'Erkek kadını mülk edinemez'

Emine Erdoğan, “Mahrem alan, şiddetin uygulanmasına zemin olduğu anda, insan hakları ihlali başlamış demektir. Böylesi bir durumda mahremiyet ortadan kalkar. Erkekler, kadınları mülk edinemezler” dedi. 

Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü programında katılımcılara hitap etti. Şiddetin, kime ve ne şekilde uygulandığı fark etmeksizin, toplumların ruhunda peyda olmuş kötü huylu bir tümör olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, “İnsanlığı zehirleyen bu habis urun, kökünden kazınması noktasında hepimiz canla başla mücadele etmeliyiz” dedi. 

KÜRESEL BİR SORUN 

Polis Akademisi Başkanlığı’nın raporuna göre, 2016 yılında 301, 2017’de 350 ve 2018’de ise 281 kadının yaşam hakkının elinden alındığı hatırlatan Emine Erdoğan, kadına yönelik şiddetin eşler arası ya da aile arasındaki “mahrem alan” kavramıyla meşrulaştırılmasının önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Mahrem alan, şiddetin uygulanmasına zemin olduğu anda, insan hakları ihlali başlamış demektir. Böylesi bir durumda mahremiyet ortadan kalkar. Söz konusu olan şiddetse kol kırıldığında yen içinde kalamaz. Sıfatları ne olursa olsun, insanlar hiçbir şekilde birbirlerinin sahipleri olamazlar. Erkekler kadınları mülk edinemezler. Üstünlük iddia edemezler. Kimsenin bir başkasının bedensel ve ruhsal bütünlüğünü zedeleyici eylemler gerçekleştirmeye hakkı yoktur. Kadın cinayetleri haberlerine dönüp baktığımızda, faillerin sebep olarak kıskançlık, namus, boşanmayı istememe gibi nedenler sıraladığını görüyoruz. Tüm bu yanlışlar, biyolojik bir cinsiyet olan erkek olma halini, adeta bir erkeklik ideolojisine çeviriyor. Şiddet ve kaba kuvvet, erkek olmanın unsurlarından biri olarak görülüyor. Halbuki, erkek ya da kadın herkes, insan olmak için doğar.” 

HAKLARINI ARAYABİLİYORLAR 

Toplumda hızla kadına yönelik şiddetin arttığına dair bir algı olduğunu, bu algının, insanları kolektif olarak büyük bir karamsarlığa sürüklediğine dikkati çeken Emine Erdoğan şöyle konuştu: “Elbette rakamlar ortada. Bugün kadınlar haklarını arayabiliyorlar. Kendilerine yönelik işlenen suçları utanıp gizlemiyorlar. Eskiden ölümle burun buruna gelen kadınlar dahi şiddet gördüğünü belgelemek için kurum kurum dolaşmak durumunda kalıyordu. Toplumun her katmanında büyük bir hassasiyet var. Umuyorum ki bir gün gelecek ve hiçbir kadın korku terörü altında bir hayat sürmeyecek. Fakat o gün gelene kadar mücadelemizi sürdürmeli, toplumsal dönüşümü beraberinde getirecek adımları da atmalıyız.” 

ŞİDDETİN İSLAM’DA YERİ YOK

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Kadına şiddeti reva gören bir düşüncenin, İslam ahlakından ve tefekküründen kendisine dayanak bulması mümkün değildir” değerlendirmesini yaparak şunları kaydetti: “Bugün kadının hayatını karartan ve aileyi zehirleyen şiddet sarmalından bizi kurtaracak yegane yol, Peygamberimizin bu tavsiyesine kulak vermektir.” 

‘ÖFKE KONTROLÜ’ MÜFREDATTA OKUTULACAK

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Kadına yönelik şiddeti bir insanlık suçu olarak görüyoruz” diyerek Adalet, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık bakanlıkları ile Diyanet’in hazırladığı protokolü paylaştı: 

- ”500 binin üzerinde er ve erbaşa kadına şiddetle mücadele eğitimi verildi, program devam edecek. 

- “25 Kasım’a özel hazırlanan kamu spotu, hafta boyunca tüm ulusal ve yerel kanallarda gösterilecek.  

- “BM’nin yürüttüğü ‘Dünyayı Turuncuya Boya-16 Günlük Aktivizm Kampanyası’ kapsamında Türkiye’deki simge yapılar turuncu olacak.” 

- Öfke Kontrol Programı eğitimin her kademesinde müfredata girecek.”

- “Adliyelerde ‘adli destek birimleri’ oluşturulacak. İhtisas mahkemeleri görevlendirilecek.” 

- “Mercan Seferberliği ile şiddet mağduru kadınlar kendi hikayelerini yazabilecek, sosyo-ekonomik açıdan güçlenecek.”

- “ŞÖNİM’ler 2019’da 137 bin kadın, 16 bin çocuk ve 8 bin erkek olmak üzere 161 bin kişiye hizmet sunmuştur. ŞÖNİM’lerin ve kadın konukevlerinin kurumsal kapasiteleri geliştirilerek ihtisaslaşmaları sağlanacak.” 

- “15 ilde yüksek can güvenliği riski olan mağdurlara yönelik elektronik kelepçe uygulaması devam edecek.” 

- “Kadına yönelik şiddet olaylarına dair risk analiz modülü geliştirilecek. Muhtarlar sürece dahil edilerek mahalle bazında önleyici model yaygınlaşacak.” 

- “Aile Danışmanlığı geliştirilecek.”

FİLM VE DİZİLERE MEDYA DİLİ UYARISI

“Filmlerde ve dizilerde, töre cinayetleri, kadınlara yönelik fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet gibi eylemleri gerçekleştiren karakterlerin, evcilleştirildiğine şahitlik ediyoruz” diyen Emine Erdoğan şöyle devam etti: “Geçmişte yaşanan üzüntüler, dramatize edilerek, insanlık dışı işler için bahane haline getiriliyor. O nedenle, televizyon ve sinema sektöründeki kişilerin, ellerindeki gücün sorumluluğu üzerine çok iyi düşünmeleri gerekiyor. Buradan anne ve babalara da ayrıca seslenmek istiyorum. Lütfen evlatlarımızı yetiştirirken, cinsiyetlerine mahsus imtiyazları olduğuna inanmalarına müsaade etmeyin. Anadolu’nun bilge ozanı Neşet Ertaş’ın şu sözünü hiçbir zaman unutmayalım, ‘Kadın insandır, biz insanoğluyuz.’

ASTSUBAYLARDAN GRAFİTİLİ DESTEK 

Bursa’da Limak Enerji bünyesinde elektrik dağıtım hizmeti yürüten Uludağ Elektrik Dağıtım AŞ (UEDAŞ) ve İl Jandarma Komutanlığı işbirliğiyle farkındalık çalışması gerçekleştirildi. “Trafolar Konuşuyor Projesi” çerçevesinde, atıl durumdaki trafoları sosyal farkındalığa açan şirket, İl Jandarma Komutanlığının işbirliğiyle yeni bir projeye imza attı. 7 kadın astsubayın aralarında bulunduğu grup tarafından İnegöl’de belirlenen trafoya grafiti sanatıyla “Kadına Şiddete Dur De” yazısı işlendi. 

KADINLAR MEYDANLARDA

 81 kentte kadınlar meydanlara indi, “Kadına şiddete hayır’  sloganlarıyla sokakları inletti.