Gazeteci yazar Ceyhun Bozkurt, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişiminin, örgütün devleti tepeden ele geçirmek için ilk hamlesi olmadığını yazdı.
SuperHaber için “FETÖ elebaşını kim cumhurbaşkanı yapmak istedi?” başlıklı bir makale kaleme alan Bozkurt, “Şimdi sıkı durun. Bu hamle örgütün devleti tepeden ele geçirmek için ilk hamlesi değilmiş. Nasıl mı? Kaydı tam 20,5 yıl geriye saralım. Yani 1999 yılı ilkbaharına…” satırlarını yazdı.
ARAŞTIRMA İÇİN ÜÇ MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRİLDİ
Emniyet Genel Müdürlüğünün o tarihlerde medyada Fetullah Gülen örgütlenmesi ile ilgili yayınlar yapılınca bu örgütle ilgili araştırma yapma kararı aldığını yazan Ceyhun Bozkurt, şunları kaydetti:
“Araştırma için üç müfettiş görevlendirildi. Bu müfettişler, dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral’a başvurarak yardım istediler. Aynı gün EGM İstihbarat Daire Başkanlığı, bir yazı ile Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı ve İstihbarat Şube Müdürü Osman Ak’a başvurdu ve konunun araştırılması, il emniyet müdürünün imzası ile bir rapor halinde Daire Başkanlığına gönderilmesi istendi.”
RAPOR HAZIRLANDIKTAN İKİ GÜN SONRA ABD’YE KAÇTI
Bunun üzerine Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ile yardımcıları Osman Ak, Ersan Dalman ve Zafer Aktaş’ın bir araştırma için 10 Şubat 1999 tarihinde kolları sıvadığını aktaran Bozkurt, yapılan araştırma sonucunda 19 Mart 1999 tarihinde “Fetullah Gülen ve Işık Tarikatı” başlıklı bir rapor hazırlandığını ifade etti.
Söz konusu raporun, o dönem örgütle ilgili araştırma yapan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesine gönderildiğini belirten Ceyhun Bozkurt, “Fetullah Gülen isimli elebaşı da, bu tarihten iki gün sonra 21 Mart 1999 tarihinde ABD’ye kaçtı.” diye yazdı.
ARKA ARKAYA “TELEKULAK ÇETESİ” HABERLERİ PATLADI
Aynı dönemde FETÖ’nün emniyet içindeki adamlarının karşı atağa geçtiğini söyleyen Bozkurt, şunları söyledi:
“Bir anda aynı yılın nisan ayında medyada arka arkaya ‘Telekulak çetesi’ haberleri patladı. Servisin kaynağı, FETÖ’cü polislerdi. Bu haberlere göre, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün 8’inci katından Çankaya Köşkü, Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık, bazı bakanlar, bazı siyasi partilerin genel merkezleri, politikacılar, gazeteciler dinleniyordu.”
TESADÜFÜN BÖYLESİ
Hedefte “8’inci Kat Çetesi”nin başında olduğu ileri sürülen Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ile İstihbarattan Sorumlu Müdür Yardımcısı Osman Ak’ın olduğunu anlatan Ceyhun Bozkurt, “Tesadüfün (!) böylesi işte. Mart ayında Fetullah Gülen ve örgütlenmesi ile ilgili raporu tamamladılar ve bir ay sonra bir çetenin(!) başında oldukları ortaya çıktı (!)” satırlarını kaleme aldı.
RAPORU HAZIRLAYANLAR TASFİYE EDİLDİ
İlgili haberlerin çok etkili olduğunu “Öyle ki, o dönemin siyaset mekanizmasının da onayıyla Cevdet Saral, Osman Ak, Ersan Dalman ve Zafer Aktaş’ın da aralarında bulunduğu 34 Emniyet yetkilisi görevden alındı.” sözleriyle anlatan Bozkurt, örgütün hedefine ulaştığını ve raporu hazırlayanlar ve onlarla çalışanların tasfiye edildiğini hatırlattı.
EMNİYETTE FETÖ TEMİZLİĞİ BAŞLAYANA KADAR RAHAT YÜZÜ GÖRMEDİLER
Görevden alınan polislerin 1999 yılından 17 Aralık 2013 tarihine kadar rahat yüzü görmediğini aktaran Ceyhun Bozkurt, bunun ta ki 17 Aralık 2013 sonrası Emniyette FETÖ temizliği başlayıncaya kadar sürdüğünü söyledi.
