CHP'li milletvekilinin saldırısına uğrayan Ülke TV muhabiri Aksam.com.tr'ye konuştu: “Beni aradı, buldu, yolumu kesti, üzerime yürüdü”

CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek ve makam şoförünün tepki göstererek üzerine yürüdükleri Ülke TV muhabiri Sevgi Deniz, Aksam.com.tr'ye konuştu. Yaşadıklarını anlatan Deniz, “CHP'li vekil yaptığım haberleri izleyince bölgede beni arıyor, buluyor, yolumu kesiyor, karşıma dikiliyor... ‘Sen beni provokatör ilan ettin.' diyerek hem şoförü hem de kendisi üzerime yürüdüler.” sözlerini kullandı.

Aksam.com.tr

Hasan Selçuk Turan

Manavgat'taki yangın bölgesinde alevlere herhangi bir uçağın müdahale etmediğini iddia eden CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek ile Ülke TV muhabiri Sevgi Deniz'in tartışması gündeme oturdu. Zeybek'in manipülasyonunu ortaya çıkaran muhabir Sevgi Deniz, milletvekilinin hakaretlerine maruz kaldı.

Aksam.com.tr'den Hasan Selçuk Turan'a konuşan Ülke TV muhabiri Sevgi Deniz, CHP Antalya Milletvekili Rafet Zeybek'le yaşadıkları gergin anları anlattı.

"Provokasyonlara şahit oluyoruz"

Hasan Selçuk Turan: Merhaba Sevgi. Orada ne oldu? Öncelikle bize yapmakta olduğun haberden itibaren neler yaşadığını anlatır mısın?

Sevgi Deniz: Türkiye'nin pek çok noktasında hala devam eden yangınlar var. Ama ne yazık ki bu bölgelerde provokasyon çalışmalarına da şahit oluyoruz. Bu başıma gelen tatsız olaydan sonra öncelikle ben adli süreçten bahsetmek istiyorum. Dün aracı kullanan şoför, şahsın kimliği belirsiz henüz, kimliği tespit edilecek. Benim üzerime doğru yürürken, elindeki o araç anahtarını bana doğru tutarak yürüdüğü bir an var videoda. Cumhuriyet savcılığı tarafından "kasten yaralamak" suçundan bir dosya açıldı ve bu şekilde fezlekeye sunuldu. Yapılan sözlü hakaretler var ve benim üzerime doğru saldırı girişiminde bulunulduğu anlar var. Dolayısıyla her türlü önlem amaçlı onlara yönelik bir uzaklaştırma kararı alındı.

"CHP'li Zeybek günlerdir çeşitli kanallara 'Devlet nerede?' diye röportaj veriyor"

Olayın aslına gelelim. Biz buradaki tüm sıcak gelişmeleri canlı bağlantılarla aktarıyoruz. 10 gün oldu, afet bölgesindeyim. Vatandaşların kanayan yarasına merhem olanlar da var, ne yazık ki yarasını daha fazla deşenler de var. Sayın Antalya Milletvekili Rafet Zeybek de günlerdir bölgede. Çeşitli kanallara röportajlar veriyordu. Uçak yok diye, yangın söndürme uçakları yetersiz, hani devlet nerede diye. Bu tarz röportajlar veriyordu. Tesadüfen denk geldim ben de. Merak ettim tabii ki; gazeteciyim, her anı görüntülemekle yükümlüyüm. Vatandaşların kendisinin bu tarz konuşmalarına tepki gösterdiğini gördüm. Çünkü gerçekten günlerdir ekipler dört bir yandan mücadele ediyor, inanılmaz bir dayanışma da var. Ben bu anlara da şahit oldum, Türkiye birlik oldu. Beraberliğin dayanışmanın ne kadar kıymetli olduğunu ben burada gördüm. Herkes elini taşın altına koydu.

