BM Genel Kurulu Filistin gündemiyle toplandı: ''Yeter demenin zamanı geldi''

Filistin Konulu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Oturumu toplandı. Oturumda konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu,''İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası, bu toprakları dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü.'' ifadelerini kullandı.

AA

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Filistin Konulu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Oturumu'nda konuştu.

AA'nın haberine göre, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmekte. Suçun failini ortaya koymak zorundayız, bugün Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir." dedi.

İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kurulu'na hitap eden Çavuşoğlu, bu toplantının düzenlenmesine öncülük eden Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır'a teşekkür etti.

Çavuşoğlu, İsrail'in saldırıları sonucu hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce yaralıya da acil şifalar diledi.

Filistin'de uzun yıllardır bir dram yaşandığını ve yürekleri burkan bu trajedinin gözler önünde devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bu trajedinin failleri aynı suçları tekrar tekrar işleyerek bizleri bu ağır suçlara, Filistin halkının zulmüne ve temel insan hak ve özgürlüklerinin ihlallerine karşı kayıtsız kılmaya çalışıyor." dedi.

Çavuşoğlu, bu mezalim ve vahşet karşısında sessiz kalınmaması gerektiğini vurgulayarak, "Adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmakla aynı şeydir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." ifadesini kullandı.

Bugün gelinen noktayı iyi anlayabilmek için her şeyden önce mevcut durumun altında yatan sebeplerin doğru şekilde teşhis edilmesi gerektiğini aktaran Çavuşoğlu, "Mevcut kriz, İsrail'in Kudüs'te devam eden provokasyonları, Mescid-i Aksa'nın kudsiyetine yapılan saldırılar, Filistinlilerin ibadet özgürlüklerinin engellenmesi ve Filistinlilerin Şeyh Cerrah'taki evlerinden zorla tahliye edilmeleri nedeniyle yaşandı." diye konuştu.

Çavuşoğlu, bu saldırıların Müslümanlar için ibadet ve tefekkür ayı olan mübarek Ramazan ayında gerçekleştiğini, Gazze'de sadece sivillerin kullandığı yüksek katlı binaların değil, aynı zamanda okullar ve hastanelerin de hedef alındığını ifade etti.

İsrail'in, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı, Kızılay ve medya kuruluşlarının kullandığı binaları bile bombalamaktan geri durmadığını belirten Çavuşoğlu, Gazze'nin en önemli doktorlarının İsrail'in hava saldırılarıyla öldürüldüğünü söyledi.

Çavuşoğlu, "Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmekte. Suçun failini ortaya koymak zorundayız, bugün Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir." dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ''İsrail hükümetinin saldırganlığını eleştirenler hemen antisemitizmle suçlanıp susturulmaya çalışılıyor. Oysa bizler İslam düşmanlığı ve Hristiyan düşmanlığı gibi antisemitizmin de bir insanlık suçu olduğuna inanıyoruz.'' dedi.

İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kurulu'na hitap eden Çavuşoğlu, İsrail işlediği suçlardan sorumlu tutulmadıkça ve hesap vermeyeceğine dair inancı ortadan kaldırılmadıkça bu tür trajedilerin tekrarlanmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Filistin topraklarında sürdürülebilir barış ve istikrarın ancak yasa dışı ve insanlık dışı İsrail işgali sona erdiği takdirde sağlanabileceğine dikkati çeken Bakan Çavuşoğlu, ''İsrail'in son saldırıları, Filistinlilere yönelik etnik temizlik ve ilhak politikalarının bir parçasıdır. Nitekim, İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası, bu toprakları dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü.'' ifadelerini kullandı.

Burada, 2 milyondan fazla insanın yaşadığı 365 kilometrekarelik bir toprak parçasından bahsedildiğini aktaran Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bakın şu haritalar gerçekleri ortaya koyuyor, 1947 yılından bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl gasbedildiğini, nasıl işgal edildiğini gösteren bir haritadır. Elbette bugün burada bulunan tüm temsilciler, bu haritayı her gün görebiliyorlar çünkü bu BM çatısı altında, Filistinli kardeşlerimiz sürekli bu haritaları sergiliyor. Ama bu haritayı dünya iyi görsün ve 1947'den bugüne İsrail'in Filistin topraklarını nasıl çaldığını, nasıl gasbettiğini iyi görsün ve hatırlasın. İşte 1947'den beri süren işgalin ve çekilen acıların özetidir biraz önce gösterdiğim harita.''

