Eski HDP'lilerin HDP-PKK ilişkisine dair açıklamalarını, bunu yıllardır yazılarında dile getiren AK Parti Tanıtım Medya Başkan Yardımcısı Orhan Miroğlu AKŞAM'a yorumladı.
-HDP TÜRKİYELİLEŞTİ Mİ?
"Hayır, oy verenlerin amaç ve beklentilerini ayrı bir yere koyarak söylemek isterim, ne HDP, ne geçmişte o siyasi gelenekten gelen partilerin hiçbirinin hiç bir zaman Türkiyelileşme diye bir programı oldu. Olamazdı da. Bu, ironik olacak ama, Türkiyelileşmek, HDP’nin hem kendine hem başkalarının HDP’ye attığı bir siyasi iftira gibi! Türkiyelileşme iddiası veya tartışmaları, PKK’ya zaman kazandırmak ve teröre, şiddete toplumun bir çok kesiminde gösterilen toleransı daimi kılmak içindi. Başarılı olundu mu? Evet olundu. Çoğu aydınımız bu kadar acı tecrübeye rağmen, PKK terörüne, hala haklı gerekçeler bulmakla meşgul!"
-BU KONUDA HALA GÜNDEMDE AMA...
"Hala bize HDP’nin PKK’ya rağmen Türkiyelileşebileceğini söyleyip duruyorlar! Oysa doğru bir okuma bize HDP ve bu gelenekten gelen siyasi partilerin tarihinin, 30 yıl boyunca, PKK stratejilerini desteklemenin tarihi olduğunu açıkça göstermektedir."
-HEP'TEN BU YANA DEĞİŞEN BİR ŞEY OLMADI MI?
"İlk parti HEP bile, 90’lı yıllarda, Türkiyelileşme amacıyla kurulmadı. Bazı Kürt siyasi aktörler, bölgede devam eden silahlı mücadeleye siyasi, sosyal ve kültürel lojistik sağlayacak yasal bir partiye Öcalan’ı ikna ettiler. Ve bu partilerin her biri, zamanla teröre ve şiddete devam eden bir yapıya hizmet eden kuruluşlara dönüştüler."
VESAYET VE PKK BİRBİRİNİ BESLEDİ
- TOPLUM VE DEVLET BU SÜRECE NASIL RIZA GÖSTERDİ?
"AK Parti ve Sayın Erdoğan’ın liderliğine gelinceye kadar, asker-sivil bürokrasi bu meseleye ipotek koydu; vesayet ve PKK birbirini beslemeye başladı, bir çeşit 'tolerans üretimi' yapıldı. Partiler kapatılıyordu ama bu sonucu değiştirmediği için, PKK/HDP arasındaki sorunlu ilişki görmezden gelinmeye devam etti. Bunun sebebi, her kapatmanın muazzam mağduriyetler üretmiş olmasıdır."
DEMİRTAŞ HDP’NİN OYLARINI MİLLET İTTİFAKINA PAZARLIYOR
-AYHAN BİLGEN'İN "TERSİNE TÜRKİYELİLEŞME" DEDİĞİ DURUM BU YANİ?
"Ayhan Bilgen’in kullandığı bu kavram evet, HDP için söylenen yeni bir şey değil. Ben mesela, on beş yıldır bunu söylüyorum, yazıyor ve mücadelesini veriyorum. Şimdilerde partinin oylarını haraç-mezat ve Kandil’le beraber Millet İttifakı'na pazarlamakla meşgul olan Selahattin Demirtaş, ben bu uyarıları ve eleştirileri yaparken, mitinglerde ismimi söyleyip insanlara yuhalatıyordu."
- ŞİMDİ SİZİ GOĞRULUYORLAR
"Ben fikirlerimin her geçen gün doğrulandığını görmekten memnun değilim, Türkiye’nin ödediği bedel ağır oldu çünkü. Ama Selahaddin Bey’in vardığı yer, Meral Akşener’le çoluk çocuk kahvaltı sofrasına oturma arzusu oldu. "
BİLGEN AÇIKÇA ÖCALAN’I AKLIYOR
"Gelelim Ayhan beye; o da doğru bir tespitten bir yığın yanlış sonuca varıyor. Üstü kapalı da değil, açıkça Kandil ve Öcalan’ı aklıyor. HDP’nin bu durumda olmasında Kandil ve Öcalan’a hiç bir fatura kesmiyor; PKK vesayetini gizliyor; gizlerken de Türkiyelileşememeyi Cumhurbaşkanının kullandığı dile bağlıyor ki, pes doğrusu!"
