İSMEK tarafından düzenlenen 20. Genel Sergi ve Festivali'nde AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Koca, teması "Bahar" olarak belirlenen serginin, İstanbul genelinde 412 branşta eğitim gören 236 bin kursiyerin ürettiği eserlerden oluştuğunu anlattı.
Sergiyi "dünyanın en büyük el sanatları sergisi" olarak nitelendiren Koca, ziyaretçilerin, en az 2-3 saat kendilerini zihnen ayrı bir dünyada hissettiğini kaydetti.
Koca, "Bazen bir eserin karşısında yarım saat duran ziyaretçilerimiz var. Ne bulduklarını sorduğumuzda 'Ben çocukluğuma gittim", 'Beni ben yapan değerleri gördüm', 'Bu çalışma beni köklerime götürdü' diyorlar. Çünkü, sergi aynı zamanda yitirilmiş bir medeniyeti de gözler önüne seriyor." dedi.
Sergide unutulmaya yüz tutmuş birçok sanatın yeniden gündeme getirildiğine dikkati çeken Koca, 1996'da kurulan ve Türkiye için artık önemli bir birikim olan İSMEK'in sadece İstanbul'u temsil etmediğini aktardı. Koca, İSMEK'in, kültürel birikimleri ortaya çıkarması açısından Türkiye'de hem ilk hem de öncü bir kurum olduğunu söyledi.
"Dünyaya örnek oluyoruz"
Koca, dünyada birçok kurumun, özellikle İslam ülkelerinin İSMEK'in çalışmalarını örnek aldığını aktararak, şöyle devam etti:
"İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) ile yaptığımız iş birliği neticesinde, İslam ülkelerine model olarak İSMEK'i götürüyoruz. Yakın tarihte onlar vasıtasıyla Medine'de el sanatları kursu açıldı. İslam ülkelerinde birçok yerde, mesleki eğitim veren kurumlardaki öğreticilere eğitimler veriyoruz. Yurt dışından sürekli çalışmalarımızı model almak isteyen heyetler geliyor, mesela geçen hafta İngiltere'den bir heyet geldi."
İSMEK'te verilen eğitimlerin titizlikle planlandığını dile getiren Koca, kurs bölgelerindeki kursiyer taleplerinin de öncelendiğini, ilgililere ulaşmak için sürekli alan çalışmaları yaptıklarını vurguladı.
"İğne oyası ilgiyi hiç kaybetmiyor"
Ali Koca, kursların verimini araştırmaya yönelik özel bir laboratuvar kurdukları bilgisini vererek, şunları anlattı:
"Laboratuvar sayesinde özellikle el sanatlarının bazı alanlarındaki gelişmeleri çok yakından görebiliyoruz. Mesela makine nakışına gösterilen ilginin düştüğünü gördüğümüzde, hemen farklı çalışmalara yöneliyoruz. Enteresan bir şekilde ilgisi hiç düşmeyen, korkunç derecede talebi olan, en yoğun öğrencisi bulunan el sanatlarının başında ise iğne oyası geliyor. İğne oyası ilgiyi hiç kaybetmiyor."
Çalışmalarında sektöre önemli katkılar sağladıklarına değinen Koca, "İSMEK'in öne çıkardığı şey; İstanbullulara daha çok meslek kazandıracak, gelir elde etmelerini sağlayacak, merkezimizi bir gelir kapısı haline getirecek branşları oluşturmaktır. Aynı zamanda butik projelerle sektörün ihtiyacı doğrultusunda talepleri de karşılıyoruz. Bunların yanında İstanbul'da ikamet eden yabancı misafirlerimize, vatandaşlarımıza da meslek ve dil eğitimleri veriyoruz." ifadelerini kullandı.
"İstihdam sağlıyoruz"
İSMEK Hayat Boyu Öğrenme Müdürü Ali Koca, Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği sonucu verdikleri sertifikaların, işsiz ya da iş alanını değiştirmek isteyen kursiyerler için önemli olduğunu kaydetti.
Bir mesleğe yönelik uzmanlık merkezlerinde eğitim alacak kursiyerlere, mezun olduktan sonra iş imkanı sağlandığı için 18 ila 30 yaş sınırı getirdiklerini belirten Koca, İSMEK'in emeklilere yönelik çalışmalar da yaptığını, Sosyal Yaşam Merkezleri'ne katılan 60 yaş üstü kişilerin, kütüphane, el sanatları ve resim gibi atölyelerde iyi vakit geçirmelerini sağladıklarını dile getirdi.
Koca, İSMEK'in 20 yıl boyunca her yıl gelişerek yol aldığının altını çizerek, şu şekilde konuştu:
"Hedeflerimiz arasında sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli personelleri yetiştirmek de bulunuyor. Yakında Davutpaşa'da, Pastacılık ve Fırıncılık Okulu'nu açacağız. Oradan mezun olan bir kişi gerektiği zaman ustalık ve çıraklık belgesini de alabilecek. Buna benzer 6 uzmanlık merkezimiz var. Bu merkezlerden sertifika alan kursiyerlerimiz, özellikle kadınlar, iş sektöründe önemli bir boşluğu dolduruyor." (AA)