İsrail'in bu eylemleriyle iki devletli çözüme ilişkin yerleşik parametreleri daha da aşındırmayı ve yeni bir oldu bitti yaratmayı hedeflediğini kaydeden Çavuşoğlu, ''Bu nedenle, şu anda yapılması gereken şey, sadece ateşkesin sağlanması değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki işgal ve ablukasını sona erdirmek için uluslararası toplumun seferber edilmesidir.'' şeklinde konuştu.

BM Güvenlik Konseyi'nin sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olmasının ise talihsiz ve üzücü olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

''Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında kendisine en çok ihtiyaç duyulan bir zamanda, Konsey bir kez daha eylemsiz ve işlevsiz kalmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Dünya Beşten Büyüktür' çağrısının sebebi de işte budur. Konsey ve üyeleri gerçekten ahlaki sorumluluklarını yerine getirme iddiasında olsalardı, İsrail'in masum sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılarını kati suretle kınar, etnik temizlik kampanyasını durdurmak için harekete geçerlerdi.''

İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurmak için uluslararası toplum tarafından etkili yasal ve ahlaki tedbirler almanın vaktinin geldiğine işaret eden Çavuşoğlu, yerlerinden edilmiş binlerce Filistinli için Gazze'ye insani yardımların önündeki engellerin de kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, geçmişte, Güvenlik Konseyi'nin işlevsiz kaldığı durumlarda, BM Genel Kurulu'nun Kudüs'ün statüsü ve Filistinlilerin korunmasına yönelik tarihi kararlar almayı başardığını hatırlatarak, bu iki konunun bugün de İsrail-Filistin ihtilafının merkezinde yer aldığını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu,'' Uluslararası toplumun Filistin halkını koruma sorumluluğu var. Genel Kurul 13 Haziran 2018 tarihinde kabul ettiği kararda, Filistinli sivil halkın güvenliğini ve korunmasını teminat altına alacak tedbirlerin ele alınması çağrısında bulunmuş, ayrıca İsrail'in Gazze Şeridi'ne giriş-çıkışlara yönelik yasak ve kısıtlamalarının sona erdirilmesini istemiş ve Gazze'deki Filistinlilere derhal ve engelleme olmadan insani yardım sağlanmasını talep etmişti. Bu karar doğrultusunda, Filistinli siviller için uluslararası bir koruma mekanizmasının kurulması için çalışmalıyız. Bu çalışmalar, gönüllü ülkelerin askeri ve mali katkılarıyla oluşturulacak uluslararası bir güç yoluyla fiziki korumayı da içermelidir.'' ifadelerini kullandı.

İsrail'in işlediği suçların hesabını vermesinin bu saldırıların tekrarının önlenmesi bakımından hayati olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Bu noktada, Birleşmiş Milletler insan hakları mekanizmaları ile Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne önemli görevler düşüyor.'' dedi.

Filistinliler ve İsraillilerin barış içinde bir arada yaşayabilmeleri için barış süreci ve iki devletli vizyonun yeniden canlandırılması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, üç semavi dinin merkezi Kudüs'ün statüsünün korunmasının kalıcı bir çözümün en önemli unsuru olduğunu ifade etti.

Çavuşoğlu, ''Burada şunu da vurgulamak isterim: İsrail hükümetinin saldırganlığını eleştirenler hemen antisemitizmle suçlanıp, susturulmaya çalışılıyor. Oysa, bizler İslam düşmanlığı ve Hristiyan düşmanlığı gibi antisemitizmin de bir insanlık suçu olduğuna inanıyoruz. İsrail'in bugünkü saldırganlığını eleştiren çok sayıda Musevi var dünyanın her yerinde, benim ülkemde, Amerika'da, burada, İsrail'in içinde. Bu Yahudiler de mi antisemitik ya da Yahudi düşmanı. O yüzden işlediğiniz suçları örtbas etmek için veya bunu eleştirenleri susturmak için hemen antisemitik suçlamasına tevessül etmeyin. Biz hiçbir şekilde bu zülüm karşısında susmayacağız.'' şeklinde konuştu.

