İran'ın 3'lü zirve iddiasına Türkiye'den yanıt! ''Esed oraya davetli değil''

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İran'ın 3'lü zirve iddiasını yanıtladı. Bakan Çavuşoğlu, ''İran'ın Türkiye ve Suriye'nin yer alacağı 3'lü zirve iddiası doğru değil, böyle bir şey yok. Esed oraya davetli değil.'' ifadelerini kullandı.

AA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ve bazı Batılı ülkelerin, Türkiye'deki birçok vize başvuru sahibinin randevularının bekleme süresini çok uzun tutmasında ve reddedilen başvuruların artmasında "kasıt gördüklerini" belirterek "Eylül başında bu Batı ülkelerinin büyükelçilerini Bakanlığa arkadaşlarımız çağıracaklar, gerekli uyarıları yapacaklar. Eğer bundan sonra da düzelmezse biz de karşı tedbirler alacağız." dedi.

AA'da yer alan habere göre, Çavuşoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türk vatandaşlarına ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden vize almalarının zorlaştırıldığına ilişkin soruya Çavuşoğlu, "Maalesef ABD ve bazı Batı ülkeleri, AB ve AB üyesi olmayan Batı ülkeleri vatandaşlarımıza randevu süresini 1 yıl sonraya, 6 ay, 7 ay, 8 ay sonraya veriyorlar. Aynı şekilde ret oranını da yükselttiler. Şimdi bu, planlı ve kasıtlı." yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, vatandaşların da bunun farkında olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

"En son Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ile İstanbul'da yaptığımız görüşmede, büyükelçileri de oradaydı, ona da söyledim. New York'ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la ABD Ankara Büyükelçisi Jeffry Lane Flake oradaydı, ona da söyledim. Yani biz burada kasıt görüyoruz. Halkımız da böyle görüyor.

Seçim öncesi AK Parti iktidarını zorda bırakmak için yapılan adımlar olarak değerlendiriyoruz. Önümüzdeki günlerde, şimdi birçoğu tatilde, eylül başında bu Batı ülkelerinin büyükelçilerini Bakanlığa arkadaşlarımız çağıracaklar, gerekli uyarıları yapacaklar. Eğer bundan sonra da düzelmezse bu sefer biz de karşı tedbirler alacağız, kısıtlayıcı tedbirler."

Bu durumun "kasıtlı" olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Personel, yok Kovid'miş... Bu bahanelere inanmıyorum. Bunların çözümleri var. Çözümleri kendilerine de söyledik." dedi.

Çavuşoğlu, söz konusu ülkelerin büyükelçiliklerinin yerel personeli artırabileceğini ya da çalıştıkları vize şirketlerinden takviye personel alabileceklerini belirterek "İsteseler çok rahat çözerler. Burada kasıt var. Kesinlikle kasıt var. Biz bunu görüyoruz ve eylülün başında arkadaşlarımız, bakan yardımcılarımız çağıracaklar, zaten bazılarıyla da görüştüler ABD'li ve diğerleriyle...Yani bu çok kolay çözülecek bir konu." diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, belgesi yetersiz ve istenilen şartları karşılamayan başvuruların reddedilmesinin anlaşılır olduğunu; ancak her türlü şartı yerine getiren ve gittikten sonra ülkeye döneceğinin garantisini sunan başvuruların reddedildiğini de gördüklerini anlattı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsrail'e Büyükelçi atamasına ilişkin, "Önümüzdeki günlerde atama gerçekleşecek, biz şu anda bir kararname hazırlıyoruz, kapsamlı bir kararname sadece İsrail için değil. Arkadaşlarımızla çalıştık, bakan yardımcılarımızla Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz, daha sonra da tebliğ etmeye başlayacağız." dedi.

Suriye'de savaşın yıllardır devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Türkiye olarak en önemli sürecin, siyasi süreç olduğunu söyledik yani tek seçeneğin siyasi çözüm olduğunu söyleyegeldik. O nedenle çok inisiyatif aldık. Bu inisiyatiflerden baktığımız zaman bir tek Astana Formatı'nın ayakta kaldığını görüyoruz." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Anayasa Komisyonu toplantılarının Türkiye-Rusya-İran'ın katkıları sayesinde olduğunu ama bir netice alınmadığını söyleyerek, "Rejim, gerçekten siyasi sürece tam olarak inanmadı." görüşünü dile getirdi.

