‘Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme (KOKTOD) kapsamında tankları ve askerleri kent merkezlerine çıkardıklarını ileri süren FETÖ’cü sanıklar, amaçlarının ‘binaları ve çevreyi korumak’ olduğunu söyleyecek kadar da trajikomik savunmalara başladı. Sanıkların, darbe girişiminin başarısız olması olasılığına karşı önceden ‘delil’ ve ortak savunma hazırladıkları da ortaya çıktı. Şehit ailelerinin avukatları, FETÖ’nün KOKTOD taktiği ve perde arkasını anlattı. 14 Temmuz 2016’da Resmi gazete’de yayımlanan 6722 Sayılı Kanun’un 12. maddesi, KOKTOD’un uygulanma koşullarını belirliyordu. Maddede, ‘Terör eylemlerinin kamu düzenini ciddi şekilde bozması hâlinde, İçişleri Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevlendirilebilir” deniyordu. İstanbul'daki ana darbe davasında tutuklu eski Albay Ömer Faruk Özköse'nin kendisini KOKTOD ile savunmasının ardından, diğer illerdeki sanıkların da aynı yolu seçtiği görüldü. Ağız birliği yapan sanıklar kendilerini, “Biz 15 Temmuz’da darbe için değil KOKTOD görevi kapsamında emir üzerine asayişi ve çevre güvenliği sağlamak üzere tankları ve birlikleri şehir merkezlerine çıkardık” diye savunuyor. Elde edilen deliler, KOKTOD darbe girişiminden bir gün önce yürürlüğe girmiş olsa da, sanıkların aylar öncesinden görev listesi oluşturduğunu ortaya çıkardı.
İFADELERDE YER ALDI
Kırklareli’ndeki davada yargılanan eski Binbaşı Servet Arslan, “Ordu komutanlıklarından KOKTOD oluşturulması için sürekli emirler veriliyordu. Geçen yıl Haziran ayında da Kolordu Komutanlığı’nca KOKTOD subay listesi istendi” dedi.Bolu’daki davadaysa eski Yarbay Veli Ceylan,“6 aydır her cuma KOKTOD düzeniyle ilgili çalışma yapılmıştı. Bana biraz garip gelmişti. Darbe girişimi için önceden planlama yapılmış olması gerekiyor” ifadesini kullandı.
BİR DAVADA İKİ ZIT SAVUNMA OLMAZ
Avukat Yasin Şamlı: “KOKTOD, her şeyden önce FETÖ sanıklarının bir örgütsel savunma taktiği. KOKTOD gereği kışladan çıktıklarını söyleyebilmeleri için, hükümetin bir talimatı ve onun üzerine mülki idare olan valiliğin askerleri göreve çağırması lazım. Aksine, başta Cumhurbaşkanı ve tüm siyasilerin darbe karşıtı söylemlerine rağmen girişimde bulundular. Sanki genel bir terör tehdidi varmış ve yalnız onlar algılamış gibi savunuyorlar. 15 Temmuz gecesi Türkiye sathında KOKTOD tatbikatı yaptıklarını söylüyorlarsa, bu suçun kabullenilmesi anlamına gelir.”
Avukat Cavit Tatlı: “Bir yalanı söylüyor, onun etrafından devam ediyorlar. Birincisi KOKTOD ve hiç gerçek olmayan bir konuyu savunmaları, ikincisi ölmüş ya da firari isimleri vermeleri, üçüncüsü salondaki şehit yakınları ve mahkeme heyetinin sabrını sınamaları söz konusu. Farklı illerdeki bütün savunmalar birbiriyle örtüşüyor. 13 Temmuz’dan itibaren darbe hazırlığı yapmışlar ama tam tersi yönde deliller oluşturmuşlar. O gece karakolu aramışlar, ‘Birliklerin içeri girmesinin tutanak alınmasını’ istemişler. 200 tankı yüzlerce askeri dışarıda olan subay eğer darbeci değilse tutanak mı tutturur yoksa bu birlikleri içeri sokmakla mı uğraşır? Darbe yaptıklarına dair çok fazla delil varken reddediyor olabilmeleri çok ilginç.”
Avukat Cüneyt Toraman: “Bütün dosyalardaki savunmada ilk şey sıkıyönetim ama KOKTOD bahane bile değil, yüzsüzlük. Herhangi bir terör eylemi olmadığı gibi, Bakanlar Kurulu’nun da böyle bir kararı da yok. İlk başta ‘Darbe değil, tiyatro’, ardından da ‘Böyle bir darbe yok, 15 Temmuz kurgudur’ dediler. Deliller toplanıp bu tezleri tutmayınca, KOKTOD’a sarıldılar. Hukukta birbirine zıt iki savunma olmaz. Önce ‘kaza’ deyip, sonra ‘kasten vurduk’ diyorlar. Bu savunmaları AİHM’e göre yapıyor olabilirler. Ama AİHM delil takdiri yapamaz, ‘adil yargılama, avukat ve işkence var mı’ diye bakar. Bütün bunlara riayet edildi. 9 ay boyunca hiç sesleri çıkmayan sanıklar, şimdi Pensilvanya’dan talimat gelince ‘işkence’ iddialarına başladı. 28 Şubat sürecinde ‘işkence raporu’ isteyen AİHM, 15 Temmuz darbesinde de bir işkence raporu arayacaktır. Bir tek işkence raporu yok. AİHM aksine karar verirse hukuki bir karar vermiş olur. Hukuki değil.”
Kaynak: STAR