İletişim Başkanı Altun: “Türkiye'nin yükselişi yeni reform dönemiyle devam edecek”

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Başkan Erdoğan'ın açıkladığı “yeni reform dönemi” hakkında açıklamalarda bulundu. Daily Sabah gazetesi ile bir röportaj gerçekleştiren Altun, “Türkiye'nin yükselişi yeni reform dönemiyle devam edecek.” ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Başkan Erdoğan’ın önderliğinde gerçekleştirilmesi planlanan “yeni reform dönemi”nin hedeflerine değindi. Bu dönemde izlenecek merhaleleri bildiren Altun, AB ile ilişkilerde alınacak tutumları da kaydetti.

TÜRKİYE’NİN HER ALANDA YÜKSELİŞİNİN DEVAMI

Yeni reform döneminin, Başkan Erdoğan liderliğinde yürüyen ve 2002 yılından bugüne Türkiye’nin her alanda yükselişinin devamı olarak okunması gerektiğini söyleyen Altun, “Sürekliliği olan; kalkınma, ilerleme ve gelişme sürecinin içerisindeyiz. Cumhurbaşkanımızın siyasi hareketinin ve kadrolarının önemli başarılara imza attığı çok değerli 18 yıllık bir dönemi yaşıyoruz.” dedi.

Türkiye’nin demokratikleşmesi, halkın refah seviyesinin yükseltilmesi, bölgesinde ve küresel alanda daha etkin olunması yolunda önemli mesafelerin kat edildiğini vurgulayan Altun, şu ifadeleri kaydetti:

“Bu başarılar doğal olarak Türkiye’deki standartları, kriterleri ve beklentileri de yükseltti. Bunun bilincinde olan Cumhurbaşkanımız sürekli olarak demokrasi, refah ve ulusal güvenlik konusunda çıtayı daha da yükseltmek için çalışıyor.”

DAHA DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE İÇİN YENİ REFORM DÖNEMİ

Başkan Erdoğan’ın reform süreçlerini yönetmedeki başarısını hatırlatan Fahrettin Altun, Türkiye için hedeflenenler ile yeni reform döneminin kesişimini şu sözlerle dile getirdi:

“Demokratikleşme adımları, AB reformları, anayasa değişiklikleri ve vesayetle mücadele gibi alanlarda milletin gücüyle birlikte görülmemiş zaferler kazandık. Hedefimiz tek cümleyle ülkemizin refah, özgürlük ve güvenlik içinde geleceğe taşınmasını sağlamak. Cumhurbaşkanımızın yola ilk çıktığındaki hedefleri de zaten bunlardı. Bu hedeflerden bir an olsun vazgeçmemesi; değişim ve gelişimin sürekli olduğunu da kanıtlayan bir gerçek olarak önümüzde duruyor. Şimdi de bu doğrultuda daha müreffeh ve daha demokratik bir Türkiye için yeni bir reform dönemi başlıyor.”

İNSANİ YARDIM KONUSUNDA LİDER ÜLKE

Başkan Erdoğan liderliğinde gerçekleştirilen özgürlükçü politikalara değinen Altun, Türkiye’nin karşılaştığı güvenlik problemlerine karşı verilen mücadeleyi de vurguladı. Altun, ayrımcılık ile mücadele ve kadın hakları konusundaki başarılı hükümet politikalarını bildirirken, deniz sınırlarında uygulanan başarılı stratejileri de şu şekilde açıkladı:

“Türkiye birbirinden tehlikeli, birbirinden sinsi ve birbirinden vahşi üç terör örgütüne karşı topyekûn bir mücadele verdi son yıllarda. Bir yandan kara sınırlarımızı korumak için askeri operasyonlar yaparken öte yandan da “Mavi Vatan” olarak adlandırdığımız deniz sınırlarımızı korumak için dünyayı şaşırtan hamleler yaptık. Dahası insan güvenliği konusunda dünyada eşine az rastlanır başarılara imza attık. Milyonlarca mültecinin güvenliğini sağladı Türkiye. Dünyanın insani yardım konusunda lider ülkesi oldu.”