Suriye muhalefetinin müzakere heyetini kurduğunu ve iyi niyetli, yapıcı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Suriye rejiminden kaynaklı bir direniş olduğunu ve bundan ötürü bir mesafe katedilmediğinin altını çizdi.

Çavuşoğlu, Türkiye-Suriye arasında istihbarat düzeyinde bir diyaloğun bulunduğuna işaret ederek, Suriye'de kalıcı bir barış için adımlar atılması gerektiğini, rejimin muhalefeti terör örgütü olarak görmemesi gerektiğini kaydetti.

Suriye'nin toprak ve siyasi bütünlüğünün son derece önemli olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Diyalog için illa bir şart değil ama amacı ve hedefi nedir? O daha önemli ve net sonuç odaklı olması gerekiyor. Bugüne kadar bizim yürüttüğümüz Suriye siyaseti de hep bu anlamda sonuç odaklıdır. Suriye'nin istikrarı, huzuru, barışı ve insanların geri dönebilmesi ve de komşumuzda terör örgütlerinin sınırlarımızın ötesinde barınmaması." dedi.

Çavuşoğlu, İran'ın yarı resmi Tasnim haber ajansının, "Özbekistan'ın Semerkant şehrinde düzenlenecek Şangay İşbirliği Örgütü Toplantısı'nda Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Esed ile görüşeceği" iddiasına karşılık "Yok doğru değil, öyle bir şey yok. Esed de oraya davetli değil." yanıtını verdi.

"PKK/YPG'YE YÖNELİK BİR OPERASYONUMUZA BİRBİRİNE KARŞI OLAN ÜLKELERİN HEPSİ KARŞI ÇIKIYOR"

Türkiye'nin Suriye'deki terör örgütlerine yönelik operasyonlarına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, operasyona birbirine zıt ülkelerin karşı çıktığını aktararak, şu ifadeleri kullandı:

"Çok ilginçtir, PKK/YPG'ye yönelik bir operasyonumuza birbirine tamamen zıt olan, birbirine karşı olan ülkelerin hepsi karşı çıkıyor. İran da karşı çıkıyor, ABD de karşı çıkıyor. İran karşı çıkıyor, İsrail de karşı çıkıyor. Rejim de karşı çıkıyor, Rusya da karşı çıkıyor. Zaten bildiğimiz bu PKK/YPG'ye destek veren ABD başta olmak üzere bazı ülkeler de karşı olduğunu söylüyorlar sürekli, sürekli.

Esas bizim yaptığımız operasyonlar, aslında Suriye için çok önemli. Suriye'nin bütünlüğü bakımından çok önemli. Ülkenin terörden arındırılması bakımından da önemli. Yani ama rejim derse ki 'yani ben bunu yapacağım senin yapmana gerek yok'. Böyle bir gücün varsa şimdi niye yapmıyorsun? Biz de destek verelim. Yapacak gücün yok senin. Bu terör örgütü, yarın biraz daha güçlendiği zaman seni bölecek."

Çavuşoğlu, Suriye rejiminin siyasi süreç konusunda adım atmamasından kaynaklı istenilen neticeye ulaşılmadığına dikkati çekerek, Astana Süreci'nin ayakta kalan tek süreç olduğunu söyledi.

"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ATAMA (İSRAİL'E BÜYÜKELÇİ ATAMASI) GERÇEKLEŞECEK"

İsrail'e Büyükelçi atamasına ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, "Önümüzdeki günlerde atama gerçekleşecek, biz şu anda bir kararname hazırlıyoruz, kapsamlı bir kararname sadece İsrail için değil. Arkadaşlarımızla çalıştık, bakan yardımcılarımızla Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edeceğiz daha sonra da tebliğ etmeye başlayacağız." ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, büyükelçi atamasında "meslekten" veya "siyasetten" atama ayrımını doğru bulmadığına değinerek, "İçerden-dışardan ayrımı olmaz. Biz her ülkeye, o ülkeye uygun arkadaşımızı büyükelçi olarak görevlendiriyoruz. Biz ayrım yapmıyoruz, ekipçilik yapmıyoruz, liyakate göre uygun isimler atacağız." dedi.

İSRAİL'LE DİYALOĞUN OLUMLU SONUÇLARI GÖRÜLMEYE BAŞLADI

Çavuşoğlu, İsrail'le normalleşmeye yönelik soru üzerine Filistin'de hem El Fetih kanadının hem de Hamas'ın Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesine destek verdiğini ifade etti.

Türkiye'nin normalleşmeyle Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistin konularından taviz vermeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, İsrail'le diyaloğun faydalarının da görülmeye başladığını vurguladı.

Çavuşoğlu, eski Başbakan Binyamin Netenyahu döneminde duran ramazan ayının son 10 günü Mescid-i Aksa'ya Müslüman olmayanların girmemesi geleneğinin Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog görüşmesinin ardından yeniden yürürlüğe girdiğini anımsattı.

İlişkilerin artmasının bölgesel barış, istikrar ve Doğu Akdeniz konularına da etkisi olacağını vurgulayan Çavuşoğlu, "Her konuda hemfikir olmasanız bile diyaloğun devam etmesi gerekiyor. Hemfikir olmadığımız konuları da açıkça tartışıp görüşlerimizi de aktarmak lazım. Bu şekilde ayrı düşündüğümüz konularda bile bazen orta yolu bulma konusunda adımlar atılabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.

"RUM KESİMİ VE YUNANİSTAN, KKTC VE TÜRKİYE'NİN HAKLARINI GASBETMEYE ÇALIŞIYOR"

Doğu Akdeniz'de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin hidrokarbon bulduğuna ilişkin habere de değinen Çavuşoğlu, haberlere konu olan parselin Türkiye'nin kıta sahanlığıyla örtüşmediğini ve kıta sahanlığı sınırının güneyinde yer aldığını aktardı.

Çavuşoğlu, geçen yıl içinde Yunanistan ve Rum kesiminin 9 defa Türk kıta sahanlığına değişik yöntemlerle gemi gönderme teşebbüsünde bulunduğunu belirterek, "Gerek aldığımız askeri tedbirler gerek diplomatik girişimlerimizle bu gemilerin kıta sahanlığımıza girmelerine kesinlikle izin vermedik." dedi.

Bir İtalyan bilimsel araştırma gemisinin bölgede araştırma yapmak için Türkiye'den izin istediğini de hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin kendi kıta sahanlığı içinde ve KKTC'nin ruhsat verdiği alanlarda sondaj ve sismik araştırma çalışmalarına devam edeceğini söyledi.

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz meselesinde sorunun Kıbrıs'ta gelir paylaşımına bağlı olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Biz bu konuda BM'ye de AB'ye de telkinlerde bulunduk. KKTC de 2011'den bu yana defaatle önerilerini yineledi. En son temmuzun başında iş birliği alanlarını açıkladı, tekliflerini tekrar masaya koydu ama Rum kesimi ve Yunanistan, AB'ye güvenerek bu tür hakça paylaşım yerine KKTC'nin ve Türkiye'nin haklarını gasbetmeye çalıştılar, çalışıyorlar. Buna geçmişte izin vermediğimiz gibi bundan sonra da izin vermemiz söz konusu değil."

"ELİMİZİ KOLUMUZU BAĞLAYACAK ŞEKİLDE F-16 YA DA BAŞKA ÜRÜN ALMAYIZ"

Çavuşoğlu, Yunanistan'la ilişkilere yönelik "Yunanistan'ın bir kere bu yalan dolan siyasetinden vazgeçmesi lazım." dedi.

F-16 konusunda Yunanistan'ın Türkiye aleyhinde lobi çalışması gibi faaliyetlerini eleştiren Çavuşoğlu, kendisi ve Başkan Erdoğan'ın Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı'yla yaptıkları görüşmelerin olumlu geçse de bu görüşmelerin ardından Yunan tarafının Türkiye karşıtı söylem ve faaliyetlerine devam ettiğini söyledi.

Çavuşoğlu, Yunanistan'ın uluslararası hukuka da uymadığını belirterek, Batı Trakya Türklerinin haklarının ihlal edildiğini, bazı adaların anlaşmaların hilafına olacak şekilde silahlandırıldığını ve bunların AB'ye güvenilerek yapıldığını dile getirdi.

"Türkiye gibi önemli bir komşunun kıymetini bilmesi lazım." diyen Çavuşoğlu, Yunanistan'ın Türkiye aleyhine tutumunu sürdürdükçe ikili ilişkilerde yumuşama olmayacağının altını çizdi.

