İHA
Dünyada yaygın olan ev diyalizi uygulaması İstanbul'da da başarıyla sürdürülüyor. Hastanın daha uzun süre diyalize bağlı kalmasına imkan veren ve pandemi döneminde büyük kolaylık sağlayan uygulama hakkında konuşan Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Prof. Dr. Abdülkadir Ünsal: "Hastanemiz kamuda ev diyalizi yapılan ilk ve bildiğim kadarıyla da tek kamu diyaliz merkezi. Evde yapmanın avantajı çok büyük. 16'ncı hastamıza eğitim vermekteyiz şu anda. Evde 7-8 saat diyalize giren bir hasta ilaç maliyetini hemen hemen ortadan kaldırmış oluyor. Bu devlet anlamında da çok ciddi bir yükün ortadan kalkması anlamına geliyor" dedi.
İHA'nın haberine göre, Türkiye'de çok sayıda merkezde hizmet alan yaklaşık 70 bin diyaliz hastası olduğu ifade edilirken hastaların diyalize ulaşması hayati önem taşıyor. Bu kapsamda dünyada yaygın olarak kullanılan ev diyalizi uygulaması Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi hastaları tarafından memnuniyetle kullanılıyor. Uygulamayı kullanmaya uygun olduğu belirlenen hastalar için sağlık çalışanları önce gerekli bilgilendirmeyi yapıyor ardından ise hastaya evde diyaliz kullanımı için 8 haftalık eğitim veriliyor.
Evde kullanılması diyaliz süresini uzatıyor
Eğitimleri tamamlayan kişilerin evlerine sistemin kurulumu sağlanırken, belirli aralıklarla hasta evde kontrol ediliyor. Evde diyaliz sayesinde gittikleri merkezlerde haftada 3 kez, 4'er saat diyaliz alan hastaların bu süresi evde 8 saate çıkıyor. Kimi zaman gece saatlerinde cihaza bağlanan diyaliz hastaları hem zamandan tasarruf ediyor hem de pandemi sürecinde bulaş riskinde uzak kalıyor. Öte yandan araştırmalara göre evde diyaliz uygulayan hastaların ilaç giderleri diğer hastalara göre daha az olurken ömürleri de diğer hastalara nazaran daha uzun oluyor.
"Pandemi döneminde daha da avantaj"
Evde diyalizin özellikle pandemi sürecinde hastalar için büyük bir avantaj olduğuna dikkat çeken Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özgür Yiğit: "Birçok kolaylıklar var aslında ama hastalığın tedavisi gereği yine de insanlar haftada 3-4 kez bir merkeze gidiyorlar. Böbrek yetmezliği hastaları için sıkıntılı bir iş, Türkiye'de yaklaşık 70 bine yakın diyaliz hastası var. Özellikle kadavradan donör sayısının artması lazım. Böbrek transplantasyonu kadar olmasa da en azından böbrek hastalarının hastaneye gidiş gelişlerini ya da diyaliz merkezlerine gidişlerini önleyecek yeni bir sistem var. Aslından yeni demeyelim, yaklaşık 10 yıldır uygulanan bir sistem var: evde diyaliz tedavisi. Hastaneye, diyaliz merkezine gelmeden kişiler evinde diyaliz makinesine bağlanarak tedavilerini evlerinde sürdürebilirler. Üstelik gündüz çok vakit harcamadan ve daha fazla diyaliz makinesine bağlı kalarak bunu yapabilirler. Böbrek transplantasyonu kadar olmasa da konforlu bir tedavi metodu; evde diyaliz. Umarım Türkiye'de bunun sayısı artar. Hala evde diyaliz sayıları çok düşük umarım bu tedaviden diyaliz hastaları faydalanır. Covid, pandemi döneminde daha da avantaj, kendi evinde dışarıya çıkmadan bir bulaş riski olmadan bunu hastalarımız kendi evinde yapabilir. Daha uzun süre diyaliz aldıkları için ömürlerinin de daha uzun olacağı söyleniyor" dedi.
"Hemen hemen hiç ilaç kullanmıyorlar"
Hastanenin Nefroloji Klinik Sorumlusu Prof. Dr. Abdülkadir Ünsal, evde diyaliz sayesinde hastaların merkezlerden daha uzun süre cihaza bağlı kalabildiğini ifade ederek: "Bir merkezde, diyaliz merkezinde olsun ancak haftada 3 gün 4 saat yapabiliyorlar. Evde diyaliz sisteminde bu hastaların tedavilerini kendileri ya da yakınları yapıyor. Dolayısıyla bu hastalar için bir personel, diyaliz hekimi, hemşiresi gerekmiyor. Diyaliz sırasındaki komplikasyonların çoğu görülmüyor. Bu hastalarda genellikle kansızlık problemi olmuyor. Kan ilaçları kullanmıyorlar, tansiyon problemleri genellikle olmuyor. Hemen hemen hiç ilaç kullanmıyorlar. Evde yapmanın bu bakımdan avantajı çok büyük. Genç hastalar gece diyaliz yapıp sabah işe gidip gelebiliyorlar. Bir merkezde diyalize girecek olsalar gündüz 4 saat giriyorlar. Bir de gelmesini gitmesini düşünürseniz haftada 3 gün bu hastalar işlerine gidemeyecek. Süreç 2 ay genellikle 8 hafta civarında eğitim veriyoruz. Hastanın durumuna göre bazen uzayabiliyor bazen erken de olabiliyor. Evde yapacak hale geldiğinde artık bununla ilgili belge düzenliyoruz. Evinde hem cihaz hem su sistemi kurulumu yapılıyor. Hasta evinde diyalize girmeye başlıyor" dedi.