Filistinlilerin aralarındaki fikir ayrılıklarını gidermeleri ve uzlaşıya varmalarının da zamanı geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, ''Ancak birleşik bir Filistin, bu davayı sahiplenebilir ve Filistin halkının acılarına çözüm bulabilir.'' dedi.

Filistin'deki seçimlerin daha fazla gecikmeden yapılması gerektiğini, Kudüs'te seçimlerin yapılmasını engelleyenin ise İsrail olduğunu belirten Çavuşoğlu, Filistin halkının özgürlük ve haysiyetli bir yaşam yolundaki meşru taleplerinin artık daha fazla engellenemeyeceğini vurguladı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ''İsrail-Filistin ihtilafının adil, kapsamlı ve kalıcı çözümü de daha fazla ertelenemez. Türkiye, meşru taleplerinin karşılanması ve hak ve özgürlüklerinin korunması için Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.'' ifadelerini kullandı.

"İSRAİL BİR SÖMÜRGE GÜCÜ VE TÜM HALKI CEZALANDIRIYOR"

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el- Maliki, "İsrail'in kendini savunma hakkından bahseden ülkeler hangi haktan bahsediyor. İsrail bir sömürge gücü ve tüm halkı cezalandırıyor." dedi.

İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda "Filistin Özel Oturumu'nda konuşan Maliki, İsrail'in "Filistinlilerin en kutsal mekanına en kutsal ayın en kutsal gecesinde baskın düzenlemesinin" tek başına bir örnek teşkil ettiğini belirtti.

Maliki, son dönemde Kudüs'te yaşanan olaylara ilişkin, "Kudüs, insanlarını işe katmadan ve insanları pahasına barış yapabileceğini düşünenlere karşılık verdi. İşgalcilere Kudüs'ü hediye edenlere yanıt verdi. Kudüs'ün satılık olmadığını, onlara ait olmadığını anlattık. Aksa'yı bölmeye çalışanlara cevap verildi ve halkın buna izin vermeyeceği ortaya kondu. Sahibi olmayanların Aksa'yı hakketmeyenlere vermesine müsaade etmedik." ifadelerini kullandı.

Tel Aviv'in öz savunma hakkına vurgu yapan ülkelere seslenen Maliki, "İsrail'in kendini savunma hakkından bahseden ülkeler hangi haktan bahsediyor. İsrail bir sömürge gücü ve tüm halkı cezalandırıyor." dedi.

Maliki, uluslararası toplumun sorumluluğunu üstlenerek İsrail'in "kutsal mekanları, topraklarını Filistin'in bugünü ve yarınını işgaline bir son vermesi" çağrısında bulunarak, "Uluslararası kanunlar, uluslararası düzenin köşe taşıdır, kandırmacayı ve yanlış tefsiri kabul etmez. İsrail'e kanunların üzerinde bir ülke olarak muamele etmek ancak bu durumu teşvik eder. Bizler sizlerden uluslararası hukuk çerçevesindeki İsrail'in işgal altındaki bölgelerde ve Doğu Kudüs'te oldubittilerle uygulamaya sokmaya çalıştığı prosedürlere karşı vaatlerinizi tutmanız çağrısı yapıyoruz." diye konuştu.

"Uluslararası toplumun sorumluluğu işgalin kurbanlarına destek olmak, savaş suçlarına dokunulmazlık getirmek değil. Sorumluluğunuz, yasa dışı yerleşim yerleriyle mücadele etmek, bu yerleşim yerlerini boykot edenlerle değil." ifadelerini kullanan Filistin Dışişleri Bakanı, "Netanyahu hükümeti, iki devletli çözüme inanmıyor, yasa dışı yerleşim politikasına devam ederek bu çözümü boşa çıkarıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan, İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan'ın, Maliki konuşurken salondan ayrıldığı objektiflere yansıdı.