“ADALET VE YARGI REFORMU KONUSUNA ÖZEL ÖNEM VERİYORUZ”

Özgürlük ve güvenlik kavramlarının Türkiye için birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçaları olduğunu söyleyen Altun, “Cumhurbaşkanımızın sürekli olarak adalet konusuna yaptığı vurgu bunun anahtarı aslında. Bunun için adalet ve yargı reformu konusuna özel önem veriyoruz.” dedi.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, terör örgütlerine karşı yürütülen mücadeledeki Türkiye tutumunu ise şu ifadelerle kaydetti:

“Dünyaya realist olarak bakıyoruz. Türkiye’yi dün tehdit eden terör örgütlerinin yarın başka isimlerde başka şekillerde karşımıza çıkacağının farkındayız. Neticede terör bir strateji ve bu meşum silahı hangi grup ne zaman eline alacak bilemeyiz. Ancak biz onlardan bir adım önde olmaya çalışıyoruz. Terörün hedefinin canımız kadar özgürlüklerimiz de olduğunun farkındayız. Onun için özgürlüklerimizi de canımız gibi korumaya çalışıyoruz. Bundan sonraki dönemde de bu mantık ve yaklaşımla yolumuza devam edeceğiz.”

“TÜRKİYE’NİN AKTİF DIŞ POLİTİKASI BAZI ÜLKELERİ RAHATSIZ EDİYOR”

Yurtdışından gelen eleştirilere, eleştirilerin kaynağına göre bir tutumla yanıt veya bilgilendirme yapılabileceğini belirten Altun, “Bu dönemde Türkiye hakkında yazılan yalan yanlış haberlerin yarattığı etkinin farkındayız ve mücadelemiz devam ediyor. 2019 yılında ‘Türkiye Suriye’de soykırım yapıyor’ diye yalan haber yapanlar vardı. Bugün onları kimse hatırlamıyor. İkinci olarak Türkiye’nin artık aktif bir dış politikası olması bazı ülkelerin inşa ettikleri konforlu alanlarda onları rahatsız etmeye başladı. Bu ülkeler de farklı lobiler aracılığıyla Türkiye karşıtlığı pompalamaya başladı. Türkiye’ye yapılan eleştirilerin aslında büyük çoğunluğu bu iki kaynaktan yayıldı.” şeklinde konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZA MİRAS OLARAK ÖZGÜRLÜKLERİ BIRAKACAĞIZ”

Türkiye, özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında hassas bir şekilde milletin can güvenliğini, demokrasi ve adalet ilkeleriyle devletin güvenliğini garanti altına almaya çalıştığını vurgulayan Fahrettin Altun, terör örgütü PKK ve DEAŞ ile mücadelenin detaylarına değinerek şunları söyledi:

“Bu süreçte Türkiye özgürlükler konusunda hassasiyetini en üst düzeyde tuttu, komisyonlar kurdu ve adalet sisteminin etkili çalıştırmak için çaba sarfetti. Ne demokrasiden ne de adaletten vazgeçtik bu süreçte. Biz demokrasiyi sürekli gelişim içerisinde olunması gereken bir süreç olarak görüyoruz. Bu süreç hiç bitmeyecek. Her dönemde yeni gelişmeler özgürlüklerin karşısına yeni tehditler çıkardığında yeni reformlar yapıp özgürlüklerini koruyacak bir sistem inşa etmeye çalışıyoruz. Çocuklarımıza miras olarak özgürlükleri bırakabileceğimiz bir sistem.”

“EKONOMİ, REFORM SÜRECİNİN SAC AYAKLARINDAN BİRİ”

Türk ekonomisinin pandemi sürecinde –diğer ülkelere nazaran- oldukça iyi bir konumda seyrettiğini bildiren Altun, “Ekonomi reform sürecinin saç ayaklarından biri olacak tıpkı hukuk gibi. Burada önemli olan bazı gerçekleri hatırlamak. Türk ekonomisi pandemi sürecinde dünyanın oldukça zorlandığı bir dönemde doğru kararlar ve adımlar atıldığı için çok büyük bir kriz yaşamadı. Genel olarak dünya ekonomisinin etkilendiği, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri büyük bir krize sokan bir pandemiden bahsediyoruz neticede.” dedi.

