Star yazarı Esra Elönü’nün moderatörlüğünde, 24TV’de yayınlanan “Arafta Sorular”ın bu haftaki konuğu, sanatçı Coşkun Sabah oldu…
İlyas Salman’ın “bu akılsız halk” sözlerine tepki gösteren Sabah, “Bu çok büyük bir hakarettir. Türk halkına hakarettir. Ben bunu anlamak istemiyorum. Kabul etmek de istemiyorum. Bu çok büyük bir suçtur.” ifadelerini kullandı.
Esra Elönü, İlyas Salman’ın “Başkan Erdoğan’ın dünyanın en büyük ödülünü dahi verse gidip o ödülü almayacağını, çünkü ödülü bu ‘akılsız halkın’ verdiği oylarla aldı.” yönündeki sözleri hakkında Coşkun Sabah’ın düşüncelerini sordu.
Sabah, Elönü’nün sorusunu şöyle yanıtladı:
“Bu çok büyük bir hakarettir. Türk halkına hakarettir. Ben bunu anlamak istemiyorum. Kabul etmek de istemiyorum. Bu çok büyük bir suçtur. Biz sadece müziğimizi yapıyoruz. Sanatçı üretim yapar sanatçı müziğini yapar bunu taraf yapmaz. Bana 1995 yılında bir telefon geldi. Türk milli takımının Kanada milli takımıyla yapacağı maç öncesinde benden İstiklal Marşı’nı okumamı istediler. Sorduğunuz soruya bak. Tabii ki okurum. Fatih Terim ve futbolcu arkadaşlarla aynı uçakta gittik. Kanada milli marşını da Kanadalı şarkıcı okudu. Devletim benden ne isterse seve yaparım. Giderim. Kullandığımız bir cip var. 4,5 sene önce Suriye’de operasyon başlayınca beni Etiler Karakolu’ndan çağırdılar. İhtiyaç halinde cipimi vermemi istediler. Severek veririm diye imza attım.”
MESAM’A KAYYUM ATANMA KONUSU: “KÜLTÜR BAKANLIĞI’NDAN GELEN TELEFONU REFÜZE ETME ŞANSIM YOK. VATANA İHANETTİR”
Coşkun Sabah, konuya ilişkin, “Kültür Bakanlığı tarafından 3 sene MESAM’a kayyum atandık. Bir takım şeyler tespit edilmiş. Kültür Bakanlığı tarafından arandık. Benim bir müzisyen olarak Kültür Bakanlığı’ndan gelen telefonu refüze etme şansım yok. Vatana ihanettir. Kabul ettik. Sosyal medyada ilk linç onunla başladı.” diye konuştu.
MESAM’da yaşananları anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben MESAM'ın asıl üyelerinden MESAM'a para getiren bir sanatçıyım. Çünkü MESAM da bir işletme esasında. Oteller, restoranlardan, radyolardan yani teliflerden bir para geliyor. Ondan sonra bir dağılım oluyor. Bu bir işletmedir. Gelir gider dengesi diyelim buna. Herhalde ilk ona veya ilk on beşe girerim. 16-17 tane hitim, 95 tane bestem var. 95 bestenin hepsi MESAM kayıtlarında vardır. Hitler çok önemlidir Çünkü hitler MESAM’a daha büyük para getirir. Coşkun Sabah, Orhan Gencebay, Sezen Aksu, Yıldız Tilbe büyük para getiriyor. Bunlar baş tacı edilmesi gereken sanatçılardır. Çünkü bunlar MESAM kasasını dolduranlardır. Yani 15 kişi büyük para getiriyor oradan 9442 kişi nemalanıyor. Telif dağılıyor. Ben kayyum olmayı kabul ettiğim için büyük bir linç başlattılar. Sadece bana değil, tüm arkadaşlarıma… Arkadaşlarım Fuat Güner, İpek Acar, Vedat Çetinkaya, Turhan Taşan da var. Bunu politize etmenin bir anlamı yok. Son 10 yılda böyle bir merak oluştu. Şiddetle kınıyorum. Biz böyle bir ortamın içerisinde bulunduğumuz için çok üzgünüz. Sanatçıları linç edilmesine şiddetle karşıyım.”
“DEVLETİM ÇAĞIRDIĞINDA İKİ ELİM KANDA OLSA GİDERİM”
Esra Elönü: Üzerinizde Mahalle baskısı hissediyor musunuz?
Coşkun Sabah: Ben çağrıldığım zaman gittim. Reyhanlı'ya da gittim. Afrin’deki Mehmetçiğimize moral vermek için gittim. Ben devletçiyim. Devletim çağırdığında giderim. Devletimizi seviyorum. Bana hizmette bulunan devlet büyüklerimizi seviyorum. Askerimizi seviyorum. Türkiye'ye hizmet eden kim varsa onları seviyorum. Onların yaptıkları bütün faaliyetlere giderim. Mazeret bildirmem. İki elim kanda olsa giderim.
