FETÖ'nün mahrem imam itiraf etti: Hangi ankesörlü telefonların bu iş için kullanılacağı bellidir

Bolu'da, FETÖ'nün ''askeri mahrem imam'' yapılanması davasında dinlenen tanık C.Ö. ''Bolu'da 10-15 ankesörlü telefonun bu iletişimi kurmak için kullanıldığını biliyorum. Hangi ankesörlü telefonların bu iş için kullanılacağı bellidir.'' dedi.

Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "askeri mahrem imam" yapılanması içinde olduğu iddiasıyla biri firari 6 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar O.D. ve M.M. ile tutuklu sanıklar Fatih Özdemir, Recep Batur, Hasan Salbaş ve avukatları ile yakınları katıldı.

Duruşmada tanık olarak dinlenilen C.Ö, tutuklu sanıklar hakkında beyanda bulundu.

Bolu'ya 2011 yılında geldiğini anlatan C.Ö, 2016 yılının şubat-mart ayına kadar sohbetlere "astsubaylardan sorumlu mahrem imam" olarak katıldığını ifade etti.

C.Ö, Bolu'ya ilk geldiği dönemde Kocaeli'de yaşayan "Mümtaz" isimli bir kişiyle irtibatlandırıldığını dile getirerek, "Bu şahsa öğretmen olmak istediğimi söyledim. O da bana bunun karşılığında bir kısım askeri personelin öğrenci olarak bana zimmetleneceğini söyledi. Bu sayede bilmeden bu işe bulaştım. Mümtaz beni Bolu'da bulunan ve öğretmen olan mahrem imamlardan sorumlu Fatih Özdemir ile tanıştırdı. O nedenle Fatih'in mahrem yapı içinde bulunduğunu bilirim. Yine Hasan Salbaş'ın da mahrem yapı içinde olduğunu biliyorum. Onun haricinde Recep Batur da mahrem imamların maneviyatından sorumlu olan kişiydi." diye konuştu.

Recep Batur'un mahrem imamlara belirli aralıklarla dini konularda bilgiler verdiğini anlatan C.Ö, "Biz de bu bilgileri öğrencilerimiz olan askeri personele iletirdik. İldeki mahrem imam sayısını bilemiyorum. Sadece kendi grubumuzda olan mahrem imamları tanıyordum. Diğerlerini bilmem." ifadelerini kullandı.

C.Ö, sohbete çağıracakları askeri personele ulaşmak için ankesörlü telefon kullandıklarını aktararak, şöyle devam etti:

"Öğrencileri aramak için ankesörlü telefona gittiğimizde yanımızda cep telefonumuzu götürürdük. Şahısların numarasını cep telefonundan buluyorduk. Fakat buluşma yerine ya da sohbete giderken cep telefonlarımızı kapatırdık. Bu sohbetlerimiz 2016 yılının şubat ya da mart ayına kadar devam etti.

Bolu'da 10-15 ankesörlü telefonun bu iletişimi kurmak için kullanıldığını biliyorum. Hangi ankesörlü telefonların bu iş için kullanılacağı bellidir. Biz de o an kendimize en yakın ankesöre giderek sohbete çağıracağımız askerleri arardık. Bizden askerler ya da birlikler ile ilgili bilgi istenmezdi. Aramızda sadece Fatih Özdemir'de bilgisayar vardı. Bu tarz bilgileri o tutardı. Kendisinin, tugayda yapılan askeri faaliyetler ve personelin hususiyeti hakkında kayıt tuttuğunu biliyorum. Fatih Özdemir, toplantı ya da sohbetler başlamadan önce öğrencilerden bu tarz bilgileri isteyerek bilgisayarına yazardı. Bu kayıtların neden tutulduğunu sorgulamadım. Yapı içinde gerçekleştirilen rutin bir faaliyet olarak gördüm."

Tanığın ifadelerinin ardından söz alan tutuklu sanıklar, haklarındaki suçlamaları reddetti.

Daha sonra söz verilen cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına ve firari sanık Sadi Karayel hakkındaki yakalama kararının yenilenmesine karar vererek, duruşmayı diğer tanığın dinlenilmesi ve cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasını hazırlaması için 28 Aralık'a erteledi.

(AA)