek otu kullanılır. Türkiye'de özellikle kandillerde üretilmekle birlikte, çoğu pastanede her gün yapılmaktadır. Ağızda dağılan kandil simidini yapmak için basit malzemeler gerekiyor. İşte kandil simidi tarifi nasıl yapılır, malzemeler ve yapılışı...
AĞIZDA DAĞILAN KANDİL SİMİDİ NASIL YAPILIR
Kandil simidi yapımı:
Susamı ve çörek otunu ayrı ayrı düz tabaklara koyup yayın. Unu, mahlep ve kabartma tozunu derin bir kabın içerisine koyup karıştırın. Oda sıcaklığındaki yumuşak margarini bir kaba koyup tel çırpıcı yardımıyla karıştırarak pürüzsüz bir hale getirin. Yoğurt, yumurta sarısını, tuzu ve şekeri yağın olduğu kaba ekleyip karıştırın. Un mahlep ve kabartma tozunu da bu karışıma ekleyip yoğurun.
Karışım kulak memesinden biraz daha sert bir hale gelince ceviz büyüklüğünde bezeler kopartarak elinizle yuvarlayalın. Kurşun kalemden biraz daha kalın olacak biçimde uzun hamurlar yapın. Hazırladığınız bu ince uzun hamurların iki ucunu birleştirerek halka yapın. Uçlarını birleştirdiğiniz kandil simitlerinin iki tarafını da ilk önce yumurta akına, ardından susam ve/veya çörek otuna batırın ve margarinle yağladıktan sonra un serpip silkelediğiniz tepsiye dizin.
Hazırladığımız kandil simitlerini önceden ısıtılmış 190 derece fırında 15 ile 17 dakika civarında kızarana kadar pişirin. Kandil simitlerinin dağılmamasını sağlamak için; tepsiyi fırından çıkarıp soğumaya bırakın.
MEVLİD KANDİLİ’NDE YAPILABİLECEK İBADETLER
Sadece mevlid kandilinde yapılması gereken özel ibadetler yoktur. İşte her kandil gecesinde yapılması gereken ibadetler:
1. Kur’ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
2. Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli. (Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim Manası: Ey Allahım ! Efendimiz, büyüğümüz Muhammed’e, evladu iyaline, ashabına salatu selam eyle.(Rahmet et, selametlik ver.))
3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli. Nafile namazı nasıl kılınır, aşağıdaki bağlantıdan öğrenebilirsiniz.
4. Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı belirlenmeli.
6. Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı. Tevbe istiğfar nedir aşağıdaki bağlantıdan öğrenebilirsiniz.
7. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
8. Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
10. Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
11. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
12. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
13. O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.
15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
16. Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı.
17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
18. Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
19. Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.
MEVLİD KANDİLİ YUNUS PEYGAMBERİMİZİN DİLEK DUASI
Mevlit Kandili gecesinde okunması önerilen Yunus Peygamberin ettiği bir dua vardır. Bu duayı Hz. Yunus balığın karnındayken yapmıştır. İslam alimleri bu duayı okuyarak her hangi bir dilekte bulunan müminin dileğini yüce Allah muhakkak yerine getirir diyorlar. Yunus Peygamber balığın karnındayken şu duayı okuyordu: “Senden başka Allah yoktur. Allahım seni bütün noksanlıklardan uzak tutarım. Ben öz nefsime yazık edenlerden oldum.”
AKŞAM NAMAZINI KILIP BU DUAYI OKUYUN
Mevlid Kandili'nde kimin bir dileği varsa akşam namazını kılıp yerinden kalkmadan 40 kere Fatiha süresini okuyup ardından şu duayı etsin; -“Allah’ım ! Senin ilmin benim isteğime yeterlidir. Fatiha hürmetine dileklerimi ihsan eyle. Senin keremin bana kafidir. Kereminle muamele eyle. Fatiha hürmetine gönlümde olanı meydana getir Allah’ım!”
MEVLİD KANDİLİ NAMAZI KAÇ REKATTIR?
Mevlid kandili gecesinde 4 rekat tesbih namazı kılınması tavsiye ediliyor. Mevlit kandili tesbih namazı saat olarak akşam ya da yatsı namazından sonra kılınabilir.
