Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından açıklama

Cumhurbaşkanlığı kaynakları tarafından yapılan açıklamada, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yapılan görüşmede sözde Ermeni tasarının gündeme geldiği ve Merkel’in bu kararın Türk-Alman ilişkilerine gölge düşürmemesi için gerekli hassasiyetin gösterileceğini ifade ettiği kaydedildi.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından yapılan açıklamada, 2014 Galler Zirvesinden bu yana NATO’nun içinde buluğundu güvenlik ortamında ciddi değişiklikler yaşandığı bu zirvenin de en önemli başlığının bu yeni güvenlik ortamına nasıl adapte olunacağı konusu olduğu ifade edildi. Bu çerçevede ittifakın işlevsel ve etkin olmasıyla ilgili oturumlarda konuların detaylı şekilde ele alındığı bildirilirken, başlıklar içinde Rusya’nın konumu olmakla birlikte terörizm mülteci göç, mülteciler, siber güvenlik gibi birçok konu başlığının da detaylı bir şekilde ele alındığı aktarıldı. Afganistan, Ukrayna, Karadeniz, Baltık bölgelerindeki güvenlik ve istikrar durumu da hem diğer konuşmacılar ve hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirildiği kaydedilen açıklamada, öne çıkan konunun ittifakın doğu ve güney kanatları, Baltık ülkeleri, Polonya da dahil olmak üzere bu hat üzerindeki ülkelerin güvenlik durumu olduğu bildirildi. İttifakın güney kanadında da aynı şekilde Suriye savaşı, mülteci, terör gibi konular olduğu ifade edilen açıklamada, önemli başlıklardan bir tanesinin de geleneksel olarak NATO’nun güvenlik konseptinin ulus devlet tehdit algıları üzerine kuruluyken artık devlet dışı aktörlerin de yarattığı tehditlere nasıl cevap verileceği konusuyla ilgili yeni bir dönem içerisinde olunduğu aktarıldı.

 

  Bu durumla ilgili neler yapılacağı, ittifak ülkelerinin üzerlerine düşen görevleri nasıl yerine getirecekleri, yeni imkan ve kabiliyetlerin nasıl geliştirileceğinin etraflı bir şekilde ele alındığı öğrenildi. Savunma yatırımlarının yüzde 2 hedefine çekilmesi konusunun tekrar gündeme getirildiği dile getirilirken, geçmiş yıllara göre daha iyi bir trendnin yakalandığı genel sekreter tarafından da ifade edildiği bildirildi.
 
Türkiye’nin savunma yatırımlarının da iki hedefine oldukça yakın olduğu bildirilirken, 1.4 civarında olan mevcut durumun ama 2018, 2020 itibari ile yüzde 2 hedefini yakalamış olacağı belirtildi. NATO’nun açık kapı politikasının devam ettirilmesi konusunun da gündeme gelen konulardan biri olduğu aktarılırken, Türkiye’nin de bu duruma verdiği destek dile getirildi. Karadağ’ın üyelik sürecini en ileri noktaya getirmiş bir ülke olduğu vurgulanan açıklamada, Karadağ’ın zirveye de katıldığı hatırlatıldı.
 
 “Makedonya, Bosna Hersek Ve Gürcistan kendi dinamikleri içerisinde farklı şekillerde hızlarda ilerliyor”
  Karadağ’ın ittifaka katılmasıyla ilgili sürecin bir an önce tamamlanması için Türkiye’nin de destek vereceği ifade edilen açıklamada, Karadağ dışında üç ülkenin daha olduğu belirtildi.
 
Açıklamada, “Makedonya, Bosna Hersek ve Gürcistan bunlarla ilgili süreçler de kendi dinamikleri içerisinde farklı şekillerde hızlarda ilerliyor” denildi. Bu sürecin tamamlanması konusunda Türkiye’nin desteğini ifade ettiği kaydedilirken, Rusya konusunda da Türkiye’nin yaklaşımının baştan beri Rusya’nın bölgenin önemli bir ülkesi olduğu fakat küresel terör ile ortaya çıkan güvenlik tehditlerine cevap oluşturabilmek anlamında Rusya ile diyalog ve caydırıcılığın eş zamanlı götürülmesi esaslı bir yaklaşım olduğu ve bu yaklaşımın da genel olarak şu anda ittifak içinde de kabul edilen bir bakış açısı olduğu vurgulandı. Rusya ile terör ve diğer konularda ortak mücadele edilmesi konusunda da bir görüş birliği olduğu vurgulanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem genel oturumda hem de akşam yemeğindeki sunumunda bu konulara etraflı bir şekilde değindiği aktarıldı. Türkiye’nin üzerinde özellikle durduğu konulardan birisinin ise terörle mücadele, Suriye savaşı kaynaklı Türkiye’ye yönelik tehditlerin minimize edilmesi ile ilgili ne tür tedbirler alınabileceği olduğu kaydedildi. Bu noktada sorumluluk ve yük paylaşımı konusunun da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dile getirdiği ifade edildi.
 
