1
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kanal 7'de yayınlanan Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
"Hakkari'den, Suriye'den şehitler var. Seçimlerden sonra PKK'nın benzer saldırıları olmuştu. Uzunca süredir PKK saldıramıyordu, sanki seçimden sonra harekete geçti gibi bir değerlendirme... Bu duruma ilişkin devletin ilgili kademelerinde nasıl bir değerlendirme yapılıyor?" sorusu üzerine Oktay, "Türkiye ile ilgili hangi tehditten bahsediyorsunuz? Bir tehdit olayı da yok sınırların ötesinde de berisinde de yok" diyenler olduğunu hatırlattı.
Şehit haberlerinin ciğerleri dağladığını dile getiren Oktay, şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı, yaralılara acil şifa diledi.
Özellikle sınırların ötesinde bir hareketlenmenin görüldüğüne işaret eden Oktay, son yıllarda yurt içinde çok güçlü şekilde terörün ve teröristlerin üzerine gidildiğini vurguladı.
Oktay, Türkiye'nin terörün kaynağında yok edilmesine ilişkin stratejiyi çok net uyguladığını belirterek, "Şu anda aslında can çekişme noktasında olan bir terör örgütü. Hem FETÖ hem DEAŞ hem PKK boyutunda üzerine gidiyoruz ve sonuçlarını görüyoruz. Biz içeride üzerine gittikçe dışarıda canlandırılmaya çalışılan terör örgütleri var. Dolayısıyla biz bunların dışarıda da üzerine gitmeye başladık yoğun şekilde." diye konuştu.
Hem Irak'ta hem Suriye'de ve başka bölgelerde Türkiye'ye tehdit oluşturan teröristleri tespit edip ülkeye getirdiklerinin altını çizen Oktay, bunların süreceğini söyledi.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının başarıyla yürütüldüğünü anlatan Oktay, şimdi saldırıları gördüklerini, buna karşı tutumlarının net olacağını vurguladı.
"Biz yine kendi göbeğimizi kendimiz keseriz. Bununla ilgili hiç kimseden herhangi bir izin de almayız. Türkiye kararlıdır, bu kararlılığını da sürdürecektir." diyen Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bu kararlığın her şekilde ifade edildiğini anımsattı.
Son saldırılar üzerine yeni bir harekat planlamasının olup olmadığına ilişkin bir soruyu yanıtlarken Oktay, harekat planlamasının her zaman hazır olduğunu dile getirdi.
Şehit haberlerinin geldiği bölgelerin anında karadan ve havadan ateş altına alındığını ve harekatın başlatıldığını aktaran Oktay, terörün kaynağının kurutulmasının önemine dikkati çekti.
Fuat Oktay, Tel Fırat ve Hakkari'deki saldırıların ardından başlatılan terör operasyonlarına ilişkin, "Tehdit üreten unsurlar yok edilene kadar Türkiye, burada hem operasyonlara devam edecek hem de güvenli bir alan oluşturulmasıyla alakalı teröristleri buradan temizleyecektir. Bu tür saldırılar, sadece ve sadece bizim kararlılığımızı artırır, bizi yıldırmaz. Türk milleti şehit verir, biz de şehit oluruz. Bunda zerre kadar bir tereddüdümüz olmaz. Şehitlerimizin de şehit yakınlarımızın da gazilerimizin de her türlü şartlarda yanında durmaya devam ederiz." değerlendirmesinde bulundu.
Tel Rıfat bölgesi ile ilgili yeni bir sürecin olup olmayacağına ilişkin bir soruya karşılık Oktay, bu konunun Rusya ile çok uzun zamandan beri görüşüldüğünü belirterek, "Rusya, İran, Türkiye arasında devam eden çalışmalar, Suriye'nin orta ve uzun vadede toprak bütünlüğüne yönelik çalışmalar. O çerçevede karşılıklı anlayışa dayalı o noktada bizim durmamız konusu idi. Tabii ki bu saldırılar devam ederse başka şekiller alabilir, ilgili bütün birimlerimiz Rusya ile görüşüyor." dedi.
"İsrail tam bir devlet terörü uygulamakta"
İsrail'in AA ofisinin de olduğu binayı vurmasına ilişkin soruya Oktay, "Şu anda burada yayın yapıyoruz, Türkiye de bizi izliyor. Düşünün ki birisi buraya füzelerle saldırıyor, bütün binayı yerle bir ediyor, ne hissedersiniz? Bu saldırıya karşı, saldırı yapanlara karşı çekineceğiz, korkacağız haber yapmayalım mı dersiniz, yoksa biraz önceki söylediğim konuda bizim şehitlerimiz bizim kararlılığımızı artırır dediğimiz noktadaki gibi kararlılığınız mı artar?" karşılığını verdi.