KANDİL NAMAZINA NASIL NİYET EDİLİR?
Mevlid Kandilinde kılınan tesbih namazına niyet edilirken şunlar söylenir; Yâ Rabbî, niyet eyledim rızâ-i şerîfin için tesbih namazına. Yâ Rabbî, bu gece teşrifleriyle âlemleri nûra garkettiğin sevgili habîbin, başimızın tâcı Resûl-i Zîşân Efendimiz Sallallahu Aleyhi Wesellem'in hürmetine ve bu geceki esrârın hürmetine ben âciz kulunu da afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Allâhü Ekber“.
MEVLİD KANDİLİ TESBİH NAMAZI DUASI
Mevlid Kandili gecesinde günahların affına vesîle olan tesbih namazı 4 rekat olarak kılınır. Kandil gecesi bu namazı kılabilmek için şu tesbihi ezbere bilmek gerekir. "Sübhânallâhi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azıym". Tesbih namazında her rekatte okunan tesbih adedi 75'dir. Dört rek'atte 300 tesbih okunmuş olur.
TESBİH NAMAZI NASIL KILINIR? AYRINTILI KILINIŞI
"Allâhü Ekber" diyerek namaza başlanır. -"Sübhâneke..."'den sonra 15 kere, -Zamm-ı sureden sonra 10 kere, -Rükûda 10 kere, -Rükûdan doğrulunca 10 kere,
Böylece birinci rekat namaz kılınmış olur. Tesbih namazında ikinci rekata kalkılınca Fâtiha-i şerîfeden önce yine 15 kere, diğer yerlerde de, tarif edildiği gibi 10'ar kere okunarak 4 rek'at tamamlanır. Mevlid Kandili tesbih namazının diğer tarafları aynen diğer namazlarda olduğu gibidir. Fark sadece okunan tesbihlerdir. İkinci rekate oturulduğunda, "Et-tehiyyâtü..." den sonra, "Allâhümme salli..." ve "Allâhümme bârik...", üçüncü rekat için ayağa kalkıldığında da "Sübhâneke..." okunacaktır.
MEVLİD KANDİLİ'NDE NE OLDU?
Mevlid Kandili, Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S) dünyaya teşrif ettiği gündür. Yılın ilk kandili olan Mevlid Kandili, duaların ve ibadetlerin kabul edildiği mübarek günlerdendir. Bu gecede bol bol dua edilmesi öneriliyor.
MEVLİD KANDİLİ NEDİR?
Mevlid kandilinin manası ve önemi Hazreti Muhammed'in doğum günü olmasından ileri gelir. Mevlid Kandili'nde bol bol dua edilmesi ve bu gecenin namaz gibi ibadetlerle geçirilmesi öneriliyor. Peki Mevlid Kandili namazı kaç rekattır ve nasıl kılınır, hangi duaları okumak gerekiyor. Sizler için Mevlid Kandili ibadetlerini biraraya derledik.
MEVLİD KANDİLİNİN ÖNEMİ VE ANLAMI
Mevlid; doğum zamanı, doğulan yer ve zaman anlamına gelmektedir. Peygamber Efendimiz (sav)’in doğduğu geceye Mevlid Gecesi denir. Bu gece aynı zamanda Rebiülevvel ayının onikinci gecesidir. Dünyanın her kesiminden Müslümanlar, her sene bu geceyi Mevlid Kandili olarak kutlamaktadır. İslam'da Hz Muhammed (sav)’in doğum günü farklı mezheplerde kutlanır. Sünniler Rebiülevvel ayının Onbirinci gecesini Onikinci'ye bağlayan geceyi, Şiiler ise 17. günü Mevlid günü ve 17'ye dönen geceyi de Mevlid Gecesi olarak adlandırırlar. Bu iki tarih arasındaki haftayı da Kutlu Doğum Haftası olarak ilan etmişlerdir. Peygamber Efendimiz (sav)’in doğumu tüm Müslüman Alemin de kutlu doğum haftası olarak adlandırılarak bir hafta kutlanılır. Bu hafta Müslümanların bayramıdır. Mevlid Kandili insanı insan yapan bütün güzelliklerin toplandığı rahmet elçisi Hz. Peygamberin (sav)’in doğumunu kutladığımız, onun bireysel ve toplumsal hayatımızı aydınlatan insanlık ve merhametini, insaf ve adaletini, sabır ve metanetini, kerem ve cömertliğini, insanlığa sunduğu değerleri anlayıp hayatımızı onun yüce ahlâkıyla güzelleştireceğimiz bir tazelenme haftasıdır.
