Uzay yolcuları belli oldu... Başkan Erdoğan hafta sonu açıklayacak

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ''Teknofest İstanbul'' etkinlik alanında 24 TV ekranlarına konuk oldu. Bakan Varank, 24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek'in gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bakan Varank, ''Uzay yolcuları belli oldu. İsimleri ilk kez Sayın Cumhurbaşkanımız hafta sonu TEKNOFEST'te açıklayacak'' dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı ve AK Parti Bursa Milletvekili adayı Mustafa Varank, 24 TV ekranlarına konuk olarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"TEKNOFEST İstanbul" etkinlik alanında 24 TV ekranlarına konuk olan Bakan Varank, Murat Çiçek'in sorularını cevaplıyor.

TEKNOFEST alanının inanılmaz olduğunu belirten Murat Çiçek, "İlk kez gelmiyorum ama bir şey itiraf edeyim bakanlığınızın standına ilk kez geliyorum." dedi.

Açılış seremonisinin hava muhalefeti nedeniyle yarına ertelendiğini belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, "Türk uzay yolcularıyla ilgili bugün de paylaşacağımız bilgiler olacak. Onun hemen yanında uzayda kullanacağımız Hibrit roketin bir örneği var aslında. Dolayısıyla burası TÜBİTAK ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın standı. Burada TEKNOFEST'E gelen genç kardeşlerimiz ve ailelerine bilimle, teknolojiyle geleceğin trendleriyle vakit geçirmelerini sağlayacak etkinlikler yapıyor ürünlerimizi tanıtıyoruz. TEKNOFEST başladı, 27 Nisan 1 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Atatürk Havalimanı'nda. Biz ailelerimizle birlikte evlatlarımızı misafir edeceğiz. Bir açılış seremonisi yapacaktık ama hava yağmurlu. Onu yarına erteledik ama bu vatandaşlarımızın ilgisini azaltmadı." dedi.

TEKNOFEST NE ANLAMA GELİYOR?

24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek'in TEKNOFEST ne anlama geliyor? Türkiye'nin vizyonuna ne kattı? Gençlerimiz, çocuklarımız için ne ifade ediyor? sorularına cevap veren Bakan Varank şunları söyledi:

"TEKNOFEST fikri ilk arkadaşlarımızla beraber ortaya attığımızda değerlendirdiğimizde Türkiye'nin milli teknoloji hamlesi vizyonu çerçevesinde hem genç nesillerine hem de ailelere adeta bir toplumsal dalga şeklinde nasıl teknolojiyi öğretebiliriz. Gençlerimizi uzayla, havacılıkla, teknolojiyle nasıl yönlendirebiliriz bununla ilgili toplumsal toplumun bütün kesimlerinin katılacağı organizasyonları nasıl yaparız diye istişare ederken aslında bu TEKNOFEST fikri ortaya çıktı. İlk TEKNOFEST'İ 2018 yılında gerçekleştirdik. Tabi TEKNOFEST'İN aslında iki temel ayağı var. Bunlardan birincisi gençlere yönelik teknoloji yarışmaları düzenlediğimiz bir ayak ikincisi ise Türkiye'deki şirketlerin teknoloji firmalarının savunma sanayi firmalarının farklı şirketlerin geliştirdiği teknolojileri gösterebilecekleri sergileyebilecekleri bunlarla gösteriler yapabilecekleri havacılık şovlarıyla insanları teknolojiye ısındıracağımız TEKNOFEST'in finalleri diyebileceğimiz ikinci ayak."

"GELECEĞİN SELÇUK BAYRAKTARLARINI, AZİZ SANCARLARINI YETİŞTİRMEYE BAŞLIYORUZ"