İsrail'in tam bir devlet terörü uyguladığına vurgu yapan Oktay, şöyle devam etti:
"Basın özgürlüğünden bahsedenler bunlar değil mi? Basın özgürlüğü diye bütün dünyayı ayağa kaldıran bunlar değil mi? Peki hiç kimseden bir şey duyuyor musunuz basın özgürlüğü adına? Türkiye'deki konuşanlara da bunu söylüyorum özellikle, birkaç açıklamanın dışında. Benzer bir saldırıyı Türkiye asla yapmaz ama diyelim ki bunun binde birine yakın bir şeyi Türkiye yapsaydı görürdünüz dünyadaki hareketliliği. Nerede bu dünya? Basit açıklamaların dışında."
Oktay, AA ofisinin de olduğu binayı vurmasına ilişkin, "Anadolu Ajansı Türkiye'yi temsil eder. Nihayetinde kamu boyutunda da buna bakarız. Bu tür saldırılar, ne Anadolu Ajansının ne Anadolu Ajansında çalışanların ne Türkiye'nin kararlılık boyutunda hiçbir şeyini değiştirmez, kararlılığını daha da artırır. Anadolu Ajansı Genel Müdürü ile de hemen olay üzerine görüştüm, çok daha kararlı buldum, hem Anadolu Ajansı Genel Müdürü'nü hem de yine çalışanlarını. Ben kendilerine buradan geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Kararlılıklarından dolayı da kendilerini de kutluyorum." ifadesini kullandı.
"AA'nın Washington muhabiri, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'ne bu saldırıyı soruyor. Ama saldırı ile ilgili herhangi bir cümle, ifade kullanmadan, sadece İsrail'in bu mücadelesine hak verdiklerini ifade eden bir beyanatı oluyor." değerlendirmesi üzerine Oktay, "İsrail'in hangi mücadelesine hak verdi acaba? Onu da açıklasalar." diye konuştu.
"Kimsenin haberleştirmesini istemeyeceksiniz"
İsrail'in büyümeye, Filistin'in küçülmeye başladığı yerleşim planlarının yer aldığı haritayı gösteren Oktay, bu haritanın hafızalara kazınması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Yahudilerin yaşadığı soykırım boyutunda filmlerle zihinlere kazınan bir şeyden siz aynı yapıda başka bir zihniyete dönüşeceksiniz. Size yapıldığını söylediğiniz zulmün aynısını başkasına fazlasıyla yapacaksınız. Ve bunu da kimsenin haberleştirmesini istemeyeceksiniz. Hiç kimse bunu konuşsun istemeyeceksiniz." dedi.
"S-400'le ilgili karar verilmiştir"
S-400 hava savunma sistemi tedariğine ilişkin ABD-Türkiye arasında gelinen son durumun ne olduğunun ve bir stratejinin belirlenip belirlenmediğinin sorulması üzerine Oktay, bu konudaki stratejinin belli olduğunu ve tüm dünyayla da paylaşıldığını söyledi.
Oktay, Türkiye'nin bağımsız bir ülke olduğunun ve savunmasıyla ilgili kararları kendisinin aldığını ve bunu da uyguladığını vurguladı.
Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemine ihtiyacının olduğunu ifade eden Oktay, bunun ilk istendiği ülkenin de Amerika Birleşik Devletleri olduğunu anımsattı. Oktay, "Önümüze çıkarmadık engeller koymadılar, akla hayale gelmedik engellerdi. Yaklaşımımız net, savunma sanayinde biz özellikle kritik konularda dışa bağımlı kalmak istemiyoruz. Hiç kimsenin kongresine gidip de biz boyun bükemeyiz, ağız eğemeyiz. Buradaki duruşumuz nettir." diye konuştu.
