Botan Çayı Köprüsü'nün açılışı Başkan Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşti

Van-Tatvan-Bitlis ile Siirt-Mardin-Batman hattını birbirine bağlayan köprü Botan Çayı Beğendik Köprüsü tamamlandı. Türkiye'nin en yüksek köprüsü olan Beğendik Köprüsü, Van ile Siirt-Pervari arasındaki seyahat süresi 5 saatten 2 saate indirecek. Açılış töreninde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan kararlılık vurgusu yaparken, ''Ayasofya'nın yeniden camiye döndürülmesi meselesi de bu kararlılığın sonucudur'' dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Siirt'in Pervari ilçesine bağlı Beğendik beldesinde yapımı tamamlanan, Van-Tatvan-Bitlis ile Siirt-Mardin-Batman hattını birbirine bağlayan Beğendik Köprüsü'nün açılışına canlı bağlantıyla katılarak, bir konuşma yaptı.

Açılışı yapılan Beğendik Köprüsü ve Küçüksu-Hizan-Pervari yollarının ülkeye ve bölgeye hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, bu eserin ülkeye kazandırılmasında emeği geçen kurumları, yüklenici firmayı, mühendisinden işçisine herkesi tebrik etti.

Köprü ve yolların yapıldığı yerin ülkenin en zor coğrafyalarından biri olduğuna işaret eden Erdoğan, böyle bir coğrafyada yol yapmanın, köprü inşa etmenin sıkıntısını en iyi bizzat projelendirip inşa edenlerin bileceğini söyledi.

Türkiye'nin dört bir yanını kara ve demir yollarıyla tünellerle geçitlerle donatırken böylesine zorlu coğrafyaları da ihmal etmediklerini belirten Erdoğan, "Mücadeleden kaçmak yerine tabiatın zorluklarının üstesinden gelmeyi tercih ettik." diye konuştu.

İktidara geldiklerinde Türkiye'nin 6 bin 100 kilometre olan karayolu uzunluğunu 27 bin 300 kilometreye çıkardıklarını aktaran Erdoğan, "Biliyorduk ki yol medeniyettir, su medeniyettir. Dolayısıyla buna devam etmemiz gerekiyordu. Böylece 72 kilometrelik bir yol ve onun güzergahında yer alan 165 metrelik Beğendik Köprümüz inşa edildi. Yapımı biraz uzunca sürmüş olsa da hamdolsun sonunda bölgemizi ve şehirlerimizi birbirine bağlayan bu mevcut projeyi tamamladık." ifadesini kullandı.

Buranın ülkenin en yüksek köprüsü ünvanını taşımasının ve ortaya çıkan eserin önemine işaret eden Erdoğan, "Bu köprüyle ilçelerimiz arasındaki ulaşımı hem kolaylaştırdık hem de 8 kilometre kısaltarak ekonomimize de katkı sağlamış olduk. Tamamen Türk mühendis ve işçilerinin eseri olan bu köprünün malzemelerinin tümü de ülkemizde üretilmiştir. İnşallah açılışını yaptığımız yol ve köprü sayesinde bölgemizdeki ticaret ve turizm gelişecek, insanımızın kazanç kapıları çeşitlenecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Dün Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması vesilesiyle rahmetle yad edilen Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesine nakşettiği "Hüner bir şehir bünyad etmektir, reaya kalbin abad eylemektir." sözünün yapılan işi daha da anlamlı hale getirdiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evet, şehir inşa edeceksen, şehir yapacaksan bu dünyada en büyük hüner inşa ve ihya ederek insanların kalbini kazanmaktır. Biz de 18 yıldır ülkemizin 81 vilayetinde eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, spordan çevreye kadar her alanda inşa ettiğimiz eserlerle milletimizin gönlünü kazanmaya çalışıyoruz. Rabb'im bize sağlık ve imkan verdiği müddetçe milletimize hizmet çıtasını sürekli daha yükseğe çıkartarak sürdüreceğiz. Gök kubbede bıraktığımız her hoş sedanın milletimizin kalbinden süzülüp gelen her 'Allah razı olsun' sözünün kıymetini dünyanın tüm hazinelerine değişmeyiz. Her iş gibi ülkeye ve millete hizmet de nasip meselesidir. Bize bu hizmetleri nasip eden Rabbimize hamdediyoruz."

"HAMDOLSUN BAŞARAMADILAR"

Bu kadim toprakların binlerce yıldır insanlığı bağrında yaşattığını, pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığını anlatan Erdoğan, "Yaklaşık bin yıldır bu topraklarda her kökenden, her dilden, her kültürden insanın ortak bir hayali, ortak bir hedefi vardır. Bu hedef hep birlikte güven, huzur, refah içinde kardeşçe yaşamaktır. Millet olarak hepimizin yüreğinde yaşayan bu ortak hedefi terör dahil her yolu deneyerek engellemeye çalıştılarsa da hamdolsun başaramadılar. Malazgirt'ten İznik'e, Edirne'den İstanbul'a uzanan son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla günümüze kadar ulaşan istiklal ve istikbal mücadelemiz bir süredir yeni sınamalarla karşı karşıyadır." diye konuştu.