Murat Çiçek'in "Togg'a 20 binle başladınız 1 milyon başvuru oldu öyle mi? İnanılmaz bir rakam bu" sorusuna yanıt veren Bakan Varank, "Birinci ayak teknoloji yarışmalarından oluşuyor. İlk sene biz teknoloji yarışmalarına oldukça mütevazi diyebileceğimiz bir rakamla başladık. Yani 10'un üzerinde kategoride kısıtlı sayıda 20 bin öğrencinin başvurduğu yarışmalarla biz TEKNOFEST'E başlamıştık. Bu yıl 300 binden fazla takım 1 milyonun üzerinde yarışmacı başvurdu. Ve ilk sene biz bir milyona yakın ziyaretçiyi burada ağırlamıştık. İlk sene ağırladığımız ziyaretçi sayısı kadar bu sene sadece yarışmalara başvuran gençlerimiz oldu. Tabi yarışmalar dediğimiz de gerçekten hem Türkiye'nin gelecekteki ihtiyaçlarını göz önüne alarak trendleri takip ederek gençleri o alanlara yönlendirecek yarışmalardan bahsediyoruz. Bunlar nedir? İnsansız su altı araçları yarışmasından, çip tasarımına roket yarışmalarından, insanlık yararına teknolojiler yarışmalarına kadar 41 farklı kategoride gençlerimizi biz bu yarışmalara davet ediyoruz. Gençler takımlarını kuruyorlar o alanlara yönelik ürünlerini geliştiriyorlar, teknolojilerini geliştiriyorlar ve yarışıyorlar. Bunun sonucunda da gençlerimiz büyük bir tecrübe kazanmış oluyor. Ama aslında biz Türkiye'nin gelecekteki teknoloji yıldızlarını yetiştirmeye başlıyoruz. Geleceğin Selçuk Bayraktarlarını, Aziz Sancarlarını yetiştirmeye başlıyoruz. Takım oyunlarını onlara öğretiyoruz. Bakınız dün ben TÜBİTAK'ın Gebze kampüsündeydim orada iki yarışma devam ediyor. Bir tanesi elektrikili araç yarışması. En verimli şekilde elektrikli araçların tasarımlarını ölçen bir yarışma. Aynı zamanda dünyada gündemde Hyper-Lup teknolojisi yani yerin altında tünellerle insan ve mal taşımacılığı yapabilmeniz için teknoloji geliştirmekle ilgili bir yarışma. Bu şu anda gündemde.

Ticari uygulaması hala yok. Ama biz Türkiye'de gençlere böyle bir yarışma açarak böyle bir yarışmanın alt yapısını oluşturarak aslında gençleri hem geleceğe hazırlıyoruz ama aynı zamanda Türkiye'nin gelecekte söz sahibi olması için de adımlarımızı bugünden atıyoruz. TEKNOFEST'in yarışma ayakları böyle. Hali hazırda finalleri devam eden yarışmalarımız var. Burada robotikten farklı alanlara kadar. İşte buraya gelen misafirlerimiz hem o alanları ziyaret ediyorlar o gençlerle konuşabiliyorlar aynı zamanda ikinci kısım dediğimiz işte mesela TÜBİTAK'ın içerisindeyiz biz TÜBİTAK olarak bu ülkeye hangi kazanımları getiriyoruz. Bizim profesyonel arkadaşlarımız bu ülkeye neler kazandırıyor bunları tek tek sergiliyor, örneklerini gösteriyoruz. Atölye çalışmalarıyla genç arkadaşlarımızı bilimsel faaliyetlere özendiriyoruz. Yarın inşallah havacılık şovları gerçekleşecek. Türkiye'nin kendi geliştirdiği ürünlerle işte Akıncı ile Kızılelma ile Gökbey ile havacılık gösterileri yapacağız. Bu aslında milletimize özgüven vermenin de yolu." ifadelerini kullandı.

Murat Çiçek, "Buraya gelen genç çocukları hatta bir kaç defa yayın yaptığımızda ilkokul talebelerini görüyordum. Kendim o yaşlara gittim. Bizim yaptığımız telleri bükerek tel arabaları yapmaktan ibaretti. Yurt dışına baktığımızda adamlar neler yapmış. Yaşıtım bir çok insan da bunu gördüğü zaman hep gıpta ediyoruz. O zamanlarda keşke bu imkanlar bizde de olsaydı. Hakikaten gurur duyduğumuz bir tablo. Bir ürün ortaya koyabilirsiniz ama vatandaş bunu sahiplenmezse bir yere kadar oluyor ve devam etmiyor. Bu yıl 5.'si yapılıyor 20 binle başlayan ve milyonları aşan bir rakamdan bahsediyorsunuz. Bu da nasıl sahiplenildiğini de gösteriyor." ifadelerine yer verdi.

"AVRUPA AMERİKA'YI RAKİP GÖRMÜYORUZ"

Burada Avrupa ve Amerika'yı rakip olarak görmediklerini kaydeden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, "Şimdi tabi bizim çocukluk yaşlarımızdan bahsettiniz. Gerçekten o zamanki imkanlarla kıyaslanamayacak yani kıyas kabul etmez imkanları biz gençlerimizin şu anda önüne koymaya çalışıyoruz. Öyle imkanlar oluşturuyoruz ki emin olun bazı kategorilerde diyelim roket yarışmalarında diyelim az önce söyledim Hyper-Lup geliştirme yarıştırmalarında dünyada örnek alınabilecek yarışmaları düzenlemiyoruz. Altyapıları biz genç kardeşlerimizin önüne koyabiliyoruz. Biz burada diğer ülkeleri Avrupa Amerika'yı rakip görmüyoruz. Onların ilerisinde alt yapılarla biz genç kardeşlerimize teknoloji geliştirme imkanı sunuyoruz. Bunun karşılığını da gerçekten alabiliyoruz. Her sene ilerlemeyi de aslında görebiliyoruz. Elektrikli araç yarışmalarında emin olun üniversite gençleriyle yarışabilecek lise takımları var. O kadar kendilerini geliştirmişler ki üniversiteli abilerinden çok daha başarılı neticeler alabiliyorlar." dedi.