"Yerel halk bana 'Bu adam doğruları söylemiyor, bizi konuşturun' dedi"

Mesleğim gereği ben CHP milletvekilinin röportaj verdiği noktaya gittim ve gördüm... Vatandaşlar da aslında onun zıddını düşünüyor çünkü bölgede gerçekten uçak var. Vatandaşlar benden talepte bulundu "Bizimle bir röportaj yapabilir misin?" diye, "Burada uçak yok diyor." diye. Bu arada kimse Zeybek'in milletvekili olduğunu da bilmiyor. Bana "Buradaki beyefendi röportaj veriyor ama doğruyu söylemiyor. Biz konuşmak istiyoruz, bizi konuşturun." dediler. Bu şekilde birkaç vatandaş geldi. Ben bu talebi geri çevirmedim tabii ki röportaj yaptık vatandaşlarla.

"CHP'li vekil beni bölgede aradı, buldu, yolumu kesti, karşıma dikildi"

Daha sonra, orada röportajı yaptığımız sırada sayın vekil bizim olduğumuz yere geldi. Tabii onun tezlerini savunmayan vatandaşlar olduğunu görünce o vatandaşlarla tartışmaya girdi, tartışma büyüdü ve biz de o esnada kayıttaydık, aktardık, haber yaptık. Sayın vekil tabii haberi izliyor, ertesi gün –yani dün- sayın vekil bölgede beni arıyor. Buluyor. Yolumu kesiyor. Karşıma dikiliyorlar. Bana "Sen beni provokatör olarak ilan ettin.", "Sen oradaki o vatandaşları bilerek, o trolleri bilerek Almanya'dan getirttin ve üzerime saldın." diyor. Öyle iddiaları var. "Yalan haber yaptın." diyor. Bunun için karşıma dikildi, hesap sormaya kalktı. Zaten ortaya çıkan tepkisi... hem şoförü hem kendisi, iki kişinin üzerime gelmesi yüklenmesi bir anda, ikiye birdik orada.

"Şoförü elinde anahtarlıkla üzerime yürümeye başladı"

Hasan Selçuk Turan: Sen de karşılık verdin.

Sevgi Deniz: Tabii tabii. Sonra ne olduysa aramızdaki tartışma giderek büyümeye başladı. Ben de artık kabul edemedim. Çünkü orada uçak yok diyor. Göstermeye çalıştım kendisine. Sonra şey yapamadılar. Gitmeye başladılar. O sırada şoförü elinde o anahtarlıkla üzerime yürümeye başladı. Orada etraftaki meslektaşlarım da destek vermemiş olsa veya orada kimse olmasa daha farklı bir durumla karşı karşıya kalacaktık.

Hasan Selçuk Turan: Orada sen vardın, kameramanın vardı, başka kim vardı?

Sevgi Deniz: Basın arkadaşlarım vardı. Yerleşik vatandaşlar da vardı. Kamera orayı görmemiş, sadece olayı görmüş ama biz sonradan röportaj da yaptık o vatandaşlarla. Bire bir olaya şahit olduklarını zaten dile getiriyor onlar.

MANAVGAT'TA YANGININ DURUMU

Hasan Selçuk Turan: Çok geçmiş olsun tekrar. Manavgat'ta durum ne şu anda? Orada orman ekipleri, yangın söndürme ekipleri canla başla çalışıyor. Alevler arasında kalmak pahasına bulunduğu bölgeyi terk etmeyen işçinin sesini hepimiz duyduk. Marmaris'ten iyi haber geldi. Manavgat'ta da çoğunlukla kontrol altına alındığı bilgisi var. Sen ne dersin?

