Kanal ayrı, Montrö ayrı

Kanal İstanbul’un ÇED raporunda Montrö Sözleşmesi’ne de atıfta bulunuldu: “Karadeniz’in hukuki statüsü ile sözleşme tartışmaya açılmasın.”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, ‘Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı’nda 26 ana, 14 alt olmak üzere 40 eylemi belirlediklerini belirterek, “Ülkemizin şehircilik tarihi açısından son derece önemli bir kilometre taşı olacaktır” dedi. Kurum, “Eylem planı ulusal düzeyde hazırlanan Türkiye’nin ilk, Amerika, Hollanda ve Avustralya’dan sonra dünyanın dördüncü Ulusal Akıllı Şehir Stratejisi ve Eylem Planı’dır” diye konuştu. Kurum, 8 maddelik planın ayrıntılarını da şöyle paylaştı.

IQ TESTLERİYLE ÖLÇÜM YAPILACAK 

1. MADDE: ‘Şehre Özgü Akıllı Şehir Stratejileri ve Yol Haritalarıyla Ulusal Akıllı Şehirler Ağı’ oluşturulacak. 81 valiliğe akıllı şehirler strateji belgelerini göndererek öncelikleri belirleyeceğiz. Örneğin, Artvin’de öncelikli sorun, iklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı yağışlara bağlı sel felaketi ise, çalışmalarımızı bu yöne kaydıracağız. 

2. MADDE: Şehirlerimizin olgunluk seviyesini tüm bileşenleriyle tespit ederek il il Yaşanabilir Şehir Endeksi’ni oluşturacağız. Yapacağımız IQ testleriyle şehirlerimizin olgunluk seviyelerini ölçecek, il il Yaşanabilir Şehir Endeksi’ni oluşturacağız.

KENTSEL DÖNÜŞÜM DE DAHİL

3. MADDE: “Tüm projelerimizi akıllı şehir uygulamalarıyla bütünleştireceğiz. Tüm kentsel dönüşüm alanlarını da akıllı bölgeler olarak değerlendireceğiz. Konut sayısı yüksek olan TOKİ projelerimizi, akıllı şehir konseptine göre inşa edeceğiz. Kanal İstanbul’un iki yakasında kuracağımız şehri, akıllı mahalle, akıllı şehir konseptine göre dizayn edeceğiz. Projeyle İstanbul’a trafik, sosyal donatı ve yeşil alanlarıyla nefes aldıracak örnek iki akıllı şehri yapacağız.

VERİ BANKASI KURULACAK

4. MADDE: Yerli ve milli akıllı şehir ürün ve hizmetlerini ihraç edeceğiz, ‘Akıllı Şehir Pazarı’ kuracağız. Dünyada akıllı şehirler pazarı büyüklüğü 2024’te 826 milyar dolara ulaşacak. Şayet doğru üretim ve yatırım yapabilirsek, ekonomimize yıllık en az 25-30 milyar liralık katkı sağlayabiliriz. Bu nedenle, pazar ortamına ilişkin faaliyetlere başlıyoruz. 15-16 Ocak tarihleri arasında Türkiye’nin ilk akıllı şehir pazarını başkentimizde kuruyoruz. Pazar, belediyelerimizi, firmalarımızı, girişimcilerimizi ve vatandaşlarımızı bir araya getirecek.

YATIRIMCILARA AÇILACAK

5. MADDE: Kuracağımız Akıllı Şehir mekanizmalarıyla hem hizmet bütünlüğü sağlayacağız hem de ortak dil oluşturarak ulusal coğrafi veri standartlarımızı belirleyeceğiz. Türkiye Akıllı Veri Bankası’nı kurarak üretilen verileri yatırımcıların erişimine açık hale getireceğiz.

AR-GE MERKEZLERİ GELİYOR

6. MADDE: “2023’e kadar 7 coğrafi bölgede akıllı şehir teknolojilerini üreten akıllı bölgeler ve Ar-Ge merkezleri kuracağız.

7. MADDE: Belediyelerimizi ve girişimcilerimizi destekleyeceğiz.

8. MADDE: Akıllı Şehir Uzmanlığını teşvik edeceğiz. 

İBB’NİN TEK TARAFLI ÇEKİLME YETKİSİ YOK

Soruları da yanıtlayan Bakan Kurum, Kanal İstanbul’a ilişkin, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tek taraflı protokolden çekilme yetkisi bulunmamaktadır” dedi. Kurum, “Meclis kararıyla protokoller imzalanır, yine meclis kararıyla vazgeçebilirsiniz. ‘16 milyon İstanbulluya hizmet ediyoruz, haklarını savunacağız’ demekle belediye başkanlığı yapılmıyor” diye konuştu. Ranta müsaade etmeyeceklerini belirten Kurum, “ÇED sürecini tamamladık ve halkımızın tasarrufuna bıraktık, 10 gün içinde olumlu ya da olumsuz eleştirileri alıp tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.

ANAYASA MAHKEMESİ BAŞVURUYU REDDETTİ

Anayasa Mahkemesi (AYM), Kanal İstanbul hakkındaki başvuru için kararını verdi. Yüksek Mahkeme, Kanal İstanbul’un yap-işlet-devret modeli kapsamına alınmasına ilişkin düzenlemenin iptal istemini reddetti. CHP, yap-işlet-devret modeline ilişkin iptal başvurusu yapmıştı. Karar sonrası projenin önünde hukuki engel kalmamış oldu.

‘MONTRÖ’YÜ DEĞİŞTİRMEZ

ÇED Raporu, 55 kurum ve kuruluşun görüşüne başvurularak hazırlandı. Raporda, Kanal İstanbul geçişleri nedeniyle Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmaması istenirken, “Kanal İstanbul’un faaliyete geçmesi, İstanbul Boğazı’nın hukuki yükünü ve Türkiye’nin uluslararası hukuktan ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden kaynaklanan sorumluluğunu azaltmaz ve değiştirmez” denildi.