Cumhurbaşkanı Erdoğan: 4-5 kilometre kaldı Afrin'e giriyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zeytin Dalı Operasyonu'na ilişkin Sakarya'da yaptığı konuşmada, ''Şu anda 4-5 kilometre kaldı. Afrin'e giriyoruz'' diye konuştu.

1

  Helikopter ile Bolu'dan Sakarya'ya hareket eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin il teşkilatının 6. il olağan kongresi öncesi alanı dolduran on binlerce vatandaşa hitap etti.

  2019 seçimleriyle birlikte Türkiye'nin yeni bir döneme geçeceğinin altını çizen Recep Tayyip Erdoğan, şöyle dedi:

  "Sakarya hamdolsun, yola çıktığımız günden bugüne bizi hiçbir zaman yalnız koymadı. Hep beraber olduk. Bu yolda yalnız yürümedik. Hep sizinle beraber yürüdük. Ve inanıyorum ki yine bundan sonra beraber yürüyeceğiz. Şimdi Mart 2019 Mahalli Seçimler var. Hazır mıyız? Kasım 2019 Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi seçimleri hazır mıyız? Bu bir kırılma noktası, Allah'ın izniyle 2019'daki bu iki seçimle birlikte Türkiye yeni bir döneme geçiyor. Alt yapısı artık hazır. İşte karşında. Ama ben burada sizden bugün bir şey istiyorum. Biz sadece ve sadece Rabbimin huzurunda rükuda eğiliriz. Beşer planında hiçbir gücün önünde bugüne kadar eğilmedik. İşte Afrin'deyiz. Niye Afrin'deyiz. O teröristlere biz ne dedik, 'Rahat durun.' Eğer rahat durmazsanız sizi deliklerinizde bile, inlerinizde bile boğarız dedik. Gabar'da boğduk mu? Cudi'de, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde boğduk mu? İşte şimdi Afrin. Öğlen civarı rakamları aldım. 3 bin 300 terörist etkisiz hale getirildi. Elhamdülillah iyi gidiyoruz. Daha iyi olacak. Şu anda 4-5 kilometre kaldı. Afrin'e giriyoruz. Nasıl ki Cerablus oradaki 2 bin kilometrekarelik alanı kontrolümüze alarak nasıl gerçek sahiplerine teslim ettiysek, 140 bin kişi geri döndü. Evlerine döndü. Topraklarına döndü. Biz işgalci değiliz, biz sadece ülkemize yan bakan o teröristleri kovalıyoruz. Onların peşindeyiz. Şimdi de Afrin'de o teröristleri kovalıyoruz. Askerimizle, polisimizle, jandarmamızla, güvenlik korucularımızla kovalıyoruz. Ve sağolsunlar çok ciddi bir mücadeleyle Özgür Suriye Ordusu ile beraber kovalıyoruz. Gelinen noktada tabii ki şehitlerimiz de var. Şehitlerimiz bir şeye inanıyor. 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler siz bilemezsiniz anlayamazsınız.' Onlar buna inanmışlar. Onlar bizi dinliyor. Peygamberler peygamberine komşular. Buna inananları ölüm korkutmaz, onlar ölümü korkuturlar. Rabbim bizlere de o makamı nasip etsin inşallah. Böyle yürüyeceğiz. İşte niye biz bu harekete 'Zeytin Dalı' dedik. Yani 'zeytin ve o emin beldeye yemin olsun' diyor ki Allah, şimdi bu beldeye öyle yürüyoruz. Emin adımlarla yürüyoruz. O emin beldeyi de sahiplerine adım adım teslim ediyoruz. Görevimiz bizim bu. Biz bugüne kadar soytarıların, alçakların, adilerin, PKK'nın, DAEŞ'in, PYD'nin, YPG'nin bekçiliğini yapmadık. Onlara bekçilik yapanları iyi tanıyoruz. Yanlış yapıyorsunuz dedik. Gelin bu mücadeleyi beraber verelim dedik. Ama onlar gittiler onlarla beraber oldular. 4 bin tır silah götürdüler. Hani dosttuk, NATO'da beraberdik. Ey NATO sen ne zaman bizim yanımızda olacaksın. Biz NATO'nun mensubu değil miyiz? Afganistan'a, Somali'ye, Balkanlara çağırdın geldik NATO üyesiyiz diye. Biz sözümüzde durduk ama siz sözünüzde durmadınız. Türk budur, Türk milleti budur. Siz sözünüzde durmuyorsunuz. Diğer ortaklar da ikili oynuyorlar kaçak oynuyorlar. Biz dik durmaya, dürüst olmaya devam edeceğiz. Bu işi de Allah'ın izniyle başaracağız."

 
   "Buradan gidince annelerinizin ayaklarının altını muhakkak öpün"

  Cennetin annelerin ayakları altında olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, annesiyle olan hatırasını da şöyle anlattı:

  "İri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Birbirimizi Allah için seveceğiz. Makam mevki, rütbe değil. Unutmayın her an ölümle beraber yaşayacağız. Ölecek miyiz, öleceğiz. Gideceğimiz yer ne kadar iki metreküp. Anamı gösterip de beni ağlatma dur. Analarınızın kıymetini iyi bilin. Annelerinizin ayaklarının altını da buradan gidince muhakkak öpün. Anam nazlanırdı ayağını çekerdi, çekince derdim ki ya ana cennetin kokusunu bana çok mu görüyorsun. Dur koklayayım orayı. Analar bu kadar kıymetli. Bu kadar önemli. Anne insandır biz ise insanoğluyuz. Bu kadar önemli bir fark var. Birileri Rabia'yı terör örgütünün işareti olarak biliyor. Bay Kemal. Rabia'nın içinde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet var. Bay Kemal. Bunun hangisi hoşuna gitmedi. Bu bizim Rabiamız. Rabia'da tek millet ne demek 81 milyon Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Roman'ıyla, Arnavut'uyla, Boşnak'ıyla tek millet. Tek bayrak. Şu bayrağımızın güzelliğine bak. Biz buraya 18 milyon kilometrekareden verdik verdik 780 bin kilometrekareye düştük. Nasıl oluyor da buralara düştük kimse bunun hesabını yapmıyor. 780 bin kilometrekarede kimse hesap yapmasın. Alnını karışlarız ve o hesabını da bozarız. Bu devleti de kimseye böldürtmeyiz. Dinimizi böldürtmeyiz. Ezanımıza dil uzatanların da dilini kopartırız. Muasır medeniyetler seviyesine çıkmak öyle lafla olmuyor Bay Kemal. El ele vereceksin, omuz omuza vereceksin. Bütün şartları zorlayacaksın. Sana hastaneleri verdiler batırdın bitirdin. Bununla da kalmadık yüksek hızlı trenler, şehir hastaneleri. Benim vatandaşım her şeyin en güzeline layık. İnşallah bunları yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz."