İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Topbaş, ABD'nin New York şehrinde BM Sürdürülebilir Kalkınma Yüksek Düzeyli Siyasi Forumu Yerel ve Ulusal Yönetimler Arasında Dikey İşbirliği oturumuna ana konuşmacı olarak katıldı.
Topbaş, konuşmasında BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi'nin uygulanmasında merkezi hükümetlerin yerel yönetimlerle iş birliği yapmalarının önemine dikkati çekti.
UCLG ile yerel yönetimlerin son yıllarda BM tarafından dikkate alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Topbaş, BM'de kabul edilen 2030 Gündemi'nin Habitat III yolunda önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
BM'nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde belirtilen ulusal stratejilerde yerel politikaların da dikkate alınması gerektiğini aktaran Topbaş, hızla kentleşen dünyada, yeni kentsel gündemin bir fırsat sunduğunu kaydetti.
Kadir Topbaş, "Bu fırsattan istifade 2030 gündeminin uygulaması kuvvetlendirilebilir. Kapsayıcı ortaklıkların kurulması gerekiyor. Ana grupların ve diğer paydaşların işe dahil olması lazım. Özellikle de yerel ve alt ulusal yönetim temsilcilerinin. Ancak bu tür ortaklıklar, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ni başarıya taşıyacaktır." ifadelerini kullandı.
BM Genel Sekreteri'nin 2015 Sonrası Gündemi hakkında oluşturduğu raporda yer alan "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için çok yatırım yapılması gerek. Bunların çoğu, alt ulusal kademede yapılacak. Bu yatırımlara, yerel yönetimler yön verecek." sözlerini hatırlatan Topbaş, yerel ve alt ulusal yönetimlerin, en ön cephede bulunduğunu vurguladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin ortaya koyduğu sorunlar var. Biz bu sorunlarla zaten her gün uğraşıyoruz. Çok önemli bir rol oynuyoruz. Zira vatandaşların güvenliği, sağlığı ve refahından sorumluyuz. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile ilgili ulusal stratejiler var. Bu stratejilerde, yerel politikaların da dikkate alınması gerekir. Hassas grupların olduğu bölgeler, ancak bu şekilde ele alınabilir. Yoksulluğun yoğunlaştığı alanlarla ancak bu şekilde ilgilenebiliriz. İşte bunlar, somut sonuç almamız gereken alanlar. Yerel ve alt ulusal yönetimler, ana gruplardan biri. Biz, alt ulusal perspektiften deneyimlerimizi sunmaya hazırız. Temsil ettiğimiz insanları mobilize etmek konusunda kararlıyız. Vatandaşları dahil ederek çok paydaşlı bir yaklaşım oluşturuyoruz. Tabandan tepeye doğru ilerleyen bir süreci benimsiyoruz. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ni bu şekilde uygulayacağız."
Topbaş, insanların küresel sıkıntılardan nasıl etkilendiklerinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, hedeflerin uygulanışının itinayla takip edilmesi gerektiğini anlattı. Topbaş, sadece ülkelerin katkılarıyla yetinilmemesi, farklı kent ve bölgelerin görüşleri ve ihtiyaçlarının da dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
- Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin yerelleşmesi
Ülkelerin çoğunda alt ulusal yönetimlerin seçimle göreve geldiğini anlatan Topbaş, bunların kapsayıcı ve katılımcı politika oluşturmanın mecburiyeti olduğunu aktardı. İnsan odaklı bir kalkınma yaklaşımını benimsemek durumunda olduklarını kaydeden Topbaş, şöyle devam etti:
"Çok paydaşlı yerel ortaklıklar açısından ideal bir pozisyonumuz var. Bunlara kamuyu, sivil toplumu ve iş dünyasını dahil edebiliyoruz. Bütün bu unsurlar da kendi kabiliyet ve kaynaklarını ortaya koyuyor. Bu şekilde yerel kademede işe sahip çıkılmasını sağlayabiliyoruz. Paydaşları hedeflerin uygulanması yolunda mobilize edebiliyoruz. Hedeflerin yerelleştirilmesi, siyasi bir süreç olarak görülmeli. Ancak bunun yanında teknik bir yanı da mevcut. Yerel liderlik rolünün tanınması ve buna değer verilmesi gerekiyor. Yerel liderlerin hedefleri sahiplenmesini teşvik etmek lazım. Yerel yönetimler demokratik bir yetki taşıyor. Bu demokratik hesap verebilirlik, büyük önem teşkil ediyor. Hedeflere ulaşmak adına güçlü bir araç olarak kullanılabilir."
