Filistin Ankara Büyükelçisi Mustafa: İsrail'in çıkarlarına hizmet eden proje asla kabul edilemez

Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ile Filistin ve İsrail bölgesinde yaşanan gerginliği, sözde bölgede barışı hedefleyen “yüzyılın anlaşmasını” ve Körfez ülkelerinin Filistin davasına karşı olan tutumunu konuştuk.

1

TM Dijital Haber Merkezi

Amerika’nın Filistin halkının haklarına karşı düşmanca davrandığını aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’a belirten Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, “Bu bölge onlarca yıldır acı çekiyor ve hala istikrarsızlık içinde… Bu istikrarsızlığın en önemli nedenlerinden biri Filistin meselesinin çözülmemesidir. Ortadoğu’da uluslararası meşruiyet kararlarına dayanan adil bir çözümü getirilmediği sürece bu bölgede güven ve istikrar hissedilmeyecektir. Başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurmak ve Filistinli mültecilerin geri dönüş ve tazminat sorununu çözmek şarttır.” ifadesini kullandı.

Donald Trump, ABD’de başkan olduktan sonra, Filistin ve İsrail bölgesinde kritik gelişmeler yaşandı. ABD ilk önce Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdı, daha sonra Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti. En son olarak da ortaya  “Yüzyıl anlaşması” diye İsrail yanlısı bir anlaşma attı. ABD ile İsrail ortaklığı üzerine neler söyleyebilirsiniz? Bölgede neler yaşanıyor?

Trump’ın Siyonist diplomat grubu ve Siyonistler, Arapların (Filistinlilerin) haklarına düşmanlıklarını açıkça gösteriyorlardı. ABD’nin İsrail’deki konsolosu David Friedman, Netanyahu ile beraber Trump’ın işgal ettiği Golan’ın açılış töreni kutlamasındayken: Trump’ın göndermiş olduğu Jason Greenblatt “The Jerusalem Post” gazetesinde, Freidman’ın işgal edilmiş batı sahilinin kısımlarını İsrail topraklarına katma hakkı iddiasına katıldığını ve bu maddenin içeriğinin hoşuna gittiğini, beyanatları da desteklediğini belirtiyordu.

“HALKIMIZ VATAN TOPRAKLARINDA KALACAKTIR”

Trump idaresinin işgal altında olan batı sahillerindeki yerleşim alanları hakkındaki İsrail kanununu desteklediğini itiraf ediyordu. Elbette ki bütün kanunlar yerleşim yerlerinin doğasını, sınırlarını, yapı planlarını ve bunların üzerine İsrail kanununun içeriği kota konmaksızın belirtiliyordu. Trump yönetiminin idaresi “yüzyılın anlaşması” diye isimlendirdikleri anlaşmayı işgal maslahatı için tamamladığının resmi vurgusudur.

Trump’ın kararları ve yönlendirmesinin tamamlanmasından sonra görüşecek hiçbir mesele kalmamıştır. Yine vurguluyoruz ki şimdiki Amerikan idaresinin halkımızı gafil avlamaya çalışması durumunda Ortadoğu krizi ve diğer işgal krizleri daha da derinleştirecektir. Ve yine söylüyoruz ki halkımız bütün hakkını alarak vatan topraklarında kalacaktır, Amerika ile İsrail'in sömürü projelerini de bozmaya kadirdir.

“İSRAİL’İN ÇIKARLARINA HİZMET EDEN PROJE ASLA KABUL EDİLEMEZ”

Filistin hükümetinin “Yüzyılın anlaşmasına” tavrı nedir? Nasıl bir karar alınacak?

Bu anlaşma çok açıktır ki Filistinlilerin, Filistin toprakları üzerinde bulunan tarihi ve vatani haklarını göz önünde bulundurmaksızın İsrail’in jeopolitik ve güvenlikle ilgili çıkarlarını gözetmektedir, bunun gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu haksız bir taleptir, uluslararası kurallara dayanmamaktadır; adil değildir, sadece İsrail’in çıkarlarına hizmet etmektedir ve asla kabul edilemez.

Filistin hükümeti ve halkı ne istiyor?

Filistin halkı olarak istediğimiz şey özgürlük ve bağımsızlıktır. Dünyada işgal altında kalan millet yalnızca bizim milletimizdir. Filistinliler 1948 tarihinde bir zulme maruz kaldı. Milletimiz zorunlu göçe maruz ve işgale maruz kaldı.

Siyonistler, Filistinlilerin topraklarını kontrol altına almak istiyor. Bu zulüm artık durmalı, bizler işgal altında yaşarken iktisadi durumlarımızı geliştirmeyi istemiyoruz. Bizler özgürlük ve bağımsızlık istiyoruz. Filistin özgürlük ve bağımsızlığını kazandığında müreffeh bir ülke olur, bölgedeki diğer ülkelere yardım edebilecek hale gelir.

“BÖLGEDEKİ İSTİKRARSIZLIĞIN SEBEBİ FİLİSTİN MESELESİNİN ÇÖZÜLMEMESİDİR”

Filistin büyükelçisi olarak sizce bölgeyi bekleyen tehlike nedir?

