1
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın pek çok tanığı dinleyip delili değerlendirerek nihai aşamaya getirdiği Dink soruşturmasının detaylarına ulaşıldı. Savcılık, Emniyete çöreklenen Paralel Yapı'nın, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nü ele geçirip Ergenekon operasyonlarını başlatabilmek için cinayete göz yumduğunu belirledi.
SON AŞAMAYA GELİNDİ
'YENİ TETİKÇİ BULDUK'
AMACA ULAŞTILAR
Ramazan Akyürek'in dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı'ya cinayetin faillerinin ve yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel'in rolünü, 'cinayetin sorumluluğunun İstanbul Emniyeti'nde kalması için' İstanbul Emniyeti görevlilerine açıklamama talimatı verdiği de belirlendi. Ergenekon operasyonunun önünde engel olarak görülen İstanbul istihbarat Şube Müdürlüğü'ne Ali Fuat Yılmazer'in atanmasını sağlamak için o dönemki Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in cinayetten 6 gün önce İstihbarat Daire Başkanlığı'na çağırılıp İstanbul'u terk etmesinin istendiği, ancak dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın direnmesiyle bu amaca ulaşılamadıkları anlaşıldı.
Dink cinayetinden 10 gün sonra Ahmet İlhan Güler açığa alındı, bir ay sonra da Ali Fuat Yılmazer'in İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne ataması yapılarak Paralel Yapı mensuplarının, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yapılanma amacına ulaşıldığı ifade edildi.
YASADIŞI C-5 BÜROSU
15 Şubat 2006'da hazırlanan İstihbarat notunda "Hrant Dink'in ne pahasına olursa olsun Yasin Hayal tarafından öldürüleceğine" yönelik net bilgi bulunurken, Ali Fuat Yılmazer'in bu bilgiyi amirlerinden gizlediği anlaşıldı. Ayrıca İstihbarat Daire Başkanlığı C şube müdürlüğünde yine Yılmazer tarafından 2006'nın haziran ayında yasal olmayan bir şekilde gizli bir yapılanma olan C-5 bürosunun oluşturulduğu, büronun Hrant Dink, Rahip Santoro, Zirve yayınevi cinayetleriyle, Ergenekon, Balyoz ve kritik olaylara baktığı tespit edildi. Yılmazer, savcılık sorgusunda bu büronun ulusalcılık akımlarını takip ettiğini belirterek varlığını kabul etti. Ali Fuat Yılmazer daha sonra İstanbul'da göreve geldikten sonra Ergenekon süreci başlamıştı.
HAYAL'İN İZLENDİĞİNE DAİR RAPOR...
Hrant Dink cinayeti tasarısını geliştiren ve gerçekleştirenlerin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerince bilindiği, tetikçi Ogün Samast'ın olaydan 2 gün önce İstanbul'a gönderildiği gün cinayette önemli rol oynayan Yasin Hayal'in takip edildiğine dair bir istihbarat raporu da bulundu. Soruşturma makamlarından gizlenen 17 Ocak tarihli raporda Hrant Dink cinayetini tasarlayan Yasin Hayal ve Tetikçi Ogün Samast'ın izlendiği, kontrol altında tutulduğu anlaşıldı.
PARALEL YAPI, DİNK HâKİMİNİ DE DİNLEMİŞ
Ramazan Akyürek'in Dink davasına bakan mahkeme başkanı Erkan Canak'ın telefonlarını terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle dinlediği anlaşıldı. Trabzon istihbarat Şube Müdürlüğü'ndeki suikast dosyalarının bulunduğu sunucunun arızalandığı, sunucunun tamir edilmediği ve Dink cinayeti öncesinde dinleme kararıyla elde edilen kayıtların tümünün yok edildiği saptandı.
EKİM 2005'TEN BERİ BİLDİKLERİ HALDE SUSTULAR
Hrant Dink cinayetinden sonra İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerince, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarına bir şema gösterilerek Hrant Dink cinayetinin Ergenekon davalarına bağlanmaya çalışıldı. Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşkun Çakar'ın emniyet içinde Fetullah Gülen Cemaati olarak tanımlanan bir yapılanmayı gerçekleştirerek sonradan kumpas oldukları anlaşılan Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaları başlatmayı amaçladıkları ve Hrant Dink cinayetinin araç suç niteliğinde kullanıldığı saptandı. Akyürek, Yılmazer ve Çakar'ın, Dink'in mutlak suretle öldürüleceğini, bunun için hazırlık yapıldığını 13 Ekim 2005'ten itibaren bilmelerine rağmen cinayetin gerçekleşmesini bekledikleri tespit edildi.
Sabah