Murat Çiçek'in "Bizim zamanımızda iki kalem pil tel küçük ampul yakma işi vardı. Şimdi bakıyorum uzaktan kumandayla su altı gemileri yapıyorlar, robot yapma durumları var vs vs. inanılmaz şeyler. Bunların üretime dönen hali var mı?" sorusuna cevap veren Bakan Varak şunları söyledi:

"Var tabii ki. Şimdi bu yarışmalara katılan genç arkadaşlarımız kendi girişimlerini kuruyorlar. Bizim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak en önem verdiğimiz konulardan bir tanesi Türkiye'de girişimcilik ekosistemini büyütebilmek. Genç kardeşlerimize nasıl girişimci olunur, olurlarsa hangi imkanları sunabiliriz. Türkiye'de girişimcilik eko sistemine katkı sunacak fonları nasıl sunabiliriz. Bu bizim bakanlığımızın en önemli gündem maddelerinden bir tanesi. Söylediğiniz gibi bu yarışmaya katılan geçlerimiz kendi girişimlerini kuruyorlar. Mesela insansız su altı yarışmalarına katılan genç kardeşlerimizin kurduğu şu anda su altında robotik cihazlarla hizmet satan genç girişimler var. Roket yarışmalarında mesela bu seneye kadar roket yarışmalarının içerisinde kullandığımız roket motorlarını yurt dışından ithal ediyoruz. Genç bir ekip bir araya geldi bunların örneklerini Türkiye'de üretti. İnşallah önümüzdeki sene roket yarışmalarını Türkiye'de o yarışmalara katılmış gençlerimizin kurduğu şirketin ürettiği motorlarla yapacağız. Biz şu anda girişimcilik anlamında gerçekten büyük destekler veriyoruz. Gerek TÜBİTAK gerek KOSGEB gerek kalkınma ajanslarıyla hem maddi anlamda katkılar veriyoruz. Daha da önemlisi nasıl girişimci olur nasıl bu arkadaşlarımız fikirlerini ticarileştirebilir bunlarla ilgili destekler veriyoruz. Teknoparklarımızda bu arkadaşlarımızı misafir ediyoruz. Kuluçka merkezlerimizde o arkadaşlarımıza yol göstermeye çalışıyoruz. Girişimcilik bizim bir numaralı gündem maddemiz.

"GENÇLERİMİZE BİRİNCİ TAVSİYEMİZ TEKNOFEST GİBİ YARIŞMALARA KATILMALARI"

Bu yarışmaya katılıp şu anda profesyonel olarak çok ciddi şirketlerde çalışan genç arkadaşlarımız var ama kendi şirketlerini kurup şu anda katma değer oluşturan ve ülkeye katkı sağlayan gençlerimiz de var. Ben zaman zaman genç arkadaşlarımızla bir araya geliyorum. Bana tabi soruyorlar 'Biz nerede iş bulabiliriz, kadro meseleleri nasıl olacak' ben o arkadaşlarıma şunu tavsiye ediyorum. Bir genç arkadaşımız diyelim ki birinci sınıfa başlayacak. O genç arkadaşımız üniversiteye başlarken aklındaki ilk fikir ben burayı bitirdiğimde nasıl birinin yanında çalışırım olmamalı. Bu genç arkadaşlarımız şu düşünceyle hayata başlamalı 'Ben yeni bir hayata başlıyorum. Üniversite hayatına başlıyorum. Kendi ayaklarım üzerinde nasıl durabilirim, kendi işimin patronu nasıl olabilirim' aslında biz gençlere bu ufku vermeye çalışıyoruz. Yoksa gidip birinin yanında çalışabilirsiniz. Maaşınızı alıp kendinizi geçindirebilirsiniz. Ama hayatın başında genç bir insan girişimciliği deneyebilir kendi şirketini kurmayı deneyebilir, bir girişim kurup bununla yol almaya çalışabilir. Hayatın başında bu riskler alınır. Gençken kimse bir iş kurup batırdığınızda niye böyle yaptın diye sormaz. Ama hayat ilerledikçe girişimci olma riski sizin omuzlarınıza daha fazla yük getirir. Onun için gençlerimize birinci tavsiyemiz bakanlığımızı çok iyi takip etmeleri lazım. Bakanlığımızın imkanları gerçekten fazla. TEKNOFEST gibi yarışmalara etkinliklere katılmaları lazım. Ama ilk hedefleri kendi girişimimi nasıl kurarım olmalı, kendi işimin patronu nasıl olurum bunu düşünmeliler. Devletimizin bu manada imkanları çok geniş."