 Türkiye’nin hem NATO ittifakından hem de diğer ittifak üyesi ülkelerden beklentileri olduğu kaydedilirken, bu beklentinin de özellikle Suriye savaşının sona erdirilmesi, mülteci krizinin çözülmesi, DAEŞ ve benzeri terör örgütlerine karşı etkili mücadele edilmesi konusunda olduğu ifade edildi. Öte yandan PKK terörünün de güçlü şekilde dile getirildiği kaydedilen açıklamada, dünyanın DAEŞ terör örgütüne karşı daha duyarlı ve etkin mücadeleden yana olduğu ancak ama PKK tehdidinin de Türkiye açısından aynı önemde olduğunun dile getirildiği vurgulandı. Bu bağlamda da PKK’nın Suriye uzantısı PYD, YPG gibi örgütlerin hem Suriye hem Türkiye açısından yol açtığı güvenlik tehditlerini de dile getirilirken, bütün bu terör örgütlerinin de ortak mücadele konusunda imkan ve kabiliyetler nasıl artırılacağı ve bu konunun da detaylı şekilde konuşulduğu dile getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstikrarın Yayılması” başlığı altında bir oturumda konuşma yapacağı son oturumda ise Ukrayna konusunun ele alınacağı aktarıldı. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün sağlanması, Doğu Ukrayna bölgesinde yaşanan gerilimlerin minimize edilmesi noktasında neler yapılabilir, gerek Rusya ile diyalog noktasında gerek Ukrayna’nın imkan ve kabiliyetlerinin desteklenmesi noktasında atılacak adımların konuşulduğu dile getirildi.
 
  “Estonya ve Macaristan’la ikili görüşmeleri yapılacak”
 
  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun ikili temaslarda bulunduğu ifade edilen açıklamada dün Ukrayna, Finlandiya, Bosna Hersek  ve Azerbaycan devlet başkanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirildiği bildirildi. Bugün de İngiltere ve Almanya Başbakanları ile görüşme gerçekleştirildiği belirtildi. Estonya ve Macaristan’la ikili görüşmeleri yapılacağı kaydedilen açıklamada, Kanada, Bulgaristan, İtalya, Fransa, Letonya, ABD başkanlarıyla da ayaküstü görüşmeleri olduğu belirtildi. Zirve bağlamında futbolunda konuşulduğu belirtilen açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa’yı tebrik ettiği, Merkel’e ise üzüntüsünü dile getirdiği aktarıldı. Portekiz başbakanı da ikili ilişkiler, yatırımlar  ve futbol meselelerinin konuşulduğu kaydedilirken, Ukrayna konusunda son dönemde geliştirilen olumlu ivmenin devam ettirilmesi, ekonomik, siyasi, ticari işbirliğinin arttırılması konusunda mutabık kalındığı belirtildi. 90 günlük vize konusunun karşılıklı olarak kaldırıldığı ve bu kararın da uygulamaya başlandığı iletirlerken, bu durumdan duyulan memnuniyet ifade edildi. Azerbaycan’la hem ikili ilişkiler hem de Yukarı Karabağ sorunun çözümü ele alındığı kaydedilirken, Aliyev’in son gelişmelerle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bilgi verdiği aktarıldı. Aliyev’in olumlu bir ivme yakalandığı görüşünde olduğu aktarılırken, Lavrov’ıun Bakü’ye bir ziyaret gerçekleştireceği ve Aliyev’in bu ziyaret çerçevesinde sorunun çözümü noktasında olumlu gelişmeleri sağlayacağı yönünde bir beklentisinin bulunduğu ifade edildi.
 
Bosna Hersek Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşmede ülkenin NATO üyeliğinin ele alındığı ve ağır yürüyen bir sürecin olduğu bu süreci de Bosna tarafının hızlandırması gerektiği belirtildi. Türkiye’nin bu sürece destek vereceği de ifade edilirken, Erdoğan’ın Hırvatistan Cumhurbaşkanı ile de kısa bir görüşme gerçekleştirdiği kaydedildi. 1-2 hafta içinde İstanbul’da Bosna Hersek- Türkiye- Hırvatistan üçlü görüşmesinin planlandığı kaydedilirken, Finlandiya Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşmede Finlandiya Cumhurbaşkanının Türkiye ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiği aktarıldı. Putin’in Finlandiya ziyaretine dair bilgi verdiği dile getirilirken Finlandiya Cumhurbaşkanının Rusya’nın Finlandiya için önemli bir komşu olduğunu belirttiği aktarıldı.
 