"İstediğimiz zaman önümüze bin bir sorun çıkartan, savunma sanayinde 'Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek istiyoruz' dediğimizde de yani teknoloji transferini ve bunun finansman boyutunu da içerecek şekildeki önerilerimizin hepsine kulak tıkayan bir ülke başka bir yerden bu fırsat oluştuğunda 'Hayır, olmaz' diyecek. Kusura bakmayın, biz size göre kendimizi ve kendi savunma ihtiyaçlarımızı belirleyemeyiz." ifadesini kullanan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"S-400'le ilgili karar verilmiştir. Bununla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız da her zaman açıklama yaptı zaten. Türkiye bir konuda bir anlaşmaya imza attıktan, söz verdikten sonra bu sözünü yerine getirir. Anlaşmaya imza atmışız, bununla ilgili belirli ödemeler yapılmış zaten. Temmuz demiştik, en son Putin ile görüşmeler çerçevesinde Haziran konusu da gündeme geldi. Teslim almak için fazla da bir şey kalmadı zaten.
Ben, bunların çok ciddi dayanağı olan tartışmalar ve endişeler olduğunu da düşünmüyorum. Türkiye, NATO müttefiki olarak sorumluluklarının tamamını yerine getiren ve hassasiyetler noktasında da son derece hassas olan bir ülkedir."
Bu hassasiyetleri de ABD ile paylaştıklarını aktaran Oktay, "Biz ikili falan oynamıyoruz, çok net oynuyoruz. Bunu Rusya ile de açık konuşuyoruz zaten." dedi.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in Türkiye'ye yapacağı ziyaretin hatırlatılması üzerine Oktay, "Görüşülecek konuların içinde tabii ki bu da olur. Görüşülecek konuların içinde çok farklı konular var." diye konuştu.
NATO anlaşmasını tehdit eden, ihlal eden bir durumun söz konusu olmadığının altını çizen Oktay, "Türkiye ciddi ve ne söylediğini bilen bir devlettir. Uluslararası ilişkilerde Türkiye yeni bir devlet değil, binlerce yıldır tarihi olan bir devlet." ifadesini kullandı.
"ABD, 'Alırsanız ekonominiz felakete sürüklenir' diyor ve bu bağlamda bir tehdit diline dönüştürüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Oktay, "Bu Türkiye'yi tanımama boyutunu çok net bir şekilde gösteriyor. Siz Türkiye ile ilişkilerinizi müttefiklik rolü ile geliştirmek istiyorsanız açık söylüyorum, tehdit dilini kullanamazsınız. Türkiye'ye karşı hiç kimse tehdit dilini kullanarak Türkiye ile iş yapamaz. Türkiye, bugünün devleti değil, binlerce yıllık devlet aklı ve geleneği olan köklü bir devlet ve köklü bir millet. Böyle günü birlik tehditlerle ne Türk milleti buna boyun eğer ne de Türk Devleti böyle bir şeye boyun eğer." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye'nin son 15 yılda yaşadığı süreçlerin dayanıklı olmayı sağladığının altını çizdi. Türkiye'nin çok kırılgan bir coğrafyada bulunduğunu belirten Oktay, "Tüm bu ateş çemberinde Türkiye, güvenli liman olmayı hala başarıyor. Sadece güvenlik boyutunda değil ekonomik boyutta da güvenli liman." dedi.
Türkiye'nin belirlediği hedeflerinden asla vazgeçmediğini ifade eden Oktay, "Biz 500 milyar dolar ihracat hedefledik, buna ulaşacağız. Bugün olmaz yarın olur hiç önemli değil, buna ulaşacağız. Stratejilerimizi de ona göre belirliyoruz. Bu tür şeyler bizi daha dayanıklı hale getirir. Her gelen tehdit bize yapısal anlamda nasıl bir sonraki aşamada daha dayanıklı hale geliriz, bunu öğretiyor." açıklamasında bulundu.
Oktay, bunların yapay gündemler olduğunu dile getirerek vatandaşların bunlarla rahatlarını bozmamasını istedi.
"Tehdit oluşturan bir koridora müsaade edilmeyecek"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulacak güvenli bölgeye ilişkin de değerlendirmede bulundu.
"ABD'nin pozisyonu ile Türkiye'nin pozisyonunun birbirine yaklaştığı ifade ediliyor. Bir mutabakat sağlandı mı?" sorusu üzerine Oktay, Türkiye'nin ilişkilerinin hiçbir zaman tek boyutlu olmadığını söyledi.