Rebiulevvel ayının on ikinci Pazartesi günü, tan yeri ağarırken, miladi 571 yılında Mekke de dünyaya gelen efendimizin dünyaya teşrifleri sırasında meydana gelen mucizelerden bazıları şunlardır:
1) Teşrif Ettikleri Gece Bir Yıldız Doğdu.
Yahudiler arasında birçok âlim vardı. Bunlar, kitaplarında Allah Resûlünün geleceğini görüp, öğrenmişlerdi. Yıldızlardan hüküm çıkarmada da usta sayılırlardı. Efendimizin doğumu gecesinde bir yıldız parlamış ve Yahudî âlimler bu yıldızdan Ahir zaman Peygamberinin dünyaya teşrif ettiklerini anlamışlardı.
2) Medâyin'deki Kisrâ Sarayından On Dört Burç Çatırdayarak Yıkıldı.
Kâinatın Efendisinin doğduğu geceydi... Saatler, doğum anlarını gösteriyordu. Derin bir uykuya dalan Medâyin şehri korkunç bir çatırdı ve gürültü sesiyle uyandı. Hükümdarla birlikte halk da heyecan içinde yataklarından fırladı. Manzara korkunçtu ve telaş verici idi. Hükümdar Sarayının o sapa sağlam burçlarından on dördü çatırdayarak yıkılıvermişti.
Geceyi korkular içinde geçiren Kisrâ sabaha çıkar çıkmaz memleketinin dinî reislerini derhal bir toplantıya çağırdı. Toplantıda, cereyan eden hâdisenin neyin nesi olduğunu görüşeceklerdi.
Bu sırada toplantıda bulunan İran başkadısı Mûbezan söz alarak gördüğü bir rüyâyı anlattı:
"Gördüm ki yüzlerce kükremiş deve, önlerine şaha kalkmış Arap atları olduğu halde Dicle suyunu geçti ve İran topraklarına yayıldılar."
3) Kâbe'nin İçini Karanlık Ve Kirlere Boğan Putların pek çoğu baş aşağı yıkıldı:
Kureyş müşrikleri, yeryüzünde Allah'ın evi olan Kâbe'yi putlarla karanlıklara boğmuşlardı. Ne var ki, henüz Tevhid temsilcisi Resûl-i Kibriyânın dünyaya gözlerini açması karşısında bile, çoğu yerlerine kurşun ile perçinlenmiş bu putlar, hâdisenin azametine dayanamayarak yerlere yıkılıverdiler.
Bu hâdisenin ifâde ettiği mânâ büyüktü: Dünyaya teşrif eden bu peygamberimiz, kendisine verilecek vazife gereği kapkaranlık şirk inancını ortadan kaldıracak, Tevhid inancını bayraklaştıracaktır. Ki bu vaad gerçek oldu Resûl-i Zîşan, kısa zamanda Kâbe'yi cansız putlardan temizlediği gibi, gönüllerdeki putları da İslâm îmânı ile yok ediverdi.
4) İstahrabat'ta Bin Seneden Beri Yanmakta Olan Mecûsîlerin Kocaman Ateş Yığınları Bir Anda Sönüverdi.
Mecûsiler bu ateş yığınını kendilerine ilâh kabul etmişlerdi. Efendimizin dünyaya teşrifleri ile birlikte bu kocaman ateş, sanki okyanusların istilâsına uğramış basit bir ateşmiş gibi sönüverdi.Demek ki, gelen zât, putperestlik gibi, ateşperestliği de bir çırpıda ortadan kaldıracak ve yeryüzünü Tevhid meş'alesiyle aydınlatacaktı.
5) Takdis Edilen Meşhur Sâve (Taberiyye) Gölü Bir Anda Kuruyuverdi.