  “Yoğun temaslar gerçekleştirildi”
 
  Erdoğan’ın Yunanistan Başbakanı Çipras’la bir araya geldiği kaydedilen açıklamada, somut bazı projeler olduğu ve bunların hayata geçirilmesi, Ege Denizi’nde yaşanabilecek sorunların önüne geçeceği vurgulandı. Kıbrıs meselesinin gündeme geldiği belirtilirken, olumlu bir ivme yakalandığı ve bu ivmenin sürdürülmesi için hem Türkiye’nin hem de Yunanistan’ın desteğinin devam etmesi dile getirildi. İngiltere Başbakanı Cameron ile yapılan görüşmede, Brexit konusunun ele alındığı belirtilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İngiliz halkının kararına saygı duyulduğunu ancak, İngiltere’nin AB’den ayrılmasının Türkiye’yi hayal kırıklığına uğrattığı ve bu durumdan duyduğu üzüntüyü dile getirdiği ifade edildi. Kararın AB’nin bütününün etkilediği ancak İngiltere’nin Türkiye’nin AB’deki en önemli destekçisi olduğu ve bu desteğin kaybedildiğini belirtildi. Cameron’un ise AB’den ayrılmama yönünde kampanya yürüttüğünü ancak referandumun bu şekilde sonuçlandığını ve bundan sonra da milletvekili olarak yürüteceği görevi sırasında Türkiye’ye olan desteğini sürdüreceğini dile getirdiği bildirildi. İngiltere’nin AB’den ayrılmasına rağmen Türkiye ile ilişkilerinin devam edeceği, 20 milyar dolar ticari hedefin bulunduğu ve bu hedefe ulaşılması noktasında gerekli adımların atılacağı kaydedildi. Görüşmede iç siyasetin ele alındığı, Cameron’un 9 Eylül’de istifa edeceği ve yerine kimin geleceği konusunun da konuşulduğu bildirildi.
 
  Merkel’le yapılan görüşmede ise NATO konularının etraflı bir şekilde ele alındığı, AB -Türkiye arasındaki anlaşmanın ulaştığı noktadan duyulan memnuniyetin dile getirildiği bildirildi. Hem Cameron’un hem de Merkel’in bunun önemli bir başarı hikayesi olduğunu ve devam ettirilmesi gerektiğini dile getirdiği bildirildi. Merkel’in Türkiye’ye yürekten teşekkür ettiği bildirilirken, sözde Ermeni tasarının gündeme geldiği ve Türkiye’nin bu konudaki hayal kırıklığını ve üzüntüsünü dile getirdiği ifade edildi. Merkel’in bu kararın Türk-Alman ilişkilerine gölge düşürmemesi için gerekli hassasiyetin gösterileceğini ifade ettiği kaydedilirken, özellikle ikili ilişkileri gölgelememesi yönünde kararlı olunduğu kaydedildi. Alman Savunma Bakanlarının İncirlik’i ziyaret ettiği ve Savunma Bakanı ile görüşüldüğü bildirilirken, bu çerçevede ikili ilişkilere zarar vermeyecek şekilde bu sürecin yürütülmesi konusunda mutabık kalındığı bildirildi.
 
  “AWACS’lar bir adımdır ancak yeterli değil”
 
  Yapılan oturumlar terör meselesi, Suriye kaynaklı tehditlerin hem Türk hem de diğer yetkililer tarafından gündeme getirildiği ifade edilirken, bunun bir süreç olduğu belirtildi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ayak üstü gerçekleştirdiği görüşmesinde Türkiye’nin hassasiyetlerinin farkında olduklarını ve müttefiklerin Türkiye’nin savunmasına daha fazla katkı vermesi konusunda kendisinin de gerekli girişimlerde bulunduğunu ifade ettiğini belirtildi. Stoltenberg’in bu konudaki istişareleri devam ettireceğini dile getirdiği bildirilirken, bununla ilgili somut adımların beklendiğini söyledi.
 
  AWACS kararlarının bir adım olduğu ancak yeterli olmadığı aktarıldı. Bölgede daha fazla güvenlik çemberinin oluşturulması gerektiği, çünkü bunun sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda NATO’nun da güvenliği odluğu bildirildi. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İtalya Başbakanı Matteo Renzi ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile ayak üstü bir görüşmesinin olduğu bildirilirken, görüşmelerde belli askeri ortak eylem planının konuşulmadığını ama terörle mücadele de ortak hareket edilmesi  gerektiği ve Avrupa’nın güvenliğinin Türkiye sınırlarında ve ötesinde başladığı konusunda bir fikir birliği olduğu belirtildi. ittifakın bundan sonra atacağı adımların, ülkelerin bireysel katkılarının gelecek günlerde görüleceği bildirildi.
 
  Büyükelçinin geri çekilmediği istişare için çağrıldığı bildirilirken, ilişkilerin sözde Ermeni tasarı kararından etkilenmemesi için alman hükümetinde de bir kararlılık olduğu ve bunun Türkiye için memnuniyet verici olduğu vurgulandı ancak. Bu durumun haksız, hukuksuz kararın gerçekliğini ortadan kaldırmadığını, böyle bir karar verildiği ve Türkiye’nin de buna tepkisiz kalmasının mümkün olmayacağı belirtildi. Öte yandan, yeni büyükelçinin atandığı bildirildi.
 
  Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile ayaküstü bir görüşme yapıldığı belirtilirken ABD’de yaşanan olaylarla ilgili üzüntünün dile getirildiği bildirildi. Eşref Gani ve Abdullah Abdullah'ın, yapılan görüşmede, Türkiye’nin misyonuna devam ettiği için teşekkür ettiği bildirildi. Eğitim noktasında 60 milyon dolar civarında bir yardımın sağlanacağı kaydedildi.