Davutoğlu: Geri kabul ancak, vize muafiyeti ile uygulanır

Başbakan Davutoğlu, Merkel ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ortak basın açıklaması yaptı. Davutoğlu, ''Türkiye için vize muafiyeti hayati bir konudur,Geri kabul ancak, vize muafiyeti ile uygulanır'' dedi.

1

Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

 
Üzerinde bir çok yorum yapıldı. Ama şunu ifade etmek isterim. Hem Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adına hem de Avrupa Birliği ve Almanya adına da bizim tek bir gayemiz var. İnsani bakımdan İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük trajediye birlikte çözüm aramak. Bu mesele ne Türkiye'nin ne de Avrupa Birliğinin tek başına üstlenmesi gereken bir meseledir.”
 
Kilis'te hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Türkiye'ye yönelik her türlü tehdide karşı en kararlı tutumu sergilemeye devam edeceğimizi ifade ediyorum. Gerek Suriyerejiminin baskıları, zulmü, gerekse DEAŞ, PKK, YPG diye terör örgütlerinin Türkiye'ye dönük olarak yaptığı her faaliyet mutlaka mütekabiliyet esasları çerçevesinde karşılığını bulacak.

"TÜRKİYE, MÜLTECİLERLE SINANACAK BİR ÜLKE DEĞİLDİR"
 
Türkiye'ye yönelik her türlü tehdide karşı kararlı tavrımızı sürdüreceğiz. Sığınmacılar konusunda çok önemli mesafe kaydettik. Türkiye ağır yükler yüklenmiştir ve üzerine düşeni yapmıştır. Türkiye mültecilerle sınanacak bir ülke değildir.  Hiç kimse kendi isteği dışında bir yere gönderilmedi. İllegal göçü yasal bir göç haline getiriyoruz.
 
Türkiye için vize muafiyeti hayati bir konudur. Önümüzdeki günlerde Meclis'ten gerekli düzenlemeleri geçireceğiz.

"VİZE MUAFİYETİ HIZLANDIRILACAK"

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, "Vize muafiyeti konusunun hızlandırılmasını ele aldık. Kriterler yerine getirildiğinde vize konusunda adım atılacak. Türkiye, bugün tüm dünyada göçmenleri nasıl barındırmamız gerektiğine dair dünyaya örnek olacak tek ülkedir. En önde gelen ülkedir. Türkiye'ye bu konuda kimsenin ders verme durumu yoktur" açıklamasında bulundu.

"YÜKÜMLÜLÜKLERİMİZİ YERİNE GETİRECEĞİZ"

Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Sığınmacı çocukların büyük bölümü eğitim alıyor. Mültecilerin toplum olarak kucaklandığını gördük. Yükümlülüklerimizi yerine getireceğiz" dedi.

AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, "Sığınmacılara eğitim vermek lazım" dedi.

SORU-CEVAP

VİZE MUAFİYETİ VE 3 MİLYAR EURO'LUK ÖDEME

Davutoğlu: Türkiye AB'nin en büyük özelliği ahde vefadır. Bu paket hem mültecilere yardıma yönelikti hem de Türkiye-AB ilişkilerini yeni bir zemine oturtmaya yönelikti. Geri kabul anlaşması ancak vize muafiyeti ile uygulanır. Biz bunun pozitif bir yöntemle devam etmesini istiyoruz. Meclis geç vakitlere kadar çalışmalarını sürdürdü. Biz gerekli adımları atacağız. AB'nin de gerekli adımları atacağını düşünüyorum. Zaten vize muafiyeti uygulanmazsa, geri kabul anlaşması da uygulanmaz.

Tusk: Bizler taahütleri ortaya koyduğumuz projelerin değeri hakkında şunu söyleyebiliriz. Bu yaz projeler için 1 milyar EURO harcanacak. Güçlü bir şekilde bunu ortaya koyduk. 

Angele Merkel: Biz Almanya olarak bu parayı tahsis edeceğiz. Bütün üye ükelerden bu para geliyor. Türkiye'nin vize konusunda şartları yerine getirmesi gerekiyor. Biz bu konudaki anlaşmalara uyacağız. Bakanlarımız çok yakın çalışıyor. Buradaki endişeler varsa bunu da tabiki yakından takip edeceğiz. Basın özgürlüğü konusunda endişeler dile getiriliyor. Bu konuda çok sesimizin çıkmadığı söyleniyor. AB-Türkiye anlaşması karşılıklı yapılan anlaşmadır. Basın özgürlüğü konusunda konuştur. ARD muhabiri hakkındaki konuyu konuştuk. Burada hemen hemfikir olmamız son konusu değil ama bu görüşmeler bizi ileri götürdü. Basın özgürlüğü bizim için önemlidir.

Davutoğlu: Bize dışardan ve tepeden bakılmasını istemeyiz. Her bir araya gelişimizde karşılıklı kaygılarımızı paylaşıyoruz. Türkiye son 2 yılda 4 büyük seçim yaşadı. Bir çok basın organı son seçimlerde dahi bize eleştirilerde bulundu. Hepimiz buna saygı duyacağız. Son olarak Kahire'den gelen bir basın mensubu konusunun tehkit edilmesini istedim. Gazeteci olara müracat etmemiş. Bu olaylarda hareketle Türkiye'de basın özgürlüğü üzerinde konuşulmasını doğru bulmam. Aynı şekilde bende dostlarıma Avrupa'daki ırkçı söylemlerin artması konusunda endişelerimi paylaşıyorum.

Bir ülkenin Cumhurbaşkanına hakaret edilmesi kabul edilebilir mi? Aynı şekilde Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın aynı söylemlere muhatap olması ırkçılıktır. Benim için en asli konulardan biri basın özgürlüğüdür. Basın özgürlüğü konusunda Türkiye'nin sıkıntıya düşmesini arzu etmeyiz.