TOGG'A MİLLETİN TEVECCÜHÜ NASIL?

Bakan Varank, Murat Çiçek'in "Bizim yıllar süren bir hayalimizin gerçekleştiği TOGG var ve uzun süredir yollardasınız. Milletimizin teveccühü nasıl? sorusuna şöyle cevap verdi:

"Yayından sonra arabaya binmek için bekleyen basın mensubu arkadaşlarımız var. Teveccüh muhteşem. Gerçekten araca bindiğinizde yollarda gittiğinizde o vatandaşlarımızın tepkileri sizi el sallamaları tebessüm mütebessim bir şekilde sizlerle konuşmaları helal olsun Allah devletimize zeval vermesin demeleri aslında bu işin ne kadar önemli, stratejik olduğunu ortaya koyan bir durum. Kullanıyoruz, araç neredeyse 4 bin km oldu. Bayağı kilometre de yaptık şaka maka. Tabii Türkiye'nin Otomobili projesi aslında değişen dönüşen otomotiv endüstrisinde Türkiye'nin doğru zamanda doğru teknoloji ile yola çıktığı bir proje. Onun içinde tabii ki milletimizin sahiplenmesi, insanlarımızın teveccühü bir tarafa oraya geleceğiz tabii ki aslında Türkiye otomotiv endüstrisinde geleceği hedefliyorsa doğru zamanda doğru yapılmış bir yatırım. Şu anda Türkiye'de hali hazırda bir otomotiv endüstrisi var. Biz 30 milyar doların üzerinde otomotivde ihracat yapan bir ülkeyiz. Avrupa'nın en fazla ticari araç üreten ülkesiyiz. Bursa bu manada en önemli şehirlerimizden bir tanesi. Renault orada, TOFAŞ orada, KARSAN orada TOGG orada. Gerçekten otomotiv sektörü açısından önemli bir şehir. Aslında biz otomotiv endüstrisi dönüşürken kendi ekosistemimizi tedarik zincirimizi tedarikçi firmalarımızı da dönüştürmemiz gerektiğini biliyorduk. Bunu da yapmanın yolu da nereden geçiyor işte böyle bir teknoloji ile bir araç yatırımını Türkiye'ye kazandırmaktan böyle bir projeyle yola çıkmaktan geçiyordu.

Aslında TOGG Türkiye'de otomotiv endüstrisini değiştirecek dönüştürecek bir işaret fişeğiydi. Şu anda birçok firmamız artık elektrikli araçlara otonom araçlara yönelik çalışmalar yapmaya başladı, tedarikçi olmaya başladı. Bakın ben Bursa'dan vekil adayıyım. Her gün sokaklardayız. Emin olun her gün bir arkadaşımıza rastlıyorum. Ben TOGG'da çalışıyorum diyor ben boyahanesinde çalışıyorum diyor ben pil üretiminde çalışıyorum diye. Ama onun yanında ben şu parçasını üretiyorum benim firmam şu parçasını üretiyor diyen her gün bir arkadaşımıza rastlıyorum. Bu aslında bu projenin Türkiye'de üretim endüstri anlamında ne kadar önemli olduğunu gösteriyor."

Murat Çiçek, "Yakıt konması unutulduğu için yolda kaldığı söylenen Devrim otomobili daha sonra Ankara sokaklarında günlerce dolaştı ve millet ona büyük teveccüh ve sevgi gösterisinde bulundu. Fakat dönemin medyası bunu göstermediği gibi Devrim otomobilini kötüleyerek silmeye çalıştılar. Ama çalıştığını bilmiyordum şu anda" dedi.

"TOGG 60 YILLIK BİR HAYALİMİZDİ"

"Türkiye'nin otomobili 60 yıllık bir hayalimizdi" diyen Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, "Bir ülkenin sanayi ülkesi olduğunu göstermenin bir kaç yolu var. Bunlardan bir tanesi de kendi otomobil markasına sahip olup olmadığı. Aslında Erbakan hocamızın rahmetli vizyoner bakış açısıyla onun da biraz gayret göstermesiyle Türkiye'de bir otomobil üretebileceği fikri 1960'larda ortaya atılmış. Bu manada stratejik bir şekilde Eskişehir'de tam 129 günde motoru da dahil olmak üzere bizim mühendislerimiz araştırmacılarımız bir devrim otomobilini üretmişler iki tane. Bu otomobil Ankara'ya kadar gitmiş ama o zamanki siyasi iktidar gerekli dirayeti gösteremediği için o zaman da bu projeye kulp takanlar bu projeyi eleştirenler batırmak için uğraşanlar olduğu, dönemin medyası özellikle onlara karşı durulamadığı için maalesef devrim otomobili projesi akim kalmış ve ülkemizin bir hayali olarak tarihte yerini almış. Bakınız şu anda Eskişehir'e gidin TÜRASAŞ'ın tesislerine gidin kontağı çevirin arabayı kullanabiliyorsunuz. Şu anda bile gidiyor 'Devrim' için söylüyorum. Böyle bir akamete uğramış neden siyasi iktidar arkasında duramadığı için, o cesareti gösteremediği için.

