1
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, TÜBA 52. Genel Kurulu ve Akademi Ödülü Konferansı’na katıldı. The Green Park Otel’de gerçekleştirilen programda yaptığı konuşmada Bakan Özlü, Türkiye Bilimler Akademisi’nin, Türkiye için çok önemli ve değerli bir misyonu temsil ettiğini belirterek, bilimin bütün alanlarında, Türkiye’yi 'dünya bilim topluluğunun etkin bir ortağı yapmak' gibi, çok önemli bir görevi bulunduğunu ifade etti.
Salı günü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleştirilen, TÜBA Bilim Ödülleri Töreni’nin devletin bilime ve bilim insanına duyduğu saygıyı göstermesi bakımından son derece anlamlı olduğunu kaydeden Özlü, TÜBA Bilim Ödüllerine layık görülen bilim insanlarını tebrik etti.
"Gelişmeyi, kalkınmayı, ileri sanayi ülkesi olmayı hedeflerken; sırtımızı bilime dayıyoruz" diyen Özlü, "Bilimden güç alıyoruz, bilimle motive oluyoruz. Bütün kalkınma politikalarımızın merkezine; bilim ve teknolojiyi koyuyoruz. Günümüzde bilim ve teknolojide yetenek kazanmak; artık sadece bir devlet politikası değildir. Bilim ve teknoloji ancak toplumsal bir projeyle, toplumsal bir mutabakatla ve toplumsal bir farkındalıkla anlam ve değer kazanır. Ülkemizin bilimsel bilgi üretme yeteneğini, ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürmek zorundayız. Tarımdan sağlığa, eğitimden çevreye, enerjiden ulaştırmaya kadar çok geniş bir yelpazede kalkınma politikalarımızı Türk sanayisinin ihtiyaçlarının göre yeniden güncellemek, yeniden kurgulamak zorundayız. Bu da ancak ilgili bütün kesimlerin uzlaştıkları bir vizyon ile mümkün olabilir. Çünkü Türkiye’nin bir bilim ve teknoloji atılımına ihtiyacı var. Çünkü Türkiye’nin bir Sanayi Devrimine ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.
"4. SANAYİ DEVRİMİNİN SOSYAL ALANDA MEYDANA GETİRECEĞİ ETKİNİN, DEĞİŞİMİN VE DÖNÜŞÜMÜN ACİLEN İNCELENMESİ GEREKİYOR"
Her milli hedefin, milli bir duruşu gerektirdiğini vurgulayan Özlü, "Bu hedefe ancak kolektif bir ruh ve inançla yürüyebiliriz. Bu vesileyle önemli gördüğüm bir konunun altını özenle çizmek isterim: TÜBA Genel Kurul Üyelerine, sosyal bilimcilerimize, üniversitelerimizin sosyoloji kürsülerine, psikologlarımıza, mühendislerimize ve felsefecilerimize, bir çağrıda bulunmak istiyorum. bugün bütün dünyada yaygın bir kavram olarak tartışılan ve gündemde olan 4. Sanayi Devriminin sosyal alanda meydana getireceği etkinin, değişimin ve dönüşümün acilen incelenmesi gerekiyor. Her sanayi dönüşümü doğal olarak toplumsal yapıyı, iş kollarını, yeni ortaya çıkan meslekleri, sosyal dokuyu ve hatta aileleri etkiler, değiştirir ve dönüştürür. Buna ilişkin de hazırlıklı olmamız, toplumsal dönüşümü mümkün olduğunca yumuşak bir biçimde atlatmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Endüstri 4.0 yerine kendisine uygun bir terminoloji geliştirmesi gerektiğini bildiren Özlü, "Hazır terimleri, kavramları alıp topluma entegre etmeye çalışıyoruz. Bunda da çoğu zaman başarılı olamıyoruz. Bu çerçevede Türkiye’de sizlerin düzenleyeceği konferansları, panelleri, zirveleri hükümet ve bakanlık olarak destekleyeceğiz. 4. Sanayi Devrimi olarak bilinen ve yeni toplum alanında yapılacak akademik çalışmalara ve yayınlara ilgili bakanlıklarımız ve kurumlarımızla birlikte karşılıksız destek vereceğimizin bilinmesini isterim. TÜBA üyelerini Sanayi 4.0 veya Toplum 5.0 araştırmalarına öncülük etmeye bu konudaki bilimsel çalışmaları desteklemeye çağırıyorum" açıklamasında bulundu.
