Platformun sağlık çalışanlarına yönelik kesici, delici alet yaralanmalarıyla ilgili yaptığı anket çalışmasının sonuçları, basın toplantısı ile açıklandı.
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, yaptığı açıklamada, Haziran 2015'te gerçekleşen, sağlık çalışanı sağlığı ve güvenliğine ilişkin ulusal rehber çalışmalarına katkı sağlamak hedefiyle ilgili kuruluş, kamu kuruluşları ve Dünya Sağlık Örgütü temsilcilerinin de katıldığı "Enjeksiyon Güvenliği Çalıştayı" düzenlendiğini anımsattı.
Ünal, bu çalıştayın ardından hazırlanan anket çalışmasıyla sağlık çalışanları arasında bir görüş yoklaması gerçekleştirildiğini ve Türkiye'deki kesici-delici alet yaralanması rakamlarına ışık tutacak bir ön çalışma yapıldığını aktardı.
Anketin 3 Temmuz-31 Ağustos'ta platformun internet sitesinden düzenlendiğini belirten Ünal, bu süre içerisinde hastaneler, Aile Sağlığı Merkezleri ile acil, yoğun bakım, infeksiyon, hemşirelik derneklerinden, doktor, hemşire ve diğer sağlık profesyonellerinden oluşan bin 50 kişinin ankete katıldığını kaydetti.
Anket sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ünal, sağlık çalışanlarının yüzde 54'ünün çalışma hayatı boyunca mesleki uygulamalar sırasında en az bir kez yaralanmaya maruz kaldığını, sağlık çalışanları ve hastaların güvenliğini ciddi bir şekilde etkileyebilecek bu yaralanmaların ise sadece yaralananların yüzde 20'since tamamının bildirildiğine dikkati çekti.
"Yaralananların yüzde 45'i bildirmemiş"
Prof. Dr. Ünal, anket sonuçlarına göre yüzde 61 oranla yaralanmaya en çok maruz kalan meslek grubunun hemşireler olduğunu, en sık yaralanma nedeninin ise yüzde 42 ile enjekto¨r igˆnesi batması olduğunu belirtti.
Doktorların kesici, delici alet yaralanmalarına maruz kalma sıklığının yüzde 53 olduğunu ifade eden Ünal, "Anket, yaralanmaların bildirim sıklıklarına ve yaralanma sonrası test ve profilaksi sıklıklarına bakıldığında daha fazla eğitim, farkındalık ve raporlamaya ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Ayrıca yine anket çıktılarından çıkan sonuçlara göre, eğitimler tek başına yaralanmayı azaltmaya, tedbirlerin alınmasına ve raporlamaya etki etmiyor." diye konuştu.
Ünal, şöyle devam etti:
"Yaralananların yüzde 20'si (116 kişi) yaralanmaların tamamını bildirmiş, yüzde 14'ü (83 kişi) bir kısmını bildirmiştir. Yaralananların yüzde 45'i (257 kişi) yaralanmaların hiç birini bildirmemiştir. Yaralanmalara ilişkin profilaksi ve gerekli tıbbi testlerin yapılması dahil olmak üzere tedbirlerin tamamı sadece yaralanma vakalarının yüzde 38'inde alınmış, yüzde 20'sinde ise hiç bir tedbir alınmamıştır. En sık yaralanma nedeninin, enjekto¨r igˆnesi batması oldugˆu saptanmıştır. Yaralanılan cihazlar sıklık sırasıyla enjektör iğnesi (115), sütür iğnesi (56), cerrahi alet (23), insülin iğnesi (21), kan alma iğnesi (21), cam (17), periferik kateter (10) ve diğerleridir (9). Katılımcıların yüzde 61'i (649), güvenlikli cihazları bildiğini ancak kullanmadığını, yüzde 32'si (338) güvenlikli cihazları bildiğini ve kullandığını belirtmiştir."
"410 hemşireden de 250'si yaralandı"
Ankete katılan 512 doktorun 274'ünün yaralandığını, buna bağlı olarak doktorların yaralanma sıklığının yüzde 53 olarak tespit edildiğini söyleyen Ünal, şunları kaydetti:
"Aynı şekilde 410 hemşireden de 250'si yaralanmıştır, yaralanma sıklığı ise yüzde 61'dir. Çalışanların yaklaşık yüzde 80'i iş güvenliği ile ilgili eğitim almıştır, fakat bildirim (yüzde 10) ve yaralanması sonrası test ve profilaksi (yüzde 20) sıklıklarına bakıldığında daha fazla eğitim, farkındalık ve raporlamaya ihtiyaç duyulduğu gözlenmektedir. Eğitimlerin tek başına yaralanmayı azaltmaya, tedbirlerin alınmasına ve raporlamaya etki etmediği gözlenmiştir. Sağlık çalışanlarının büyük bir bölümü yaralanmaları önleyebilecek güvenlik donanımlı tıbbi cihazlardan haberdar olsa da 10 çalışandan yalnızca 3'ü bu cihazları kullanma imkanına sahiptir." (AA)