AA
Dışişleri Bakanı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanlığının Oruç Reis'in faaliyetlerine dair açıklaması hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi.
AA'nın aktardığı habere göre, Aksoy, Oruç Reis araştırma gemisinin, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'e (BM) bildirdiği kıta sahanlığı içinde ve 2012 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) hükümet tarafından verilen ruhsat sahaları dahilinde, temmuzda planlanan sismik araştırma faaliyetinin, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla bir süre askıya alındığını hatırlattı.
Sözcü Aksoy, yanıtında, şu ifadeleri kullandı:
"Almanya ve Avrupa Birliği'nin (AB) ricası üzerine diplomasiye şans tanımak ve diyalog kanallarını yeniden canlandırmak amacıyla yaptığımız bu iyi niyet jesti karşılık görmemiştir."
"YUNANİSTAN'IN FAALİYETİMİZE İTİRAZ ETMESİNİN HİÇBİR HUKUKİ DAYANAĞI YOKTUR"
Yunanistan'ın Mısır ile imzaladığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasına tepki gösteren Aksoy, "Yunanistan, diyalog konusunda samimi ve dürüst olmadığını 6 Ağustos 2020 tarihinde Mısır ile yaptığı korsan anlaşma ile ortaya koymuştur." değerlendirmesinde bulundu.
Aksoy, bu anlaşma ile Türkiye ve Libya'nın Doğu Akdeniz'deki kıta sahanlığının ihlal edildiğini ve bunun üzerine Oruç Reis'in, önceden planlanan sismik araştırma faaliyetine bugün itibariyle başladığını belirtti.
Yunanistan'ın itirazlarının hiçbir hukuki dayanağı olmadığını kaydeden Aksoy, şu ifadeleri kullandı:
"Yunanistan'ın faaliyetimize itiraz etmesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Daha önce defaatle dile getirdiğimiz üzere, Meis Adası başta olmak üzere, bölgedeki Yunan adalarının Türkiye'nin kıta sahanlığını kesmesi uluslararası hukukun temel ilkesi olan hakkaniyet ilkesine aykırıdır. Türkiye gösterdiği iyi niyete bir kez daha karşılık bulamamış olmasından hareketle, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmayı sürdürecek ve daha önceden yapılan planlama çerçevesinde faaliyetlerine kararlılıkla devam edecektir."
"AKDENİZ'İN TEK SAHİBİ BENİM' ANLAYIŞIYLA HAREKET EDENLER HÜSRANA UĞRAYACAKTIR"
Aksoy, Akdeniz'de gerginliği arttıran tarafın "Türkiye" değil, "Yunanistan" olduğuna vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Asırlar boyunca Türk hakimiyetinde bulunan Akdeniz'den ülkemizi dışlamaya çalışmak kimsenin haddine değildir. 'Akdeniz'in tek sahibi benim' anlayışıyla hareket edenler hüsrana uğrayacaktır. Türkiye, kendisine karşı oluşturulan şer ittifaklarını yerle yeksan edecek kudret ve kararlılık ile imkan ve kabiliyetlere sahiptir."
Türkiye'nin bölgedeki askeri varlığının, herhangi bir tırmanmaya yol açma hedefi taşımadığını ve bunun tamamen, "gerekmesi halinde meşru savunma hakkını kullanmaya yönelik" olduğuna dikkati çeken Aksoy, "Sivil bir gemimize askeri müdahalede bulunulmasına tabiatıyla izin verilmeyecektir." ifadelerini kullandı.