İşte bu hayal Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliği ile bugüne kadar gelmiş ve Sayın Cumhurbaşkanımız bizim kendi markamızın olması lazım deyip iş dünyasını harekete geçirmesiyle hayat bulmuş. Tabi Sayın Cumhurbaşkanımız bu çağrıyı yaparak iş dünyasını harekete geçirdi ama bu da çok kolay olmadı. Sayın Cumhurbaşkanımız 'Biz kendi otomobilimizi yapmalıyız' dediğinde 'Türkiye kendi otomobilini yapamaz' diyen iş dünyasından insanlar vardı. 'Türkiye'nin kendi otomobilini üretmesi intihardır' diyen iş dünyasından insanlar vardı. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız o kararlılığını gösterdi ve iş dünyasının da tabii ki burada elini taşın altına koymasıyla biz bu projeyi hayata geçirmiş olduk. Türkiye istediğinde neleri başarabileceğini bunun gibi projelerle göstererek bu ülkeye o özgüveni aşılamış oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız biz en iyisini yaparız dediği, biz istersek başarabiliriz dediği için aslında toplumumuzda o özgüven oluştu ve böyle bir projeyi biz hayata geçirmiş olduk. Biz tabii burada biliyorsunuz babayiğitler diyoruz. İş dünyası bu işte elini taşın altına koydu bu proje hayat buldu ama o babayiğitleri hayata geçirecek bir baş babayiğit gerekiyor her zaman. O baş babayiğit de Sayın Cumhurbaşkanımız. Böyle bir hayali bu kadar uzun süre sonra kavuştuğumuz için de milletimiz de bu işi sahipleniyor. Sokakta giderken önünüze kırıp sadece bir kere dokunayım diyenler, arabanın yanına gelip hüngür hüngür ağlayanlar, bunu biz yapmışız helal olsun diyen vatandaşlarımızı görseniz gerçekten." ifadelerine yer verdi.

Murat Çiçek'in "Spesifik bir anınız var mı?" sorusuna cevap veren Bakan Varank şunları söyledi:

"O kadar farklı tecrübeler yaşıyoruz ki şimdi bugün bile Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanımızı Çanakkale Valimizi arabaya aldım. Buraya kadar geldim. Şimdi arabayla giderken camlar açık ilkokul çocukları daha ikinci sınıfta görüyorsunuz belli. 'Aaaa bu TOGG değil mi diyor' nasıl bağırıyor. Belediye başkanımız şaşırdı bu TOGG'u nasıl bu kadar tanıyorlar dedi. Dedim ki 'Başkanım TOGG, gerçekten Türkiye'nin en çok tanınan markası. Çocuklar TOGG'u tanıyor ama içindeki bakanı tanımıyor çocuklar ama TOGG'u mutlaka tanıyorlar'. İşte Gemlik'teydik en son. Sayın Cumhurbaşkanımız Gemlik'te vatandaşlarımızla buluşmaya kendisi TOGG'u kullanarak gitti. O görüntüleri izlemenizi isterim. Karanfillerin atılmaları arabanın yanına gelmeleri."

"TOGG'u tanıtımınızda sizin katkınız da büyük" sorusuna yanıt veren Varank, "Estağfurullah. Bugün ilk kez TOGG gelin arabası oldu haberiniz var mı bilmiyorum. Biraz önce Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımızla konuştuk. Geçen gün yine Gemlik'te saha çalışması yapıyorduk. Giresunlular Derneğine gittik orada genç bir arkadaşımız geldi davetiye uzattı dedi benim düğünüm olacak Perşembe günü gelebilir misiniz dedi. Ben gelemem ama TOGG'u ilk kez gelin arabası olarak sana verelim dedik, çok memnun oldu. Bugün nikahları kıyıldı. TOGG ilk kez gelin arabası oldu. Şöyle de bir tesadüf oldu tabi, o arkadaşımız ben bunu söyledikten sonra dedi ki benim eşim de TOGG'da çalışıyor güvenlik görevlisi. Dedim 'Eşin İtalyan mı' yok dedi 'Yok Gemlikli' dedi. Biliyorsunuz bu TOGG 'un İtalya'da üretildiğiyle ilgili iddialar var. Ben şöyle söylüyorum. O kadar Türkiye'den, Türkiye'nin kabiliyetinden bihaber muhalefetle uğraşıyoruz ki muhtemelen Gemlik'i İtalya'da zannediyorlar. Onun için TOGG İtalya'da üretiliyor diyorlar ama gerçekten Türkiye'nin otomobili projesi hem özgüven aşılıyor hem vatandaşlarımız sahipleniyor bu aynı zamanda kalkınma ve ekonomik anlamda büyük katkılar sağlayacak. Bursa'da oluşturduğu istihdamla, oluşturduğu katma değerle önümüzdeki dönemde yapacağı ihracatla aslında Türkiye ekonomik anlamda çok ciddi katkı sağlayacak." ifadelerine yer verdi.

