Dünyayı krize sokacak bölge! Ceyhun Bozkurt: İran stratejik bir hamle yapabilir

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Tümgeneral Kasım Süleymani’nin ABD güçlerince doğrudan vurularak öldürülmesi, vekâlet savaşlarından doğrudan çatışmaya geçişin ilk emaresi oldu. İran Devrim Muhafızları Ordusu, ABD’nin Irak’taki Ayn el-Esad hava üssünü onlarca füzeyle vurduğunu duyurdu. Bölgeden gelen sıcak gelişmeleri değerlendiren M5 Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ceyhun Bozkurt, ''ABD açısından stratejik önemde bulunan Hürmüz Boğazı’nda da bir dizi kritik gelişme yaşayabiliriz. Dünya petrolünün yüzde 20’sinin geçtiği boğazdan sevkiyatın bir gün durması bile dünyayı krize sokar. İran bu boğazda böyle bir riske girer mi, bilinmez. Ancak yine de bu boğaz İran açısından stratejik hamle yapma ihtimali bulunan bir bölge.” dedi.

TM Dijital Haber Merkezi

Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin akabinde, karşılıklı sarf edilen mesajlardan sonra İran meclisi, ABD’nin tüm komutanları ve Pentagon yetkililerini terörist ilan etti. İran Devrim Muhafızları Ordusu, ABD’nin Irak’taki Ayn el-Esed hava üssünü onlarca füzeyle vurduğunu duyurdu.

TürkMedya Dijital Haber Merkezi’nden Ezgi Aşık’ın sorularını yanıtlayan M5 Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ceyhun Bozkurt, İran’ın ABD ve müttefiklerinin hedeflerine yönelik saldırılar yapabileceğini belirtti. Bozkurt, “Son olarak çok üst düzey bir Amerikalıya veya İsrailliye suikast yapılacağı konuşuluyor. Hatta isimler bile havada uçuşuyor. Bunu elbette bilemeyiz. Ancak Tahran yönetimi böyle bir hamle yapacaksa bile bunu sıcağı sıcağına gerçekleştirmez.” ifadelerini kullandı.

“VEKÂLETEN YÜRÜTÜLEN MÜCADELE ASALETENE DÖNÜŞEBİLİR”

İran’ın ABD askeri güçlerini terörist ilan etmesine dikkat çeken Ceyhun Bozkurt, “ABD geçen yılın nisan ayında İran Devrim Muhafızları’nı ‘terör örgütü’ ilan edince İran da ABD’nin Orta Doğu'daki askeri birliklerini ‘terör örgütü’ olarak tanıdığını duyurmuştu. Elbette o dönem ile bu dönem arasında bir fark var. Bu farkı suikast öncesi, suikastı sonrası diye tanımlayabiliriz. Suikast öncesi yapılan açıklamaların elbette önemi var. O dönem vekâleten yürütülen mücadele şimdi doğrudan asaleten mücadeleye dönüşebilir.” dedi.

“ABD’NİN IRAK’TAKİ ÜSLERİ İRAN’IN HEDEFİNDE”

Irak’ta bulunan ABD üslerinin İran’ın hedefinde olduğunu söyleyen Bozkurt, “Dün gece Irak’taki iki üste yer alan Amerikan unsurlarına yönelik balistik füzelerle saldırı yapıldı. Irak’taki ve Devrim Muhafızlarının açıklamasında yer aldığı gibi bölgedeki ABD üsleri İran’ın hedefinde. İkinci olarak Lübnan, Filistin, Yemen, Suriye gibi yerlerde desteklediği unsurlar üzerinden ABD ve müttefiklerinin hedeflerine yoğun saldırılar yapılacağı kesin gibi.” şeklinde konuştu.

“İRAN, HÜRMÜZ BOĞAZI’NDA STRATEJİK HAMLE YAPABİLİR”

ABD-İran arasındaki gerginliğin Hürmüz Boğazı’na yansıyabileceğini belirten Bozkurt, “ABD açısından stratejik önemde bulunan Hürmüz Boğazı’nda da bir dizi kritik gelişme yaşayabiliriz. Dünya petrolünün yüzde 20’sinin geçtiği boğazdan sevkiyatın bir gün durması bile dünyayı krize sokar. İran bu boğazda böyle bir riske girer mi, bilinmez. Ancak yine de bu boğaz İran açısından stratejik hamle yapma ihtimali bulunan bir bölge.” dedi.

