Hüseyin Sayın: Oyunun kuralları değil, oyun değişti

Son dönemlerde yazdığı kitaplarla önemli bir kitleye ve satış başarısına ulaşan Hüseyin Sayın, pazarlama ve marka üzerine yaptığı çalışmalarla da ön plana çıkıyor.

"Oyunun Kuralları Değil, Oyun Değişti" yaklaşımıyla kaleme aldığı "İletişim Şah-Mat" eserinde de pazarlama ve iletişim evreni üzerinde duran Sayın ile markalaşma üzerine kısa sohbet gerçekleştirdik ve görüşlerini dinledik.

Marka yönetimi anlayışının henüz yeterli seviyede anlaşılmadığını ve icra edilme süreçlerinde bağlamsal kopuklukların olduğunu söyleyen Hüseyin Sayın konuya yönelik şunları söyledi;

Değer setlerinin değiştiği, anlamın yeni bir boyutlar kazandığı, fiyat ve kalitenin birbirine bu kadar yaklaştığı günümüzde, ürünün üzerine ekstra değerler koymak artık bir zorunluluk oldu. Markalaşma konusu hem bu değeri oluşturabilmek, hem tüketici nezdinde doğru algıyı ve güveni inşa edebilmek, hem de arzu edilen stratejik hedeflere ulaşabilmek açısından belirleyici bir faktör. Yakın geçmişe kadar bilindik bakış açılarıyla bezenmiş tek bir cephede rekabet varken, bugün online dünyanın da etkisiyle çoklu evrenler hayatımıza girdi ve oyunun kuralları tam anlamıyla değişti.

Markalaşma konusu bir şirkete karşı itibar, değer ve güveninin oluşması kadar tüketiciye verilecek sözler ile rekabette sürdürülebilir avantajlar sağlanması açısından da kritik. Hiper kişiselleştirme gibi olguların hayatımıza girdiği düşünüldüğünde, deneyimlerde bir o kadar önemli hali geldi. Üstelik yeni nesil tüketiciler mekan ve cihazlardan bağımsız olarak bu deneyimlerinin sosyal yaşamlarında da devam edebilmesine önem atfediyor.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER İÇİN DAHA DA KIYMETLİ

Marka ve markalaşma konusu gelişmekte olan ülkeler için daha da kıymetli. Çünkü gerçek katma değeri yaratacak ve nitelikli dönüşün sağlanacağı alanlardan bir tanesi markalaşmadan geçiyor. Bunu ister ülke markalaşması olarak düşünün, isterseniz o ülkeden çıkan markaların seviyesi ile ilişkilendirin. Şu an ülkemiz özelinde markanın önemi ve bu sürecin yaratacağı etkiler yeterli düzeyde anlaşılabilmiş değil. Yakın geçmişe göre çok daha iyi ve niteliği hızlı gelişen konumda olduğumuzu da söyleyelim. Doğru bir anlayış oluşturarak marka yönetimi yapabilmenin yolu, bu bakış açısı ve kültürünün hem şirket hem de bireyler özeline kanalize olmasıyla yakından ilgili.

Marka yönetimi bir anlayış olarak değil ancak bir şeyler oluşmaya başladıktan sonra devreye alınıyor. Kritik ayrımlardan bir tanesi de tam olarak burada başlıyor. Fikrin zihne düştüğü andan itibaren marka ve pazarlama yönetiminin de düşünülmesi gerek. Global arenada rekabet edebilecek şirketler arzulanıyorsa, markalaşmaya ait tüm detayların bir kültür ve vizyonu olarak ele alınması gerekiyor.

Bu konuya küçükte olsa bir katkı sağlayabilmek adına "İletişim Şah Mat" kitabını kaleme aldım. Kitabın içeriğinde neden pazarlama ve marka yönetimi yapılması gerektiğini ve bunun sonucunda ortaya çıkacak sonuçları, örnekler ve bakış açıları ile ifade etmeye gayret ettim.

İletişim evrenine hâkim paradigmaların değiştiği bir çağda, oyunun kuralları değil, oyun değişti. Yeni oyunda doğru hamleyi yapabilmek için konunun özünü anlamak ve kavramak gizli bir güç hâline geldi. Bu kitabı sadece pazarlama ve iletişim profesyonelleri için değil, herkese yönelik kaleme almaya çalıştım. İçeriğinde teori ve pratiği sentezlendiğini göreceğiniz İletişim Şah Mat, bu yolculukta size eşlik edecek ve dönüşüm yolculuğunuza bir ışık tutacak.