Diyarbakır Valisi Karaoğlu: Diyarbakır, küllerinden doğan, yeniden dirilen ve uyanan bir şehre dönüşüyor

Diyarbakır Valisi Münir Karaoğlu, terörün Diyarbakır'ın asıl görülmesi gereken güzelliklerine gölge düşürdüğünü ifade ederek kadim şehrin huzur ve güven ortamına kavuşmasıyla yatırımların arttığını ifade etti.

Vali Karaoğlu, "Diyarbakır, tarımıyla turizmiyle ticaretiyle ve şimdi yeni yeni oluşan sanayi ve üretim noktasında yeniden küllerinden doğan, yeniden dirilen ve uyanan bir şehre dönüşüyor" dedi.

Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, terörden yatırımlara, turizmden tarıma, sosyal hayattan istihdama birçok konuda DHA'na özel açıklamalarda bulundu. Diyarbakır'ın huzur ve güven bakımından Türkiye'nin en güvenli şehirlerinden biri haline geldiğini kaydeden Vali Karaloğlu, hem yatırımlarda hem turizmde hem de sosyal hayatta Diyarbakır'ın geliştiğini ve gelişmeye devam edeceğini kaydetti. Terörün geçmişte Diyarbakır ve bölgenin önünde set oluşturduğunu belirten Karaloğlu, "Şehir, huzur ve güven iklimine kavuştukça, şehrin üzerinde bir bereket bulutu gibi olumlu havayı güçlendiriyor ve bir yatırım olarak Diyarbakır'a ve bölgeye dönmeye başladı. Şu anda Diyarbakır, gerçekten huzur ve güven bakımından Türkiye'nin en güvenli şehirlerinden bir tanesi ve bunun meyvelerini de topluyoruz. Pandemiye rağmen Diyarbakır 2020'yi pozitif kapadı" diye konuştu.

"ÜRETİM MERKEZİNE DÖNÜŞÜYOR"

Diyarbakır'da, tarımdan enerjiye, ulaşımdan eğitime, sağlıktan sosyal hayata kadar son 5 yıldır devam eden çok önemli projeler olduğunu aktaran Vali Karaloğlu, şunları söyledi:

"Bunların içerisinde Silvan Barajı gibi GAP projesinin en büyük ayağı olan Atatürk Barajı'ndan sonra en büyük barajı olan Silvan Barajı'nın yakın bir zamanda Sayın Cumhurbaşkanı'mız, gövde tamamlama törenine katıldı ve Silvan Barajı'na bağlı alt barajlardan ikisinin de açılışını yaptı. Silvan Barajı, hükümetimizin, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bölge için çok önem verdiği yatırımlardan bir tanesidir. Silvan Barajı bittiğinde gerçekten bölge ve Diyarbakır, başka bir üretim merkezine dönüşmüş olacak. Özellikle tarım ve tarıma bağlı sanayi olarak, tekstil de bunun uzantılarından bir tanesi. Özellikle bölgede sanayi ürünü dediğimiz mısır ve pamukta çok önemli bir üretim patlaması bekleniyor. Bu üretimle beraber tarladan podyuma, özellikle tekstil ve konfeksiyon sanayi şu an zaten gelişiyor, Silvan Barajı'ndan sonra çok ciddi bir gelişim gösterecek. Şu anda Diyarbakır'da mevcut karma organize sanayi bölgemiz var, tekstil ihtisas organize sanayi bölgemiz kuruldu ve şu anda fabrikalar devam ediyor. İnşallah bu 2021'in içerisinde en az 15 fabrikayı tamamlayıp, üretime geçmesini hedefliyoruz. Haziran ayına kadar bir toplu açılış planlıyoruz. Karacadağ Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili de bütün planlamalarımız bitti, imar çalışmaları sonuçlandı, altyapı proje ihalesine çıkma kararı aldık. Bu yıl içerisinde altyapı projelerini bitirip, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'mızla beraber Karacadağ Organize Sanayi Bölgesi'nin altyapı çalışmalarına başlayacağız. Bu, tarımdaki gelişmelerle beraber şehirdeki üretim faaliyetlerinin de artmasına çok ciddi katkı sunacak. Diğer taraftan bizim zaten Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi var, orayı yeniden organize ediyoruz şu anda. Büyükşehir Belediyesi, oradaki hisselerini artırdı, oranın altyapısını, oradaki hayvancılık faaliyetlerini ve et entegre tesislerinin sayısını artırma noktasında bir çabamız var."

