AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın açıklamalarından satır başları:
Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
Terörün oradaki sivilleri nasıl katlettiğini görmeyen, uluslararası kamuoyunda eli kanlı katilleri özgürlük mücadelesi veren savaşçı gibi gösteren bir akılla da mücadele ediyoruz.
Terör örgütünün yaptığı mücadeleyi bize birileri bir siyasi mücadele gibi yutturmaya çalıştılar. Bugün Türkiye'nin içinde milli ve yerli bütün unsurlarla birlikte AK Parti bir mücadele yürütüyor. Her bir siyasi partinin bu üst bakış açısında, Türkiye'nin birliği, beraberliği bilincinde bizim bir araya gelmemiz gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın dünkü konuşmasında da bu vardı. "Bizim terör örgütlerine kaptıracak tek bir vatandaşımız yoktur" dedi sayın Cumhurbaşkanı.
AK PARTİ'DE İSTİFA İDDİALARI
Burada kafaların karışık olmasını gerektiren bir durum söz konusu değil. Bu dezenformasyon ciddi anlamda herkesi rahatsız ediyor. Biz AK Parti olarak yapmak istediğimiz her şeyi net bir dille kamuoyu ile paylaşıyoruz. Bazı iletişim kazaları dünyanın heryerinde olabilir.
Cumhurbaşkanımızın siyasete geri dönüşü ile birlikte, Cumhurbaşkanımız dedi ki; 1. Teşkilatlarımızı yeniden değerlendireceğiz. 2. Belediyelerimizi gözden geçireceğiz. 3. Hükümete de "180 günlük eylem planınızı hazırlayın, bize getirin. Ne yapacaksınız bizimle paylaşın" dedi. Yüzde 50+1 almak kolay değil. Bu çerçevede biz teşkilatlarımızla ilgili şu ana kadar ciddi değişiklikler yaptık. En son 4 il başkanımız değişti. Bunu kamuoyu ile paylaştık.
"SORUN YAŞAMAK İSTEMİYORUZ"
Belediyelerimizle ilgili de yerel yönetimler başkanlığımızın bizzat, belediye başkanlarımızın kendilerinin talep ettiği, "kendi performanslarınızı bizimle paylaşın" dedik. Borçlanlarından, ihtiyaç ve taleplerinden seçim öncesi vaatlerina kadar, bunların ne kadarını gerçekleştirmiş, gerçekleştirmemiş, bunlar düzenli olarak zaten yerel yönetimler başkanlığımız ile paylaşılıyor. Sorun yaşamak istemiyoruz. Başarısızlığa asla tahammülümüz olamaz. Bu çerçevede yaptığımız değerlendirmelerle de belediye başkanlarımızla görüşüyoruz. Kılıçdaroğlu çıkmış, "istifa eden ya yolsuzluk yapmış ya Bylockçudur" diyor.
Sandıkla seçilenin sandıkla gitmesi gerekir evet, bizim en çok mücadelesini verdiğimiz konu budur. Bir ille ilgili karar verilirken oturulup 2 kişinin istişaresi değildir. O ilin milletvekilleri ile, ilçe, il belediye başkanları ile istişare edilir. İl başkanımız, milletvekilimiz, teşkilatlarımız, kadın, gençlik kollarımızın hepsi bir takım mantığı ile çalışırlar. Bir sorun çıktığında bu il başkanından kaynaklanıyorsa biz il başkanımızı çağırırız. "Bazı aksamalar var, sen buraya uyum sağlayamadın, seni başka bir yerde değerlendirelim" deriz. İl başkanımıza diyoruz ki; Teşekkür ediyoruz.
"ŞU ANDA İSTİFA TALEBİ OLMADI"
Belediye başkanlarımız ile ilgili de şu anda değerlendirmelerimiz devam ediyor bu çerçevede. Şu anda genel merkezin herhangi bir belediye başkanından istifa talebi olmadı ama bundan sonra böyle bir durum söz konusu olmayacak anlamına gelmiyor. Biz kendi arkadaşlarımızla pazarlık yapmayız, tehdit etmeyiz.
"YIL SONUNA KADAR ÇALIŞMALARI TAMAMLAYIP PAYLAŞMAYI PLANLIYORUZ"
Herhangi bir gelişme olduğunda zaten doğrudan biz bunu kamuoyu ile paylaşırız. Bu yıl sonuna kadar çalışmalarımız tamamlayıp kamuoyu ile paylaşmayı planlıyoruz. Olağan kongre sürecini erkene çekmekten ziyade, biz bir an önce bu meseleleri bitirip Türkiye'nin önünde çok büyük sorunlar var.
AK Parti bugüne kadar Türkiye'yi kendi iç meseleleri ile meşgul etmedi. Genel Başkanımızın dönmesi ile birlikte biz kendi içimizdeki bu değişiklikleri hızla tamamlamak istiyoruz. Aşılması gereken bir sürü sorun var.
"GÜNDEMİMİZDE ERKEN SEÇİM SÖZ KONUSU DEĞİL"
Bizim şu anda hiçbir şekilde gündemimizde bir erken seçim söz konusu değil. Türkiye'yi böyle bir ortamda bir de erken seçimle Türkiye'yi meşgul etmek çok büyük bir haksızlık olur.
"DÜNE KADAR HEPSİ OSMANLI VATANDAŞIYDI"
Suriye'deki Kürtlerin vatandaş olarak kabul edilmesi ve vatandaş olarak tanınmasıydı ilk tavsiyemiz. Bizim Kuzey Irak ile kurduğumuz ilişkinin altında da bu yatıyor. PKK'nın Kürt vatandaşlarımıza dönük saldırları, haklarının kazanılmasının önündeki en büyük engel olmuştur. Biz bir imparatorluk bakiyesiyiz. Düne kadar bu konuştuğumuz şehirlerin, kimliklerin hepsi Osmanlı vatandaşıydı.