Yayınlanan Birleşmiş Milletler raporunda, sığınmacılar konusunda temiz bir sicile sahip olmayan Yunanistan'ın Ege ve Meriç'i geçmeye çalışanları zorla geri itmesi, ülkenin 'de facto' siyaseti olarak belirtildi. Başta Yunanistan olmak üzere Avrupa ülkelerinin sığınmacılara karşı tavrını Prof. Dr. Can Ünver, Sputnik'e değerlendirdi.
EN BÜYÜK TRAJEDİ
Ünver "AB'nin sınır koruma teşkilatı Frontex, Yunan Silahlı Kuvvetleri'nin donanmasıyla birlikte devriye atıp, insanları sokmamaya çalışıyorlar. Bu zaten başlı başına mülteci hukukunun çiğnenmesi demektir. Kapıya gelmiş adamı reddedemezsiniz. Kapı denilince akla illa karanın gelmesi gerekmiyor, denizin de sınırı var. Bu maalesef çağımızın en büyük trajedilerinden bir tanesidir. Çağımızın en büyük trajedileri de ne yazık ki, korumasız, talihsiz insanların etrafından gerçekleşti. Böyle bir trajediye modern insanlığın her konuda çok iddialı olan, özellikle insan hakları konusunda sözde iddialı olanların akıllarını başlarına devşirmeleri gerekir diye düşünüyorum" diye konuştu.
17 BİN KİŞİ GERİ İTİLDİ
Açıklanan raporda, 2020-2021 tarihleri arasında, sığınmacıların denizden geri itilerek Türkiye'ye gönderilmesi hakkında 540 vaka ihbarının olduğunu ve söz konusu durumdan etkilenen 17 bin sığınmacının olduğu kaydedildi. Aynı zamanda Nisan-Kasım 2021 sürecinde Meriç Nehri'nden 140 bin sığınmacının Yunanistan'a girişinin engellendiği, Ege'de aralarında çocukların da bulunduğu 7 bin sığınmacının Türkiye'ye geri itildiğine dair 147 ihbarın bulunduğunun altı çizildi.