"HUZUR VE GÜVEN ORTAMI"

Oluşan huzur ve güven ortamının şehirde iş, aş ve ekmek olmaya devam ettiğini dile getiren Vali Münir Karaloğlu, genç işsizlerle ilgili çok önemli proje ve yatırımları başlattıklarını söyledi. 4 yeni çağrı merkeziyle beraber Tekstil İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) 10 bin kişilik yeni bir istihdam alanının oluşacağını söyleyen Karaloğlu, "Diğer taraftan yine özellikle genç işsizlerimizle ilgili ki şehrin en büyük problemlerinden bir tanesi bu ve o konuda hızlı istihdam yaratacak sektörlerden bir tanesi de çağrı merkezleri. 2020'de başlayan çalışmalarımızla kentte 4 yeni çağrı merkezinin kurulma çalışmaları devam ediyor, iki tanesi şu an personel alımına başladı, onlar da faaliyete geçtiğinde bir taraftan tekstil ihtisas OSB'de 10 bin kişilik yeni bir istihdam alanı, bir taraftan yeni çağrı merkezleri, diğer taraftan Karacadağ OSB de faaliyete girdiğinde yeni bir 10 bin istihdamla Diyarbakır'da en büyük sorunumuz olan genç işsizlik problemini inşallah çözmüş olacağız" dedi.

"MEZOPOTAMYA'NIN ALTIN ÜÇGENİ"

Diyarbakır'ın en önemli sektörlerinden birinin turizm olduğunu vurgulayan Vali Karaloğlu, turizm yatırımlarını ve hedeflerini anlatarak, şunları söyledi:

"Turizm noktasında Diyarbakır'da 2020 yılı içerisinde çok önemli bir faaliyetimiz oldu. Kültür Turizm Bakanlığı'mız, turizm sektörünün çok önemli sivil toplum kuruluşlarını, hava yolu şirketlerini, tur operatörlerini ve büyük acenteleri Diyarbakır'a davet ettik ve Diyarbakır'da Mezopotamya'nın altın üçgeninde kültür ve inanç destinasyonu çalıştayı yaptık. Bu, Diyarbakır için de bölge için de çok önemli bir başlangıçtı. Biz artık sadece şehir tanıtımıyla turizm pastasını büyütemeyeceğimizi görüyoruz. Bizim Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin'in birbirini tamamlayan ve insanlığın başlangıç noktası olan çok önemli bir bölgede olduğumuzun, çok önemli bir destinasyon olduğumuzun farkındayız. Bizim bu 3 şehri beraber bir turizm paketi haline getirerek tüketiciye sunmamız lazım. Bunun toplantısını yaptık ve tur operatörleri, sektör bundan çok büyük heyecan duydu. Şu anda tur operatörleri Mezopotamya'nın altın üçgenine 3 gece 4 günlük turları, pandemiye rağmen satışa çıkardılar. Bunun altını doldurmamız lazım. Sadece Diyarbakır değil, biz 3 şehir olarak 'Mezopotamya'nın altın üçgeni' kavramı üzerinden, bu destinasyon tanımı üzerinden bölgedeki turizm hareketliliğini artırmamız, turizm ekonomisini güçlendirmemiz lazım. Bu 3 şehrin Diyarbakır tarafında neler yapıyoruz? Tabi ki en büyük varlığımız, en büyük kültürel mirasımız bizim, tabi ki artık sadece Diyarbakır'ın ve Türkiye'nin değil, dünya miras listesine girdikten sonra insanlığın ortak değeri Diyarbakır Surları. 5200 metreyi bulan, Çin Seddi'nden sonra dünyadaki en büyük suru oluşturan Diyarbakır Surları'nı, ecdadımızdan devraldığımız gibi koruyarak gelecek nesillere aktarma sorumluluğumuz var. Diyarbakır'da şu anda surlarla ilgili çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Bir taraftan surların etrafındaki gecekondular artık surların duvarına bitişik hale gelmişti, yıllardır kimse buna müdahale etmemişti. Biz 2020 yılı içerisinde surların etrafını gecekondulardan temizleme ve surların etrafını açma projemizin 3'üncü etabını bitirmek üzereyiz. Bölgede yıkımlar gerçekleşti şu anda bitmek üzere. Yakın bir zamanda 4'üncü etabını da şu anda kamulaştırma çalışmalarımız devam ediyor, inşallah yakın bir zamanda 4'üncü etapla beraber surların etrafında birinci kısımdaki evlerin kamulaştırması ve yıkım işlemleri tamamlanmış olacak. Bizim açmış olduğumuz surların etrafında çok güzel bir projeyle surları dıştan kesintisiz, dışarıdan gelen insanların, turistlerin, misafirlerimiz ve Diyarbakırlı hemşehrilerimizin Ben-u Sen Mahallesi'nden Hevsel Bahçeleri'ne, diğer taraftaki Millet Bahçesi'ne yürüyerek ve bisikletle gidebilecekleri, surların etrafını 5200 metreyi yürüyebilecekleri bir parkur oluşturmak istiyoruz. İnşallah onu 2021 yılı içerisinde vatandaşlarımızın hizmetine sunmuş olacağız. Surlarla ilgili sadece bu değil, diğer taraftan tabi surların yıllardır kısmi olarak restorasyon çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı'mız tarafından yapılmış olsa da bugün bizim yaptığımız kadar kapsamlı bir restorasyon çalışması yapılmamıştı. Şu anda Urfakapı'dan Yedikardeş Burcu'na kadar olan 6 burçta restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. İkinci restorasyon ihalemizi iç kalenin etrafında, bizim iç surumuz var. O çalışmalar da devam ediyor, hava izin verdikçe bu iç surların tamamının restorasyonunu tamamlayacağız. Amida Höyük'ün etrafında bulunan duvarları yenileyeceğiz. Orada gezen insanlara bir tehlike oluşturuyor, onu da ortadan kaldıracağız. İnşallah bu çalışmalarla suru yeniden ihya etmiş olacağız. Biz, surlarda diriliş başladı diyoruz. Sur, bu yeni haliyle hem kent turizmine çok ciddi bir katkıda bulunmuş olacak hem de insanlığın ortak mirası olarak burayı, gelecek nesillere aktarmış olacağız."

