Ceza Merih'in şahsına değil Türkiye'ye verildi

Başkan Erdoğan, milli takımın genç bir kadroya sahip olduğunu belirtti, “Hedefimiz Dünya Şampiyonası” dedi. Erdoğan, UEFA'nın Merih Demiral'a Bozkurt işareti yaptığı gerekçesi ile verdiği karar için ise “Tamamen siyasi, izahı mümkün değil, vicdanları karartmıştır” ifadesini kullandı.

Türkiye-Hollanda maçını Berlin'de statta izleyen Başkan Erdoğan, Almanya dönüşü, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

UEFA'NIN BOZKURT KARARI: Bu maç UEFA'nın Merih Demiral hakkında alelacele aldığı haksız kararın da gölgesinde oynandı. UEFA'nın Merih'e verdiği 2 maç men cezası şampiyonaya ciddi manada gölge düşürdü. Bunun izahı mümkün değil, tamamen siyasi bir karar. Bu karar vicdanları karartmıştır.

HOLLANDA'YA KÖK SÖKTÜRDÜLER: Tüm bu olumsuzluklara rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne adeta kök söktürdü. Heyecan verici, kıran kırana geçen bir müsabaka izledik. İlk golü çok erken attık, uzun süre maçın kontrolünü elimizde tuttuk. Maçın özellikle son on dakikasında birkaç önemli gol fırsatından da istifade edemedik. Hatta ben bir hakem değilim ama adeta futbol topunu kucaklayıcı bir tavır içerisinde olan Hollandalı futbolcu karşısında, hakem pozisyonun yakınında olmasına rağmen, biz penaltı beklerken o penaltıyı da vermedi. Millilerimizin bütün gayretlerine rağmen yarı finale yükselen ilk dört takım arasına maalesef giremedik. Ne diyelim, kısmet buraya kadarmış. Bütün bunların yanında da seksen bin kişilik Berlin Olimpiyat Stadı'nı bu denli dolduran gurbetçilerimiz heyecana heyecan kattı. Onlar "Türkiye" dedikçe biz de gururlandık, en az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık.

HEDEFİMİZ DÜNYA ŞAMPİYONASI

HEDEF BÜYÜTECEĞİZ: Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz. Genç bir milli takıma sahibiz. Milli takımımız kendilerine yapılan haksızlığa cevaplarını sahada oynadıkları muhteşem futbolla verdi. Sadece takımımız değil millilerimizi destekleyen taraftarımız da taşkınlığa prim vermeden Türkiye'nin ne kadar vakur bir ülke olduğunu, Türk milletinin de ne denli şerefli bir millet olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler.

BATI'NIN ZİHNİYETİ: Batı'nın bugüne kadar zihniyet itibarıyla bize yaklaşımı hiçbir zaman değişmemiştir. Bu ceza, Merih'in şahsına değildir. Aslında Türkiye'nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır. Bunun en güzel karşılığı da aslında bu maçtan bizim galip olarak çıkmamız olacaktı. Ben zaten inanıyorum ki bütün futbolcu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de bu aşkla, bu heyecanla sahaya çıktılar. Bunun en güzel karşılığı da aslında bu maçtan bizim galip olarak çıkmamız olacaktı. Ben zaten inanıyorum ki bütün futbolcu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de bu aşkla, bu heyecanla sahaya çıktılar. Onlara sahada güzel bir ders vereceklerdi ama ne yazık ki bu son 3-5 dakika içerisinde yakalanan pozisyonlar gole döndürülmüş olsaydı, oradan ağlayarak dönen onlar olacaktı. Maalesef olmadı. Artık şimdi 2026'da Dünya Kupası, 2028'de Avrupa Şampiyonası var. Şimdi bizim bunlara en güzel şekilde hazırlanarak, Montella'nın da dediği gibi inşallah bunların rövanşını orada alma şansımız var. Böyle de bir ekip inşallah hazırlandı.

FUTBOL AKADEMİSİ: Federasyonun yapısı, iki teknik kadroların kalıcılığı çok önemli. Şimdi bu kalıcılığı yakalayabilmek için de güzel bir tırmanış, genç bir ekip var. Dolayısıyla bu genç ekiple beraber, bir diğer taraftan da yönetim kadrolarını kalıcı kılmak suretiyle atılacak adımlardan ben netice alınabileceğine inanıyorum. Batı'da veya dünyada başarıyı yakalayanlar hep o kalıcı kadrolarla yakaladılar. Mesut Özil, Türkiye'de futbol okulu, akademisi kuruyor. Almanya'daki ve Real Madrid'deki yapıyı bizde oluşturmak istiyor. Böyle bir adım hakikaten atılırsa o yapı aynen bize geçerse, o zaman bırak sen 22 yaşı, 10-12 yaşlarındaki yavruların futbol sahasında yetiştiğini görürüz. Bunlar topa vurmaktan önce saygıyı sevgiyi bu akademide görecekler.

ARDA'YA FIRSAT VERMELİYİZ

MERT GÜNOK: Mert'in o refleksi (Avusturya maçı) ortaya koyması muhteşem bir şey. 35 yaşında bir kalecinin böyle bir refleks ortaya koyması anlatılır bir şey değil. Yani adeta yaylandı ve topu oradan çıkardı. Bir önceki maçta maalesef hakemlerin vurdumduymazlığı ortaya çıktı. Kalktılar sayılmaması gereken golü saydılar. Bir kalecinin biliyorsunuz altıpas, onsekiz içerisinde hatalı hareketi olmaz. Ona faulü yapan ortada zaten.