"BATARYA KONUSUNDA TEMELLERİ ATTIK"

Batarya konusunda temelleri attıklarını kaydeden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, "Çok önemli bir teknoloji. Aslında elektrikli araçların en önemli komponenti, kalbi diyebileceğimiz alan batarya teknolojisi ve bataryalar. Elektrikli araçlar önümüzdeki dönemin trendi ve hızlı bir şekilde bütün endüstri elektrikli araçlara dönüşecek. Burada batarya teknolojisine sahip olmak kendi bataryalarınızı hücreden itibaren üretip bu katma değeri kendi ülkenizde bırakmanız oldukça önemli. Aslında bu TOGG 'un marka sürdürülebilirliği açısından da stratejik bir hamle. İşte biz Gemlik'te TOGG'un üretim kampüsünün yanında bir Siro Farasis isimli bir ortaklık kuruldu. Burada bir batarya fabrikasının temeli atıldı. İşte burada tabi bir kaç hususun altını çizmemiz lazım. Burada üretilecek bataryalar sadece bize hizmet etmeyecek. Bir kere bu fabrika ile bütün bölgeye hizmet edecek bir alt yapıyı kurmuş olacağız. Aynı zamanda burası batarya teknolojisi geliştiren bir yer olacak. Sadece batarya üreten değil batarya teknolojileri geliştiren hem Avrupa'ya hem bölgeye pazarlayan bir yatırımdan bahsediyoruz. Otomotiv bataryası önemli ama artık enerji depolama teknolojileri de hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmeye başladı. Aynı zamanda bu tesis işte bu farklı depolama çözümleri de geliştirecek başta yenilenebilir enerji olmak üzere enerjinin depolanmasıyla ilgili evlerde kullanımıyla ilgili yeni teknolojileri de geliştirecek stratejik bir yatırım. Onun da temellerini attık. İnşallah 2024 yılında burada ilk üretimleri de firma yapabileceğine inanıyor.

"SADECE BATARYAYI ALIP ÜRETEN DEĞİL, BATARYA TEKNOLOJİLERİ GELİŞTİREN VE AVRUPA'YA PAZARLAYAN BİR YATIRIMDAN BAHSEDİYORUZ"

"Elektrikli araçlar önümüzdeki dönemin trendi. Burada kendi batarya teknolojisine sahip olma, bu katma değeri ülkenizde bırakıyor olmak oldukça önemli. Bu, TOGG'un marka sürdürülebilirliği açısından da stratejik bir hamle. Burada üretilecek bataryalar sadece bize hizmet etmeyecek, bu fabrikalarla bütün bölgeye hizmet edecek bir altyapıyı kurmuş olacağız. Burası batarya teknolojisi geliştiren bir yer olacak. Sadece bataryayı alıp üreten değil, batarya teknolojileri geliştiren, know how kazanan ve Avrupa'ya pazarlayan bir yatırımdan bahsediyoruz. Bu tesis farklı depolama alanları da geliştirecek. Başta yenilenebilir enerji olmak üzere, stratejik bir yatırım. İnşallah 2024 yılında burada ilk üretimleri de firma yapabileceğine inanıyor. Burada bakanlık ve hükümet olarak yatırımcı dostu politikalar izliyoruz."