"Hastanemiz kamuda ev diyalizi yapılan ilk ve tek"
Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin evde diyaliz uygulamasında İstanbul'da kamu sektöründe ilk olduğunu belirten Prof. Dr. Abdülkadir Ünsal: "Bizim hastanemiz kamuda ev diyalizi yapılan ilk ve bildiğim kadarıyla halen de tek kamu diyaliz merkezi. 16'ncı hastamıza eğitim vermekteyiz şu anda. Kış şartlarında, yağışlı şartlarda trafik çok daha sıkışık olabiliyor, onların diyaliz merkezine ulaşması, diyaliz sonrası eve gitmesi problem olabiliyor. Dolayısıyla evde diyaliz olması bütün bu problemleri ortadan kaldırıyor. Sadece ayda bir defa bize kanlarını getirip tetkit ediyoruz. Bir de 3 ayda bir diyalizle ilgili bir teknisyen ve hemşire arkadaşımız evde kontrol ediyor. Bu ilaçların maliyeti genellikle diyaliz maliyeti kadar hatta bazen fazla da olabiliyor. Dolayısıyla evde 7-8 saat diyalize giren bir hasta ilaç maliyetini hemen hemen ortadan kaldırmış oluyor. Bu devlet anlamında da çok ciddi bir yükün ortadan kalkması anlamına eğliyor. Hastalar ve yakınları çekiniyorlar evde yapmaktan damar girişi yapmaktan ama bu dünyada uzun yıllardır yapılan bir tedavi. Salgın döneminde evde yapıyor olması hastanın hem kendi hastalanmasını önlemek açısından çok uygun bir de diyaliz merkezine de bulaştırmamış oluyor" diye konuştu.
"Benim için çok büyük avantajlar sağlayacak"
Evde diyaliz konusunda eğitim aşamasında olan diyaliz hastası 30 yaşındaki Cengiz İşeri: "1,5 yıl önce biraz halsizleşmiştim yapılan tetkitler sonrasında böbrek yetmezliğim olduğunu öğrendim. Doktorlarıma özellikle altını çizerek söyledim çalışabilecek miyim, daha gencim, çalışmak istiyorum, nasıl yapabilirim gibisinden. Ben reprezantım. Sürekli bir koşturma içinde oluyorum. Haftanın 3 iş gününde olduğu için çok büyük sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Evde diyalizin gerçekten benim için tek çıkış yolu olduğunu gördüm. Şu an bu yola girdim, şimdiden ümitliyim gerek iş hayatında olsun, gerek değerlerimin daha düzenli olması, ilaç kullanımının azaltılması olsun. Benim için çok büyük avantajlar sağlayacak. Hatta birkaç kişiden 'diyalize girdiğimi bile fark etmiyorum" diyenler duyuyorum. Pandemi döneminde bu hastalığa yakalandım. Covid döneminde evde olmak inanılmaz güzel bir şey olacağını düşünüyorum" dedi.
"Herkes böyle bir şey olduğunu bilse katılacağını söylüyor"
Salgın sürecinde evde tedavi seçeneğinin çok büyük avantaj sağladığına dikkat çeken diyaliz hastası 54 yaşındaki Metin Yavuztürk: "3 yıldır diyalize giriyorum 2 yıldır da evde kendi başıma diyalizimi yapıyorum. Yolda herhangi bir süre geçirmiyorum, o riskleri atlatmış olduk. Kimsenin haberi yok, herkes böyle bir şey olduğunu bilse katılacağını söylüyor, inanmayan da çok oluyor ama böyle bir hizmet var. Devletimiz bütün imkanlarını sağlıyor, malzemelerini de kapımıza kadar getiriyor. İnsan, gece uykuda geçen zamanı diyalizde değerlendirip sabah da kalkıp işine ya da o günü kendine kullanabilir. Eğitimler verildi, öğretildi, kendimiz giriş çıkış yaptık" diye konuştu.
"Her şey devletimiz tarafından ödenmekte"
Eşinin evde diyalize girmesinin tüm aile için büyük kolaylık olduğunu ifade eden Şerife Yavuztürk: "Son derece tavsiye ediyorum büyük bir kolaylık, bunu ancak kendileri yapınca anlayacaklar. Kendi yatağında tertemiz kimseyle temas halinde bulunmadan bu süreci evde geçirdi. Her şey devletimiz tarafından ödenmekte. Beni gördüklerinde hastanede falan 'siz bu makineyi nasıl aldınız gücünüz yetti mi veya malzemeleri nasıl karşılıyorsunuz' diyorlar" ifadelerini kullandı.