Sevgi Deniz: Büyük ölçüde kontrol altına alındı. Manavgat'ta 10. gündeyiz, yangının ana merkezi burası. Gündoğmuş'ta devam eden bölgeler var. 3 bölgede devam ettiğini biliyoruz. O noktada şehir merkezine kadar indi yangın ama kontrol altında tutuluyor. Belirli bir noktaya gitti ama tamamen şehir merkezini sarmadı. Ekiplerin yoğun bir müdahalesi var. Geceden beri yoğun bir çalışma var. 4 gündür Kızıldağ'da bulunuyorduk biz, oradan yayın yapıyorduk. Çünkü artık yangının en aktif olduğu yerlerden biriydi. Ama bugün öğrendiğimiz kadarıyla artık Kızıldağ da kontrol altına alındı. Dün gece de zaten o anlara şahit olduk. Ama ne yazık ki günlerdir yangın başladığından beri çok şiddetli bir rüzgâr var. Dolayısıyla tam anlamıyla kontrol altına alındı diyemiyoruz hala. Her an şiddetini artırabiliyor. Küçük bir kıvılcım da orman yangınlarına sebep olabiliyor. Ekipler yine de bölgede hem havadan hem karadan etkili müdahalelerde bulunuyor. Bir de yangınlar çok sarp bir noktada çıkabiliyor. Alevler daha çok dağlık, ormanlık alanlarda devam ediyor. Dolayısıyla karadan müdahalelerin zor olduğu durumlarda bu kez havadan müdahaleler yapılıyor. Su kapasiteleri artırılarak yangın söndürme helikopterleri ve uçakları o noktalara intikal ediyor.

Soğutma çalışmaları devam eden bölgeler de var. Tamamen kontrol altına alınan köyler, yerleşim yerleri, oralarda da yıkım çalışmaları başladı. Yıkımlar bitince inşalar başlayacak. Yanan alanlara ağaçlandırmalar yapılacak. Yavaş yavaş ekipler o noktalarda etkin olmaya başladı. Artık rüzgâr şiddetini artırmadıkça inşallah kontrol altına alınacak.

"Yangın bölgelerinde masum olmayan insanlar var"

Hasan Selçuk Turan: Sahadaki bir haberci olarak, yangın bölgelerinde yaşanan dezenformasyon, manipülasyon ve provokasyonlar hakkında ne düşünüyorsun?

Sevgi Deniz: Yangına hızla müdahale edildikçe bir yandan da provokasyon çalışmalarıyla mücadele var. En azından basın olarak ben şunu söylemek istiyorum. Gazeteci olarak ben gönlümce haber yapamıyorum bölgede. İnsanlar evet çok hassaslar, çok gerginler, burada tarım arazilerini kaybettiler. Hayvancılıkla uğraşıyorlar, her şeyini kaybettiler. Dolayısıyla hassaslar. Biz onların yanlarındayız. Onların acılarını paylaşıyoruz, öyle aktarıyoruz. Ben bu insanların masum olduğunu biliyorum. Ama bir de masum olmayan insanlar var. Zaten benim bu duruşum onlara. Yayınımızın burada sabote edildiği oldu. Kayıt esnasında olmayan anlarda saldırıya da küfre de maruz kaldık. Mikrofonu uzattığımız an ağır hakaretler duyuyoruz zaman zaman. Dolayısıyla şu an biz mikrofon uzatmaya da çekinir olduk.

"Yaşadığım bu son olay herhalde bir patlama noktasıydı"

Ben inanıyorum ki o provokasyon çalışmaları bölgede, hani bu yangının bir sabotaj olduğunu biliyoruz artık, bir yandan da bu provokasyon çalışmaları hızlı bir şekilde yürütülüyor bölgede. Vatandaşları ne kadar çok devlete karşı kızıştırırız, nasıl ortalığı karıştırırız, insanları birbirine nasıl düşürürüz... bir yandan da bunun çalışmaları var. Basın olarak ne yazık ki bizi de bu oyunlara alet etmeye çalışıyorlar. Şahit olduğum noktalardan sonra artık bu son yaşadığım olay da herhalde bir patlama noktasıydı. Çünkü biz günlerdir burada bu sıkıntıyı yaşıyoruz.