"Karbon ayak izinin sürdürülmesi, iklim değişikliği aslında bütün mobilite sektöründeki, trenleri değiştiriyor. Bu manada otomobillerin elektrifikasyonundan, raylı sistemlerin elektrifikasyonuna ciddi bir dönüşüm var. Türkiye de bu alana yatırım yapıyor. Eskişehir-5000 ismini verdiğimiz elektrikli lokomotif, Türkiye'nin hatlarında çalışabilecek bir ana hat lokomotifi. Biz bunu TÜBİTAK ile beraber Ulaştırma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve özel sektörün katkılarıyla Türkiye'de geliştirdik ve ürettik. Biliyorsunuz, Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı'nı dün açtık. O hatlarda bu lokomotif çalışabilecek. TSE Başkanımız ile konuşmamda dedi ki; 'milli elektrikli trenimizin ulusal sertifikamızı trene verdik.' Artık yurt içinde yolcu taşıması için milli elektrikli treni de kullanabileceğiz. Bizim Sivas ve İstanbul'u YHT hattı ile yeni bir hatla bağlamamız sadece insan taşımacılığı için önemli değil, eğer sanayiden bahsedeceksek mutlaka lojistikten bahsetmeliyiz. Her kurduğumuz yeni hat aynı zamanda sanayiye farklı bir katkı sağlıyor. Bu yüzden Sivas hattının açılması oldukça önemli. Ama biliyorsunuz Sivas'a hızlı trene karşı çıkan Sivaslı liderler var. Şu anda Konya'da yaşayıp, Ankara'da okuyan, Ankara'da yaşayıp, Eskişehir'de okuyan genç arkadaşlarımız var. Hızlı tren olduğu için günübirlik gidip gelebiliyorlar. Yani şehirler boşalmıyor aslında. Ama birilerinin bu vizyonu anlamalarını tabii ki beklemiyoruz. 23 Nisan, yani bayramın son günü, Osmangazi Köprüsü'nden 102 bin araç geçmiş. 'Bu köprüden kim geçecek?' diyorlardı. Ben bayramda Bursa'daydım, otoyolları takip ettim. Kuzey Marmara Otoyolu da dahil olmak üzere o kadar büyük bir hareketlilik vardı ki, bir de bunları yapmadığımızı düşünün. Emin olun insanlar İstanbul'a girip çıkamazdı." dedi.

"MUHALEFET, YALAN SÖYLEYEREK KAFA KARIŞTIRMAYI SİYASET TARZI OLARAK KABUL EDİYOR"

Muhalefetin vatandaşı aldatmayı, yalan söyleyerek kafasını karıştırmayı bir siyaset tarzı olarak kabul ettiğini kaydeden Bakan Varank, "Elbette bu söylemlerden etkilenen, zaman zaman aklı karışan vatandaşlarımız oluyor. Bu tarz, ülkenin gerçekten altını oyan, siyasete güveni zedeleyen bir tarz. Siyasetin aslında değerini düşüren muhalefetin bu tavırları. Sürekli yalan söylüyorlar. TOGG bunun için güzel bir örnek. Aracı tanıttık ne dediler, 'bunun fabrikası nerede?' Fabrikanın temellerini attık, 'siz bunun temelini bitiremezsiniz, yaşan söylüyorsunuz' dediler. Açılışı yaptık. 'Hani bunun üretim bandı nerede?' dediler. 'Bu aracı kimse satın almaz' dediler. 177 bin ön sipariş oldu, bu sefer de 'bu araçları sadece bakanlar aldı, vatandaş almayacak' diyorlar. Nisan ayının sonunda vatandaşlara teslim başlayacak diye en başından beri söylendi. Sürekli bir yalan uydurarak böyle kötülemeye çalışmaları gerçekten kabul edilebilir bir şey değil. Şimdi yeni bir şey uydurmaya başlamışlar, bakanlara verilen araçlar İtalya'da üretilen araçlarmış, bu araçlarda, vatandaşa teslim edilecek araçlarda burada üretildi." dedi.

"TOGG'DA ÖN SİPARİŞE BAŞVURDUM AMA BANA ÇIKMADI"

Muhalefete araç verildi mi sorusunu yanıtlayan Bakan Varank, "Aracı biz vermiyoruz, ön siparişi girip kuradan çıkan varsa muhalefetten de insanlar alabilir. Ben şahsen ön siparişe başvurdum ama bana çıkmadı. Muhalefet ön sipariş verdiyse araçlarını alacaklardır. Bu sene 28 bin araç üretilecek." dedi.

"TEKNOLOJİ GÖRSÜN DİYE SAYIN KILIÇDAROĞLU'NU BİLİŞİM VADİSİ'NE GÖTÜRÜRDÜK"

