DHA
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ABD’nin Demokrat Parti Başkan Adayı Joe Biden’ın Türkiye siyaseti ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan hakkında sarf ettiği sözlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
DHA’ya konuşan Altun, Biden’ın Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ABD Başkan Yardımcılığı görevinde bulunduğunu hatırlatarak “böyle bir siyasetçinin ağzından Türkiye siyasetini dizayn etme niyetinin çok büyük bir olay” olduğunu söyledi.
“BIDEN’IN İTİRAFI, AMERİKAN MÜESSES NİZAMININ İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜ TEYİT ETMİŞTİR”
Yıllardır Rusya’nın ABD Başkanlık Seçimlerine müdahale ettiğini öne sürenlerin bugün Türkiye’nin iç siyasetine müdahil olacağını beyan ettiğinin altını çizen Altun şunları kaydetti:
“Diğer yandan bu itiraf, Amerikan müesses nizamının aslında herkesin bildiği ikiyüzlülüğünü yeniden teyit etmiştir. Tarihimizde bu tür teşebbüsler her zaman Türkiye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini savunan liderleri hedef almıştır. Merhum Adnan Menderes’ten rahmetli Turgut Özal’a ve Necmettin Erbakan’a kadar milletin çıkarlarını birilerinin çıkarının önüne koyanlar hedef olmuştur. Biz devletimizi, liderimizi, bağımsızlığımızı kimseye yedirmedik. Bundan sonra da yedirmeyiz.”
“ERDOĞAN ÖZERKLİK PROVALARINA GÖZ YUMSAYDI BUGÜN BATI MEDYASINDAN ÖVGÜ ALIRDI”
Başkan Erdoğan’a yönelik saldırıların arkasında bağımsızlık iradesine sahip çıkmasının yattığını belirten İletişim Başkanı Altun, “Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’yi birilerinin dümen suyuna soksaydı; haklarımızın gaspına, terör koridorlarına, özerklik provalarına göz yumsaydı çok rahat bir iktidar dönemi geçirebilirdi.” dedi.
Erdoğan’ın böyle bir yol tercih etmiş olması durumunda bugün kendisine her fırsatta saldıran Batı medyasından övgüler alacağını ifade eden Altun, “Ancak Cumhurbaşkanımız, yalnızca milletin takdir ve teveccühüne talip oldu. Birilerinin bundan rahatsız olması son derece doğaldır.” ifadelerini kullandı.
“MÜTTEFİKLİK BAŞKA, BAĞIMLILIK BAŞKA ŞEYDİR”
Hem yurt dışında hem de yurt içinde kimi kesimlerin “Türkiye ‘ağzımızın tadı bozulmasın’ anlayışıyla yönetilsin” düşüncesine sahip olduğunu kaydeden Altun, şöyle konuştu:
“Herkes ‘Suriye’de, Libya’da, Akdeniz’de, hatta Kıbrıs’ta ne işimiz var?’ diye soranları çok iyi biliyor. Türkiye yeniden bağımlı bir ülke hâline gelirse her şeyin güllük gülistanlık olacağına inananlar var. Oysa dostluk ve müttefiklik başka; bağımlılık başka şeydir. Siz kendinize saygı duymazsanız kimseden saygı bekleyemezsiniz.”
“BIDEN, ERDOĞAN’IN DEVRİLMESİYLE TÜRKİYE’NİN HİZAYA SOKULMASINI BİR TUTUYOR”
Başkan Erdoğan’ın “unutturulmaya çalışılan öz saygıyı” millete yeniden aşıladığını belirten İletişim Başkanı Fahrettin Altun, tam da bu nedenle Erdoğan’ın şahsına yapılan saldırıların aslında Türkiye’ye ve Türkiye’nin bağımsızlığına yapıldığının görülmesi gerektiğini belirterek “Tam da bu nedenle Biden, Erdoğan’ın devrilmesiyle Türkiye’nin hizaya sokulmasını bir tutuyor.” dedi.
“MUHALEFET PARTİLERİMİZ ABD’YE SİNYAL VERİYORSA BUNDAN ANCAK HİCAP DUYULABİLİR”
Türkiye’nin artık dünyanın bir ucundan birtakım kapalı toplantılarda dizayn edilebilecek bir ülke olmadığının altını çizen Altun, “Bunu isteseler de istemeseler de öğrenecekler.” ifadesini kullandı.
