Güvenlik Uzmanı Başbuğ yanıtladı: PKK Karadeniz'i neden hedef seçti?

Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, terör örgütü PKK'nın sözde Karadeniz açılımının aldığı büyük darbeyi değerlendirdi. PKK'nın Karadeniz'i neden hedef seçtiğini yanıtlayan Başbuğ, ''Karadeniz'i ben terörle mücadelede ve örgüt açısından da kritik bir eşik olarak değerlendiriyorum. Çünkü bunun terörün sıçratılması gibi çeşitli maksatları var'' dedi.

aksam.com.tr

Güvenlik uzmanı Coşkun Başbuğ, TRT haber canlı yayınında terör örgütü PKK'nın sözde Karadeniz açılımıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

-Karadeniz'de PKK'nın üslenmesine izin verilmemesi ve sona gelinmesi ne anlama geliyor?

Karadeniz'de teröre karşı son 5 yılda inanılmaz bir mücadele verildi. Bunda terör örgütünün kanlı planlarının etkisi çok büyük... Geçtiğimiz günlerde Bakan Soylu'nun verdiği müjde gibi, emperyal gücün akıl verdiği bu yapı daha harekete geçmeden çökertilmiş oldu. Karadeniz'i ben terörle mücadelede ve örgüt açısından da kritik bir eşik olarak değerlendiriyorum. Çünkü bunun terörün sıçratılması gibi çeşitli maksatları var. Bunları kısa başlıklar halinde özetleyecek olursak; Temel faktör örgütün artık Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da giderek sıkıştığı ve hareket edemez hale geldiği bir gerçekti. İşte bu sıkışıklığı atlatmak adına ve terörü de ülke geneline yayarak halktaki panik ve korkuyu da genişletmek, büyütmek adına Karadeniz hedef seçildi. Bu alanda da örgüt çok ciddi yapılanmalara gitti. İlk etapta 2015 yılında 12 kişilik bir sözde yapılanma grubu kuruldu. Ardından bu rakam 20-25'lere çıkarıldı. Ve örgüt yine onların ifadesiyle sözde güçlü gördüğü liderleri bölgeye sevk etti. Fakat bu gelenlerin hepsi, gerek yöre halkının desteği, gerek oradaki güvenlik güçlerimizin insanüstü gayretleriyle etkisiz hale getirildi. Listelerde aranan birçok terörist daha kafalarını çıkaramadan saklandığı o inlerden etkisiz hale getirildi. Bundan dolayı oradaki yapılanmanın çöktüğünü rahatlıkla ifade edebiliriz.

Karadeniz'e açılmalarındaki bir başka faktörde, örgütün artık giderek çöken psikolojisine nefes aldırmaktı. Bir önemli esas faktörde, güvenlik güçlerinin bu bölgedeki olası kuvvet yapılanmasını sadece Doğu ve Güneydoğu olarak değil Karadeniz'i de işin içine katarak, o yapılanmayı bölmekti. Ama hepsi ellerinde patladı. Oradaki yöre halkımızın da dikkati sayesinde hepsi çökertildi. Bir HES fabrikasına gıda ve yiyecek bulmaya giden ve gelmesiyle de halkın dikkati sayesinde yakalanan bir teröristi ve Kandil arasında çıkan o çatışmadan dolayı, örgüte olan siniriyle devlete teslim olan teröristi konuştuk. 

Bütün bunları alt alta koyduğunuzda gerek devletin, gerek halkın, gerek güvenlik güçlerinin nasıl terörle mücadeleye inandığını ve örgütünde nasıl bir çözülme sürecinde olduğunu gösteren çok net belgeler. 

-Karadeniz halkının da büyük bir çabasıyla birçok sığınak ve depo ele geçirildi. Buradaki ipuçlarıyla operasyonlar nasıl devam eder?

Öylesine hain ve eli kanlı bir örgütle yüz yüzeyizki, her an her yerde karşına çıkabilecek bir örgüt. Karadeniz insanımızın teröre karşı mücadeledeki hassasiyeti örnek seviyede. Az önce Eren kardeşimizi tekrara girmemek için anmadım. Şüphesiz ibretlik bir olay... 

Geçtiğimiz hafta 2 bine yakın gerek JÖH, gerek PÖH ekiplerimizin yürütmüş olduğu terörle mücadele yine ibretlik seviyede. Havadan ve karadan bütün bölge abluka altında. Bunlar etkisiz hale getirildi diye bırakılacak değil. Bu bölgede terörle mücadelede yapılacak faaliyetler şüphesiz devam edecektir. Ancak artık sona gelindiğini ifade edebilirim. Zaten örgütün kendisi bir çöküş içerisinde. 

Son zamanda yaşananları ele aldığımızda değil örgütün eylem yapmayı, kendi idamesini bile yönetmebilmesi bile çok zor. Aynı tablo Doğu ve Güneydoğu'da da var. Lojistik anlamda örgüt çok büyük bir darbe aldı. Para gelirleri, insan kaynağı ve örgütün her şeyi kurudu. Bu mücadele sayesinde terörle mücadelede sona geldiğin ifade etmek mümkün. Ama kesinlikle terörün bittiği anlamına da gelmez. Son terörist etkisiz hale getirilene kadar da bu devletin istikrarı devam edecektir.