'Gençler kültürüne sahip çıkmalı'

Dünya Etnospor Konfederasyonu (DEK) Başkanı Bilal Erdoğan, CNN Türk'te Hakan Çelik ile Hafta Sonu programına konuk oldu. DEK'in çalışmalarına ve Türkiye gündemine ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, Ayasofya konusuyla ilgili olarak, ''Ayasofya İstanbul Fethi'nin bir simgesidir. İstanbul Fatihi'nin istediği gibi ibadete açıldı. Dışarıdan yorum yapanlara aldırış etmeyelim.'' dedi.

Dünya Etnospor Konfederasyonu (DEK) Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, CNN Türk’te Hakan Çelik ile Hafta Sonu programına konuk oldu. DEK’in çalışmaları hakkında bilgiler veren Erdoğan, Hakan Çelik’in Türkiye’nin gündemine ilişkin sorularını da yanıtladı.

“100’ÜN ÜZERİNDE ÜLKEYE YARDIM ETMEK BÜYÜK BİR BAŞARI”

Türkiye’nin, başta sağlık çalışanları olmak üzere koronavirüs sürecinde iyi bir imtihan verdiğinin altını çizen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Onlar olmasaydı başaramazdık. Bütün emeği geçenlere teşekkür etmek istiyorum. Türkiye iyi bir imtihan verdi. Bırakın kendi vatandaşlarınızı bir de 100’ün üzerinde ülkeye yardım etmek büyük bir başarıdır.”

“DÜNYADA KÜLTÜREL BİR ADALETSİZLİK VAR”

Dünya Etnospor Konfederasyonu’nun kültürel tanıtımlarda ciddi çalışmalar gerçekleştirdiğini söyleyen Bilal Erdoğan, “Dünya Etnospor Konfederasyonunun temeli Dünya Göçebe Oyunları ile birlikte atıldı. DEK ile başta Türk dünyası olmak üzere birçok ülkenin geleneksel sporlarını merkeze alarak bu sporların bilinirliklerinin artırılması için çalışıyoruz.” diye konuştu.

DEK’in temel gayesinin “kültürel çeşitliliği korumak ve sürdürülmesini sağlamak” olduğunu ifade eden Erdoğan, “Dünyada bir kültürel adaletsizlik var. Bu adaletsizliğin giderilmesinin, karşılıklı anlayış temelinde toplumların irtibatını güçlendireceğini düşünüyoruz.” sözlerini kullandı.

“14 ÜLKEDEN 19 ÜYE KURULUŞUMUZ VAR”

Geleneksel sporların bilinirliklerinin artması ve yaygınlaşması adına faaliyet gösteren Dünya Etnospor Konfederasyonunun dünya çapındaki çalışmalarına değinen Bilal Erdoğan, şöyle konuştu:

“Mevcut durumda 14 ülkeden 19 üye kuruluşumuz bulunuyor. Bu ülkelerin de katkılarıyla çeşitli akademik çalışmaları da eş zamanlı olarak sürdürüyoruz. Aynı zamanda dünya genelinde Geleneksel Sporlar üzerine doktora çalışmaları yapan öğrencilere burs imkânı sağlıyoruz. Akademik çalışmaları geniş bir disiplin sahasında sürdürebilmek için Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde Geleneksel Sporlar ve Oyunlar Uygulama ve Araştırma Enstitüsü kuruldu. Bu merkez, geleneksel spor ve oyunların korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması yönünde çalışmalara imza atacak. Kültürel zenginliğe katkı sağlayacağını düşündüğümüz birçok akademik çalışmayı desteklemeye devam ediyoruz.”

“GELENEKSEL SPORLARIN YAŞATILMASI İÇİN 9 ÜLKE İLE BİLDİRİ İMZALADIK”

Geleneksel Sporların İhyası Forumu’nun her yıl 50’den fazla ülkeden katılımcılarla birlikte gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, “Ayrıca forumda 9 ülkenin spor bakanı ile birlikte geleneksel sporların yaşatılması için Etnospor ile iş birliğinin sağlanacağı bir bildiriye imza attık. Bu ülkelerin devlet düzeyinde geleneksel sporlara sahip çıkacak olması, kendi kültürlerini korumak açısından çok önemli bir durumdur.” ifadelerini kullandı.

