Can kardeşlere şükran mektubu

TÜRKÖK vasıtasıyla donörlerden ilik nakledilen binlerce hasta hayata tutundu. Birbirlerini sadece mektuplardan tanıyan can kardeşlerin yazdığı satırlara AKŞAM ulaştı. 

BÜLENT ŞANLIKAN

Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi, kurulduğu 2015 yılından bu yana 580 bin donöre ulaştı. Merkez sayesinde binlerce kişi nakil bekleyen hastalara iliğini vererek hayatlarını kurtardı. TÜRKÖK bir yandan da can kardeşliğine vesile oldu. Bağışçılarla hastalar, birbirlerini sadece mektuplardan tanıyor. O mektuplar da nakilden 2 yıl sonra Sağlık Bakanlığı aracılığıyla gönderildiği kişiye ulaştırılıyor. Uygun görülürse görüşmelerine de müsaade edilen hastaların o güne kadar kendi aralarında yazdıkları minnet, şükür ve mutluluk gibi duygu dolu satırlara AKŞAM ulaştı. 

Hayatımı kurtaran gizemli kahramanım

“İnsanın hiç tanımadığı, gizemli bir kahramanı olması çok garip. 5 kardeşimin de benimle HLA uyumlu olmadığı haberini almıştık. 1 gün sonra geldi tam uyumlu donör bulunduğu haberi. Bu haberin benden çok ailem üzerindeki etkisi hala gözümün önünde. Havalara uçmak mı dersin? Gözlerindeki ışıltının tekrar aydınlanması mı? Yüzlerinde ki umudun tekrar canlanması mı? Menfaatsiz sevilmek gibisi var mı? Müthiş bir duygu. Sağolsun annem her kıldığı namazda finali seninle yapıyor. Bilsen seni ne kadar çok görmek, tanımak istiyor. Umarım bir gün kısmet olur. Sadece benim değil, ailemin ve sevenlerimin de kahramanısın.”

Keşke yanımda olsan da sana sımsıkı sarılsam

“...Bugün 29.06.2019, oğlum nakil olalı tam bir yıl oldu. Sayende herşey yolunda. Belki teşekkürlerden bıktın ama sana olan şükranlarımızı şimdilik bu şekilde ifade edebiliyoruz. Keşke yanımda olsan da sana sımsıkı sarılsam. İnşallah önümüzdeki yıl tanışmak kısmet olur. Bugün küçük erkekle işe geldik. ‘Sana kan veren ağabeye mektup yazıyorum, ona bir şey söylemek ister misin?’ dedim. ‘Onu çok sevdiğimi söyle’ dedi. Görüşmek ümidiyle...” 

Kabuğunu kırıp özgür olacaksın

“...Sana ulaşmaya cesaret edebilmek benim için büyük bir adım. Ve diyorum ki asıl cesaret senin bulunduğun odada. Hep savaş. Zordur, sıkıcıdır, isyankârdır biraz. Ama değişmenin ta kendisidir. Sen hayatımda gördüğüm en güçlü ıstakozsun. Savaşmaya devam etmeyi kabullendiğin sürece böyle kalacaksın. Bu zor dediğimiz zaman var ya, işte o seni asıl sen yapacak. Bu kabuk kırıldıktan sonra özgür olacaksın. O zaman tüm maviler senin olacak.”