Bu sene 2019 kar yağışı var mı, ne zaman yağacak 2019'da kar yağacak mı, son dakika kış nasıl geçecek? Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek'in önümüzdeki kış mevsimi hakkında yaptığı değerlendirmenin ardından 'kar' tartışmaları başladı. Tek'in açıklaması "kar yağışı ihtimali zayıf" şeklinde yorumlanmıştı. Prof. Dr. Orhan Şen ve Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'ndan bu tartışmaya ilişkin önemli açıklamalar geldi. İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen konu hakkında sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. Şen, şu ifadeleri kullandı: "Verilerin istatistik değerlendirmesinden fiziksel bir sonuç çıkartmak olmaz. Fiziksel davranışlar verilerin istatistiğini verir. Örnek: İstanbul'da 250 yılda bir büyük (7 üzeri) deprem olur" dersek istatistiksel tahmin yaparız ama bunun fiziksel bir anlamı vardır. Bu yılda 2 cm karaların birisinin altına girmesidir. Ve bu bükülme 5 m olunca kırılır deprem oluşur. Bu değere ulaşmak için 250 seneye ihtiyaç vardır. Dolayısıyla 250 sene sonuna deprem tahmini yaparsınız tabiki o zamana kadar deprem olmadıysa ama meteorolojide bu farklıdır. Doğu'da yaşayanlara haberler iyi. Çünkü nispeten sıcak bir kış yaşanacak. Kar, bir yağış biçimidir. Kar bulutlarda bulunan su taneciklerinin aşırı soğuk ile karşılaşması sonucu kristalleşerek oluşmasıdır. Bu olay çok çabuk meydana geldiği için su tanecikleri yağmura dönüşmeden kar haline gelmiştir. Kar taneleri yapılan araştırmalara göre altıgendir. Fakat küçük olduklarından çıplak gözle şekilsiz gözükürler. Ve bunların hiçbiri birbirine benzemez. Doğa olayları arasında sıklıkla karşılaşılan bir tür olarak kar yağışları da dikkat çekmektedir. Kış aylarında daha sık ve daha çok gözlemlenebilen kar yağışlarının nasıl gerçekleştiği, nasıl meydana geldiği ise merak konusu olabilir. Kış ayları boyunca güneş ışınları yeteri kadar güçlü şekilde yeryüzüne inmezler. Bulutların yer aldıkları yüksekliklerde de hava sıcaklıkları haliyle düşüktür. Bu süreçte yerden yükselen su buharı söz konusu düşük sıcaklıktaki tabaka ile karşılaşır. İşte bu anda, süblime adı verilen bir durum yaşanır ve su buharı daha sıvılaşmadan kristalleşir ve katılaşır. Kristalleşerek buz halini alan su buharı tanecikleri, 0,1 milimetrelik çaplara sahip olurlar. Bu kristallerin birbirlerine yapışması da kar tanelerini meydana getirir.
KAR NE ZAMAN YAĞACAK
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen konu hakkında sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu. Şen, şu ifadeleri kullandı: "Verilerin istatistik değerlendirmesinden fiziksel bir sonuç çıkartmak olmaz. Fiziksel davranışlar verilerin istatistiğini verir. Örnek: İstanbul'da 250 yılda bir büyük (7 üzeri) deprem olur" dersek istatistiksel tahmin yaparız ama bunun fiziksel bir anlamı vardır. Bu yılda 2 cm karaların birisinin altına girmesidir. Ve bu bükülme 5 m olunca kırılır deprem oluşur. Bu değere ulaşmak için 250 seneye ihtiyaç vardır. Dolayısıyla 250 sene sonuna deprem tahmini yaparsınız tabiki o zamana kadar deprem olmadıysa ama meteorolojide bu farklıdır.
"BU YIL KAR YAĞMAYACAK DİYEMEZSİNİZ"
Siz 106 yıllık sıcaklık verisine bakarak "bu yıl kar yağmayacak" diyemezsiniz. Ancak bu yıl sıcaklıklar ortalamanın üzerinde ya da altında geçecek diyebilirsiniz. Bu sene kar yağmayacak derseniz bunu fiziksel bir temele oturtamazsınız ancak falcılık yaparsınız.
Bu nedenle bu tür temele dayanan tahminlere itibar etmeyin. Türkiye'de meteorolojik tahmin konusunda Tek Yetkili MGM'dir. Biz Meteoroloji bölümü akademisyenlerin öngörüleri araştırma sonucu yapılan kendimizi bağlayan tahminlerdir. Yetkili değilizdir.