"YETER DEMENİN ZAMANI GELDİ"

Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi, "Yeter demenin zamanı geldi. Filistinliler susturulamaz. İsrail'in saldırganlığı durdurulmalı." dedi.

Kureyşi, İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda konuştu.

İsrail'in kibirle hareket ettiğini ve cezasızlıktan cesaret aldığını belirten Kureyşi, işgal altındaki Filistin halkına amansız saldırılar düzenlendiğini söyledi.

Kureyşi, bir hafta süren İsrail saldırılarında "250'den fazla Filistinlinin yaşamını yitirdiğine" ve binlercesinin yaralandığına dikkati çekerek bunların üçte birini kadın ve çocukların oluşturduğunu ifade etti.

Gazze'de her evde ölümün yankılandığına dikkati çeken Kureyşi, Ebu Hatab ailesinin 10 üyesinin hayatını kaybettiğini anımsattı.

Kureyşi, Gazze ve Filistin topraklarının diğer bölgelerinde her saat yüzlerce bu şekilde trajedi yaşandığını hatırlatarak şimdiye kadar 50 bini aşkın Filistinlinin evlerinden ayrılmak zorunda kaldığını kaydetti.

Gazze'nin karanlığa gömüldüğüne dikkat çeken Kureyşi, havayı aydınlatan tek şeyin İsrail'in patlayan bombalarının ışıkları olduğunu belirtti.

BM GÜVENLİK KONSEYİ GÖREVİNİ YERİNE GETİREMİYOR VURGUSU

BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kendisine verilen uluslararası barış ve güvenliği sağlama görevini yerine getirememesinin dehşet verici olduğunu ifade eden Kureyşi, "Yeter demenin zamanı geldi. Filistinliler susturulamaz. İsrail'in saldırganlığı durdurulmalı." dedi.

Kureyşi, BM Genel Kurulunun söz konusu sorumluluğu üstlenmesi gerektiğine işaret ederek, "Filistin halkını bu kritik noktada yüzüstü bırakamayız." diye konuştu.

FİLİSTİN HALKINI KORUMAK İÇİN ULUSLARARASI GÜÇ

Kuşatılan Filistin halkı ile İsrail ordusu arasında askeri bir denklik olmadığını dile getiren Kureyşi, Gazze ve işgal altındaki tüm topraklar için insani yardım seferberliği başlatılması gerektiğine dikkati çekti.

Filistin'e sağlık ekibi, ilaç, yiyecek gönderilmesi gerektiğini vurgulayan Kureyşi, Filistin halkının korunması için uluslararası bir gücün bölgeye konuşlandırılması çağrısında bulundu.

İSRAİL'İ SAVAŞ SUÇLARINDAN SORUMLU TUTMA ÇAĞRISI

Kureyşi, İsrail'in insanlığa karşı işlediği suçlar ve uluslararası hukuku ihlal ettiği için hesap vermesi gerektiğini belirterek Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan İsrail'in savaş suçlarından sorumlu tutulmasını sağlamasını talep etti.

Öte yandan Kureyşi, BM Genel Kurulunun İsrail'e ve Filistin halkına net bir mesaj göndermesi gerektiğini kaydetti.

"SORUYORUZ, NE ZAMAN ULUSLARARASI TOPLUM İSRAİL'İ CAYDIRMAK İÇİN HAREKETE GEÇECEKTİR?"

Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında Yahudileştirme ve yasa dışı yerleştirme faaliyetlerinin etnik temizlik noktasına vardığı uyarısında bulunarak, ivedi bir şekilde İsrail'in saldırılarının durdurulması gerektiğini söyledi.

Al Sani, İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kurulunda bir konuşma yaptı.

İsrail'in 7 Mayıs'tan bu yana Filistin'in işgal altındaki bölgelerine yönelik saldırılarına değinen Al Sani, "İşgal altındaki bölgelerde yaşanan tehlikeli durum için acilen İsrail'in saldırılarının durdurulması gerekiyor." dedi.

"Uluslararası toplum ciddi bir çalışma gerçekleştirerek, Filistin halkının güvenliğini sağlamalıdır." diyen Katarlı Bakan, "Soruyoruz, ne zaman uluslararası toplum İsrail'i caydırmak için harekete geçecektir?" ifadelerini kullandı.

