Her yıl olduğu gibi 2017 yılında da mübarek Ramazan ayı huzurla geçiyor. Müslüman alemi hem oruç tutmanın ve ibadetlerini yerine getirmenin huzurunu yaşarken, hem de insanları bir araya getiren Ramazan’ın coşkusunu yaşıyor. Türkiye’nin en kalabalık şehirlerinden biri olan Diyarbakır iftar vakti de bu nedenle büyük merak konusu. Diyarbakır Ramazan imsakiyesi sayfamızda bulunuyor.
DİYARBAKIR İFTAR VAKTİ NE ZAMAN?
DİYARBAKIR RAMAZAN İMSAKİYESİ İÇİN TIKLAYINIZ
Ramazan: Ramazan, hicri takvime göre yılın dokuzuncu ayı olup İslam dinince en kutsal sayılan aylardan biridir. Ramazan ayının kutsal sayılmasının sebebi sahip olduğu özelliklerdir. Kur’an-ı Kerim, Ramazan ayında indirilmiştir. Ramazan, Kur’an’da ismi geçen tek aydır. Kur’an’da “bin aydan daha hayırlı” olarak nitelenen Kadir Gecesi bu aydadır ve bu ayda oruç tutulur. İtikaf, fitre, teravih namazı gibi ibadetler bu ayda yerine getirilir. Peygamber Efendimiz bir hadisinde : “Size bereket ayı Ramazan geldi. Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir. Günahları bağışlayıp duaları kabul eder. Allah bu ayda sizin hayır hususundaki yarışmanıza bakar ve sizinle meleklerine karşı övünür. Allah’a hayırlı ameller takdim ediniz. Şaki*, günahkâr, bu ayda Allah’ın rahmetinden mahrum olan kimsedir” şeklinde müjdelemiştir.
Oruç: Oruç, Allah’a kulluk niyetiyle tan yerinin ağarmasından güneş batana kadar kişinin kendisini orucu bozan davranışlardan sakındığı ibadet şeklidir. Peygamberimiz bir hadisinde “Kim iman ederek ve sevabını sadece Allah’tan umarak Ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir” buyurmuştur.
ORUÇLUYKEN HOŞGÖRÜLÜ OLMAK İMANI ARTIRIR
Oruç tutmayanları dinsiz veya kâfir görüp saldırmak yalnız İslâmi değil; insani bir davranış olmaktan bile uzaktır. Bilindiği gibi dinimizde hastalar, yaşılar, yolcular ve hamile kadınlarla, çocuk emziren kadınlara oruç tutmama ruhsatı (hakkı) verilmiştir. Bunun yerine, ya sonra iyileşince kaza etme, ya fidye verme veya imkânı yoksa sadece tevbe etme hakkı tanınmıştır. Hatta hiçbir mazereti olmayalar bile tutmaya zorlanamaz. Bu yüzden biz oruç tutuyoruz diye, tutmayanlara saldırmak, aşağılamak, hor bakmak olmaz. Bu tür bir davranış sonra:
“Ben tutuyorum sen niye tutmuyorsun?” gibi, anlamsız bir öfkeye dönüşür ve oruçtan beklenen güzel huylu insan olma özelliğini örter, orucun sevabını da giderir. Belki de sadece mecburen aç kalmış biri durumuna bile düşürür. Nitekim Resülullah (s.a.v) Efendimiz; “Nice oruç tutanlar vardır ki, onlar için oruç değil, sadece bir açlık ve susuzluk vardır” buyurmuştur.
Oruç tutmayanlara hoşgörülü davranıp samimiyetten ayrılmamalıyız. “Dinde zorlama yoktur” ayetinin bir anlamı da şudur ki: “Namaz oruç ve benzeri farzlar ve hatta iman için bile zorlama! Çünkü zorladığın adamı tamamen kâfir edersin, azıcık imanı bile varsa kaybeder; hem onu hem kendini büyük günaha sokarsın.”
RAMAZAN AYINDA YASİN OKUYUN
Dinimizde ibadet yapılmasında niyetlerin büyük önemi vardır. En büyük ibadetlerden biride Kur'an-ı Kerim okumaktır. Bunun için bir müslüman, ibadetlerin sevaplarının kat kat olduğu Ramazan ayında, her gün ayı ayrı niyet ile birer Yasin Suresi okumasında birçok faziletler vardır. Bu niyetlerle okunan Yasin-i Şerifi okuyan kimsenin feyzinin artmasına vesile olması ve Allah'tan istenen duaların kabul edilmesi ümid edilir. 30. günde Yasin-i Şerif'i okuduktan sonra: " Ya Rabbi! Okuduğum Yasin-i Şeriflerin sevabını senin yüce katına emanet ediyorum, senden başka ma'budun(ibadete layık hiç bir ilah) yoktur. Sen kemaliyle bilen ve kemaliyle işitensin." diyerek dua ve niyazda bulunulur.