“İZNİK’TE DÜZENLENECEK OLAN 4. DÜNYA GÖÇEBE OYUNLARI 2021 YILINA ERTELENDİ”

2021 yılında İznik’te gerçekleşecek Dünya Göçebe Oyunları’na dair açıklamalarda bulunan Bilal Erdoğan, “DEK olarak birçok çalışma gerçekleştiriyoruz. Örnek vermek gerekirse ana paydaş olarak Dünya Göçebe Oyunları’nın düzenlenmesinde önemli bir rol üstleniyoruz.” dedi.

Göçebe Oyunları’nın ilkinin Kırgızistan’da düzenlendiğini ve Dünya Göçebe Oyunları’nın 4’üncüsünün, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın tavsiyesiyle 2020 yılında Türkiye’de yapılmasının kararlaştırıldığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak hazırlık çalışmaları titizlikle yürütülen etkinlik Covid-19 salgını nedeniyle 2021 yılına ertelendi. Bu nedenle etkinlik gelecek yıl İznik’te yapılacak. İznik’in tanıtımı için de çok güzel olacak.”

“YURT DIŞINDA GEÇİRDİĞİM YILLAR, ÜLKEME DAHA DA BAĞLANMAMA NEDEN OLDU”

Eğitim ve kişisel hayatına dair soruları da yanıtlayan Necmeddin Bilal Erdoğan, “Annem ciddi bir mücadelenin içinden gelmiş güçlü bir kadın. Başörtü mücadelesinin en başında yer almış biri. Bunların yanında kendi ayakları üzerinde durabilecek çocuklar olarak bizi yetiştirdi.” diye konuştu.

Henüz 10 yaşındayken yatılı okula gittiğini anlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Dikiş yapmak, yemek yapmak, kişisel bakım yapmak küçüklüğümüzden itibaren kendimizin yaptığı şeylerdi. Annem kendi güçlü yönlerini bize iyi aktardı bu nedenle biz kendi ayaklarımız üzerinde daha iyi durabiliyoruz. 10 yılımı yurt dışında geçirdim. Amerika ve İtalya tecrübesi edindim. Oradaki yaşam ülkeme daha da bağlanmama neden oldu. Bu ülkeye değer veren bir ailede yetiştiğim için de olabilir. ABD’ye ilk gittiğim zamanlarda Türk Öğrenci Derneği yönetimine girdim. Kendi dilimize özen gösteririm. İlim ve bilim insanlığın ortak malıdır. Yurt dışında kendi kültürümüzle ilgili çalıştım.”

“AB YILLARCA TÜRKİYE’YE ÜSTTEN BAKTI, BİRÇOK AYDIN DA BUNU SAVUNDU”

Son 200 yılda birçok kültürün Batı medeniyetine asimile olduğunu söyleyen Bilal Erdoğan, “bir kültürün bir diğerine üstüncü yaklaşımla yaklaştığı zaman toplumlarda tansiyonun yükseldiğini” belirtti. Bu şekilde ilişkilerin gerginleştiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Karşılıklı saygı temelinde ilişki kuramamış oluyorsunuz. Düşünün ki AB yıllarca Türkiye’ye üstten baktı. Ne yazık ki birçok aydın da bunu savundu. Bugünün yüksek teknolojisi neyse biz de onu alacağız ve ileri gideceğiz. Aşı niye Türkiye’de çıkmasın? Yolun başındayız. Bu konuda girişim ortamının güçlü kalması çok önemli. Milletçe buna inanacağız. Çin ve Japonya öyle yaptı. Ne üretirim ne satarım onlara kafa yoruyorlar.”

“AYASOFYA, İSTANBUL FATİHİ’NİN İSTEDİĞİ GİBİ İBADETE AÇILDI”

Ayasofya konusuyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bilal Erdoğan, “Çocukluğumuzdan itibaren Ayasofya’nın cami olması için dualarla büyüdük diyebilirim. Ayasofya Camii özlemimiz her zaman vardı. Gözümüz gibi bakacağımız bir eserdir.” dedi.

Ayasofya’nın Mimar Sinan’ın destekleriyle ayakta kaldığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ayasofya İstanbul Fethi’nin bir simgesidir. İstanbul Fatihi’nin istediği gibi ibadete açıldı. Dışarıdan yorum yapanlara aldırış etmeyelim. Korumak için gereken ne varsa yapıyoruz. Örneğin bazı zeminlere halı serilmedi, oraları da turistler rahatça gezebilsin diye. Ayasofya’ya daha fazla turist gelecek. Çok başarılı restorasyonlar yapıyoruz.”