Mustafa Kartoğlu
Başkan Erdoğan, ABD'nin Filistinli yetkililerin vizelerini iptal etmesiyle ilgili "Filistinli yetkililer BM Genel Kurulu toplantısına katılmasa dahi Filistinli mazlumların sesi orada yankılanacaktır. Biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak" dedi.
Başkan Erdoğan, Çin Devlet Başkanı Sayın Şi Cinping'in şeref konuğu olarak katıldığı Şanhay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nin ardından Türkiye'ye dönüş yolunda gazetecilerin sorularını cevapladı.
ABD'NİN VİZE KARARI: (ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Mahmud Abbas ve 80 Filistinli yetkilinin vizelerini iptal etmesi) Amerika'nın bu kararı, BM'nin varoluş nedenine uygun düşmüyor. Kararın bir an önce gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) dünya üzerindeki meselelerin tartışılması ve çözümler üretilmesi için vardır. Filistin heyetinin Genel Kurul'da olmaması sadece İsrail'i memnun eder. Bu BMGK, bana göre henüz içeriği ve katılımcıları kesinleşmemiş bir Genel Kurul'dur.
GUTERRES'LE KONUŞACAĞIM: BM Genel Sekreteri Guterres ile bu konuda görüşme yapmak istedim, maalesef o da ben de fırsat bulamadık. Bu BMGK'yı nasıl gerçekleştireceğiz; bunu Genel Kurul tarihine kadar telefon diplomasisiyle değerlendirelim istiyoruz. BM Genel Sekreteri'nin bu konudaki düşüncelerini de öğrenmek istiyorum. Filistin'de mağdurlar var. Bir de bu zulmü içi kan ağlayarak izleyenler var. Bunların hakkını hukukunu koruma noktasında adımlar atmamız lazım. Her şeyden önce İsrail'in bu soykırımı hiçbir zaman unutulmayacak. Filistin'de bebeklerin, annelerin, babaların nasıl katledildiğini hiçbir zaman insaf sahibi olan anneler, babalar unutmayacak. Filistin'in sesini kısmak, susturmak mümkün değildir. Amerika'dan beklenen, İsrail'in katliamlarına, zulümlerine 'dur' demesidir.
BM'YE DAMGA VURACAK: Bazı Avrupa ülkelerinin de aralarında bulunduğu birçok ülke, BM Genel Kurulu'nda Filistin'i devlet olarak tanımaya hazırlanıyor. Bu yıl BMGK'ya muhtemelen Filistin meselesi damga vuracak. Filistinli yetkililer BM Genel Kurulu toplantısına katılmasa dahi Filistinli mazlumların sesi orada yankılanacaktır. Allah rahmet eylesin Sezai Karakoç'un dediği gibi "Biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak."
MEKTUBU KIZLARIM İSTEDİ: (Melania Trump'a "Ukrayna'daki savaş için gösterdiği hassasiyeti, Gazze'deki insani kriz için de göstermesi" çağrısı) Anne kalbi hem narindir hem güçlüdür. Anneler bu tip zor konuların çözümünde devreye girdiklerinde iklimi değiştirebilirler. Hele ortada katledilen binlerce bebek ve çocuk varsa, toprağa düşen her yavruyu kendi çocukları gibi sahiplenirler. Kızlarım da annelerinden bu mektubu kaleme almasını istedi. Ben bu girişimi, bu bakımdan çok önemli buluyorum. Mektup, Türkiye'nin Gazze diplomasine yeni bir boyut ekledi ve resmi kanallardan yürütülen girişimlerin yanı sıra, insani ve vicdani bir dilin de uluslararası ilişkilerde etkili olabileceğini aynı zamanda gösterdi. Maalesef, Batı'nın Ukrayna'daki masumlara yönelik yaklaşımlarının çeyreğini bile Gazze'de göremedik.