PKK STRATEJİLERİ BU ÜLKE İÇİN BEKA SORUNU
- HDP NEDEN TÜRKYELİLEŞEMEZ?
"Etnik temelli siyasi programların ve partilerin, bir ülkeye dair siyasi anlayışlara evrilmesini beklemek gerçekçi değil. Kapsayıcı demokrasi programları üretemezler. Bu gerçeği de en iyi PKK biliyor ama HDP’yi yönetenler, karşılığı olmayan paradigmalarla oyalanıp duruyorlar ki, Kürt aydınları da yıllardır bu çıkmaz siyasetin içinde ömür tüketip durdular."
"Bu tartışma ve itirazlar henüz PKK’yı hedef almaktan çok uzak. ‘Berlin Duvarı’ çatırdıyor ama yıkılması kolay değil. Çünkü Millet İttifakı bileşenleri, küresel güçler bunu istemiyorlar."
- ŞİMDİ SANKİ PKK'DAN ÖZGÜRLEŞMİŞ GİBİLER...
"Ben 'özerklik' dediklerinde karşı çıktım. Özerkliği demokrasinin gereği olarak savunabilirsiniz, ama önce sizin PKK’dan özerkleşmeniz hatta bağımsızlaşmanız lazım. 'Kendi özerkliği olmayan, bir halka için nasıl özerklik talebinde bulunabilir' dediğimde çok kızdılar. Beklenti yaratıp gelecek umudunu canlı tutmayı iyi bilen bir örgüt PKK. Ama sonuç her zaman kan ter içinde bir kabustan uyanır gibi oluyor."
- PEKİ NE BEKLEYEBİLİRİZ BU TARTIŞMADAN?
"Artık şunun açıkça görülmesi lazım: Küresel ve bölgesel güçlerin vekalet savaşlarında kullanılan bir örgüt olma yolunda önemli mesafe kat etmiş bir örgütün emir komutası altında Türkiyeli de olunmaz, milli de olunmaz. Türkiyelilik, şehirlere parti tabelası asmaktan geçmiyor, hoş asılamıyor ya! Türkiyelilik zihinlerde ve ruhlarda başlar, ve sonra da, Türkiye’ye aidiyet duygusuyla beslenir! PKK’da bu tersine işler: Türkiye’ye ait olan ne varsa, iki halkın kardeşçe yaşadığı bin yılın bütün değerlerine ateş etmekle başlar herşey, sonra zihinlerde ve ruhlarda nefretle biter. Maalesef bu nefreti toplumun içine yaymayı da az çok başardılar. PKK’nın çok sık değişen ama hepsi de aynı kapıya çıkan stratejileri bu ülke için beka sorunudur. Buralarda üretilecek her fikir, kurulacak her parti, PKK’yı reddetmediği sürece, bizatihi beka sorununa dönüşür. Dahası, salt Alevi yurttaşlarımızın, salt Kürt yurttaşlarımızın meşru ve demokratik hakları üzerine tahayyül edilen bir siyasi partinin, ulusal bir partiye dönüşmesi mümkün değil. Ama hem Alevi yurttaşlarımızın hem Kürt yurttaşlarımızın haklı talepleri, demokatik bir siyasi programın konusudur ve konusu olmasında da hiç bir mahzur yoktur."
İÇ TARTIŞMALAR PKK’YI HEDEF ALMAKTAN UZAK
- HDP-PKK İLİŞKİSİ NASIL BİTEBİLİR?
"Tatsız bitecek, bu muhakkak. HDP’de tartışmalar oluyor anlaşılan. Ayhan Bilgen ve Altan Tan gibi, muhafazakar çevrelerden gelenler, HDP'ye PKK’nın rızası ve teşvikiyle hakim olan Türk solundan oldukça rahatsız. HDP’deki Kürt milliyetçileri de öyle. Ama bu tartışma ve itirazlar henüz PKK’yı hedef alan ya da kapsayan tartışmalar olmaktan çok uzak. Bu hareket içindeki ‘Berlin Duvarı’ eh işte biraz çatırdıyor, ama yıkılması o kadar kolay değil. Çünkü Millet İttifakının bileşenleri, küresel güçler bunu istemiyorlar ve istemeyecekler hiç bir zaman."
