İzzet Yıldızhan geçtiğimiz günlerde katıldığı 2. Sayfa programında kızları hakkında "Onların bir eş seçme şansı yok. Karşıma eş getirme şansı yok. Ben seçmeyeceğim tabii ki, mutlaka aileler görüşür. Bu böyle bilinir. Benim kızım öyle flört falan yaşayamaz. Bombaysa al söylüyorum... Böyle yani. Ben böyle doğru buluyorum. Birbirlerini tanıyacaklar tabii ama flörtün bir sınırı vardır. Benim de o sınırım var.
Ailelerin gözetiminde tabii ki birbirlerini tanıyacaklar. Flört edilmemeli. Çünkü gençlik hata yapıyor. Ondan sonra evlilikleri bitiyor. Flörtte her şey yaşanmamalı kesinlikle. Masumane olmalı, sevgi korunmalı. Evliliğe kadar korunmalı o sevgi. Ben masumiyetin korunması gerektiğine inanıyorum. Aynı evde bir kızla erkeğin yaşaması... Kim bana nasıl bakarsa baksın hiç umurumda değil! Yok entelmiş, dantelmiş asla! Karşıyım böyle bir şeye... Bir kızın bir erkekle aynı evde yaşaması... Kızdan bahsediyoruz, ben daha önce de böyle bir konuşma yaptığımda çok yanlış yerlere gitti. Ben 'bunun bir sınırı var' dedim. Kendi hayatlarından 'Ben bunu yaşayamadım da, benim kızım yaşasın veya oğlum yaşasın' Kardeşim böyle bir şey yok. Yazık çocuklara kötülük yapıyorsunuz." demişti.
Yaptığı açıklamanın ardından tepkilerin odağı haline gelen Yıldızhan, sosyal medya hesabından paylaştığı videoda sert açıklamalarda bulundu. Yıldızhan, şunları söyledi:
"Herkese selam. Artık bu açıklamayı zorunlu bir hale getirdiniz sosyal medyada bana yapmış olduğunuz hakaretlerle... Aileme, çoluk çocuğuma, bana çok ciddi hakaretler ettiniz. Hâlâ edildiğini de görüyorum. Aslında kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yok. Bu net olmalı diye düşünüyorum. Bunun benim fikrim olduğunu ve herkesin hayatına saygı duyduğumu da açıkladım. Bunları net söyledim. Aslında kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yok.
Bu net olmalı diye düşünüyorum. Bunun benim fikrim olduğunu ve herkesin hayatına saygı duyduğumu da açıkladım. Bunları net söyledim. Bu klavye kahramanlığı var ya... Hemen önündeki telefondan mesaj atmak göndermek. Keşke gelip yüzüme, o yüreğinizle bana hakaret etseniz. Maalesef kimsenin kimseye böyle bir şey yapma hakkı yok. Türkiye'de demokrasi var arkadaşlar. Herkes fikrini özgürce beyan edebilir. Benim hayatım olduğunu, kimseyi ilgilendirmediğini ifade ettim. Eleştirebilirsiniz çok doğaldır. Sanatçıyım çünkü. Yapmış olduğum her şey hem kabul görülür hem de eleştirilebilir. Bu da hayatımızın içinde olması gereken şeyler. Fakat benim çocuğuma, bütün aileme, bana edilen hakaretler... Hukuki süreç başlattım şu an. Bütün avukatlarım çok iyi çalışıyorlar. Hepinize verilecek cezaları tek tek karşımda göreceğim.
Geçmişle ilgili yapılmış Haberler, belden aşağı vurmalar... Hepiniz cezanızı çekeceksiniz, emin olun. Bu kadar kolay olmamalı. İnsan insanın anasına, avradına, bütün ailesine hakaret edemez. Sosyal medyaya bir sınır getirilmeli. Maalesef getirilemiyor ama Türkiye'de bir hukuk var. Ben adalete inanıyorum. Hepinizin cezalandırılacağını gözlerimle göreceğim, şahit olacağım."