Joe Biden’ın konuşmasından rahatsız olmayan birinin vatanperverliğini ve yurtseverliğini sorgulaması gerektiğini belirten İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben kendi adıma en çok muhalefet partilerini destekleyen vatandaşlarımız için üzüldüm. Askerimizi, polisimizi, hatta çocuklarımızı şehit eden PKK terör örgütüne devletçik kurmaya kalkan bir devletin başkan adayı, Türkiye’yi etkisiz hâle getirmek için muhalefeti destekleyeceklerini söylüyor; muhalefet partilerimiz ABD’ye böyle bir sinyal veriyorsa bundan ancak hicap duyulabilir.”
“BIDEN’IN ‘DARBE DEĞİL SEÇİM’ SÖZLERİ, BİR TERCİHİN DEĞİL MECBURİYETİN İFADESİDİR”
ABD’nin on yıllardır dünyanın her yerinde darbeleri azmettirdiğine ilişkin bilgi ve belgelerin ABD’nin resmi kayıtlarından öğrenildiğini hatırlatan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Joe Biden’ın “darbe değil seçim” ifadesinin esasen “Türkiye’de iktidarın ancak seçimlerle el değiştirilebileceğinin kabulü” olduğunu söyledi.
Bunun bir tercihin değil, mecburiyetin ifadesi olduğunun altını çizen Altun, “Bu da Gezi kalkışmasından, hatta 7 Şubat krizinden itibaren Cumhurbaşkanımızın azmi, milletimizin desteğiyle verilen mücadelenin sonucudur. 15 Temmuz’da tankların önüne göğsünü siper eden milletin zaferidir.” diye konuştu.
“BU SÖZLERE AMASIZ FAKATSIZ KARŞI ÇIKMAYANLAR KENDİLERİNE BAĞIMSIZLIKÇI DEMESİN”
Joe Biden’ın Türkiye ve Başkan Erdoğan hakkındaki sözlerine “ama, fakat” demeden karşı çıkmayan kimsenin kendisine bağımsızlıkçı, anti emperyalist veya vatansever dememesi gerektiğini belirten Fahrettin Altun, “Bu sözlerin ne anlama geldiğini köylüsünden kentlisine, çocuğundan yaşlısına herkes gayet iyi biliyor. Bizim ne küresel vesayet odaklarına ne de işbirlikçilerine verecek bir karış toprağımız, bir lokma ekmeğimiz yok.” diye konuştu.
“BIDEN’IN KONUŞMASINDA KİRLİ BİR İŞ BİRLİĞİ İMASI VAR”
ABD’nin Başkan Adayı Biden Türkiye karşıtı sözler sarf ederken muhalefet partilerinin Başkan Erdoğan’a vurma telaşına düştüğünü ifade eden İletişim Başkanı Altun, “Ben kendi adıma bu saldırılardan ancak gurur duyabilirim.” dedi.
Joe Biden’ın söz konusu konuşmasında kirli bir iş birliği iması bulunduğunun altını çizen Altun, şunları kaydetti:
“Bu imayla ilgili millet açıklama bekliyor. Neden? Çünkü kamuoyu, buna ilişkin birtakım karineler olduğu kanısında. Hatırlayın bu 7-8 aylık süreçte Türkiye siyaseti muhalefet kanadından gelen darbe imalı söylemlerle karşı karşıya kaldı. Bu imalı sözlere o gün tepki göstermedik mi? Açık ve net bir şekilde tepki gösterdik. Bugün ise biz konuştuktan sonra, amalı fakatlı sözlerle Biden’ın cümlesini kabul etmediklerini söylüyorlar. Fakat milletimiz de çok iyi biliyor ki yasak savma kabilinden açıklamalar bunlar.”
“TÜRKİYE’NİN EKMEĞİNİ YİYEN BİRTAKIM ZEVAT, ISRARLA GÖĞSÜNÜ ABD BAŞKAN ADAYINA SİPER EDİYOR”
Muhalefetin bu süreçte tartışmaları “zamanlama” vurgusu üzerinden sürdürmesiyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Fahrettin Altun, “Tepkiyi Joe Biden yerine Sayın Cumhurbaşkanımıza neden gösterdilerse, zamanlama tartışmasını da aynı sebeple başlattılar.” dedi.