- Ulusal süreçlere katkı
Yerel yönetimlerin sahada politika değiştirme kapasitesine sahip olmasının ulusal yönetim incelemelerinde dikkate alınması gerektiğini anlatan Topbaş, "Dengeli ve kapsayıcı bölgesel kalkınmayı destekleyebiliyoruz. Kuvvetli bir kentler ağı sistemiyle sosyal uyumu sağlayabiliyoruz. Bölgeler arasındaki eşitsizlikleri azaltabiliyoruz. Bu amaçla, uygulama strateji ve eylemlerimiz uyumlu olmalı. Bütün ülkelerde uyumlu ve verimli sonuçları, ancak bu şekilde alırız. Yerel ve alt ulusal yönetimler, ulusal düzeyde paylaşımı artırabilir. Bilgilerini ve inovatif deneyimlerini, bu düzeyde paylaşabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Yerel yönetimlerin, alt ulusal düzeyde raporlar üretmesi gerektiğine dikkati çeken Topbaş, yerel topluluklar, sivil toplum kuruluşları, düşünce kuruluşları, akademisyenlerin de bunlara katkıda bulunması gerektiğini aktardı.
- Küresel incelemelere katkı
Kadir Topbaş, yüksek düzeyli siyasi forumun önemli bir oluşum olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"2030 gündeminin incelenmesi ve takibi, ana forum niteliğinde oldu. Forum, ülkeler ve bölgeler arası karşılıklı öğrenime olanak tanıyabilir. Ana gruplar ve diğer paydaşları kapsayıcı bir yaklaşımla dahil edebilir. Küresel Görev Gücü Yerel Yönetimler Ana Grubu'nun da bir amacı var. Detaylı gönüllü incelemeleri alt ulusal kademede teşvik edeceğiz. Böylelikle, küresel rapor sürecine katkıda bulunacağız. Bütün dünyadan yerel yönetimlerin farklı stratejilerini inceleyeceğiz. Bu stratejiler arasında kıyaslama yapabileceğiz. Sorunlar, sonuçlar ve örnek çalışmalar bir yerde toplanabilir. Bunlar Yüksek Düzeyli Siyasi Foruma sunulabilir. Dolayısıyla, sürece önemli bir müşterek katkı olur."
Ağ ve birliklerin, düzenli toplanma ihtimalini araştırdığını aktaran Topbaş, toplantıların yüksek düzeyli siyasi forumların öncesinde düzenleneceğini bildirdi. Topbaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Konferanslar yoluyla alt ulusal düzeyde uygulama incelenecek. Böylelikle hedeflerin küresel inceleme sürecine katkıda bulunulacak. Bunu, BM'nin ve ilgili üye devletlerin desteğiyle yapacağız. Bu nedenle, bir hususu dile getirmek istiyorum. BM 2015 Sonrası Kalkınma Gündemi'nin kabulünden sonra bu forumu ilk kez gerçekleştiriyoruz. Bu tür forumlardan sonra yayımlanacak deklarasyonlarda, yerel ve alt ulusal rollere yeterince atıfta bulunmalıyız. Son üç senedir çeşitli vesilelerle dile getirdim, bir kez daha ifade etmek istiyorum. Temsil ettiğimiz kitle, bu sürece yapıcı bir katkıda bulunmaya hazırdır. Kentler dinlenirse, vatandaşın gerçek ve acil ihtiyaçları dinlenmiş olur."