1
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, olay tarihinde vatani görevini yapan tutuksuz sanık erlerin savunmaları alındı. Hakim karşısına ilk çıkan sanık er K.Ç, olay tarihinde tezkeresine 6 gün kaldığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini söyledi.
Er olarak emirleri sorgulama konumunda olmadığını belirten K.Ç, darbe girişiminde yer almadığını, kanunsuz bir emri yerine getirmediğini savundu. Darbe girişiminin yaşandığı gece, yat içtimasından kısa bir süre sonra alarm verildiğini belirten K.Ç, sanık eski bölük komutanı yüzbaşı Erdan Kaya Erdoğan'ın emriyle garajlar bölgesine gittiklerini ifade etti. Burada rastgele zırhlı araçlara bindirildiklerini anlatan K.Ç, komutana nelere olduğunu sorduklarında DEAŞ'ın Genelkurmay Başkanlığına saldırdığını, müdahalede bulunmak için buraya gideceklerini söylediğini aktardı.
Dikimevi'ne geldiklerinde iki el ateş edildiğini ancak kimin ateş ettiğini göremediğini ifade eden K.Ç, "Vatandaşlar ilerlememize engel oldu, araçlar dönmek için manevra yaptı ancak buna imkan yoktu. Vatandaşlardan bazıları bize yapılan işin doğru olmadığını söylediler. Darbe girişimi olduğunu anlayamadık zira bize terör saldırısı olduğu denilmişti." savunmasını yaptı.
"Binbaşı da hain çıktı"
Sanık tutuksuz er M.P. de olay tarihinde bir aylık asker olduğunu, komutanları tarafından terör saldırısına karşı önlem almak için kışlanın dışına çıkarıldıklarını ifade etti. 15 Temmuz akşamı kırmızı alarm verilmesi üzerine garajlar bölgesinde toplandıklarını kaydeden M.P, zırhlı araçlara bindirildikten kısa bir süre sonra Ulus'a geldiklerini anlattı. Burada halkın kendilerine tepki gösterdiğini, ilerlemelerine engel olduğunu kaydeden M.P, "Halkın baskısı artınca teğmen Ahmet Sarıçınar, İlker Atik'e havaya ateş emri verdi ancak o kadar çok silah sesi vardı ki ateş edip etmediğini bilmiyorum. Daha sonra bu ikisi, rütbelerini söktüler neden böyle yaptıklarını bilmiyorum." diye konuştu.
Darbe girişiminin püskürtülmesinden sonra eski binbaşı Ünsal Turan'ın kendilerini içtima alanında topladığını anlatan M.P, "Binbaşı Ünsal, beylik tabancası elinde bize hitap ediyordu. Ertuğrul Terzi ve Savaş Kabaklı'nın hain olduğunu, onları gördüğünde kafalarına sıkacağını söyledi. Biz tutuklandıktan sonra cezaevinde öğrendik ki Ünsal binbaşı da hain çıkmış." ifadelerini kullandı.
"Darbeyi öğrenince ağlamaya başladık"
Tutuksuz sanık er M.H.K ise zırhlı araçlarla Gençlik Caddesine geldiklerinde halkın önlerini kestiğini, bu nedenle ilerleyemediklerini söyledi. Saat 01.30'da polisin kendilerini almaya geldiğini, darbe girişimi olduğunu bu sırada öğrendiklerini savunan M.H.K, "Darbe girişimi olduğunu söylediklerinde ağlamaya başladık. Ne olduğunu bilmediğimiz bir olayın içine çekilmiştik." dedi.
Tutuksuz sanık er K.Ç, sanık eski üsteğmen Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanlığına DEAŞ saldırısı olduğunu, müdahale için gideceklerini söylediğini bildirdi. Kızılay'a geldiklerinde yoğun bir halk kitlesi gördüğünü belirten K.Ç, "Vatandaşlar bize taş atıyordu. Bu sırada dışarıdan silah sesi geliyordu, vurulan sivil ya da asker kimseyi görmedim. Bir zaman sonra kışlaya döndük." savunmasını yaptı.
Tutuksuz sanık er K.B de 15 Temmuz akşamı sanık eski üsteğmen Mehmet Kürşat Yaman'ın tabur içtimasında herkesin tam teçhizatlı olarak hazırlanmasını istediğini kaydetti. Silahları karışık bir şekilde aldıktan sonra garajlar bölgesine geçtiklerini anlatan K.B, sanık eski üsteğmenler Abdurrahman Koçoğlu ile Serhat Savcı'nın araçlara binmelerini istediğini ifade etti. Mühimmat dağıtıldığını ancak sanık eski uzman çavuş İbrahim Coşkun'un bunları kendilerine dağıtmadığını belirten K.B, "Gençlik Caddesine geldiğimizde halk önümüzü kesti, gidişimizi engelledi. İbrahim Coşkun neden böyle yaptıklarını sorduğunda, darbe girişimi olduğunu söylediler. Biz de araçtan çıktık, halk bize su verdi." dedi.
Duruşmaya ara verildi.
AA