Terörle mücadeleden darbe girişimine kadar uzanan bu sınamaları birer birer başarıyla geride bıraktıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sınırlarımızı kuşatmaya çalışan terör örgütlerini tepelemekle kamadık, karada ve denizde oldukça derinlikli bir güvenlik hattı oluşturduk. Ekonomimize kurulan tuzakları aldığımız tedbirlerle etkisiz hale getirerek büyüme ve kalkınma yolunda ilerlemeyi sürdürdük. Salgın dönemi bunca yıldır yaptığımız yatırımların kurduğumuz altyapının işlerliğini ve önemini görmemizi sağlamıştır. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin dahi çaresiz kaldığı krizin üstesinden rahatlıkla gelerek Türkiye'nin gerçek gücünü ve potansiyelini ortaya koyduk. Bu dönemde sadece milletimize en üst düzeyde sağlık hizmeti sunmakla kalmadık, her alanda süren yatırımları tamamlayıp faaliyete geçirerek asıl gündemimizden de kopmadığımızı gösterdik. Ardı ardına açılışlarını yaptığımız sağlıktan ulaşıma, enerjiden sulamaya kadar her yatırımı geleceğimize tutulmuş birer ışık olarak kabul ediyoruz. Yaktığımız her ışıkla 2023 hedeflerine ulaşma ümidimiz biraz daha artıyor."

"TÜRKİYE'NİN BU KARARLI YÜRÜYÜŞÜ BİRİLERİNİ RAHATSIZ EDİYOR"

Türkiye'nin bu kararlı yürüyüşünün birilerini rahatsız ettiğini vurgulayar Erdoğan, şunları söyledi:

"Gerek içeride gerek uluslararası alanda ülkemize yönelik saldırıların artması işte bu rahatsızlığın tezahürüdür. İstiyorlar ki Türkiye eskiden olduğu gibi kendisine sunulanla yetinsin, hakkını aramasın, kimseyle rekabete kalkışmasın. Tabii bunların anlamadıkları, artık o eski Türkiye'nin geride kaldığıdır. Bugün her alanda sahip olduğu güçlü altyapı ile kimseye eyvallah etmeden kendi gündemini belirleyen, kendi önceliklerine göre hareket eden bir Türkiye vardır. Elbette bu mücadelede sürekli yeni tuzaklarla karşılaşıyor, yeri geldiğinde kayıplar da veriyoruz ama asla yılmıyor, yolumuzdan dönmüyoruz. Geçmişte bütün enerjisi ve imkanları iç çekişmelere teksif edilerek çok fırsatlar kaçırması sağlanan bu ülkenin artık aynı oyuna gelmeyeceğini herkesin anlamasını istiyoruz. Kuklalarla değil kuklacılarla muhatap olduğumuz bir döneme girdik. Bunun için ne terör örgütleri ne içine çekilmek istendiğimiz kısır siyasi gündemler ne diğer tuzaklar işe yarayacaktır. Hedeflerimize ulaşana kadar mücadeleye, çalışmaya, üretmeye, inşaya, ihyaya devam edeceğiz."

"TÜRKİYE SÜREKLİ ÇİFTE STANDARTA MARUZ KALIYOR"

Başkan Erdoğan, Türkiye'nin her alanda olduğu gibi egemenlik haklarının kullanımı konusunda da sürekli çifte standarta maruz kaldığını belirtti.

Dünyanın bir ucundan gelip Türkiye sınırlarında operasyon yapmayı kendilerine hak görenlerin Türkiye'nin güvenlik kaygılarını hiçe sayabildiğine değinen Erdoğan, "Bizi sahillerimize hapsedecek ve denize adım atamayacak hale getirecek anlaşmaların peşinde koşanlar Türkiye'nin meşru anlaşmalarına karşı çıkabiliyor." dedi.

Hiçbir kayda değer sağlık altyapısına sahip olmayan ve şeffaflıkla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan ülkelere kapılarını açanların Türkiye'ye yasak koyabildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkenin meşru yönetimini yıkmaya, demokrasimizi ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişimlerini görmezden gelenler bununla kalmayıp darbecilere kucak da açabiliyor. Kural, kaide, hukuk tanımadan ekonomimizi hedef alanlar dönüp bir de piyasa kurallarını ihlalle suçlayabiliyor. Ülkelerinde İslam düşmanlığı ve yabancılara yönelik saldırılarıları önlemek için adım atmayanların Türkiye'nin egemenlik haklarını kullanmasına saldırabiliyor. İşte tüm bu gelişmeleri, dostlarımızla düşmanlarımızı birbirinden ayırabilmemizi sağlayan birer filtre olarak görüyoruz. İçeride ve dışarıda kimin hangi safta durduğunu gördükçe bundan sonra neyi, nasıl yapmamız gerektiğini de anlıyoruz. Türkiye hangi konuda kendinden taviz vererek uzlaşma yolu aradıysa hepsinde de kaybetmiştir, zararlı çıkmıştır. Buna karşılık hangi konuda ilkeli, kararlı, onurlu duruş sergilemişse evet bedelini ödemiştir ama sonuçta kazanan tarafta yer almıştır."

Erdoğan, 15 Temmuz'un yıl dönümüne az kaldığını anımsatarak, "Milletimiz birkaç gün sonra 4. yıl dönümüne ulaşacağımız 15 Temmuz gecesi, önüne konan bedel canı da olsa mücadeleden geri durmayacağını, hakkını arayacağını ve alacağını göstermiştir. Ayasofya'nın yeniden camiye döndürülmesi meselesi de işte bu kararlılığın bir sonucudur. Kimin ne dediğine değil bizim hakkımızın ne olduğuna, milletimizin ne istediğine bakarak bu kararı aldık. Tıpkı Suriye'de tıpkı Libya'da, tıpkı diğer pek çok hususta yaptığımız gibi haklı yolumuzda yürümeyi sürdürecek büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasına devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Konuşmasının ardından açılışı gerçekleştiren Erdoğan, eserlerin inşasında emeği geçenlere teşekkür etti.