"Teknoloji görsün diye Sayın Kılıçdaroğlu'nu Bilişim Vadisi'ne götürürdük" diyen Bakan Varank, "Orada bizim hangi imkânları girişimcilere verdiğimizi ve o destekleri kullanan şirketler neler üretiyor, onu görebilirdi. Ancak karşımızda teknolojiyi öğrenmek isteyen insanlar yok. Vatandaşı aldatmayı siyaset zanneden insanlarla muhatap oluyoruz. Ben gerçekten bir insanımızın bile kafası karışsa, aklında soru işaretleri oluşsa buna üzülüyorum. Bir insan millet teknoloji görsün diye 'biz uzaktan danışmanımıza bağlandık' diyorsa, bu teknoloji cahili insandır. Şunu bile bilemeyecek kadar kapasitesiz bir insandan bahsediyoruz. Arkamızda gördüğünüz İMECE uydusu yüzde 90 yerlilikte. Bunun içerisindeki elektrikli optik kamera dahil olmak üzere biz Türkiye'de geliştirdik, uzaya gönderdik. Şu anda yörüngesinde. İnşallah ilk resmi de çektiğinde vatandaşlarımızla paylaşacağız. Yani teknolojiden bihaberler. Sadece kurusıkı sallayarak vatandaşı aldatmaya çalışıyorlar. Ama biz inanıyoruz ki vatandaşımız, yalan söyleyenlere fırsat vermeyecektir. Vatandaşı aldatarak siyaset yapma anlayışından Türkiye'nin kurtulması lazım. Beni zorlayacak bir muhalefet olsa emin olun, benim performansımda değişebilir." şeklinde konuştu.

Uzaya gönderilecek araca bir hibrit roket motoru takacaklarını belirten Bakan Varank, "Uzayda kullanılan iki tip motor var; sıvı yakıtlı roket ve katı yakıtlı roket motorları. Bunların ikisinin de kendine göre avantaj ve dezavantajları var. Uzaya göndereceğimiz aracımıza bir hibrit roket motoru takacağız. Peki bu bize ne kazandıracak? Bir kere iki roket teknolojisine alternatif roket motorunu üretmiş olacağız, dünyaya bunun çalıştığının göstermiş olacağız. Çok daha uygun maliyetli, az riskli bir roketi aslında uzay piyasasında pazarlama imkânı bulacağız." dedi.

UZAY YOLCULARI BELLİ OLDU, BAŞKAN ERDOĞAN HAFTA SONU AÇIKLAYACAK

Murat Çiçek'in "Astronotlar ne zaman açıklanıyor" sorusuna Varank şu yanıtı verdi:

"İsimlerimiz belli, hatta bu arkadaşlarımız şu anda Amerika'da eğitimde. İnşallah bu sene Türkiye'mizin 100. yılında bir arkadaşımız Uluslararası Uzay İstasyonu'na gidecek, Cumartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuna ilan edecek. Bu sene dolmadan vatandaşımız gitmiş olacak."

"MÜREFFEH VE AYDINLIK BİR TÜRKİYE'Yİ BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ"

Milletimizin 14 Mayıs'ta doğru tercihi yapacağının altını çizen Varank, "Bizim 21 yıllık bir mücadelemiz var. Biz, bu ülkeye hizmet getirmek, projeler kazandırmak için ne mücadeleler verdik, milletimiz gayet iyi biliyor. Biz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde siyasi olarak bunlarla mücadele edebildiğimiz için bu işleri başarabildik. Yoksa geçmişte bunlar yapılamadı, bakın Devrim otomobili bir örnek. Türkiye kendi milli piyade tüfeğine ne zaman sahip oldu biliyor musunuz? 2017'de. Peki biz bu yıla kadar neden bu tüfeğe sahip olamadık, zor olduğu için mi? Hayır. Bunu bize yaptırmamışlar. Buna Türkiye sahip olmasın diye uğraşan insanlar yüzünden, Türkiye 2017 yılına kadar bu tüfeğe sahip olamadı. Bizden önceki iktidarların başaramamasının sebebi, onlar siyasi olarak güç gösteremedi. Sayın Cumhurbaşkanımız bu dirayeti gösterdiği için biz, bu işleri başarabildik. Emin olun bu muhalefet iktidara gelse, buradaki projelerin tamamını durdurur veya rafa kaldırır. Hatırlayın İmamoğlu İBB Başkanı olduğundan ilk ne yaptı? 'Temel atmama töreni.' Siz dünya literatürüne 'temel atmama töreni'ni sokmuş bir siyasi hareketsiniz. Kimisi özelleştirmeden yana kimisi, kimisi özelleştirme karşıtı. Her kafadan bir sesin çıktığı böyle bir iktidar bu işleri yapabilir mi? Biz milletimize güveniyoruz. Çok daha müreffeh ve aydınlık bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Lafa gelince dünyadan örnekler veriyorlar. ABD'de teknoloji devrimi 1970'li yıllarda başlamış. Bizden önceki iktidarlar Teknoparkları 2 tane değil de 98 tane yapsalardı, biz şu anda katma değeri çok farklı bir şekilde oluştururduk. Bize 'fabrika yapmadınız' diyenler emin olun, Türkiye'de bir tane Organize Sanayi Bölgesi (OSB) gezmemiştir." ifadelerine yer verdi.