Lafı dolandırmanın bir anlamı bulunmadığının altını çizen Altun, “Maalesef çok acıklı bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin ekmeğini yiyen birtakım zevat, ısrarla göğsünü ABD başkan adayına siper ediyor. Millet bu ihaneti asla affetmeyecektir.” sözlerini kullandı.
“ZAMANLAMA KONUSUNDA HESAP VERECEK KİŞİLER, BIDEN’IN MESAJININ MUHATAPLARIDIR”
Biden’ın açıklamalarının aradan geçen sürede daha önemli hale geldiğini belirten İletişim Başkanı Altun, “Ortada bağımsızlığımıza, milli iradeye yönelik bir tehdit varsa, ki vardır, bu tehdit daha ciddileşmiştir. Ama milletten değil, okyanus ötesinden medet umanlar bu gerçeklerin konuşulmasından rahatsız oluyor.” diye konuştu.
Joe Biden’ın söz konusu Türkiye karşıtı konuşmasından neden 7 ay sonra haberdar olunduğuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altun, şunları kaydetti:
“Öncelikle devlet, Biden’ın açıklamalarından bugün haberdar olmadı. Kullanılan ifadeler, aylardır açık kaynaklarda mevcuttu. Ayrıca gerek İletişim Başkanlığımız, gerek Dışişleri Bakanlığımız ve ilgili kurum-kuruluşlarımız bu açıklamaları aynı gün raporladı. Kamuoyu açısından ise bu konuşmanın zaten gizli saklı bir şey olmadığını tekrar vurgulamak istiyorum. Sadece devlet değil, ilgili kesimler Biden’ın açıklamalarından haberdardı.”
Devlet kurumlarının Biden’ın açıklamalarına neden şimdiye kadar tepki vermediğine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Altun, “Devletin kurumları, haber ajansı değildir. Bir medya kuruluşu için bir açıklamanın kıymeti haber değeriyle ölçülür. Devlet için olayın önemi, etki gücüdür.” dedi.
İletişim Başkanlığı olarak Biden’ın Türkiye karşıtı sözleri sarf ettiği toplantı salonunda bulunan gazetecilerden bazılarıyla doğrudan temas halinde olunduğunu ve açıklamanın yapıldığı gün gerekli notların alınarak paydaşlarla istişarelerde bulunulduğunu kaydeden Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir çağda, açık kaynaklarda yer bulmuş bir konuşmayı gizlemek kimsenin harcı değil. Nitekim bugün zamanlamadan bahsedenlerin bu konuyu gündeme getirmemeleri için hiçbir sebep yoktu. Zamanlama konusunda hesap verecek birileri varsa; bu devletin görevlileri değil, Biden’ın mesajının muhataplarıdır."
“HDP’YE YAKIN MEDYA, BIDEN’IN SÖZLERİNİ ‘BIDEN BAŞKAN OLUNCA ERDOĞAN YANDI’ SÖZLERİYLE GÜNDEME TAŞIDI”
Biden’ın sözlerinin Türkiye gündemine muhalif medya tarafından “Biden başkan olunca Erdoğan yandı” sözleriyle taşındığının altını çizen İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Düşünebiliyor musunuz? HDP’ye yakın medya aktörlerinden bahsediyorum. Kendileri lehine psikolojik harp yapmak amacıyla bu konuşmayı kamuoyunun gündemine taşıdılar. Elbette yerli ve milli medya kuruluşları da buna sessiz kalmadı. Ve konuşmanın bütününü gündeme taşıdı.” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Joe Biden’ın söz konusu açıklamaları yaptığı dönemde bugün taşıdığı öneme sahip olmadığını ifade eden Altun, şunları kaydetti:
“Joe Biden o gün ABD’de aday adayıydı. Yaptıkları açıklamalar elbette bizim için dikkate değerdi. Biz bu yönde gerekli çalışmamızı yaptık. Biliyorsunuz Biden, haziran ayında Demokratların tek adayı olarak resmen ilan edildi. Bu sürecin bir başka boyutu ise ilişkide kırmızı çizgileri çizmektir. Bu itibarla Türkiye’nin bu yaklaşıma sert bir tepki göstermesi, ABD başkanı adayı Biden’a bir uyarı niteliğindedir. Göreceksiniz Biden Türkiye ekibini seçerken daha dikkatli davranacaktır. Tepkilerin bugün olması geçmişte olduğundan daha fazla etki yaratacaktır.”
