Hükümetten seçim ittifakı açıklaması: Vatan konusu olduğunda milli ittifak var

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Ünal, ''Vatan sözkonusu olduğunda milli ittifak var'' dedi

1

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yıldız Hamidiye Camisi'nde kıldığı cuma namazının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. 

"Seçim ittifakı teknik bir konu"

Ünal, bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacakları görüşmenin içeriğine ilişkin, "Bugünkü görüşmenin içeriği nedir? Uyum yasaları ile ilgili çalışmalar bir süredir devam ediyor. Tamamlandı ise onu mu sunacaksınız sayın Cumhurbaşkanı’na? MHP ile seçim ittifakı konusunda partinin yetkili organları görüşüp karar verecek denmişti. Tavrınız belli oldu mu?" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Uyum yasaları konusunda uzunca bir zamandan beri TBMM AK Parti Grubu'ndan, yine partimizden ve diğer uzmanlardan oluşan bir heyet, Seçim İşleri Başkanımızın başkanlığında çalışmalarını sürdürmekteydi. Bu çalışmaların neticesinde bugün Sayın Genel Başkanımızla Sayın Cumhurbaşkanımızla yapılan bu çalışmaların istişaresini, müzakeresini birlikte yapacağız. İttifak konusuna gelince daha önce de açıkladığımız gibi seçim ittifakı teknik bir konu ve henüz seçim ittifakını konuşmak için erken. Dediğim gibi bizim 15 Temmuz'dan sonra zaten yerli ve milli bütün unsurlarla doğal bir ittifakımız var. Bu anlamda Milliyetçi Hareket Partisi de bu çerçevede bizim müttefiklerimizden bir tanesi. Yani milletimiz söz konusu olduğunda, bayrağımız, vatanımız, devletimiz söz konusu olduğunda tabii ki bütün yerli ve milli unsurlarla biz ittifak içerisindeyiz ama dediğim gibi seçim ittifakı konusu teknik bir konu. Şu anda bunu konuşmak için erken. Bu konuda biliyorsunuz Genel Başkan Vekilimiz, Başbakanımız da bir açıklama yaptı. Bunlar partilerin günü geldiğinde yetkili kurullarında konuşulur ve değerlendirilir. Sonra da partiler ilgili komisyonlarını oluşturarak bunların müzakerelerini gerçekleştirirler."

"Bugünkü ana gündem nedir?" sorusu üzerine ise Ünal, "Bugünkü ana gündem 2019 seçimlerine giderken Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili mevcut sistemin uyumlu hale getirilmesi açısından yapılan bütün değerlendirmeler. Yani, bunun içerisinde seçim yasası da var, bunun içinde siyasi partiler kanunu da var, bunun içerisinde diğer konular yani idari yapının şekillenmesine kadar bütün konular ele alınıyor, değerlendiriliyor. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanımızla istişarelerimizi yaptıktan sonra çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. 

Rıza Sarraf'ın iddiaları

Bir gazetecinin  New York'ta tutuklu bulunan Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı davada tanık olarak dinlenen Rıza Sarraf'ın iddialarını hatırlatması üzerine Ünal, "17-25 Aralık'ta başaramadıkları bir süreci şu anda küresel ölçeğe taşımış durumdalar. Uluslararası hukuka uymayan, bırakın uluslararası hukuku doğal hukukta bile karşılığı olmayan bir süreç yaşanıyor. Yani hapiste kalmamak için Amerikan devletiyle anlaştım diyen bir kişinin ifadeleri üzerinden Türkiye'de eğer gündem belirlenecekse ve Amerikan yargısı üzerinden Türkiye'de bir hukuk işletilecekse biz böyle bir anlayışı kabul etmiyoruz, bu konuyu da konuşarak 17-25 Aralık'ı tekrardan Türkiye'nin ve dünyanın gündemine sunmak isteyenlerin de ekmeğine yağ sürmek istemiyoruz." diye konuştu. 