ÇİN İLE İLİŞKİLER: Çin, Türkiye'yi önemli bir aktör olarak görüyor. Çin ile ilişkilerimizi geliştirmenin gayreti içerisindeyiz. Biz, dünyaya yalnızca Doğu-Batı ekseninde bakmıyoruz. Ufku soğuk savaş ayazında buz tutmuş bir ülke değiliz. Doğu ile Batı arasında ayrışmanın değil, yeni köprüler kurmanın gerekli olduğunu söylüyoruz. Uluslararası sistemlerin tıkandığı dünyada, normalleşmenin ancak hakkaniyet temelinde çözümlerle sağlanacağına inanıyoruz. Biz, adil ve müreffeh bir dünyanın inşa edilebileceğini düşünüyoruz. Çin'in, uluslararası camianın önemli bir parçası olarak, bizim bu çabamızı desteklemesini bekliyoruz.
PUTİN'LE GÖRÜŞME: Barış umudunu çözüm odaklı ve somut sonuçlara dönüştürmek lazım. Sayın Putin'in son Alaska zirvesinden hangi neticelerle döndüğünü, o görüşmelerde neler düşündüğünü değerlendirdik. ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile yaptığı görüşme çok önemliydi. Bu konularda Sayın Putin'in düşüncelerini aldığımız gibi, Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenski ile de ayrıca telefon diplomasisi yöntemiyle bazı görüşmelerimiz oldu. Sayın Zelenski'nin Sayın Putin'e bakışını görme fırsatını yakaladık. Alaska zirvesinin neticelerini de tekrar değerlendirme imkanını yakaladık. Hem Zelenski, hem Putin'in yaklaşımlarını olumlu buldum. "Türkiye'de İstanbul sürecinin devamı yönünde bir girişim olabilir" dediğimizde, kendisi bu konuyla ilgili 'niye olmasın' noktasındaydı. Ancak buna hazır değiller.
AVRUPALI LİDERLERLE TEMASTAYIZ: Putin, Zelenski ve Avrupalı liderlerle sürekli temas halindeyiz. Dışişleri Bakanım, İstihbarat Başkanım muhataplarıyla gerekli görüşmeleri yapıyorlar. Bu görüşmeler süreci hızlandırıyor. Biz, İstanbul'da gerçekleştirilen doğrudan müzakerelerle, diyalog zemini geliştirmiş ve güçlendirmiş bir ülkeyiz. Adil ve kalıcı barış, tarafları dışlamadan müzakere zeminini güçlendirerek gelecektir. Türkiye, savaşın en başından beri her iki tarafla görüşebilen, her iki tarafın da güvenini kazanmış olma özellikleriyle örnek olmuştur.
ZENGEZUR KORİDORU: Beyaz Saray'daki imzalar Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecine hız kazandırdı. Azerbaycan ve Ermenistan barış yolunda pürüzleri önemli ölçüde aştı ve son noktaya kadar geldiler. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ardından Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile etraflıca görüşme yaptık. Gerek Aliyev'in gerek Paşinyan'ın aynı noktada olduklarını gördüm. Aynı istikamete bakıyorlar. Zengezur Koridoru meselesinde de herhangi bir sıkıntı yok. Barışın sağlanmasıyla bölgemizdeki, burası çok önemli, kara ve demiryolları hareketlenecek, sınır kapıları açılacak, ticaret başta olmak üzere birçok alan olumlu etkilenecek. Rusya ve İran da ilerleyen dönemde kaygılarının yersiz olduğunu anlayacaklar.
