Ethem Sancak: 15 Temmuz’da medyamız milli birlik ruhunun bir parçası oldu

Ethem Sancak 'Derin Kutu' programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 15 Temmuz'dan sonra medyanın kendine geldiğini söyleyen Sancak ''tek ses tek yürek bir araya geldik. Kritik tarihi anlarda bir arada bulunamıyorsanız Esfeli Safilin (en sefil hal)’e düşersiniz'' dedi.

ESMEDYA Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ve Akit Medya Grubu İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu ‘Derin Kutu’ programında özgür medya tartışmalarını değerlendirdi.

Ethem Sancak’ın konuya ilişkin yaptığı değerlendirmeler şöyle;

15 TEMMUZ’DA MEDYAMIZ MİLLİ BİRLİK RUHUNUN BİR PARÇASI OLDU

Milli Kurtuluş Savaşı’nda İzmir’e çıkan emperyalist orduların öncü gücü Yunan ordusuna karşı ilk kurşunu gazeteci Hasan Tahsin ateşliyor. Erzurumlu bir aydınımız. Ta oralardan geliyor ve ülkeyi savunmak için ilk silahı atıyor. Bu milletin doğasında zaten bunlar var 15 Temmuz işgal girişimine karşı milletimiz iyi bir tutum sergiledi. ESMEDYA kurulduğundan bu yana tek bir ilkemiz var; milli ve yerli olmak. Çalışanlarımıza özgürce yazın çizin diyoruz. Sizi sınırladığımız tek yer var milli ve yerli olmanız kaydıyla. 15 Temmuz’da medyamız milli birlik ruhunun bir parçası oldu. Bundan dolayı gururluyuz.

MEDYA BAĞIMSIZ MI?

Bağımsız medya sanal bir yanılgıdır. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Ülkenin içerisinde iktidar savaşlarına, dünyadaki gelişmelerden medya bir şekilde etkilenir. Bu, tamamen Batı’nın dünyaya yutturmasıdır. Batı medyasına baktığımızda hangisi için bağımsız olduğunu söyleyebiliriz. BBC’ye CNN’e bakın; ekonomik güçlerin elindedir.

BU PALAVRANIN ARDINA SIĞINMADIK

Biz ESMEDYA olarak hiçbir zaman biz tarafsızız gibi bir palavranın arkasına sığınmadık. Milletin, demokrasinin sivil yönetimin safındayız.  Zaten böyle olduğu zaman milli medya olursun. Böyle olmadığı zaman kökü dışarıda ruhunu satmış bir medya olursun.

BU KALKIŞMADA ÜLKEYİ İŞGAL ETMEYE ÇALIŞTILAR

Bu kalkışmada ülke içi bir kalkışma yoktu. Bu kalkışmada ülkeyi işgal etmeye çalıştılar. Milli mücadele ne zaman yakıcı hale gelir, işgalle yüz yüze geldiğiniz zaman. Milli hassasiyetler ile kendi etrafımızda çizgi çizdiğimizde bu bir zenginliktir.

TRUMP DARBE TWİTİNİ SİLDİ

Trump, “Türkiye’deki darbenin arkasında 13 tane  CIA ajanı var” diye twit attı. Hatta “Ben bu 13 ajanın ismini de açıklayacağım” dedi. Herhalde belli yerlerden uyarı aldı. Bu twiti sildirdi. Ama twit silinmekle yok olmuyor.

BİR KARABATAK İÇİN KIYAMETİ KOPARMIŞLARDI

Hatırlarsınız Körfez Savaşında batmış bir petrol tankerinin akıntısına bulanmış bir karabatak için kıyameti koparmıştı CNN, BBC. Alman kanalı ZDF. Bir haber vardı Güneş Gazetesi’nde, Almanya’ya göç etme zorunda kalmış insanların 9 bin çocuğu kayıp. Nerede olduğu belli değil, belki çocu pornosunda kullanıyorlar, belki de organlarını kullanıyorlar. Bunlar ‘Batı Uygarlığı’nın melanetleridir çocuk pornosundan bilmem neye kadar. Bakın kendini bağımsız diye ilan eden bu batı medyasında bunlara dair bir haber duydunuz mu? Yazdılar mı? Ama bir karabatak için kıyameti koparıyorlar.  Bu 9 bin çocuk nerde?

MUHAFAZAKAR MEDYADAKİ YANILGI

Muhafazakar medyada “alnı secdeye gelenden bu ülkeye zarar gelmez” diye bir düşünce vardı.

Özellikle Oslo görüşmeleri ve MIT olayı patlayınca anladım ki bunlar böyle değil. Bunlar bir takım yabancı istihbarat örgütlerinin İslam’ı bölmek için İslami kılığa girerek münafıklık ve şeytanlık yaparak. Büyük Hendek savaşından sonra Rabbimiz, Peygamberimizi (S.A.V) uyarıyor. Diyor ki bunlar artık karşında değil, içine girdiler diyor. Geliyorlar alternatif cami yapıyorlar. Hz. Peygamber (S.A.V) kendi eliyle yıkıyor bu camiyi. Tabi Hz. Peygamber (S.A.V)’in şöyle bir avantajı var Rabbi onu hemen uyarıyor. Ama bizi uyaran olmadı. Biz onları kendimizden sandık. Bu anlamda bir özeleştiri yapabiliriz. Ama 2011 yılında sonra bunların ruhunu büyük şeytana satmış emperyalist ajanlar olduğu konusundaki eski fikrime dönmeye başladım. Eski müktesebatımı da tekrar okuyup bu gerçeği anlamaya başladım. Hatta anlatmaya da başladım.

‘PENSİLVENYA’DA CIA AJANLARI’

2011’den hemen sonra, Akşam Gazetesini yeni almıştım, bir manşet attırdım. ‘Pensilvenya’da CIA ajanları’ diye. Samanyolu Genel Yayın Yönetmeni Hidayet Karaca beni aradı. Sen gittin hocayı gördün. Orada CIA ajanı gördün mü dedi. Orada CIA ajanı durup kendini göstermez bana ama sizin Tayyip Erdoğan’a isnat ettiğiniz ağır hakaretler ve suçlamalar size o tandansı okuyor. Doğrudan ajanı olmasanız da ona saldırarak ajanlık yapıyorsunuz. Çünkü o dik duruyor ve bu ülkenin çıkarlarını savunduğu için saldırıya uğruyor. Siz bu durumda doğal olarak CIA ajanısınız dedim.