"ÇALIŞMALARDA SONA YAKLAŞILDI

Sur içinde 2015 olaylarında yıkılan 6 mahalledeki çalışmalarda sona yaklaşıldığını kaydeden Vali Karaloğlu, 2021 yılında bir kısmının vatandaşın kullanımına açılacağını söyledi. Bölgede 390 tescilli mimari örneği olduğunu ve bu yapıların restorasyon çalışmalarının devam ettiğini belirten Karaloğlu, "Şu anda TOKİ tarafından o yapıların restorasyon ihaleleri yapıldı, inşaatlar devam ediyor, ama tarihi yapılardaki inşaat çok hızla bitirilemiyor. Belki bu sene o tarihi yapıların restorasyonu tamamlanmamış olacak ama biten kısmını biz inşallah halkın kullanımına bu sene kısmen de olsa o bölgeyi açmış olacağız. Özellikle Kurşunlu Camii dediğimiz Fetih Camii'nin etrafını vatandaşımızın kullanımına açmayı murat ediyoruz. Keçi Burcu'nu ve alttaki yeni yapmış olduğumuz yolları, vatandaşımızın kullanımına açacağız inşallah, öyle bir niyetimiz var" dedi.

"KÜLLERİNDEN DOĞAN ŞEHİR"

Diyarbakır'ın tarım ve turizmin yanı sıra aynı zamanda ticaret ve lojistik merkezi olduğunu dile getiren Vali Karaloğlu, kentin yeniden küllerinden doğan, dirilen ve uyanan bir şehre dönüştüğüne vurgu yaparak, "Lojistik köy, diye Diyarbakır'da şu anda projelerinde son aşamaya geldiğimiz 240 hektarlık alan üzerinde kuracağımız bir çalışmamız var. Bu, Diyarbakır'ın tarihten beri getirmiş olduğu, bölgenin ticaret ve lojistik merkezi olma özelliğini perçinleyecek ve özellikle bu son dönemde gelişen, e- ticaret konusunda da Diyarbakır'ı yeni bir lojistik merkezi haline getirecek çok önemli bir proje. İnşallah bunu 2021 yılı içerisinde, yakın bir zamanda ihaleye çıkıp, lojistik köy çalışmasına da başlamak istiyoruz. Diyarbakır, tarımıyla turizmiyle ticaretiyle ve şimdi yeni yeni oluşan sanayi ve üretim noktasında yeniden küllerinden doğan, yeniden dirilen ve uyanan bir şehre dönüşecek" diye konuştu.