2020'de koronavirüsün ardından öne çıkan başlıklardan biri de Afrika'dan Hindistan'a kadar geniş bir coğrafyayı etkisi altına alan çekirge istilaları.
Birleşmiş Milletler, Nisan ayı başında yaptığı uyarıda bahar aylarının yağmurlu geçmesi durumunda Doğu Afrika'da çekirge istilalarının 20 kat büyüyebileceğini belirtmişti. BM bu açıklamayı yaptığında Doğu Afrika son 25 yılın, Kenya ise son 70 yılın en kötü çöl çekirgesi istilasını yaşıyordu.
Bunun sebebi ise bölgede bir önceki yıl zaten oldukça yağışlı geçmişti. 2019'un yazından itibaren Avustralya'da yüzlerce gün süren yangınlar vardı. Hint Okyanusu'nun öte yanında bulunan Doğu Afrika'da ise aşırı yağışlar nedeniyle sel baskınları yaşanıyordu.
HİNT OKYANUSU DİPOLÜ
Binlerce uzaklıktaki bu iki bölgenin ekstrem felaketlere maruz kalması ilgisiz görünse de bilim insanları konuya farklı bir açıklama getiriyor. Hint Okyanusu Dipolü adı verilen doğa olayı hem yangını hem selleri tetikleyen bir fenomen olarak öne çıkıyor.
Hint Okyanusu Dipolü, 1999 yılında keşfedildi ancak uzun yıllardır hareketlerini sürdürüyor ve bilim insanları bu hareketlerin öngörülemez olduğunu düşünüyor. Hint Okyanusu'ndaki sular rüzgarlar yardımıyla Doğu Afrika ve Avustralya arasında seyahat ediyor. Suyun ilerlediği yönde sıcaklık artarken diğer tarafta düşmesi Hint Okyanusu Dipolü olarak adlandırılıyor.
YAĞIŞLAR ARTTI
2019 ve 2020'yi başta Doğu Afrika ve Avustralya açısından daha kötü hale getiren temel şey ise iklim değişikliği. Şimdiye kadar ölçülen sıcaklık değişimi 1 santigrat dereceydi. Araştırmalara göre küresel ısınma nedeniyle orta çıkan ısının yüzde 93'ü okyanuslar tarafından emiliyor. Hint Okyanusu'nun batı tarafı ise diğer bütün tropik sulardan daha fazla ısınıyor.
Ancak 2018 yılında sıcak sular Afrika'nın doğusuna doğru hareket ettiklerinde okyanusun sıcak ve soğuk tarafı arasındaki sıcaklık farkı 2 santigrat dereceye çıktı. Daha sıcak su daha fazla buharlaşma ve bu nedenle daha fazla yağış anlamına geliyor.
Bu fark Doğu Afrika'da şiddetli fırtınalar olarak bilinen siklonların oluşmasına, Avustralya'da ise yaz aylarının beklenenden daha kurak geçmesine neden oldu. Arap Yarımadası'nde bile bir yıl içinde iki kez siklon görüldü. NASA verilerine göre bölgede iki siklon olayı arasında çoğu zaman uzun yıllar geçiyor.
YAĞIŞLAR FELAKETİN HABERCİSİ
Doğu Afrika'daki bu aşırı yağışlar çöl çekirgelerinin üremesi için uygun ortamı oluşturdu. Bilimsel adı Schistocerca gregaria olan çöl çekirgeleri için en uygun ortam adından farklı olarak toprakla havanın nemli ve sıcak olduğu alanlar.
Normal şartlar altında çekirge yumurtaları çok uzun süre doğada kalabilse de içinden yeni yavruların çıkması o kadar kolay olmuyor. 2018 yılından itibaren bölgenin sıcak ve yağışlı olması çekirge nüfusunun artmasını sağladı.
YILDA DÖRT KEZ ÜREDİLER
Üç aylık ömürleri olan çekirgeler bu sayede yılda dört kez üreme imkanı yakaladı. Çöl çekirgeleri söz konusu olduğunda iki jenerasyon arasındaki nüfus artışı 20 katına kadar çıkabiliyor. Bu da bölgedeki çekirge nüfusunun 2 yıl içerisinde 8 bin kat artmasını sağladı.
2020'ye gelindiğinde Doğu Afrika'dan Hindistan'a kadar yayılmış milyarlarca çekirge yaşıyordu. Büyük sürülere dönüşen bu canlıların her biri iki gram ve bir gün içerisinde kendi ağırlıkları kadar yemek yiyebiliyorlar. 100 milyar çekirge hergün milyonlarca ton besin tüketiyor.
Ayrıca tarım ürünlerini hedef alan diğer canlılara göre çekirgeler çok daha uzun yolculuklar yapabiliyor. Bir sürü gün içerisinde 150 kilometre uzaklığa hareket edebiliyor.