“BİR ŞARKIYI TELİFSİZ KULLANMAK, HIRSIZLIKTAN DAHA BÜYÜK SUÇTUR”
Esra Elönü: Şu an yeni şarkıcılardan şarkılarınızı isteyen çok vardır değil mi?
Coşkun Sabah: İstiyorlar da ben vermiyorum. Korumaya aldık.
Esra Elönü: Sizden habersiz alıp kullanma, öyle bir şey var mı?
Coşkun Sabah: Bir suç, yapamazlar.
Esra Elönü: Karşılaştınız mı, tabiri caizse “çalan” kişilerle?
Coşkun Sabah: 1987 yılında bir korsan kasetim çıktı. Kuşadasın’da bir arkadaşımın oğlunun sünneti vardı, konseri yaptım. 20 gün sonra bir de baktım Coşkun Sabah’ın konser albümü. Ben albüm yapmadım dedim. O zamanki şoförümü kafaya alıp tüm konseri kayda alıp sattılar. Çok para kazandılar üzerinden. Şu anda yasalar var ve AB kriterlerine göre hep güncelleniyor. Dünyada telif çok önemlidir, bir şarkıyı telifsiz kullanmak hırsızlıktan daha büyük suçtur.
“BESTE VE ŞARKI YAPMAYA OTURDUĞUM ZAMAN, EKONOMİNİN E'Sİ AKLIMA GELMEZ”
Esra Elönü: Siz ülkesini seven bir sanatçı olmanın bedelini nasıl ödüyorsunuz?
Coşkun Sabah: Son yıllarda özellikle sanatçıları gruplaştırma sevdası da çok bariz bir şekilde oluştu. Bunu inkar edemeyiz. Halbuki hiç bir sanatçı buna muhatap değildir. Müzik ruhun gıdasıdır. Bir besteci ve şarkıcı olarak, Türk halkına verdiğimiz bir hizmet var ortada. Şarkılarımız Türk halkı için... Beste ve şarkı yapmaya oturduğum zaman, ekonominin 'e'si aklıma gelmez. Bu şarkı Türk halkının kalbine girecek mi, Türk halkı bu şarkıyla mutlu olacak mı, 82 milyon bu şarkıdan etkilenecek mi? Bunları düşünürüm. 'Para pul', 'ne kadar gelecek?' gibi şeyler hiç aklımızda yok.
“MUTASYON SADECE KORONADA YOK. DEMEÇLERİN MUTASYONU VAR”
Esra Elönü: Sanatçılar zor durumda gibi bir terim kullandınız. Bu nasıl oldu?
Coşkun Sabah: Mutasyon sadece koronada yok. Demeçlerin mutasyonu var. 'Ekonomik olarak bu süreç sizi etkileyecek mi?' diye soruldu. Gayet insani ve mantıklı bir açıklama yaptım. '4-5 ay etkilemez ama sonrası tabii ki etkiler. Hazıra dağ dayanmaz' dedim. Şimdi benim dediğime geldik. Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçılara bir fon ayırdı. E ne oldu? Benim derdim konuşmamda değil. Ertesi gün, bir gün sonra bu konuşmalar mutasyona uğruyor. Söylediklerimi ilginç hale getirmek için alıyor 'Coşkun sabahtan flaş açıklama: Geçinemiyorum' başlığı atıyor. Yok ya! Ben böyle bir kelime söylemedim. Ama ilginç olacak ya, nasıl okutacak yoksa o haberi... Ağzımızdan çıkmayan bir kelimeyi ilginç bir hale getirmek için yapıyorlar bunu...
“MÜZİK BİZE MİRAS”
Esra Elönü: Evde ilk sesininizn güzelliğini kim fark etti?
Coşkun Sabah: Biz müzisyen bir aileyiz. Rahmetli babam amatör bir UDİ’dir. Gündeydoğu’da, Doğuda genelde hobi olarak her evde Ud veya Cümbüş vardır. Darbuka zaten her evde var. Darbukayı da Diyarbakır’da kadınlar çalar. Sonucunda bir Müzisyen aile olduğumuz için, abim Bülent Sabah Avustralya’da yaşıyor küçük kardeşim Taşkın Sabah çok değerli bir aranjördür. Müzik bize miras. Bu söylemlerde tekrara düşüyoruz gerçi ama daha önceki söylemleri takip edenler aynı şeyi söylüyor falan da demesin çünkü her programın ayrı bir izleyici kitlesi var. Biz dünyaya müzik yapmak için gelmişiz, annemizin karnından doğarken zaten kabiliyetimizle doğmuşuz. Udumuzla, besteciliğimizle… Üçüncü kariyerimdir Benim şarkıcılığım hep öyle adlandırırım. Birinci kariyer UDİ’liğime veririm. İkinci kariyerim besteciliğimdir. Besteciliğime toz kondurmam. 16-17 tane hit’im hayatımın en büyük gururudur…
Coşkun Sabah, programda, 24 TV seyircilerine özel canlı performans “Sen Bambaşkasın eserini seslendirdi.