“İRAN SALDIRISININ PSİKOLOJİK SİMGESEL YÖNÜ VAR”

İran’ın ABD’ye karşı psikolojik bir saldırı yaptığını ifade eden Ceyhun Bozkurt, “Dün gece Anbar vilayeti ve Erbil’deki üslere saldırı yapıldı. Bu üslerin ABD’nin kullanımında olan Irak üsleri olduğu söyleniyor. Stratejik değil taktik ve psikolojik bir saldırı olarak gözüküyor. Saldırının Süleymani’nin öldürüldüğü saate yakın bir saatte başlaması ve Süleymani’nin cenazesinin, saldırı sonrası defnedilmesi bunu gösteriyor. Yine bu üslerin, Süleymani’nin öldürüldüğü saldırıyı yapan hava unsurlarının bulunduğu üsler olması kuvvetle muhtemel.” sözlerini kullandı.

“İRAN’IN SALDIRISI MİSİLLEME SENARYOLARININ EN HAFİFİ”

İran saldırısından sonra Trump’ın yaptığı açıklamanın önemli olduğunu söyleyen Bozkurt, “ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Her şey yolunda’ açıklaması yapması önemli. Çünkü İran ilk aşamada kendi kamuoyuna yönelik bir hareket yapmak istemiş gibi görünüyor. Süleymani suikastı sonrası İran kamuoyu öfkeli ve mutlaka bir yanıt verilmesi gerektiği konusunda birleşmiş gibi gözüküyor. Ayrıca bu tür bir saldırı, misilleme senaryolarının en hafifi olarak tanımlanıyor ki bu doğru bir tanımlama.” şeklinde konuştu.

“IRAK’TA İRAN KARŞITI EYLEMLER YAŞANDI”

İran’ın Şii nüfus nedeniyle Irak’ta çok etkili olduğunu ifade eden Ceyhun Bozkurt, “Son dönemlerde Şiiler arasındaki çatlaklar oluştu. Bu dikkat çekiciydi. Örneğin dini anlamda İran’a, Kum kentindeki mollalara bağlı olan ancak siyaseten Irak’ı Iraklıların yönetmesi gerektiğini savunan Şiiler sokağa çıktı. Buna İran’a tepkili Sünni kesim de eklenince, Irak’ta son dönemlerde İran karşıtı eylemlerde artış yaşandı.” dedi.

“SADR ABD ÜSLERİNİN KAPATILMASINI SAVUNDU”

Irak Şiilerinin tekrar birleşebileceğini belirten Bozkurt, şunları söyledi:

“İran’ın siyaseten müdahalelerini eleştiren Sadr grubunun ne yapacağını takip etmekte fayda var. Sadr, İran karşıtı eylemlerde eylemcilerin can güvenliğini koruma yönünde tutum almış, sonrasında kendisi Kum kentindeyken Necef kentindeki evine SİHA ile bir saldırı gerçekleşmişti.

Süleymani suikastı sonrasında Sadr’ın ne yapacağı merak ediliyor. İlk intiba Sadr’ın saldırıya tepkili olduğu yönünde. Zira Mukteda es Sadr, Irak Meclisi’nde yaptığı konuşmada Amerikan elçiliğinin ve üslerinin kapatılmasını savundu. Ayrıca kendisine bağlı Mehdi Ordusu’nu yeniden aktifleştireceği haberleri basına yansıdı.”

“TÜRKİYE IRAK’IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNUYOR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki görüşmenin önemli olduğunu sözlerine ekleyen Ceyhun Bozkurt, şöyle konuştu:

“Şimdiye kadar itidal çağrıları yapan ve mümkün olduğunca tarafsız kalmaya çalışan Türkiye’nin de gözlerini tamamen bölgeye yöneltmesini sağlar. Çünkü üçe bölünme senaryosunda, Irak’ın kuzeyinde de Kerkük ve Musul’u da hedefleyen bir Kürt devleti kuruluşu var.

Pentagon’un, Suriye’de terör örgütünün işgalindeki bölgeleri Irak’ın kuzeyiyle birleştirmeye çalıştığını söylüyorduk. Bunu başarır ve Irak’ı parçalarlarsa, ilerleyen dönemlerde Türkiye ve İran’ı da tehdit eden bir devlet doğar. Bu çok boyutlu sorunu beraberinde getirir.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in bugün Türkiye’de olması ve Başkan Erdoğan ile görüşmesi bu açıdan önemli. Konu mutlaka gündeme gelecektir. İran, Türkiye ve Rusya ile birlikte Astana sürecindeki garantör ülke. Yani Suriye sahasında bir ortaklık var. Ayrıca Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda da Türkiye ile İran aynı politik bakış açısına sahip.”