"‘SMART SOCİETY 5.0’ GİBİ BİR TERİM KULLANABİLİRİZ"
Türkiye’nin kendine ait bir tanımlama yapabilmesinin mümkün olduğuna dikkat çeken Özlü, "Buna hep birlikte çalışalım hazır terimleri kullanmak durumunda değiliz. Biz kendi sanayi devrimimizi gerçekleştirmek istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz, bunun için bir platformumuz var. Bu platforma sizlerin katkılarını bekliyoruz. Benim kanaatim görüşüm her şeye akıl katıyoruz, akıllı şehirler, akıllı binalar diyoruz, belki biz ‘Smart Society 5.0’ Akıllı Toplum 5.0 gibi bir terim kullanabiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
Bilimsel üretim ve bürokrasinin; aslında yan yana gelmemesi, birlikte anılmaması gereken iki kavram olduğunu ifade eden Özlü, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla, Türkiye’nin yeni teknolojilere uyumu konusunda, bürokrasiyi en aza indiren yepyeni bir yapılanmayı, yepyeni bir anlayışı hayata geçirmek zorundayız. Örneğin, 1 Temmuz 2017’de kanunlaşan, kamuoyunda bilinen adıyla Üretim Reform Paketi; sanayicinin önünü açan, girişimi teşvik eden, birçok bürokratik mekanizmayı ortadan kaldıran bir paket olmuştur. Sanayiyi teşvik eden bu paketin yanına, neden bir Bilimsel Üretim Reform Paketi koymayalım? Neden, bilimin ve bilimsel üretimin ilkelerini, teknoloji çağının ve Endüstri 4.0’ın gereklerine göre yeniden kurgulamayalım? Bütün dünyada sanayinin ve teknolojinin kuralları yeniden yazılırken, biz ülkemizdeki bilimsel üretimin kurallarını neden yeniden yazmayalım? Tüm bu soruların cevabını, hiç eğip bükmeden, dosdoğru bir biçimde vermek durumundayız."
"TÜBİTAK’I, YENİDEN YAPILANDIRACAĞIZ"
"Türk’ün ateşle imtihanı devam ediyor" ifadelerini kullanan Bakan Özlü, "Fakat artık bilimle, teknolojiyle de imtihan ediliyoruz. Türk’ün bilimle imtihanından, 100 üzerinden 100 almak zorundayız. Bunun için, bilim ve teknoloji politikaları ile sanayi ve kalkınma politikalarını birbiriyle bütünleştirmek zorundayız. Bilim, teknoloji ve sanayi arasında stratejik bir hedef birlikteliği oluşturacağız. Kamunun Ar-Ge harcamalarını, çok başlı olmaktan çıkaracağız. Bilimin amiral gemisi olarak gördüğümüz TÜBİTAK’ı, yeniden yapılandıracağız. TÜBİTAK’a yeni bir vizyon getirecek ve zamanla yarışan, zamanın önünde koşan bir kurum yapacağız. Bilim ve teknolojiyle kalkınma ve sanayiyi eş zamanlı ve koordineli olarak, aynı hedefe yönlendireceğiz. Bilim ve teknoloji yarışı, uzun bir maratondur. Bu yarışta, sizlerin sonsuz katkı vereceğine yürekten inanıyorum. Bilim insanlarımızın enerjisine, yeteneklerine ve gayretine; her koşulda güvenmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Dün akşam Belarus’tan geldiğini anlatan Özlü, orada Türkiye-Belarus arasında bilimsel, teknolojik ve sanayi işbirliği toplantısı yaptıklarını söyledi. Belarus’taki bilimler akademisinin yapılanmasının Türkiye’den farklı olduğunu belirten Özlü, "Benim anladığım kadarıyla bizim TÜBA, TÜBİTAK ve özel sektör birlikteler. Devasa bir yapı, araştırma enstitüleri var ve bu araştırma enstitülerinin ticari faaliyetleri var. Bizdeki yapıdan çok farklı. Biz böyle bir yapı istemiyoruz. ama TÜBA ile ilgili Başkanın bana söylediği iki konu var. bunlardan birisi TÜBA’nın binası, diğeri TÜBA’nın Kanunu konusudur. Her ikisi de gündemimizde. İnşallah bina konusunu kısa sürede halledeceğiz. Kanun konusu Sayın Başkan bir taslak var diyor ama bu taslağı beraber çalışalım bunu da kısa sürede çıkartırız" dedi.