Al Sani, Filistin topraklarında meydana gelen etnik ve demografik değişikliğin tehlikeli boyutlara ulaştığını vurgulayarak, "Hızlı bir şekilde yaşanan Yahudileştirme ve yerleştirme etnik temizlik noktasına vardı." diye konuştu.

"EKRANLARIMIZ KARŞISINDA GÖRDÜKLERİMİZDEN SONRA SESSİZ KALABİLİR MİYİZ?"

Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, işgal altındaki kutsal mekanların İsrail'in saldırısına uğradığına tanık olduklarını belirterek, "Kuşatma altındaki Gazze'de vahşi ölümlere tanık olduk." dedi.

İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki (BMGK) "Filistin Özel Oturumu"nda konuşan Bukadum, söz konusu oturumun Filistinlilerin trajik bir durumdan geçtiği sırada gerçekleştiğine işaret ederek, Filistinlilerin tek suçunun İsrail'in oldubittilerine karşı çıkmak olduğunu söyledi.

Bukadum, "Hepimiz, yıkım ve öldürmenin korkunç manzarasına tanık olduk. İşgal altındaki kutsal mekanların İsrail'in saldırısına uğradığına tanık olduk. Kuşatma altındaki Gazze'de vahşi ölümlere tanık olduk. Ekranlarımız karşısında gördüklerimizden sonra sessiz kalabilir miyiz? Yaşlı, çocuk ve kadın kurbanları saymaya devam edebilir miyiz? Altyapının feci biçimde yıkılmasına seyirci kalabilir miyiz?" diye konuştu.

Gerçekleri çarpıtma girişimlerinin kesin olarak başarısızlığa uğrayacağını vurgulayan Bukadum, "Masum sivillerin içinde olduğu evlerin yıkıldığına ilişkin inkar edilemez deliller var. İşgale sağlanan bu cezasızlık, bu durumu daha da kışkırtacak ve karmaşık hale getirecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Cezayir Dışişleri Bakanı, temsil ettiği Arap Grubu isimli oluşumun, bu şiddetin kalıcı olarak durdurulması için BMGK'ya çağrıda bulunduğunu dile getirdi.

"BM GÜVENLİK KONSEYİ SESSİZ KALDIKÇA İŞGAL YÖNETİMİ CİNAYETLERİNE SON VERMEYECEKTİR"

Kuveyt Dışişleri Bakanı ve Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Şeyh Ahmed Nasir el- Muhammed es- Sabah, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi sessiz kaldıkça İsrail'in cinayetlerine son vermeyeceği uyarısında bulundu.

İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kurulundaki (BMGK) "Filistin Özel Oturumu"nda konuşan Sabah, Kuveyt olarak işgalci bir güç konumundaki İsrail'in Filistin halkına yönelik işlediği tüm suçları şiddetle kınadıklarını söyledi.

Filistin davasının hem İslam hem Arap alemi için merkezi bir dava olduğunu vurgulayan Bakan Sabah, şöyle devam etti:

"Doğu Kudüs, Filistin'in başkenti olarak kalacaktır. 1967 sınırlarının bir parçasının bile ihlal edilmesine müsaade edilmemelidir. İlk kıblemiz olan kutsal Mescid-i Aksa da tüm Müslümanlar için özel bir mekandır."

Kuveytli Bakan, Arap ve uluslararası girişimler neticesinde İsrail'in saldırılarının durdurulabileceğini söyleyerek, "BM Güvenlik Konseyi sessiz kaldıkça işgalci yönetim cinayetlerine son vermeyecek. Nerede olursa olsun, hesap sorulmadığı müddetçe suç ve saldırılar artacaktır."

Bakan Sabah, ülkesinin İsrail saldırılarının durdurulması için Arap, İslami ve uluslararası düzeyde gerçekleşecek tüm girişimlere destek verdiğini sözlerine ekledi.

"DESTEKLEMEYE DEVAM ETMEK ZORUNDAYIZ"

Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi, "Filistinlileri bağımsızlıklarını elde etmeleri için desteklemeye devam etmek zorundayız." dedi.