"İSTANBUL'DA DA YAĞACAK, GÜNEŞLİ GÜNLER DE OLACAK"
Kar yağıp yağmayacağı 100 yıllık istatistik değerlendirme ile yapılmaz bunun uzmanlıkla ilgisi yoktur. Bu sene tabiki kar yağacak. Anadolu'da başladı bile, yollar kapandı. İstanbul'da da yağacak, güneşli günler de olacak.
Deprem ile ilgili cümlelerim sadece örnek vermek içindir. Ahkam kesmek değildir. Deprem bilimi ile uğraşan arkadaşlara..."
ORHAN ŞEN'DEN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMA
İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen konu hakkında sosyal medya hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu.
Şen, şu ifadeleri kullandı:
"Verilerin istatistik değerlendirmesinden fiziksel bir sonuç çıkartmak olmaz. Fiziksel davranışlar verilerin istatistiğini verir. Örnek: İstanbul'da 250 yılda bir büyük (7 üzeri) deprem olur" dersek istatistiksel tahmin yaparız ama bunun fiziksel bir anlamı vardır. Bu yılda 2 cm karaların birisinin altına girmesidir. Ve bu bükülme 5 m olunca kırılır deprem oluşur. Bu değere ulaşmak için 250 seneye ihtiyaç vardır. Dolayısıyla 250 sene sonuna deprem tahmini yaparsınız tabiki o zamana kadar deprem olmadıysa ama meteorolojide bu farklıdır.
"BU YIL KAR YAĞMAYACAK DİYEMEZSİNİZ"
Siz 106 yıllık sıcaklık verisine bakarak "bu yıl kar yağmayacak" diyemezsiniz. Ancak bu yıl sıcaklıklar ortalamanın üzerinde ya da altında geçecek diyebilirsiniz. Bu sene kar yağmayacak derseniz bunu fiziksel bir temele oturtamazsınız ancak falcılık yaparsınız. Bu nedenle bu tür temele dayanan tahminlere itibar etmeyin. Türkiye'de meteorolojik tahmin konusunda Tek Yetkili MGM'dir. Biz Meteoroloji bölümü akademisyenlerin öngörüleri araştırma sonucu yapılan kendimizi bağlayan tahminlerdir. Yetkili değilizdir.
"İSTANBUL'DA DA YAĞACAK, GÜNEŞLİ GÜNLER DE OLACAK"
Kar yağıp yağmayacağı 100 yıllık istatistik değerlendirme ile yapılmaz bunun uzmanlıkla ilgisi yoktur. Bu sene tabiki kar yağacak. Anadolu'da başladı bile, yollar kapandı. İstanbul'da da yağacak, güneşli günler de olacak.
Deprem ile ilgili cümlelerim sadece örnek vermek içindir. Ahkam kesmek değildir. Deprem bilimi ile uğraşan arkadaşlara..."
Kar Neden Yağar ve Nasıl Oluşur?
Doğa olayları arasında sıklıkla karşılaşılan bir tür olarak kar yağışları da dikkat çekmektedir. Kış aylarında daha sık ve daha çok gözlemlenebilen kar yağışlarının nasıl gerçekleştiği, nasıl meydana geldiği ise merak konusu olabilir. Kış ayları boyunca güneş ışınları yeteri kadar güçlü şekilde yeryüzüne inmezler. Bulutların yer aldıkları yüksekliklerde de hava sıcaklıkları haliyle düşüktür. Bu süreçte yerden yükselen su buharı söz konusu düşük sıcaklıktaki tabaka ile karşılaşır. İşte bu anda, süblime adı verilen bir durum yaşanır ve su buharı daha sıvılaşmadan kristalleşir ve katılaşır. Kristalleşerek buz halini alan su buharı tanecikleri, 0,1 milimetrelik çaplara sahip olurlar. Bu kristallerin birbirlerine yapışması da kar tanelerini meydana getirir.