ARDA GÜLER: Şu anda 19 yaşında ama Arda 10 yaşın altında top oynamaya başladı. Allah gerçekten kendisine çok farklı kabiliyetler de verdi. Biraz sabretmek ve Arda'ya fırsat vermek gerekiyor. Mesela bugün şimdi 90 dakika oynadı. Top dağıtımları filan iyiydi. Hele hele duran toplarda, geriye attığı kornerlerde Arda müthişti. Kendisine telefon konuşmamda onu söyledim, dedim "al da at diyorsun ve top adrese gidiyor." Bugün de aynısı oldu. Uzun toplarda Arda ayrı bir kabiliyet. Şımarmadan, kararlı ve istikrarlı bir şekilde yola devam ederse Arda'dan Türkiye çok istifade eder. Şu anda bulunduğu Real Madrid takımı da çok istifade eder.

FERDİ'NİN İSTİKBALİ İLE OYNANAMAK LAZIM

FERDİ KADIOĞLU: Ben bu maçlarda görev alan futbolcularımızın hiçbirini birbirinden ayırt edemem. Hepsi de gerçekten ortaya kabiliyetlerini döktüler. Kalecimizden tut, sağ bek de sol bek de, orta saha da... Yani şimdi mesela bakıyorsun bir Ferdi Kadıoğlu'na, çok hırslı. Biz futbol oynadığımız zaman da hocamız bize derdi ki, "oğlum topu yiyeceksiniz." Top yenir mi? "Yiyeceksiniz." Yani bu ne demek? Hırsını ortaya tam manasıyla koyacaksın. Ferdi'de bu var. Topu aldığı zaman, söktüğü zaman geriden forvete katılması çok çok sağlam. Şimdi onunla ilgili bazı rakamlar konuşuluyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Morinho, 'gidemez' dedi. Ferdi'nin de istikbaliyle oynamamak lazım.

HEPSİ SAHADA HAKKINI VERDİ

BARIŞ ALPER: Barış Alper de gayet iyi. Ondan sonra geride Abdülkerim stoper olarak oynadığı zaman iyiydi. Libero olarak oynadığı zaman yine iyiydi. Ama bir şey söyleyeceğim. Şimdi mesela Portekiz'de özellikle libero olarak Beşiktaşlı Pepe. Şu anda 41 yaşında. Yani 41 yaşında bir adam geri dörtlüden orayı nasıl koordine ediyorsun? 50 metre, 60 metre, 70 metre, topları dağıtması olayı rastgele olay değil. Ronaldo 38 oldu o da aynı. Mesela Ronaldo'nun en çok dikkatimi çeken özelliği, hava toplarındaki hakimiyeti. Milli takımımızda "şu daha iyidir, bu değildir" diyeceğim hiçbir futbolcumuz yok. Hepsi de sahada işin hakkını verdi. Hepsinin de gözlerinden öpüyorum. İşte bu deneyimleri 2032'ye yansıtacağız. Orada da İtalyanlarla dayanışmamız çok çok önemli. Zaten İtalyanlarla beraber bu işi üstlenmek biraz altyapı sebebiyle, tesisler sebebiyle oldu. O zaman Montella İtalyan olarak yine görevinin başında olursa işimiz herhalde daha kolay olur.

YABANCI KONTENJANI: Yerli futbolcularımızın önünü açmak lazım. Ben çok fazla yabancının olmasını milli futbolumuz için doğru bulmuyorum. Yoksa futbolcu nasıl yetişecek? Yoksa kulüplerimizin altyapılarından, Başakşehir Akademi gibi, Mesut Özil'in kuracağı akademi gibi yerlerden yetişecek olan 10 yaşın üstü çocuklarımız için bu kapı açık olmaz. Buna fırsat vermemek lazım. Yani belli bir sayı özellikle piyasa oluşturma bakımından isabetli olabilir. Çok sayı da piyasayı öldürür. Buna fırsat vermeden kapıyı açmakta fayda var.

MONTELLA KENDİNİ İSPATLAMIŞ

MONTELLA: Her teknik direktörün savunulan yanı olur. Hatasız insan olmayacağı gibi tabii ki hatasız teknik direktör de olmaz. Basketbolda, voleybolda da koçlar var onlarda da durum aynı. Montella bir defa kendini zaten ispatlamış bir insan. Şimdi bugün hemen saldırmaya başlamışlar. Neymiş? Değişiklikleri zamanında yapmamış. Yok artık bırak da yani onu da o yapsın. Yok 60'ıncı dakikada olması lazım işte, niye 60'ıncı dakikada olmamış? Ya bunlar söylüyorlar. Yani ben işin bu yanında değilim. O kendini zaten ispatlamış bir isim. Dolayısıyla da elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor, yapıyor. Galip geldiği zaman takım Montella iyi, mağlubiyet olduğu zaman kötü. Bunlar şık şeyler değil. Hele hele bir Cumhurbaşkanı olarak bana hiç yakışmaz. Biz sadece "elinden geleni yaptı" dedik. Şimdi bundan sonra ne konuşuluyor? ilk beşte deniliyorsa demek ki bir yere varmış.