Marsudi, İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kurulu'na hitap etti. Filistin halkı için insanlık ve adalet mücadelesi vermek için Genel Kurul'a geldiğini vurgulayan Marsudi, Filistin halkının bağımsızlığını kazanmaları için desteklemeye devam edilmesi gerektiğini söyledi.

Marsudi, Filistin'de masum insanların hayatlarının kurtarılması için acilen şiddete son verilmesi ve ateşkes sağlanması çağrısından bulundu. İnsanlığın güvenlik ve iyiliğinin her zaman birinci öncelikleri olduğuna işaret eden Marsudi, "Genel Kurul, gelecek saldırıları engellemek için Kudüs'te uluslararası mevcudiyet kurma yoluna gitmeli." ifadesini kullandı.

Marsudi, 2 aylık bebeklerin enkaz altından çıkarıldığına atıfta bulunarak çatışmasızlığın sağlanması için çaba gösterilmesi ve Genel Kurul'un acil ve kalıcı bir ateşkes talep etmesi çağrısında bulundu.

"ŞEYH CERRAH SAKİNLERİNİN YERLERİNDEN EDİLMESİ SAVAŞ SUÇUDUR"

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, İsrail'in, barış şehri Kudüs'ü zorla göç, baskı ve zulüm alanına çevirdiğini söyledi.

Safedi, İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı.

İsrail işgalinin son bulması ve Filistin halkının hakları için her türlü çabayı harcamayı sürdüreceklerini ifade eden Safedi, "Kudüslüler uluslararası hukukla korunmuştur ve Şeyh Cerrah Mahallesi sakinlerini savunmak hukuku savunmaktır. Şeyh Cerrah sakinlerinin yerlerinden edilmesi savaş suçudur." dedi.

Safedi, uluslararası toplumun İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurması için acilen harekete geçmesi gerektiğini vurgulayarak, gün geçtikçe İsrail saldırılarında çocuk ve annelerin hayatını kaybettiğini ifade etti.

"Yeter artık.. Öldürmeye, yıkmaya ve uluslararası hukuku çiğnemeye yeter artık. Gazze'de masum siviller öldürülerek evleri başlarına yıkılıyor ve hakları ihlal ediliyor." diyen Safedi, İsrail'in 11 gün içinde 75 bin Gazzeliyi yerinden ettiğini dile getirdi.

Ürdün Dışişleri Bakanı Safedi, konuşmasında son olarak da "İsrail, barış şehri Kudüs'ü zorla göç, baskı ve zulüm alanına çevirdi." ifadelerine yer verdi.

ÇİNLİ YETKİLİDEN AÇIKLAMA

Çin'in BM Daimi Temsilcisi Cang Cün, İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BM Genel Kuruluna hitap etti.

Filistin'de sivillerin hedef alınmasının üzüntü verici olduğunu vurgulayan Cang, "Çin, uluslararası toplumu, krizi sonlandırmaya ve durumun kontrolden çıkmasını önlemek için acil önlem almaya çağırıyor." ifadesini kullandı.

Cang, Filistin'e yönelik BM kararlarının acilen uygulanması gerektiğini aktararak, "İsrail'i, işgal altındaki Filistin topraklarındaki yerleşimleri, ailelerin tahliyesini, evlerinin yıkılmasını ve şiddeti durdurmaya çağırıyoruz." mesajı verdi.

Güç kullanımının çözüm üretmeyeceğine işaret eden Cang, "Kudüs'teki kutsal yerlerin tarihsel statükosu korunmalı ve bu statükoya saygı duyulmalıdır." diye konuştu.

Cang, Gazze'de çok sayıda sivilin evinin saldırılar nedeniyle yıkıldığına dikkati çekerek bölgede çatışan tarafları, insan hakları hukukunu gözetmeye, hastane ve okul gibi sivil tesisleri hedef almamaya çağırdı.

İsrail Gazze'deki ablukayı kaldırması gerektiğinin altını çizen Cang, uluslararası toplumun Gazze'ye yönelik desteğini artırması gerektiğini kaydetti.

Cang, Çin'in, "1967 sınırları temelinde başkenti Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasını" desteklediğini sözlerine ekledi.