Fahrettin Altun, pandemi sonrası düzene uyum sağlamak için yapılan çalışmaları ise şu ifadelerle anlattı:

“Bu süreçte bir yandan halkımızın yaşam kalitesi ve refahı temel önceliklerimiz arasında olacak. Elbette Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bu süreçte bazı zor kararlar alınmak zorunda kalabilir ama hedefimiz bu kararlar sonrası müreffeh bir toplum yaratmak. Enflasyonla mücadele bu sürecin önemli bir aracı olacak. Bunun yanında dış ticarette ihracatı artırmak en önemli hedeflerimiz arasında. Özellikle dünyada tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bir dönemde bu konuda yatırımları cazip hale getirmek için hükümet tarafından gerekli adımlar atıldı. Bunun sonucunda ihracat rakamlarımızdaki yükselişi önümüzdeki dönemde görmeye devam edeceğiz. “

YATIRIMCIYI FAİZE EZDİRMEDEN DENGELİ VE RASYONEL PARA POLİTİKASI

Genç nüfusun pandemi sonrası dönemde aktif rol almasının önemini dile getiren Altun, bunun için gerekli çalışmaların yapıldığını vurguladı. Fahrettin Altun, enerji alanında atılan adımları ve bunun uzun vadede Türkiye’ye olan getirisini şu sözlerle kaydetti:

“Enerji alanında atılan adımlar ve Karadeniz’de artarak devam eden enerji keşiflerimiz bütçeyi ve dış ticaret hacmini önemli bir yükten kurtaracak. Merkez Bankası ise bu süreçte para piyasalarına gerekli güveni vermeye devam edecek. Yapısal reformlara tam gaz devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi yatırımcıyı faize ezdirmeden dengeli ve rasyonel bir para politikası izlenmesini bekliyoruz.”

Yeni reform sürecinde AB ile ilişkilerde izlenecek yola değinen Fahrettin Altun, Başkan Erdoğan’ın bu konudaki tutumlarını da bildirdi. 2002’den bu yana AB konusunda önemli gelişmeler yaşandığını hatırlatan Altun, “Aslında biz AB konusundaki kararlılıktan hiç vazgeçmedik. AB treni bir süre tekledi. Türkiye’ye yönelik ikircikli bir tavır ve tutarsız politikalar geliştirmeye başladılar. Avrupa’daki iç çekişmeler, Britanya’nın Birlik’ten ayrılması, Avrupa anayasası tartışmaları, yükselen ırkçılık ve aşırı sağcılık sonrası Türk halkının bir kısmında hayal kırıklığı yaratacak şekilde süreç akamete uğratıldı. Ancak bu süreçte Türkiye’nin AB için nasıl bir olmazsa olmaz olduğu da görüldü.” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE HENÜZ ÜYE OLMADAN AB’YE ÖRNEK BİR ÜLKE OLDU”

Özellikle mülteci meselesindeki Türkiye yaklaşımının tüm dünyaya örnek olması gerektiğini vurgulayan Altun, “Türkiye henüz üye olmadan AB’ye örnek bir ülke oldu. Türkiye’nin üyeliğini AB’nin hem jeopolitik varlığı hem de çok kültürlü geleceği için olmazsa olmaz görenlerin sayısı artmaya başladı. Biz AB üyeliği yönündeki kararlılığımızı on yıllarca ortaya koyduktan ve Cumhurbaşkanımızın son hafta verdiği mesajlardan sonra artık iyi niyet gösterme sırası AB’de.” dedi.

AB’nin Türkiye ile ortak paydada buluşmasının Türkiye’den ziyade AB ülkeleri açısından önem arz ettiğini kaydeden Altun, “AB ortak bir gelecek düşüncesiyle ayrımcılık yapmadan, uzun vadeli ortak çıkarlarımız ışığında artık Türkiye ile ilgili açmazını aşmak zorundadır. AB ekonomisi, siyaseti ve dış politikası için bir dahaki en büyük hamle Türkiye’nin tam üyeliği olacaktır. Biz buna hazırız.” Şeklinde konuştu.