ÖZLÜ, TÜBA’DAN 3 KONUDA 3 ÇALIŞMA TALEP ETTİ
TÜBA Başkanı ve TÜBA üyelerinden 3 konuda 3 çalışma talep ettiğini bildiren Bakan Özlü, şunları kaydetti:
"Bunlardan birisi sık sık gündeme gelen ve bizimde üzerinde durmak istediğimiz Stem Eğitimi ‘Science (Bilim), Technology (Teknoloji), Engineering (Mühendislik) ve Mathematics (Matematik) eğitimi. Bu konuda TÜBA içerisinde bilim adamlarımızdan bir çalışma grubu oluşturup bize bir rapor, çalışma sunarsanız çok memnun olacağım. Biz Milli Eğitim Bakanlığı değiliz. Ama ben göreve geldiğimde bizim eğitime çok katkı sunmamız gerektiğine inandığım için bir daire kurduk. Bakanlığımızda bugün Bilim, Teknoloji ve Sanayi Eğitimi, sadece eğitim çalışmaları yapan ve bunu MEB ve YÖK’e girdi olarak sunmaya çalışan bir daire başkanlığımız var, bir genel müdürlüğümüz var. Bu Stem denilen konuyu bizim daha iyi anlamamız gerekiyor. Bu konuda sizden bir çalışma yapmanızı ve bu çalışmayı bize vermenizi istiyoruz. Biz de bunu hükümetin gündemine getirelim. Güzel bir çalışma yaparsak sunum yapalım. 3 ay içerisinde bunu yapabilirsek 3 ayın sonunda Bakanlar Kurulumuza bu konuda sunum yapalım. İsterseniz bir çalıştay yapalım ama bu konuda bizim sağlam bir rapora ihtiyacımız var bakanlık olarak.
İkinci konu, 4. Sanayi Devrimi bizim bakanlığımıızın koordine ettiği bir platformumuz var ama içerisinde TÜBİTAK, TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB var. Sanayimizin temsilcileri var. Bu sadece sanayinin dönüşümü değil, toplumsal bir dönüşümü de beraberinde getiriyor. Çocuklarımız artık mektup yazmıyor mesaj yazıyorlar. ‘Ne haber’ demiyor, ‘nbr’ yazıyor kendilerinin hasta bir dilleri var. Biz bu 4.Sanayi Devrimi’nin toplumsal dönüşüme yansımalarını çalışabiliriz. Sizden bunu arzu ediyoruz. Bunun sosyolojik, toplumsal yansıması, gençlerimize, ihtiyarlarımıza etkisini ifade eden bir çalışma grubu oluşturabilirseniz sonuçta bir rapor ortaya çıkartabilirsek bunu da Bakanlar Kuruluna arz edelim.
Üçüncü talebim de Dünya Bilimler Akademileri, mutlaka sizde vardır ama bizim anlayacağımız tarzda hükümete, Bakanlar Kuruluna beraberce sunum yaparız. Dünya Bilimler Akademileri bunların rolleri, nasıl roller üstleniyorlar biz Türkiye’de ne yapabiliriz çünkü siz bir kanun çalışması istiyorsunuz. Belki TÜBA’nın yetkilerini daha değişik tanımlayabiliriz ama bir çalışma yapalım. Bunu hem hükümete sunalım, akabinde de TÜBA Kanunu hükümete sunalım. Ben TÜBA Kanunun kolay geçeceği, sıkıntı olmayacağı kanaatindeyim. Bunu da aslında gelecek sene yapabiliriz. Bu 3 konuda 3 aylık bir süre dersek çünkü zaman koymazsak bunlar böyle gider. Ne yapacağız, ne zaman yapacağız zaman son derece önemli. Ben sizlerden bu 3 konuda 3 çalışma grubu ve 3 rapor istiyorum. Bunun 3’ünü de hükümete sunacağız. Ben bu 3 konuyu Bakanlar Kurulunun gündemine taşıyacağım." İHA