Oktay, Türkiye-ABD ilişkileri için de bunun geçerli olduğunu anlatarak, bir tarafta sıkıntı yaşanırken diğer tarafta yakınlaşmanın olabildiğine dikkati çekti. Türkiye'nin bu ilişkiyi geliştirebilecek kapasitede olduğunu ve bu yaptığını ifade eden Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Olay bazlı alıp olay bazlı çözüyor. Hem Rusya ile hem Amerika hem AB ile farklı aktörlerle aynı zamanda görüşebilen, konuşabilen bunu da şeffaf götüren yani birisiyle konuşurken bir başkasının aleyhinde herhangi bir şey yürütmeyen kim var dediğinizde, Türkiye parmakla gösterilebilecek ülkeler arasındadır. Suriye'de biz bu mesafeyi alıyoruz aslında."
Türkiye'ye tehdit oluşturan bir koridora müsaade edilmeyeceğini anımsatan Oktay, şöyle konuştu:
"Adına PYD, YPG ne derseniz deyin PKK'dır bu, hepsi eşittir PKK'dır. PKK'nın bu koridoru oluşturmasına bizim müsaade etmemiz beklenemez. 'Çekiliyoruz, birlikte hareket edeceğiz' denildiğinde tekrardan yine büyük devlet olmanın ve verilen sözlerin yerine getirileceği güvencesiyle 'bunu konuşalım' dedik. Ama burada şunu söylüyoruz, bu konuşma ilelebet devam etmez. Biz, eğer ki güvenliğimizi tehdit eden unsurlar devam ederse biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.
Yakınlaşma tabii ki var ama buradaki yakınlaşmada şunu istemiyoruz. Burada bir güvenli bölge oluşturulacaksa burada asla YPG olmayacak ama bunun anlamı bunun güneyinde tekrardan, yani oluşturulan güvenli bölgenin güneyinde yeni bir hattın oluşması bu da yine bizim kabul edebileceğimiz şeylerden biri değil. Bu da bizim şartlarımız arasında. Ayrıca silahlar var. Bunların geleceği ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Bunların terör örgütlerinin elinden ayıklanması gerekiyor. Dolayısıyla, evet yakınlaşma vardır ama bugün açıklayabileceğimiz şekilde ve 'şöyledir' veya 'şu tarihte sonuçlanacaktır' diye bir anlaşma değil. Olduğu zaman açıklanır."
"Yüksek Seçim Kurulunun verdiği karar nihai karardır"
YSK'nin İstanbul seçimine ilişkin vereceği kararla ilgili, "CHP'nin yaklaşımı, 'Bir şekilde YSK üyeleri markaj altına alındılar, onlara iktidar gücü dayatılarak bu seçimleri iptal edin baskısı yapılıyor' biçiminde. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Oktay, böyle bir şeyin asla olamayacağını dile getirdi.
Oktay, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet Halk Partisi'nin lideri, Genel Başkanı veya parti yetkilileri her gün çok farklı tehdit boyutuna giden açıklamalarda bulunuyor. Bunu görmeyen Türkiye'de hiç kimse yok. İktidar yetkisinin kullanılması şeklinde, böyle bir şey yok. Bununla ilgili her türlü açıklama her gün AK Parti Genel Merkezinden de yapılmakta, Sayın Cumhurbaşkanımız da bu açıklamaları yapmakta.
Şunu da çok net bir şekilde ifade etmiş durumdayız zaten, söz yargıdadır, YSK'dedir ve YSK'nin verdiği karar nihai karardır. Ama burada sessiz kalındıkça Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin aşırı şekilde baskı altına alınıyor olması muhalefet tarafından, kabul edilebilir bir şey değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın tepkisi bunaydı. Baktığınızda aslında İstanbul'da bir sıkıntının olduğu gözüküyor. Bu sıkıntının ne olduğu da zaten kamuoyunun önünde açık şekilde devam eden konular.
Baskı olayı varsa bu muhalefet tarafındadır, iktidar tarafından böyle bir baskı asla ve asla, hele hele iktidar gücünün kullanılması şeklinde bir şey asla söz konusu değildir, olamaz da zaten."
Öte yandan Oktay, 100 Günlük Eylem Planlarındaki hedeflere ilişkin bir soru üzerine, ilk iki eylem planının tamamlandığını belirterek, "Yüzde 98'lere varan bir hedefe ulaşma başarımız var orada." dedi.
5 yıllık stratejik yol haritasıyla ilgili çalışmalarla ilgili de bilgi veren Oktay, "Cumhurbaşkanımız bunu kamuoyunda paylaşıyor olacak. Bu 2023 sonuna kadar stratejik yol haritamız. Bunu bir aya kadar nihai hale getireceğiz. Cumhurbaşkanlığı Programı diyebiliriz buna. Bu, stratejik bir yol haritasıdır." diye konuştu.
(AA)