Bu da, gelen zâtın, doğan kişinin Allah'ın izni ile olmayan şeylerin takdis edilmesini yasaklayacağının ifâdesi idi.
6) Dünyaya Teşrifleri Ânında, Doğu Ve Batıyı küçük bir oda gibi aydınlatan bir nur görüldü.
Demek ki, dünyaya gelen zâtın tebliğ edeceği din, doğu ve batıyı bütün ihtişamıyla kucaklayacak, insanlığın beşte birini dinine döndürecekti
7) Semâve Vadisi Taşan Seller Altında Kalıp, Suya Gark Oldu:
Resûl-i Kibriya Efendimizin dünyaya gözlerini açtıkları geceydi. Taşan seller Semâve Vadisi ve Semâve şehrini sular altında bıraktı. Şehir halkı, dehşet içinde kalarak, çareyi dağlara ve tepelere sığınmakta buldu. Sonra da bir mektup yazarak durumu Kisrâ'ya bildirdiler ve kendisinden yiyecek ve içecek yardımı istediler.
8 ) Gök Kubbeden Salkım Salkım Yıldızlar Döküldü:
Nebiyy-i Ekrem Efendimizin dünyaya teşrifleri gecesinde hazan yaprağı gibi gök kubbeden yıldızlar döküldü. Bu hâdise de şuna işâret ediyordu: Bundan böyle şeytan ve cinlerin gökten haber almaları son bulmuştur. "Madem Resûl-i Ekrem Aleyhisselâtü Vesselâm vahiy ile dünyaya çıktı, elbette yarım yamalak ve yalanlar ile karışık, kâhinlerin ve gâipten haber verenlerin ve cinlerin ihbarâtına (haberlerine) set çekmek lâzımdır ki, vahye bir şüphe irâs etmesinler ve vahye benzemesin. Evet, bi'setten evvel kâhinlik çoktu. Kur'ân, nazil olduktan sonra onlara son verildi. Hattâ çok kâhinler îmâna geldiler. Çünkü daha cinler tâifesinden olan muhbirlerini bulamadılar."
O âna kadar görülmemiş bu hâdiselerin Resûl-i Ekremin doğumu sırasında meydana gelmeleri elbette tesadüf değildi. Bütün bunlar Âhir zaman Peygamberi Hazret-i Muhammed'in (a.s.m.) zuhurunu haber veriyorlardı.
Mevlid kandili selaten nariye hatmi nasıl yapılır?
Herhangi bir sıkıntı anında bunların hatmi yapılarak dua edilirse, Cenab-ı Hakk dilekleri kabul eder. Salat-ı Münciye'nin 1000, Salat-ı nariye'nin hatmi ise 4444 defa okumaktır. "salat-ı nariye", ya da "salat-ı tefriciye" olarak bilinen cümleler, sadece bazı Şia kitaplarında ve Mağripte yazılmış dua kitaplarında yer almaktadır. Bizde dua kitabı yazanlar da bunu oralardan almış ve kitaplarına koymuşlardır. Bu kitatapları yazanların, kitaplarının satışını artırmak için, bunu şu kadar okuyan şöyle olur, gibi ümit verici müjdeler zikretmeleri bunun yaygınlaşmasına sebep olmuştur. Sonuç olarak diyebiliriz ki,"salat-ı nariye ya da "salat-ı tefriciye" olarak bilinen cümleler, bilinmeyen bir insanın bir araya getirdiği cümlelerdir, ve bir yorumla çok güzel manalar içermektedirler. Allah Rasulüne bunlarla da salatu selam okumanın hiç bir sakıncası yoktur. Hatta anlamları doğru bilinirse bu güzeldir. Ancak bu cümlelerden ya da bunların belli sayılarda tekrarlanmasından bir medet umma, insanı Allah'tan uzaklaştırabilir, kaş yapayım derken göz çıkarılmış olur. İnsan tesiri Allah'tan değil, kutsallık Allah'tandır. "salat-ı nariye" Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı
“Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder. Yahut onlara hem kız, hem erkek çocuklarını birarada verir. Dilediğini de kısır bırakır. O her şeyi bütünüyle bilendir. Her şeye gücü yetendir.”(Şura, 42/49-50)