HDP MİSYONUNU TAMAMLADI
- NEDEN?
"Çünkü HDP siyasi misyonunu tamamladı, savunduğu PKK paradigmaları Türkiye’de karşılıksız kaldı ve çöktü. Ama ortada birkaç milyon oy, bir siyasi miras olarak kaldı. Ve bu oylar iktidar mücadelesinde kilit oylar. Millet İttifakının oy toplamına, HDP oyları eklendiği zaman bir anlam ifade ediyor. Yoksa İP ve CHP oyları en iyi şartlarda % 30-33’ü geçmiyor. Millet ittifakının bileşenleri çok iyi biliyor ki, PKK’ya kem söz söyleyerek, HDP’nin en azından radikal kesinlerinden oy almak mümkün değil. O yüzden Millet İttifakının bileşenleri, siyasi hesap kitap yaparken PKK hiç yokmuş, hiç varolmamış gibi davranabiliyor. Böylece en başta kendi kemalist- ülkücü milliyetçi seçmenlerini şaşırtıyorlar. Bu tutum HDP-PKK ilişkilerinin sorgulanmasını erteliyor. ‘PKK şiddeti ve terörüne tanınan tolerans’ dediğim şey tam olarak bu."
PKK HDP’Yİ KRİMİNALİZE EDİYOR
- HDP KRİMİNALİZE EDİLİYOR İDDİALARINA NE DİYORSUNUZ?
"Doğru diyorum. Peki kim kriminalize ediyor HDP’yi? Devlet mi, PKK mı? Tabi ki ikincisi. Dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekilleri, yerlerine kayyum atanan belediye başkanları, eğer rollerini bilinçle oynamadılarsa, aslında PKK’nın siyasi mağduru bile sayılabilirler. Selahattin Demirtaş, ve arkadaşları, Kandil’in Kobani için talimatlarını dinleyip insanları sokağa dökmeselerdi bugün içerde olurlar mıydı? Belediye başkanları işlerini yapmak yerine iş makinalarını hendek/ çukur açmaya tahsis etmeseydi, kayyum süreci yaşanır mıydı?"
- ONLAR BUNLARIN HUKUKİ SONUÇLARINI GÖRMEDİ Mİ?
"Bence düşünmemiş olmaları imkansız. Düşündüler ama PKK’ya karşı koyacak cesaretleri yoktu bir, ikincisi devletin ve toplumun PKK’yl kurdukları ilişkiyi görmezlikten gelip, toleransla karşılamaya devam edeceğini varsaydılar. Ama durum değişti Türkiye’de. HDP’yi yönetenlerin anlamadığı da bu."
Gençlik yıllarında Kürt siyasal hareketlerinin içinde bulundu. 1980'de Diyarbakır Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu, bir yıl öğretmenlik yaptı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra tutuklandı, DGM'de yargılandı, 1988'e kadar Diyarbakır Cezaevi'nde kaldı.
1992'de akrabası olan Kürt aydını yazar Musa Anter'in ölümüyle sonuçlanan suikastte yanındaydı ve ağır yaralı olarak kurtuldu.
1999'dan itibaren HADEP, DEHAP ve DTP'de Genel Başkan Yardımcılığı yaptı.
Süreç içinde, Türkiye'deki Kürt siyasi hareketleri, faili meçhul cinayetler ve terör örgütü PKK'ya ilişkin analizleri nedeniyle terör örgütü tarafından tehdit edildi, bulunduğu siyasi hareketlerden koptu.
Farklı gazetelerde yazarlık yaptı, 2012'den itibaren Star Gazetesi'nde yazmaya başladı.
10 kitap yayınladı.
7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti'den Mardin Milletvekili seçildi. Halen AK Parti Tanıtım Medya Başkan Yardımcısı.
Birçok STK’dan insan hakları ve temel özgürlükler konusundaki katkılarından dolayı ödül alan Miroğlu, Uluslararası Af Örgütü üyesidir.