Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı Paulo Sergio Pinheiro, Suriye'nin Doğu Guta bölgesinde 10 Ocak-10 Nisan tarihlerinde, komisyonun geniş kapsamlı soruşturmasından elde edilen bulgulara ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Pinheiro, soruşturma sonucunda hazırladıkları raporu, BM Cenevre Ofisi'nde devam eden İnsan Hakları Konseyinin 38. oturumuna bugün sunduklarını söyledi.
Beşşar Esed rejimine bağlı güçlerin Doğu Guta halkına yönelik sürdürdüğü ablukayla sivil halkı açlığa mahkum ettiğini ve böylelikle insanlığa karşı suç işlediğini ifade eden Pinheiro, hayatta kalan binlerce Doğu Gutalının da evlerini terk etmeye zorlandığını vurguladı.
Pinheiro, yerinden edilen sivillerin kaderlerine terk edildiği ve ilk buldukları yere sığınmak zorunda kaldıklarının altını çizdi.
"DOĞU GUTA'YA İNSANİ ERİŞİM YOK"
Doğu Guta'ya yönelik insani yardım sevkiyatına ilişkin bir soru üzerine Pinheiro, komisyon üyesi Hanny Megally'e söz verdi.
Megally, rejimin izin vermemesinden dolayı BM ve diğer insani yardım kuruluşlarının bölgeye halen insani erişim izni sağlayamadığına dikkati çekti.
Doğu Guta'nın rejim tarafından ele geçirilmesinin ardından bölgeden 150 bin sivilin yerinden edildiğini anlatan Megally, bunların 50 bininin İdlib'e doğru, 90 bininin ise rejim kontrolündeki bölgelere gitmek zorunda bırakıldığını vurguladı.
Megally, Doğu Guta'daki sivillerin sayısının sürekli değiştiğini ve tam sayıyı kestiremediklerini belirterek, bölgede halen 60 bin civarında sivil kalmış olabileceğine dikkati çekti.
Esed rejiminin bölgeye hala insani erişim izni vermediğini dile getiren Megally, "Rejimi Doğu Guta'ya insani erişim izni vermeyerek savaş suçu işlemeye devam ediyor." dedi
Komisyon, geçen martta İnsan Hakları Konseyinin Doğu Guta'daki olaylara ilişkin acil, kapsamlı ve bağımsız bir soruşturma talep etmesi üzerine, 20 Haziran'da 23 sayfadan oluşan rapor yayımlamıştı.
Raporda, Esed rejimi kınanmış ve Doğu Guta'nın rejim güçlerince kuşatılması ve ele geçirilmesinin savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar kapsamında olduğu bildirilmişti.
"DERA'DAKİ 750 BİN SİVİLİN HAYATINDAN ENDİŞELİYİZ"
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke ise BM Cenevre Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında, "Çoğunluğu Dera ilinin doğusu ve Ürdün sınırına yakın bölgelerden olmak üzere en az 45 bin kişinin yerinden edildiğini öğrendik." dedi.
Sözcü Laerke, yerinden edilen bu kişilerin acilen barınak ve insani yardıma ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.
Dera'daki şiddet olaylarının tırmanışa geçmesinden büyük endişe duyduklarını vurgulayan Laerke, bölgeye yapılan saldırıların 750 bin kişinin hayatını tehlikeye attığına işaret etti.
Laerke, havadan ve karadan saldırıların sürdüğünü, bölgede aralarında çocukların da olduğu ölü ve yaralılar bulunduğuna dair haberler aldıklarını kaydetti.
Öte yandan BM'ye bağlı Dünya Gıda Programı (WFP) Sözcüsü Bettina Luescher ise yerinden edilen Deralıların sayısının kısa zamanda iki katına çıkabileceği uyarısını yaptı.
Suriye'de Esed rejimi ve destekçileri, bir haftadır ülkenin güneybatısındaki Dera iline şiddetli saldırılar düzenliyor. Dünkü saldırılarda 18 sivil yaşamını yitirmişti.
750 BİN SİVİL PANİK YAŞIYOR
Dera, "Astana Süreci" garantörleri Türkiye, İran ve Rusya'nın Mayıs 2017'de oluşturduğu 4 gerginliği azaltma bölgesinden biriydi. Rusya, ABD ve Ürdün, 2 ay sonra Dera'yı özel bir anlaşma kapsamına almıştı. ABD de bölgede desteklediği muhaliflere yardımlarını kesmişti.
ABD'nin tüm uyarılarına rağmen rejim ve destekçisi İran, ülkenin orta kesimindeki kazanımlarından sonra güneyi de ele geçirmek için 20 Haziran'da Dera'ya operasyon başlatmıştı ancak rejim ve destekçileri henüz bir ilerleme kaydedemedi.
Şiddetli saldırılar ve bölgenin rejim ve destekçilerinin kontrolüne geçeceği endişesiyle yaklaşık 750 bin sivilin yaşadığı Dera'dan göç dalgası başlamıştı.
Göç yolundaki sivillerin yiyecek ve barınma imkanlarından yoksun olması nedeniyle insani kriz yaşanıyor. AA