Diyanet Başkanı Erbaş: ''İslamofobi birçok ülkede devlet politikası haline getirilmeye çalışılmaktadır''

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu'nun açılışına katıldı. İslamofobinin İslam düşmanlığına dönüştüğünü belirten Erbaş, ''İslamofobi birçok ülkede devlet politikası haline getirilmeye çalışılmaktadır.'' ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, açılış törenine katıldığı Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu'nda açıklamalarda bulundu. Erbaş; bazı ülkelerde devlet eliyle yürütülen tutumların, İslam'ın Avrupa'da yükselişini engellemeye yönelik bir amaç olduğunu vurguladı.

AA'da yer alan habere göre, Erbaş Diyanet İşleri Başkanlığı'nda düzenlenen Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sempozyumu çeşitli vasıtalarla online olarak gerçekleştireceklerini belirtti.

Sempozyumun online yapılmasının, salonlara sığması mümkün olmayacak katılımcının daha kolay şekilde programı takip etmesine olanak sağladığını ifade eden Erbaş, sempozyumun 3 gün süreceğini söyledi.

"İSLAMOFOBİ DEVLET POLİTİKASI HALİNE GETİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR"

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bazı ülkelerde yürütülen ayrılıkçı politikaları eleştirerek şunları kaydetti:

"İslam düşmanlığına dönüşen İslamofobi birçok ülkede devlet politikası haline getirilmeye çalışılmaktadır. Camilerimiz ve Müslüman kardeşlerimiz, ırkçı terör gruplarının hedefi haline getirilmektedir. Bugün bazı ülkelerde devlet eliyle yürütülen bu ayrımcı, ötekileştirici ve ırkçı uygulamalar, esasen doğudan batıya dünyanın her yerinde huzur ve güveni arayan insanlığın umudu olan İslam’ın Avrupa’da yükselişini engellemeye yönelik bir girişimidir."

MODERN CAHİLİYENİN BİR TEZAHÜRÜ

Peygamber olmadan önce Mekke halkı tarafından kendisine verilen "emin" vasfı sayesinde gönülleri fetheden Hz. Muhammed'in asırlara sığmayacak değişim ve dönüşümleri birkaç senede gerçekleştirdiğini; cehalet, zulüm, isyan ve istismar girdabındaki bir çağı "Asr-ı Saadete" dönüştürdüğünü vurgulayan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aradan geçen 14 asrın ardından bugün dünya yine derin bir değerler kriziyle karşı karşıyadır. Bireysel ve toplumsal bunalımlar, trajediler, zulümler, savaşlar yine yeryüzünün huzur ve barışına kastetmektedir. Çocuklar, kadınlar, yetimler, kimsesizler modern cahiliyenin bir tezahürü olarak yine ihmal, istismar ve haksızlıklara maruz kalmaktadır. Bugün dünyada milyonlarca çocuk, şefkat, merhamet, insaf ve adaletten yoksun vaziyettedir. En temel hakları olan sağlık ve eğitim imkanlarından mahrum bırakılmışlardır. Açlık, susuzluk ve yoksulluğun pençesinde savaşların ve korkunç silahların ortasında hayatta kalma mücadelesi vermektedirler."

İNSANLIK ÇARESİZLİĞE MAHKUM EDİLİYOR

Erbaş, son 2-3 asır boyunca insanlara umut olma iddiasıyla ortaya çıkan ideolojiler, öğretiler ve anlayışların insanlığın topyekûn huzur ve esenliğinin temini hususunda çaresizliğe mahkum olduğunu vurguladı.

İSLAM KARŞITLIĞI

Modern dünyanın insanlığın içinde bulunduğu ahlaki, iktisadi ve içtimai yozlaşma karşısında yorgun ve bitkin düştüğünü söyleyen Erbaş, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yaşanan bunalımlar karşısında belki de bazıları kendi çaresizliklerini perdelemek için zaman zaman pervasızca İslam'a saldırmaktadırlar. Özellikle Avrupa'da ahlak, insaf ve hukuktan yoksun bir şekilde İslam'ın muazzez elçisine, Peygamberine seviyesiz ve çirkin bir şekilde dil uzatılmaktadır. İslam düşmanlığına dönüşen İslamofobi birçok ülkede maalesef devlet politikası haline getirilmeye çalışılmaktadır. Camilerimiz ve Müslüman kardeşlerimiz ırkçı terör gruplarının hedefi haline getirilmektedir. Bugün bazı ülkelerde devlet eliyle yürütülen ayrımcı, ötekileştirici ve ırkçı uygulamalar esasen doğudan batıya dünyanın her yerinde huzur ve güveni arayan insanlığın umudu olan İslam'ın Avrupa'da yükselişini engellemeye yönelik bir amaçtır. İslam ve Müslüman kelimeleriyle zihinlerde olumsuz tasvirler oluşturmaya yönelik kara propagandalarla Avrupalıların İslam ile tanışmasının ve Peygamberimizin örnekliğiyle buluşmasının önüne ciddi bir önyargı duvarı örme çabasıdır."

İSLAM KILAVUZLUK EDECEK TEK DİN

Erbaş, İslam'ın dün olduğu gibi bugün de dünyanın huzur ve barışına, insanlığın varoluşu ve anlam arayışına kılavuzluk edecek tek din olduğunu dile getirdi.

"Dünya Hz. Muhammed'in üstün şahsiyeti ve örnek ahlakı nezdinde İslam'ın hayat veren ilkeleriyle buluşmaya her zamankinden daha fazla muhtaçtır." diyen Erbaş, son Peygambere ümmet olmanın onurunu yaşayan Müslümanların bu saldırılar karşısında hep birlikte güçlü bir duruş ortaya koymaya mecbur olduklarını bildirdi.

Erbaş, dünyayı İslam'ın merhamet, adalet, hakkaniyet güzel ahlak ilkeleri ile tanıştırmak için her platformda gayret göstermek ve oluşturulmaya çalışılan olumsuz imajları bertaraf etmek zorunda olduklarını belirtti ve ekledi:

"Çocukların ihmal edildiği, istismara maruz kaldığı, temel haklarından mahrum bırakıldığı bir çağ merhamet ve insanlık imtihanını kaybedecektir."

Erbaş, bu yılki Mevlid-i Nebi haftasının temasını nasıl belirlediklerini ise şu şekilde ifade etti:

"Hem bir farkındalık oluşturmak hem de nesillerimizi nebevi yöntemle yetiştirmenin imkanlarını toplumumuzla ve tüm insanlıkla paylaşmak adına 2020 yılı Mevlid-i Nebi Haftası temamızı 'Peygamberimiz ve Çocuk' olarak belirledik."

Erbaş, konuşmasının sonunda çocuklara ve dolayısıyla geleceğe yönelik önemli bir çalışma olarak gördükleri sempozyumun bereketli geçmesi niyazında bulundu.