(YPG'nin mutabakata rağmen Suriye ordusuna katılmasını engelleyen İsrail mi?) Suriye topraklarında karışıklık çıkarmak isteyenlere, ne biz göz yumarız ne de Şam yönetimi rıza gösterir. Suriye'nin bütün renkleriyle bir ve bütün olmasını isteriz. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve yönetimi de böyle düşünüyor. Fakat böylesine uzun bir savaş yaşamış bütün coğrafyalarda olduğu gibi, Suriye'de de kaos çıkarmak isteyenler çok ama çok fazla. Bunların kim oldukları malumdur. Suriye'yi yalnız bırakmayacağız, devamlı yanında duracağız. Suriye'nin yeniden ayağa kalkmasını inşallah kimse engelleyemeyecek. Kaosa yatırım yapan savaş baronları bu sefer kaybedecek. Arap, Kürt, Türkmen, Nusayri, Sünni, Hıristiyan fark etmeksizin tüm kesimleri ile Suriye halkı kazanacak. Şunu da çok net ifade etmek isterim; Her kim bu süreci baltalamaya çalışırsa bunun faturasını öder.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE: TBMM'de oluşturalan komisyon geniş katılımla çalışmalarına devam ediyor. İnanıyorum ki sonuçta Türkiye, 40 yıllık bir sorunu ortadan kaldıracak ve geleceğe bir ve bütün şekilde yürüyecektir. Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren böylesi bir meselede dedikodulara, tevatürlere değil, devlet ciddiyeti içinde yapılan ve yapılacak açıklamalara odaklanmak en doğrusudur. Biz yol haritamızı da, menzilimizi de net bir biçimde belirledik. Terörle mücadeleye ayrılan kaynaklar artık kalkınmaya, üretime, yatırıma, istihdama harcanacak. Terörsüz Türkiye'nin kazananı tüm Türkiye, terörsüz bölgenin kazananı ise bölgemizdeki tüm kardeş halklar olacak.
(CHP Genel Başkanı Özel'in 'Sinop'taki füze denemeleri balıkları rahatsız ediyor' açıklaması) Sinop'ta ROKETSAN'ın geliştirdiği normal menzilli füzelerimizin ve Delta V'nin atışlarını yapıyoruz. Bunlar Türkiye'nin orta menzilli füzeleri. Daha uzun menzildeki füzeler için farklı coğrafyada işlerimiz de var. Türkiye'nin bağımsızlığı için bu testleri yapmaya devam edeceğiz. Bu arada Sinop'ta balıkçılık 3-4 sene içerisinde 5 misli büyüdü. Hiçbir sorunları yok; Japonya'ya Türk somonu ihracatı yapıyorlar. Özgür Bey'in ne füzelerden haberi var, ne Sinop'ta balıkçılığın gelişiminden ne de turizmden. Türkiye'deki kronik muhalefet sorunu çözülmüş değil. 'Millete hizmet edeceğiz' diyerek kazandıkları yerel yönetimlerin içler acısı hali, yönetim anlayışlarının fragmanıdır, sadece kavga etmeyi bilirler."
Ekonomide son 2-3 aydır tekrar güçlü, olumlu döngüye girdik. Yüzde 4.8 oldukça güçlü bir büyüme. Don ve kuraklıktan etkilenen tarım sektörü hariç bütün sektörlerde, bütün alanlarda çok güçlü bir büyüme var. İşsizlik tek hanede, rezervlerimiz rekor düzeyde, enflasyonda düşüş devam ediyor. Tabii ki enflasyondaki düşüşle birlikte finansal koşullarda da iyileşme devam edecek. Kişi başı milli gelirde muhtemelen bu sene Dünya Bankası tanımına göre üst gelirli ülkeler grubuna girmemiz oldukça muhtemel. Ülkemiz kişi başı milli gelirle sınıf atlamış olacak. Hem hazinenin borçlanma faizleri iniyor, hem risk primimiz düşüyor, hem rezervlerimiz gerçekten rekor düzeyde. Cuma günü itibarıyla rezervlerimiz 178 milyar doların üzerinde.
Başkan Erdoğan, Tiencin'de birçok ülke lideriyle görüştü. İlk olarak ev sahibi Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'le bir araya gelen Erdoğan, daha sonra sırasıyla Pakistan Başbakanı Şerif, Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Say Çi, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan'la görüştü. Diplomatik temaslarda ticaret, enerji, ulaştırma ve yatırım konularının yanı sıra Gazze, Ukrayna savaşı, Suriye ve Güney Kafkasya'daki barış süreci hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.
Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, NSosyal'deki hesabından Tiencin'de katıldıkları programlara ilişkin video paylaştı. Emine Erdoğan paylaşımda, "Çin'de gerçekleşen tarihi buluşmanın, barışa, istikrara ve ortak geleceğimize yeni ufuklar açmasını diliyorum. İnanıyorum ki zirvede alınan kararlar, uluslararası dayanışmayı güçlendirip dostlukları pekiştirecektir" ifadelerini kullandı.