Bu bölge onlarca yıldır acı çekiyor ve hala istikrarsızlık içinde… Bu istikrarsızlığın en önemli nedenlerinden biri Filistin meselesinin çözülmemesidir. Ortadoğu’da uluslararası meşruiyet kararlarına dayanan adil bir çözümü getirilmediği sürece bu bölgede güven ve istikrar hissedilmeyecektir. Başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurmak ve Filistinli mültecilerin geri dönüş ve tazminat sorununu çözmek şarttır. Ayrıca, bölge ülkeleri sömürge ülkelerinin müdahalesini azaltmak için güven ve işbirliği seviyesini yükseltmelidir.

“Yüzyılın anlaşmasının” detayları tarafınıza geldi mi? ABD tarafından hazırlanan bu anlaşma hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Resmi olarak hayır, ayrıntılarla karşılaşmadık. Ancak Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması ve elçiliklerinin Kudüs’ün görüşüne göre artık görüşme masasında olmadıkları yönündeki beyanları ve elçiliğinin kendilerine devredilmesi de dâhil olmak üzere Amerikan yönetimi tarafından atılan adımlarla işler netleşti. Bunlar İsrail’in Batı Şeria’dan uygun gördüğü yerleşim alanlarını eklemesi, yasadışı İsrail’in yerleşimine meşruiyet kazandırması anlamına geliyor. Bunların hepsi söylediklerini aynı şekilde uyguladılar.

“BÖLGESEL OLARAK EN GÜÇLÜ ÜLKE TÜRKİYE”

Türkiye hem bölgesel hem de uluslararası anlamda Filistin Devleti'nin yanında. Türkiye'nin Ortadoğu'daki duruşu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye bölgedeki en önemli devlettir, uluslararası arenadaki statüsüne ve etkisine sahiptir. Türkiye ile olan kardeş ilişkilerimizden çok memnunuz, Türk liderliğinin, Türk halkının Filistin’e ve Filistin halkının haklarına destek vermedeki pozisyonlarını, Filistin ile olan ilişkisi, Kudüs şehri El Şerif ve El Aksa Camii ile bağlantısı ve uluslararası meşruiyet ve uluslararası hukuka saygının yanı sıra, Türkiye’nin ilkeli pozisyonunu takdir ediyoruz.

“İSRAİL’İN İŞGALİNİ GÜZELLEŞTİRMEYİ HEDEFLİYOR”

Geçtiğimiz aylarda “Yüzyılın anlaşmasının” detayları İsrail basını tarafından paylaşılmıştı. Körfez ülkeleri bölgede kurulacak yeni düzene finans sağlayacağı da yer alıyordu. Bu ikili tavır konusunda yorumunuz ne olur?

Evet, ABD yönetiminin planladığı bir şey… Körfez ülkelerindeki kardeşlerimize bu planı adlandırmamaların istiyoruz. Bunlar ulaşılamayacak projelerdir. Filistin’de hala İsrail işgalini güzelleştirmeyi hedefleyen projelerdir. Bu nedenle işgal devam ettiği sürece ekonomik ya da gelişim programları mantıksal olarak başarılı olamaz.

“ABD’NİN FİLİSTİN HALKINA OLAN DÜŞMANCA TUTUMU AÇIĞA ÇIKIYOR”

“Yüzyılın anlaşmasının” ekonomi paketinde 50 milyar dolar yatırım fonu bulunuyor. Bu fonun 28 milyar doları Batı Şeria bölgesine aktarılacağı belirtiliyor. İsrail, Batı Şeria bölgesinde neyi hedefliyor? Bölgeyi bekleyen tehlike nedir? Yeni bir nekbet günü mü yaşanacak?

Amerika’nın her geçen gün Filistin halkının haklarına olan düşmanca tutumu açığa çıkmaktadır. Bahsedilen bu vaat, Filistin halkını, milletini ve devletini inkâr eden, tarihi, coğrafi, gerçekleri ve mücadeleleri yok saymaktadır. Talmud’taki hikâyeyi benimseyen Trump yönetimi, Filistin halkına yalnızca İsraillilere ayrılmış olan bölgede tesadüfen ortaya çıkmış insan topluluğu gibi davranıyor.

Burada şunu tekrar vurgulamak isteriz ki Amerika, ekonomik gelişme projesi adı altında bölgedeki işgal ve işgal siyasetini büyütmeye çalışıyor. Bu proje işgali, sömürüyü ve Doğu Kudüs çevresi de dâhil olmak üzere Filistin topraklarına yapılan Yahudileştirme faaliyetini temize çıkarmaktır. İsrail’in önderliğinde Trump yönetimi bir ırka yapılan yardımın üzerini yardım projesi sözüyle örmektedir.

Bu durum Filistin halkının kimliği ve milli hakları da elinden alınarak gerçekleştirilmektedir. Trump yönetimi Filistin ekonomisini işgal zincirleriyle kelepçelemeye ve işgal altında hiçbir şekilde ilerleme imkânı bulundurmamaya çalışıyor, Filistin halkının topraklarını çalarak gelir kaynaklarına hâkim olmaya çalışmaktalar.

Bölgede kalıcı adımlar atılması için dünya kamuoyunda neler yapılmalı?

Uluslararası toplumu, ilgili kuruluşları sessizliklerinden çıkmaya Kudüs’e ve kutsal bölgelerine karşı yasal ve ahlaki sorumluklarını yerine getirme konusunda hızla hareket etmeye çağırıyoruz. İsrail’i çok geç olmadan uluslararası hukuka uymaya zorlayacak pratik önlemler alınmasını istiyoruz.