Kar yağışı bu tanelerin yeryüzüne inmesi ile gerçekleşirken, eğer bulutlar ile yer arasında bulunan havanın sıcak olması durumu söz konusu ise kar tanelerinin yağmura dönüşmesi de mümkün olur. Çünkü yeteri kadar ısınmış olan hava bu taneleri sıvı forma çevirecektir. Eğer sıcaklık yeteri kadar yüksek değilse bu taneler aynı kristaller halleri ile yere düşerler ve kar yağışı meydana gelir. Bununla beraber zaman zaman sulu kar (sulu sepken) olarak adlandırılan yağışların olduğu da görülür. Bu tip yağışların asıl sebebi ise yer ile bulutlar arasındaki değişken havalardır. Hava sıcaklığına göre tanelerin aldıkları şekil ya da sahip oldukları formlar da değişebilir.
Kar taneleri çok hafiftirler. Ortalama bir kar tanesi 3 kilometrelik bir mesafeyi yaklaşık 2 saatte tamamlar. Yani bir kar tanesinin hızı, saatte 1,5 kilometre denebilir.
Genel bir yargı olarak kar yağdığında havanın ısındığı sanılır. Fakat bu durum tam olarak böyle değildir. Bunun tam tersi olarak ısınan havanın kar yapmasına ortam oluşturduğu söylenebilir. Çünkü çok soğuk olan hava içinde su bulunma kapasitesi son derece azdır. Zaten bu tarz havalarda yukarı çıkamayan suyun don veya kırağıya dönüşmesi gözlemlenebilir. Böylesine bir hava şartı görülüyor ise kar yağışı meydana gelmez. İşte havanın biraz olsun ısınması ile su buharının yukarıya taşınıp soğuk kütleler ile karşılaşması sonucu ortaya kar yağışı çıkar. İnsanlar da böyle yumuşak havaların kardan dolayı oluştuğunu zannederler.
Kar tanelerinin meydana gelmesi doğal mucizeler arasında gösterilebilir. Her ne kadar günümüzde suni kar üretimi yapılabilse de söz konusu süreç kesinlikle basit bir süreç değildir. Öte yandan gerçek kar tanelerinin tam ortalarında çekirdek şeklinde toz parçacıklarının bulunması, bu parçacıkların olmaması durumunda ise saf suyun kristalleşemediği (-40 derecelerde bile) durumları bile bu doğal mucizeyi kanıtlar niteliktedir.
İlk Suni Kar Üretimi
1975 yılında, Amerika’nın Berkeley, California Üniversitesi’nde ilk suni kar üretimi gerçekleştirildi. Prof. Steve Lindow tarafından “snomax” isimli bir protein toz parçacıkların yerine kullanıldı ve en nihayetinde suni kar üretilmiş oldu. Hatta söz konusu suni kar üretimi 1994 Norveç Kış Olimpiyatları kapsamında da yoğun olarak kullanıldı.
Kar Kristallerinin Yapısı
Altıgen bir şekli olan kar kristalleri, her kolundan 3 ve 12’li farklı kollara ayrılır. Söz konusu dizilişin sebebi olarak ise oksijen atomlarının dizilişi gösterilmektedir, ancak bu önerme henüz kanıtlanmamıştır.
Bir Diğer Kristal Yağışı; Dolu!
Daha çok ılıman iklimlerde ve bahar aylarında görülebilen dolu yağışları, kar tanelerinin oluşumuna benzer bir sürece sahiptir. Isınan havanın taşıdığı su buharı, hava akımlarının da destek olması ise çok daha yüksek noktalara ulaşır. Neredeyse 12.000 metre (12 km) yüksekliğe çıkan bu su buharı, bu alanda -50 derecelik bir hava sıcaklığı ile karşılaşır. İşte burada doğrudan buz kristallerine dönüşen su buharı, yine bu alandaki güçlü hava akımları ile birbirlerine yapışırlar ve buz taneleri haline gelirler. Yani kristal taneler daha da irileşir ve birleşmenin verdiği bir büyüklük söz konusu olur.
Birleşen kristallerin tane haline gelmesi ile bu tanelerin ağır oldukları da fark edilebilir. Ağırlığından dolayı hızlı şekilde yeryüzüne inmeye başlayan buz taneleri, yeryüzü ile bulutlar arasındaki mesafe boyunca sıcaklık ne olursa olsun erimeye pek vakit bulamazlar. Kar tanelerinde olduğu gibi sıcak havada eriyip yağmur olma, soğuk havada formunu koruma durumu yoktur; doğrudan buz taneleri olarak yere düşme mevzu bahistir. Buz tanelerinin, yani doluların çapları en düşük 5 milimetre olarak ifade edilebilir.