“ECEVİT BİZE FETULLAH’IN CUMHURBAŞKANLIĞINI DAYATACAKTI”
Bu olayın üzerinden yıllar geçtikten sonra 15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleştiğini hatırlatan Ceyhun Bozkurt, “Emniyet FETÖ’cülerden temizlenince geri dönen vatansever polislerin 15 Temmuz gecesi yaptıkları direniş unutulacak türden değil.” dedi.
15 Temmuz sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan Araştırma Komisyonunun bilgisine başvurduğu isimlerden birinin, geçmişte yaşanan olayların merkezinde yer alan eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral olduğunu aktaran Bozkurt, Cevdet Saral’ın komisyon tutanaklarına geçen sözlerini aktardı:
“Fetullah Gülen ve bağlıları 2000’li yılların başlarında ülkeyi tepeden ele geçireceklerdi. Burada bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Genelkurmay Başkanlığı Plan ve Prensipler Daire Başkanı Rahmetli Reşat Turgut Paşamla dostane ilişkilerimiz vardı. 2000 yılı içinde müşterek bir dostumuzun iş yerinde sohbetimiz esnasında 1999 yılı raporumuzu kastederek ‘Cevdetçiğim sizin hazırladığınız rapor çok işimize yaradı’ şeklinde bir ifade kullandı. Ben de kendilerine ‘Paşam, bizim hiç işimize yaramadı. Ama sizin işinize nasıl yaradı?’ dedim. Cevaben ‘Eğer o rapor elimizde olmasaydı Ecevit bize Fetullah’ın Cumhurbaşkanlığını dayatacaktı’ şeklinde bir cevap verdi. Ben birden afalladım.”
Gazeteci yazar Ceyhun Bozkurt, Cevdet Saral’ın bu sözlerinin üzerine komisyon üyeleriyle Saral arasında şu diyaloğun geçtiğini aktardı:
BAŞKAN – İsmini söylediniz. Ama neydi komutanın ismi efendim?
CEVDET SARAL – Reşat Turgut, Allah rahmet eylesin, Hava Korgeneraldi. "Paşam bu nasıl söz? Bu adam ilkokul mezunu bile değil, Ecevit bunu nasıl teklif edecekti Cumhurbaşkanlığına?" diye sordum. Kendileri "Onlar kolay halledilecek işlerdi." diye cevap verdi bana. Paşam, kusura bakma, bu sözünüzü yeri geldiğinde anlatırım referans da sizi gösteririm dedim. Reşat Paşa rahat bir şekilde "Hiç sakıncası yoktur." şeklinde cevap verdi bana. Şimdi, değerli üyeler, biliyorum, sizler de benim gibi ilk etapta inanma zorluğu içindesiniz. Benim de hâlâ bu konuyla alakalı merakım var.
AYKUT ERDOĞDU – Reşat Turgut yaşıyor muymuş?
CEVDET SARAL – Hayır.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU – Sağlığında hiç bunu söylediniz mi?
CEVDET SARAL – Söylemedim.
AYKUT ERDOĞDU – Efendim, adam öldükten sonra böyle bir şeyi söylüyorsunuz. Adam ilkokul mezunu, Anayasa’ya göre olamıyor. Nasıl oluyor bu iş ya?
BAŞKAN – Bir saniye, tamamlasın, soru-cevap bölümünde girer isterseniz.
“BU YAZIYI YAZMAMDAKİ AMAÇ…”
Bu açıklamaların üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiğini ve Cevdet Saral’ı aradığını söyleyen Ceyhun Bozkurt, Saral’ın, açıklamalarının arkasında durduğunu ve “Dönemin yetkilileri konuşsun ve Plan Prensipler Dairesi’nin arşivleri kontrol edilsin. Sonuçta bu olayı yaşadım.” dediğini aktardı.
Bu yazıyı merhum Bülent Ecevit’i suçlamak amacıyla yazmadığının altını özellikle çizen gazeteci yazar Ceyhun Bozkurt, amacını şu şekilde anlattı:
“Yazmamdaki amaç, sürekli olarak “Bu örgüt A partisi döneminde güçlendi”, “Yok B partisi içinde” vs. gibi sözlerden iyice sıkılmamız. Yaklaşık 25 yıl öncesinden itibaren operasyonel bir güce kavuşan ve çeşitli hükümetler döneminde türlü türlü kumpaslarla yükselen bu terör ve casusluk örgütüyle mücadele bir ulusal güvenlik ve geleceğimiz meselesidir, siyaset değil. Bu örgütle ölümüne bir mücadele yürüten askerlerimiz, polislerimiz, hâkim ve savcılarımıza zerre saygınız varsa ya susar ya yapacaksanız yapıcı eleştiri yaparsınız. Çünkü birileri bunu kabul etmek istemese de tehdit halâ devam ediyor.”