Çavuşoğlu, diyalog için samimiyet vurgusu yaparak, ABD Kongresinde Yunan kökenli bir üyenin Türkiye'yle F-16 konusunda bir anlaşma yapılmamasına yönelik girişimde bulunduğunu da hatırlattı.

Bakan Çavuşoğlu, "Amerikan yönetimi olumlu bakıyor. Askerler arasındaki teknik görüşme de gayet iyi seyrediyor ama yönetim şunu da biliyor ki şartlı, elimizi kolumuzu bağlayacak şekilde biz F-16 ya da başka ürün almayız. Alacaksak kullanabileceğimiz bir şekilde alırız." dedi.

Çavuşoğlu, ABD yönetiminin olumlu yaklaşımını Kongreyi ikna konusunda da sürdürmesini beklediklerine dikkati çekti.

"UKRAYNA'DAN AYRILAN 33 GEMİ 723 BİN TON TAHIL TAŞIDI"

Mısır'la normalleşme sürecinin beklenenden yavaş ilerlediğini belirten Çavuşoğlu, Mısır'ın iç siyasetine odaklandığını söyledi.

Çavuşoğlu, mevkidaşı Semih Şükri ile çeşitli sebeplerle görüştüğünü aktararak, "Bir olumsuzluk yok ama istediğimiz ivmeyi yakalayamadık." dedi.

Ukrayna'daki gelişmelere de değinen Çavuşoğlu, Antalya, İstanbul ve diğer ülkelerde yapılan görüşmelerin olumlu ilerlediği süreçte Buça ve İrpin olaylarının yaşandığını ve bunların süreci durdurduğunu vurguladı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine en başından bu yana destek verdiğini belirterek, "Diğer taraftan da her iki tarafla da ilişkilerimiz iyi. Bunu da iki ülkenin yararına bir şekilde, barışa kanalize etmeye çalışıyoruz." diye konuştu.

Geçmişte söylediği, "Savaşın devam etmesini isteyen ülkeler var." ifadesine de açıklık getiren Çavuşoğlu, tahıl anlaşmasını da sabote etmek isteyen Avrupa'da NATO üyesi ülkeler olduğu ve bunun BM Genel Sekreteri tarafından da bilindiğinin altını çizdi.

Çavuşoğlu, toprakları işgal altında olan Ukrayna açısından ateşkesle ilgili birçok soru işareti olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin çözüm için çaba sarf etmeye devam ettiğini sürdürdüğünü belirtti.

Ukrayna'dan tahıl ihracatının sorunsuz işlediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "33 gemi şu ana kadar Ukrayna limanlarından ayrıldı. Aşağı yukarı 723 bin ton buğday ve tahıl taşıdılar. Afrika ülkelerine de gitmeye başladı. Özellikle ihtiyacı olan ülkelere gitmesi tabii önemli." ifadelerini kullandı.

ERMENİSTAN İLE İLİŞKİLER

Çavuşoğlu, Türkiye-Ermenistan ve Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerine dair Türkiye ve Ermenistan'ın özel temsilcilerinin şimdiye kadar 4 defa görüştüklerini ve kalıcı barış yönünde güven artırıcı adımlar atıldığını aktardı.

Ermenistan'ın, bölgede iş birliği ve barış istemesi halinde Rusya'nın da dahil olduğu üçlü anlaşma dahil imzaladığı anlaşmalara uyması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, anlaşmaya göre bölgede Laçın koridoruna Rusya'nın barış gücü girdiğinde Ermenistan kuvvetlerinin tamamen çekilmesi gerektiğine ancak 2 yıl geçmesine rağmen hala orada Ermeni askerlerin bulunduğuna dikkati çekti.

Karabağ Savaşı'nda Ermenistan'ın çekilirken yerleşim yerlerini yakıp yıktığını ve bunlardan ders alması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, süreçte Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın barış istediğinden ve samimiyetinden şüphe olmadığını söyledi.

Çavuşoğlu, Ermenistan'ın, "diaspora baskı yapıyor, içeride fanatikler var" sözlerinin arkasına sığınmaması gerektiğini dile getirerek, "Onların arkasına sığınmasınlar. (Ermenistan Başbakanı Nikol) Paşinyan'ın arkasında güçlü bir destek var. Gelin, Güney Kafkasya'yı iş birliği ve barış bölgesi yapalım. Herkes kazansın en çok da Ermenistan kazansın." diye konuştu.