Erdoğan'dan derbi açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT ekranlarında Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmelerle ilgili gençlerin sorularını yanıtladı

1

Yıldız Sarayı Silahhane'de gerçekleştirilen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:

"Ircıca Kütühanesi bizim için önemli bir yer. Yıldız Sarayı, Cumhurbaşkanlığı'nın Külliyesi olsun dedik.

Terörün bedelini ağır ödedik. Başbakanlığım döneminde demokratik açılım süreci başlatalım dedik. Baktık ki karşı taraftan tepki alamıyoruz. Bu defa bizler geniş kapsamlı çözüm süreci başlatalım dedik. Süreci tahrik edenler, yazar-çizerler tarafından takdir edildi. Millete rağmen siyaset yapmaya kalkarsanız millet sizi ilk fırsatta cezalandırılır. 

DERBİ AÇIKLAMASI

Kabir diye açtıkları yerden silah depoları çıktı. Operasyonlar başladı. 300'ü aşkın şehidimiz var. 1'e 10 onlardan etkisiz hale getirilenler oldu. Süreç kararlılıkla devam edecek. Taviz vermemiz mümkün değil.

Galatasaray-Fenerbahçe maçına ilişkin önce seyircisiz oynatmayı görüştük. Ciddi istihbaratların ardından maçı ileri bir tarihe ertelemiş olduk.

Hakkari'ye Havalimanı yaptık, bunlar Havalimanı'nı bombalıyor. Bunlara vatansever demek mümkün mü? Bunlar benim Kürt kardeşlerimin düşmanı ya, sevmek diye bir şey yok. 

Çöp dağlarını İstanbul'da 1 yılda ortadan kaldırdık. Gazeteler maske dağıtıyordu hava kirliliğinden dolayı. İstanbul'da su yoktu yıkanacak."

OPERASYONLARIN FAYDASI ÇOK FAZLA OLDU

Bu iyi niyet, ne yazık ki ciddi manada istismar edildi ve o süreç içerisinde ülkemize ciddi manada bir silah girişi oldu. Çünkü bizim sınırlar biliyorsunuz, çok çok uzun. Sadece Suriye sınırı 911 kilometre. Irak sınırına bakıyorsunuz, Irak sınırı hakeza 350 kilometre, İran sınırı var, bütün buralardan girme şansı var. Bunu da bunlar bu şekilde değerlendirdiler. İşte şimdi bu bütün operasyonlar yapılırken, evlerin bodrumlarından olsun, rögarların altından nasıl silahlar çıktığı, hepsi şu anda ortaya çıkıyor. O bakımdan bu operasyonların faydası çok fazla oldu.''

BİZE SAMİMİ DAVRANMADILAR

Schengen konusu bizim aslında çoktan hakkımız. Bizim Avrupa Birliği'ne fiili müracaatımız 1959'dur, resmi 1963'tür ve bu süreç içerisinde bize her zaman çalım attılar. Hiçbir zaman samimi davranmadılar. Şu anda da samimi davranmıyorlar. 

DELİKLİ PARALARI ARIYORDUK

Dikkat edin ülkemizde de dünyada da işte 'Erdoğan gitmeden Türkiye'ye istikrar gelmez' diyorlar. Ya tamam da şimdi Erdoğan'ın gitmesi veya gitmemesi... Peki 2002'nin sonunda veya 2003'ün başında Türkiye'de Erdoğan'ın başında olduğu bir iktidar mı vardı  Yoktu. Peki Türkiye neredeydi  Veren el miydi, alan el miydi  Alan eldi. Öyle mi  Delikli paraları arıyorduk, acaba bize birileri borç verir mi. Bunu arıyorduk ama vermiyorlardı. Böyle bir durumdaydık. 

GÜNEY KIBRIS'I ALDI, KUZEY'İ ÜYE YAPMADI

Kofi Annan'a 'Gelin Kıbrıs meselesini aşalım' dedim. Önce kabul etmedi, ardından kabul edince adımlar atıldı. Yunanistan ve Güney Kıbrıs tarafı bizim gösterdiğimiz samimiyeti göstermediler. AB, Güney Kıbrıs'ı AB'ye üye yaptı, Kuzey'i yapmadı. Samimi değiller. AB bize nüfus bahanesi gösteriyor.

BU ÜLKEDE YATIRIMIN ÖNÜNÜ KESİYORLAR

Amerika'ya baktığımız zaman nedir onlarda faiz oranı  0,50 o da yeni, 0,25'ti, 0,50'ye çıkardılar. Japonya'ya bakıyorsunuz, eksi. Avrupa'ya bakıyorsunuz, işte 1, 2, buralarda. Şimdi buralarda bu denli faiz düşükse, bizde faiz, komisyonlarını da ilave ederseniz, yüzde 15 yüzde 16'lara çıkıyor. Bu ne demektir  Siz bu ülkede yatırımın önünü kesiyorsunuz, yatırım yaptırmayacaksınız, yatırım yaptırmazsınız. Çünkü girişimci yatırım yapabilmesi için parayı ucuza mal etmesi lazım. Eğer parayı ucuza mal edemezse yatırım yapması mümkün mü  Değil.

DENGELER ÇOK DAHA FARKLI OLACAK 

Biz güçlü olmaya mecburuz. Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Şu anda kişi başına milli gelirimiz 10 bin dolarsa bu rakam, bizim bir defa hedefimiz neydi  İlk etapta 15 bin dolar, ardından 2023 bunu 25 bin dolara çıkarmamız lazım. 25 bin dolara çıkaracağız göreceksiniz dengeler o zaman çok daha farklı olacak.

"BEN SİZE DÜŞMAN DEĞİLİM"

Reel sektörle finans sektörünün arasındaki dengelere baktığımız zaman, dikkat edin, burada enteresan bir değişiklik var. Parayı asıl kazanan neresidir  Finans sektörüdür. En çok parayı finans sektörü kazanır, reel sektör değil. Ben de böyle konuştuğum zaman tabi finans sektörü bundan rahatsız oluyor, 'sen bize düşman mısın ' diye. Hayır ben size düşman değilim. Ben ülkemde reel sektör için finans sektörünün bir kaldıraç görevi görmesini istiyorum. 

BEN MİLLETİMİZE GÜVENİYORUM

Sadece iktidar partisi ile MHP el ele verse, 367'yi bulamayabilirler o ayrı bir konu ama hiç olmazsa millete gitmenin yolu açılabilir. Ben inanıyorum ki millete gitmenin yolu açılsa, millet böyle bir yeni anayasaya 'evet' diyecektir. Ben milletimize bu noktada güveniyorum. İktidar partisi ile MHP arasında asgari müştereklerin değil, azami müştereklerin olduğuna inanıyorum. Azami müştereklerin olduğu iki görüş, iki yapı eğer bir araya gelir de böyle bir milli ve yerli anayasayı eğer oluşturursa, bu millet de kendisi için, kendi dokusunu yansıtan milli ve yerli bir anayasaya 'evet' diyecektir diye düşünüyorum. Temenni ederim ki bu adım da kararlı bir şekilde atılır.