CHP'li Tezcan'ın açıklamaları

Ünal, soru üzerine CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan'ın yaptığı açıklamalara ilişkin olarak da Türkiye'nin şu anda uyum yasalarından sınır güvenliğine, terörle mücadeleden ekonomik istikrarın mali disiplinin sürdürülebilirliğine kadar çok önemli bir gündeminin olduğunu söyledi. Buna karşın CHP'nin hem siyasetin hem Türkiye'nin gündemini meşgul edecek, "rehin alacak" tarzda birtakım girişimleri olduğunu kaydeden Ünal, şöyle konuştu:

"Yani bugün yapılan Sözcünün yaptığı açıklamalar adeta sapla samanı karıştırır mahiyette. Şimdi siz ortaya bir iddia atıyorsunuz. İddianızda açıkça bir şekilde diyorsunuz ki Cumhurbaşkanının ve Cumhurbaşkanının yakınlarında yurt dışına offshore hesaplarına para gönderdiği, işte offshore cennetine para gönderdiği dolayısıyla vergiyi kaçırdığı, vergiden kaçmak için böyle bir işlem içerisine girdiği gibi tuhaf bir iddia ortaya atıyorsunuz. Bu iddianızı ispat etmeniz isteniyor. Bu iddianızı ispat için sunduğunuz belgeler bunu ispat eder nitelikte belgeler değil. Kaldı ki bu belgelerin de niteliğini bilmiyoruz. Bir şeyin orijinalini görmediğiniz sürece o belge sahte hükmündedir. Ayrıca Ankara Cumhuriyet Başsavclığı tarafların mahkemeye başvurmasından dolayı Anayasa 39'da ispat hakkı gereği bu belgeleri talep etmiştir. Dolayısıyla bu belgelerin niteliği, içeriği bizim tarafımızdan bilinmediği sürece ve iddianın ispatını da içermediği sürece bizim nezdimizde sahte hükmünde olduğunu ifade ettik. Bunun nasıl olduğuna kim karar verecek? Bunun ne olduğuna kim karar verecek? Bundan sonra mesele yargının meselesidir. Dolayısıyla Türkiye'nin gündemini elimizde kalem yok ama size makas verelim mahiyetinde meseleye affedersiniz takla attırarak, konuyu başka yerlere saptırmanın, yeni gündemler oluşturmanın hele hele Türkiye'ye dönük siyasi ve ekonomik kıskaç oluşturulmaya çalışılırken içeride de siyaseti ve Türkiye'nin gündemini rehin almaya çalışmanın dışında bu bir şey değildir."

"Fotokopi üzerinden Türkiye'nin gündemini mi konuşacağız?"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, bir gazetecinin, dekontların bugün Ankara'daki gazetecilere dağıtıldığını, pazartesi günü de savcılığa verileceğinin söylendiğini ifade etmesi üzerine şöyle konuştu: 

"Dağıtılan bu dekontlar, anladığım kadarıyla fotokopileri dağıtılmış. Şimdi ne yapacağız? Fotokopi üzerinden Türkiye'nin gündemini mi konuşacağız? Bunlar orijinallerini mahkemeye, yargıya teslim etsinler ve ondan sonra da yargı bu konuda, belge dedikleri şeyin içeriği nedir, ayrıca kendilerinin iddialarını ispata yönelik midir bunlarla ilgili bundan sonraki süreçte yargı karar verecek. Yani itham altında bıraktıkları, iftira ettikleri kişiler zaten yargıya başvurmuş durumdalar. Aynı zamanda Sayın Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız da bu konuda hem daha önce tazminat davası şimdi yeniden bir dava daha açıyor. Aynı şekilde sözünü ettikleri şirketin yetkilileri de açıklama yaparak, bir karşı dava açtılar. Bundan sonra artık bu mesele Türkiye'nin gündeminde ya da TBMM'nin değil, bundan sonra mahkemede bunlar görüşülecek, konuşulacaktır. Dolayısıyla artık Türkiye'nin gündemini, siyasetin gündemini meşgul etmekten ve rehin almaktan Cumhuriyet Halk Partisi vazgeçmelidir."

Ünal, davanın açılıp açılmadığı sorusuna da "Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın avukatı dün dava açacağını açıkladı fakat şu an itibarıyla dava açılmış mıdır teknik olarak ne durumdadır bu konuda bilgim yok." diye yanıt verdi.

Belediye başkanlarından sonra bazı il başkanlarının da görevden alınacağına ilişkin bir soruyu da Ünal, "İl başkanlarımızla ilgili zaten değerlendirme süreci devam ediyor. Yani Teşkilat İşleri Başkanlığımız, yaklaşık 6 aydan bu yana il başkanlarımızla ilgili değerlendirmelerini sürdürüyor. Şu ana kadar görev değişikliği gerçekleşen birçok il başkanımız oldu. Bunlar karşılıklı olarak partinin yetkili kurullarında istişare edilerek verilen kararlar ve devam eden süreçler." diye yanıtladı.