Sabah gazeyesinden Abdurrahman Şimşek, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın 2 Ekim 2018'de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden hemen sonra ulaştığı ve bugüne dek tamamı hiç ortaya çıkmamış infaz ânının ses kayıtlarının dökümünü dünya kamuoyuna ilk kez açıklıyor. Bu tapelere göre, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu binası içindeki konuşmalardan biri saat 13:02'de -Cemal Kaşıkçı'nın binaya girmesinden yalnızca 12 dakika önce- Müzakere Grubu'nun lideri Mahir Abdülaziz Mutreb ile Kaşıkçı'nın cesedini parçalayan adli tıpçı Salah Muhammed Tubeyki arasında gerçekleşti.
'KESMEYİ İYİ BİLİRİM'
Cinayetle ilgili idamı istenen beş infaz timi üyesinden ikisi arasında geçen bu konuşma şöyleydi:
Mutreb: "Gövdeyi bir torbaya koymak mümkün müdür?"
'KURBANLIK HAYVAN GELDİ Mİ?'
Tubeyki bunları söylerken bir yandan da "Adli Tıp'taki amirim ne yaptığımı bilmiyor. Beni koruyacak kimse yok" diyerek Kaşıkçı'nın cesedinin parçalama işinde üzerine kalacak sorumluluk için Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a dek uzanan dikey hiyerarşide koruma talep etti.
Konuşmanın sonunda Mutreb, 'Kurbanlık hayvanın' gelip gelmediğini sordu. 13:14'te infaz timinin bir üyesi "Geldi" dedi.
Kaşıkçı konsolosluğa girdiğinde ses kayıtlarına göre tanıdığı sanılan bir kişi tarafından karşılandı. İlk girişte Kaşıkçı'ya Başkonsolosun da orada olduğu söylendi. Konsolosluğun ikinci katındaki ofisine önce kibarca davet edildi. Şüphelenince kolundan çekildi. Bunun üzerine "Bırak, ne yaptığını sanıyorsun?" dedi.
Kaşıkçı odaya girer girmez Mutreb ona, "Gelin oturun. Sizi (Riyad'a) geri götürmek zorundayız. Interpol'den gelen emir var. Interpol geri gönderilmenizi talep etti. Sizi almaya geldik" dedi. Kaşıkçı buna karşılık, "Benimle ilgili bir dava yok. Dışarıda beni bekleyen nişanlım var" dedi.
SÜREKLİ 'KISA KESELİM' DEDİ
Bu konuşmalar esnasında kimliği belirlenemeyen ve muhtemelen sorguda 'kötü polis'i oynayan infaz timi üyesi (Mutreb değil, başka biri) Kaşıkçı'ya defalarca "Kısa keselim" dedi.
Saat 13:22'de, Mutreb, Kaşıkçı'nın telefonları olup olmadığını sordu. Kaşıkçı "İki telefonum var" dedi. Mutreb, "Hangi marka?" sorusunu yöneltince Kaşıkçı "iPhone" diye cevap verdi. Kaşıkçı'nın katline uzanan son on dakika içindeki bu konuşmaların devamında karşılıklı olarak şu diyaloglar yaşandı:
KAN DONDURAN KONUŞMALAR
Mutreb: "Oğlunuza bir mesaj gönderin."
İlaç verildikten sonra Kaşıkçı, kendini kaybetmeden önce "Ağzımı kapatmayın" dedi. "Astımım var. Yapmayın, beni boğacaksınız."
İşte bu, Kaşıkçı'nın son cümlesi oldu. Zira celladı artık başına, onu boğacak poşeti geçirmişti. Ses kayıtlarına göre bunun ardından boğuşma sesleri ve boğuşma sırasında infaz timi üyelerinin "Uyudu mu?", "Kafasını kaldırıyor.", "İtmeye devam et.", "Bastır iyice." şeklindeki konuşmaları duyuldu.
Kaşıkçı son nefesini vermeden önceki anların kayıtlarında itişip kakışma ve derin nefes alıp verme sesleri duyuldu. Ardından postmortem, yani ölüm sonrası ceset parçalama işleminin sesleri işitilmeye başlandı. Saat tam 13:39'da otopsi testeresi sesi duyulmaya başlandı. Bu vahşi işlem yarım saat sürdü.