“BIDEN’IN AÇIKÇA İŞBİRLİKÇİ OLARAK KODLADIĞI MUHALEFET, ÖZ ELEŞTİRİ YAPACAĞINA HEDEF ŞAŞIRTMAYA ÇALIŞIYOR”
Muhalefet partilerinin Biden’ın konuşmasını “hükûmetin gündem değiştirme çabası” olarak algılamasıyla ilgili bir soruya yanıt veren Altun, “Depremleri bile hükûmetin gündem değiştirme çabası olarak algılayan bir muhalefetten aksini beklemek yanlış olurdu. Açıkçası bu konuşma 7 ay önce gündeme gelseydi yine aynı iddiaları ortaya atacaklardı.” dedi.
ABD Başkan Adayı Joe Biden’ın açıkça işbirlikçi olarak kodladığı muhalefetin öz eleştiri yapacağına hedef şaşırtmaya çalıştığının altını çizen Fahrettin Altun, şöyle konuştu:
“Ama herkes her şeyin farkında. Bakın bizim doğal bir gündemimiz var. Ülkeye hizmet gündemi. Bu gündemin peşinden koşuyor, daha önce başarılamayanları başarıyoruz. Bakın daha dün Cumhurbaşkanımız ne dedi? Cuma gününü bekleyin. Büyük bir müjde vereceğim, heyecanlıyız dedi.”
“GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ”
Muhalefet partilerinin kendisine yönelik “Sen konuşma, sen atanmışsın” dediğini hatırlatan Altun, “Evet, beni halkımızın oylarıyla seçilen, milli iradenin tayin ettiği Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan atadı. Ve İletişim Başkanı olarak atadı.” dedi.
Altun, muhalefetin bu yöndeki eleştirilerine ilişkin sözlerine şöyle devam etti:
“Ülkenin temel meseleleri ile ilgili konuşmazsam, hükümetimizin politikaları hakkında kamuoyunu bilgilendirmez, yapılmaya çalışılan dezenformasyon kampanyalarını boşa çıkarmak için uğraşmazsam olur mu? Olmaz! Hatta geçenlerde medya sektörünün değerli çalışanlarının haklarının iyileştirilmesi için İletişim Başkanlığı olarak bir çalıştay düzenledik. Bu çalışma karşısında bile “senin haddine mi, sen atanmışsın” tepkisiyle karşılaştık. Çok yazık. Fakat biz susmayacağız, hakkı, hakikati haykırmaya devam edeceğiz. Esas meseleye gelirsek, ben kendilerine basit bir soru soruyorum: Neden 7 aydır çıkıp “biz okyanus ötesinin işbirlikçisi değiliz” diyemediler? Güneş balçıkla sıvanmaz...”
“KİMSENİN, DÜNYANIN EN BÜYÜK KANALLARINDAN BİRİNDE TÜRKİYE HAKKINDA ATIP TUTAMAYACAĞINI GÖSTERDİK”
CNN International kanalında Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in röportajı sırasında bir anda kendi açıklamasının okunmasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Fahrettin Altun, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz Türkiye’nin hakkını hukukunu her platformda savunmakla mükellefiz. Dünyanın önde gelen kuruluşlarıyla sürekli temas hâlindeyiz. Yunanistan başbakanının röportajıyla ilgili bilgi geldikten sonra derhal kanala bir açıklama gönderdik. Burada tezlerimizi ana hatlarıyla anlatarak yayında okunmasını talep ettik. Neticede Christiane Amanpour tarafından Türkiye’nin açıklaması olarak okundu. Türkiye’nin her zaman barış ve diyalogdan yana olduğunu; ama ne bizim ne de Kıbrıs Türklerinin haklarının çiğnenmesine izin vermeyeceğimizi net bir şekilde ortaya koyduk. Burada önemli olan, açıklamanın altında kimin adı olduğu değil; kimsenin, dünyanın en büyük kanallarından birinde Türkiye hakkında atıp tutamayacağının gösterilmiş olmasıdır. Türkiye’nin haklı tezlerini yok saymaya çalışanları rahatsız etmeye devam edeceğiz.”